DFDS Türkiye’deki Lojistik Ağını Genişletiyor

Satınalma Eğitimi Dfds Türkiye'deki Lojistik Ağını Genişletiyor

Satınalma Eğitimi Dfds Türkiye'deki Lojistik Ağını GenişletiyorDFDS, Lojistik’in Türkiye ile Avrupa’yı birbirine bağlayan uluslararası taşımacılık iş kolunu satın alarak, DFDS’in Türkiye ile Avrupa arasındaki taşımacılık koridorundaki operasyon ve hizmet ağını güçlendiriyor. Satın alma işleminin, AB birleşme kontrol onayı alınmasını takiben 2024’ün 4. çeyreğinde tamamlanması bekleniyor.

DFDS, Avrupa’nın 10 ülkesinde bulunan ofisleri ve tesisleriyle Türkiye ile Avrupa arasında yük taşımacılığı yapan Ekol Lojistik’in uluslararası iş kolunu satın almak üzere anlaşma imzaladı. Ekol Lojistik’in uluslararası taşımacılık iş kolunun 3700 çalışanı bulunuyor ve şirket 2023 yılında 470 milyon euro (3.5 milyar DKK) gelir elde etti. Alım bedeli ise 260 milyon euro (1.9 milyar DKK) olarak gerçekleşti.

DFDS bu satın almayla Akdeniz’deki mevcut Ro-Ro hatlarına kara yolu taşımacılığını ekleyerek, DFDS’in Kuzey Avrupa’da uyguladığı ve verimliliği kanıtlanmış deniz yolu-kara yolu iş modelini bölgeyi kapsayacak şekilde yaygınlaştırıyor. Ayrıca, DFDS’in lojistik ağı da Avrupa çapında genişletiliyor.

DFDS CEO’su Torben Carlsen, konu hakkında şunları söyledi: “Bu satın alma, DFDS için mükemmel bir stratejik eşleşme. Kara, deniz ve demir yolu kombinasyonlarını kullanarak büyük hacimli römorkları güvenilir ve verimli bir biçimde taşımak bizim ana işimiz. Bunun yanı sıra, tedarik zincirlerinin yakın pazarlara yönelmesiyle, Türkiye’nin Avrupa için üretim merkezi rolünün gelecekte daha da güçleneceğini düşünüyoruz.”

Ekol Lojistik’in kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul ise “Ekol Lojistik’in uluslararası taşımacılık ağı ile tüm yetenekli ve özverili çalışanlarının, uzun süredir iş ortağımız olan DFDS ile yeni bir döneme başlayacak olmasından büyük mutluluk duyuyorum. Bu gelişme, Türkiye ile Avrupa arasındaki taşımacılık altyapısını daha verimli hale getirecek ve Türkiye’nin üretim merkezi olarak çekiciliğini daha da artıracak potansiyele sahip” dedi.

Türkiye-Avrupa taşımacılık pazarının, tedarik zincirlerinin Avrupa yakınlarına çekilmesinin verdiği destekle 2028 yılına kadar yıllık ortalama %14 büyümesi bekleniyor.

Ekol Lojistik’in uluslararası taşımacılık ağının da eklenmesiyle DFDS, Türk firmalarına ve Türkiye’de üretim veya montaj tesisleri bulunan Avrupalı ve global üreticilere dağıtım hizmetleri ve depolama da dahil olmak üzere, Türkiye ile Avrupa arasında uçtan uca taşımacılık çözümleri sunabilecek.

Ekol Lojistik’in uluslararası taşımacılık iş kolu, 2023 yılında 470 milyon euro (3.5 milyar DKK) gelir elde etti. FVÖK marjı ise, 2022’de %4,8’den %2,5’e geriledi. FAVÖK marjını, 2027 yılına kadar %5 civarına çıkarmayı hedefleyen bir iş ve entegrasyon planı mevcut.

AB birleşme kontrol onayı alınması ve sözleşme koşullarına bağlı olarak, satın alma işleminin 2024’ün 4. çeyreğinin başlarında tamamlanması bekleniyor. 28 Temmuz 2023’te işlemin Türkiye Rekabet Kurumu tarafından onaylandığı bildirilmişti.

İhaleye Girecek Firmanın İhale Öncesi Şifai Bilgilendirilmesi ?

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem İhaleye Girecek Firmanın İhale öncesi şifai Bilgilendirilmesi

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem İhaleye Girecek Firmanın İhale öncesi şifai Bilgilendirilmesiİtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, ihalenin 1’inci kısmına teklif sundukları, ihale tarihi öncesi olan 05.03.2024 tarihinde idare personeli olan makine ikmal şefi tarafından arandıkları ve iki araca dokümanda olmayan çeki demirinin istenileceği, iki aracın şaselerin delinmesi suretiyle havza ekibi için alet edevat takılacağı ve bunların ruhsata işlenilmesi gerektiği hususlarının taraflarına bildirildiği, taraflarınca bu durumun uygun olmadığı, maliyet gerektirdiği ve teknik şartnamede bulunmadığından idarece zeyilname düzenlenmesi ve bu hususun teknik şartnameye dahil edilmesi gerektiğini ifade ettikleri, idare tarafından ise zeyilname sürecinin ihale sürecini uzatacağı bu nedenle düzenlemediklerini ve bu hususun tüm firmalar için aynı olacağı bu hususa riayet etmeyen firmaların değerlendirme dışı bırakılacağının belirtildiği, idare ile telefon görüşmesinde tüm firmaların aranacağı belirtmesine rağmen taraflarının işin mevcut yüklenicisi olmasından dolayı sadece kendilerini arayabildiklerini ancak ihaleye girecek diğer firmaları bilemedikleri için arayamadıklarını idare cevabi yazısında belirttiği,

ihaleyi yapan idareler ihale öncesinde istekli olabilecek hangi firmaların şartnameyi e-imza ile indirdiğini göremediği, dolayısıyla doküman indiren firmaların kimler olduğunun idarece bilinmesi ve bilgilendirilmesinin mümkün olmayacağı, idarenin dört adet araca yönelik yapılması gereken işlemin hem araca ek maliyet, hem araca şase delinmesi suretiyle muhtelif zarar ve değer kaybı hem de dört aracın ruhsatının değiştirilmesi/ruhsata işlenilmesi işlemlerinden dolayı maliyet getirilmesi anlamına geldiği, ayrıca idarenin cevap yazısından da anlaşılacağı üzere idarece şartnamede olmayan ve ek maliyet gerektiren bir hususun sadece taraflarından telefon ile aranarak istenildiği, taleplerine rağmen zeyilname düzenlemediği, idarenin dokümanda sözlü ve telefon üzerinden değişiklik yapmak istediği ve bu hususu idare cevap yazısında açıkça belirttiği, dolayısıyla diğer firmaların bu husustan habersiz olması nedeniyle,

bu durumdan haberi olan ve olmayan isteklilerin maliyet hesaplamasının farklı olacağı, kendilerinin bu husustan dolayı teklifini yükseltmek zorunda kaldığı ancak diğer firmalar bu husustan habersiz olduğu için daha düşük teklifler sunduğu, bu durumun ihale sürecini olumsuz etkilediği, ek maliyet getiren talebin diğer firmalara iletilmediği, dolayısı ile idarenin haksız rekabet oluşmasına sebep verdiği ve diğer isteklilerin anılan nedenlerden dolayı avantajlı duruma geçtiği, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesi ve emsal Kurul kararları gereği şartnamede gerekli düzenlemelerin eksiksiz yapılarak ihalenin iptal edilerek yeniden gerçekleştirilmesi gerektiği iddialarına yer verilmiştir.

14.04.2024 tarihli ve : 2024/UH.I-538 sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; idarelerin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 5’inci maddesinde yer alan “Temel ilkeleri” sağlamakla sorumlu olduğu, ilân yapıldıktan sonra, tekliflerin hazırlanmasını veya işin gerçekleştirilmesini etkileyebilecek maddi veya teknik hatalar veya eksikliklerin idarece tespit edilmesi veya isteklilerce yazılı olarak bildirilmesi halinde, ihale dokümanında değişiklikler yapılabileceği, yapılan bu değişikliklere ilişkin ihale dokümanının bağlayıcı bir parçası olan zeyilname, son teklif verme gününden en az on gün öncesinde bilgi sahibi olmalarını temin edecek şekilde ihale dokümanı alanların tamamına gönderileceği, zeyilname ile yapılan değişiklikler nedeniyle tekliflerin hazırlanabilmesi için ek süreye ihtiyaç duyulması halinde, ihale tarihi bir defaya mahsus olmak üzere en fazla yirmi gün zeyilname ile ertelenebileceği, zeyilname düzenlenmesi halinde, teklifini bu düzenlemeden önce vermiş olan isteklilere tekliflerini geri çekerek, yeniden teklif verme imkanı sağlanacağı,

Ayrıca, istekliler tekliflerini hazırlarken ihale dokümanında açıklanmasına ihtiyaç duyulan hususlarla ilgili olarak son teklif verme gününden yirmi gün öncesine kadar yazılı olarak açıklama talep edebileceği, bu talebin idarece uygun görülmesi halinde yapılacak açıklama, bu tarihe kadar ihale dokümanı alan bütün isteklilere son teklif verme gününden on gün öncesinde bilgi sahibi olmalarını temin edecek şekilde ve açıklama talebinde bulunan istekli belirtilmeksizin yazılı olarak gönderileceği anlaşılmaktadır.

Yukarıda aktarılan mevzuat, mevcut bilgi ve belgeler çerçevesinde, idarece ilân yapıldıktan sonra, tekliflerin hazırlanmasını veya işin gerçekleştirilmesini etkileyebilecek maddi veya teknik hatalar veya eksikliklerin idarece tespit edilmesi veya isteklilerce yazılı olarak bildirilmesi halinde, bu hususlara ilişkin ihale dokümanında yapılacak değişikliklerin yapılabilmesine ilişkin şartların tüm istekliler açısından eşit ve şeffaf bir şekilde zeyilname/açıklama gibi yollarla giderilmesi gerektiği, dolayısıyla idare değişiklik talebinde bulunuyorsa zeyilname düzenleyebileceği, ancak idarece bunun yerine ihale dokümanında öngörülen teknik bir takım değişiklilere ilişkin hususların başvuru sahibi istekli ……………. ile görüşmek suretiyle giderilmek istenildiği, dolayısıyla ihalede güvenliğin zedelendiği, bu kapsamda ihale sürecinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesine uygun yürütülmesine engel bir nitelik taşıdığı anlaşıldığından başvuru sahibinin iddiasının yerinde olduğu ve ihalenin 1’inci kısmının iptal edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem İhaleye Girecek Firmanın İhale öncesi şifai BilgilendirilmesiMehmet ATASEVER

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk.

KİK E.  Üyesi

Şubat’ta Sanayi Üretimi Beklentileri Aştı DOSABSİAD Başkanı Nilüfer Çevikel: İhracata Dayalı Üretim Artışta Etkili Oldu

Satınalma Eğitimi Şubat’ta Sanayi Üretimi Beklentileri Aştı Dosabsi̇ad Başkanı Nilüfer Çevikel İhracata Dayalı Üretim Artışta Etkili Oldu

Satınalma Eğitimi Şubat’ta Sanayi Üretimi Beklentileri Aştı Dosabsi̇ad Başkanı Nilüfer Çevikel İhracata Dayalı Üretim Artışta Etkili OlduTürkiye İstatistik Kurumu Sanayi Üretim Endeksi, Şubat 2024 verilerini yayımladı. Buna göre, sanayi üretimi Şubat’ta yıllık bazda yüzde 11,5 arttı. Beklenti yıllık yüzde 8,1 artışyönündeydi. Böylece endekste yıllık bazda artış son 2 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Arındırılmamış sanayi üretim endeksinde yıllık bazda yüzde 15,3 artış oldu.

Sanayi üretim rakamlarını değerlendiren Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, şunları söyledi; “Sanayi üretimi, bilhassa son dönemde sanayisi güçlü ülkelerde üretimde yavaşlama olması dolayısıyla Türkiye’nin üretim kabiliyetine bağlı olarak bağlı olarak arttı. Bunun yanında ekonomik kalkınmanın ihracata dayalı olması ve KOBİ’ler dahil olmak üzere iş dünyasının büyük kesiminin ihracata yönlenmesi artış üzerinde önemli bir etkiye sahip olmuştur.”

İmalat Sektörü Üretimi Canlı Tuttu

Sanayinin alt sektörlerim incelendiğinde, şubat ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %12,8 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 11,9 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 7,7 arttı. Aylık bazda ise mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi, şubatta bir önceki aya kıyasla yüzde 3,2 artış kaydetti.Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, şubat ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 3,2 azaldı, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 3,8 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 0,3 arttı.

“Türk Sanayisinin Üretim Kabiliyeti Rakamlara Yansıyor”

Sanayi üretiminde Türk sanayicilerin üretim kabiliyetine dikkat çeken DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel şunları söyledi; “Küresel manada ekonominin bozulduğu, enflasyonun arttığı ve mücbir sebeple tedarik zincirinin aksadığı her noktada Türk Sanayisinin üretimdeki kabiliyeti büyüme oranı olarak rakamlara yansıyor. Şubat ayında da gecen seneki rekor artışlardan sonra yeni bir büyüme rakamı ile karşılaştık. Üstelik kredilerin bulunamadığı ve desteklerin ötelendiği, kur riskinin yaşandığı böylesine zor bir dönemde. Bu da gösteriyor ki dünyadaki bu ekonomik dalgalanma sona erdiğinde, ülkemiz üretim noktasındaki sıçrama ihracat ile beraber ekonomiyi istediğimiz ve arzu ettiğimiz noktaya taşıyacaktır. Bu sebeple böyle dönemlerdeeksi rakamlarla karşılaşmaya alışık olan güçlü ekonomiler karşısında bizim hala artıda ve büyüyen bir ivme ile hareket ediyor olmamız umut vericidir.”

Türkiye’nin Sultani Çekirdeksiz Kuru Üzümünün İhraç Fiyatı Dolar Bazında Yüzde 29 Arttı

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Sultani Çekirdeksiz Kuru Üzümünün İhraç Fiyatı Dolar Bazında Yüzde 29 Arttı

Türkiye Kuru Üzüm İhracatında 500 Milyon Doları Aşmayı Hedefliyor

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Sultani Çekirdeksiz Kuru Üzümünün İhraç Fiyatı Dolar Bazında Yüzde 29 ArttıGıda ürünlerinde Türkiye’nin lider ihraç ürünlerinden çekirdeksiz kuru üzümün ihracatı 2023/24 sezonunda döviz bazında yüzde 29 değerlendi.

Osmanlı mutfağında sultanların sofrasını süsleyen, Türkiye’nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu Sultani çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı; 2022/23 sezonuna göre miktar bazında yüzde 3’lük azalışla 157 bin ton’dan, 152,5 bin ton’a düşmesine karşın, Türkiye’nin çekirdeksiz kuru üzüm ihracatından elde ettiği döviz tutarı yüzde 25’lik artışla 265 milyon dolardan 333 milyon dolara çıktı.

Türkiye’nin çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı 2022/23 sezonunun aynı döneminde 157 bin 18 ton karşılığı, 265 milyon 203 bin dolar olmuştu. Türkiye, 2022/23 sezonunda, 251 bin ton çekirdeksiz kuru üzüm ihraç ederek 426 milyon dolar döviz geliri elde etmişti.

Türkiye, 2022/23 sezonunda çekirdeksiz kuru üzümü 110 ülkeye ortalama bin 689 dolardan ihraç etmişken, 2023/24 sezonunda iki bin 183 dolara yükseltti. Bu artışta Türkiye’deki yüksek enflasyon ve rekoltedeki düşüş etkili oldu.

Işık: “İhracatta 500 milyon dolar hedefliyoruz”

Türkiye’nin çekirdeksiz kuru üzüm rekoltesinin 2023/24 sezonunda yüzde 22’lik düşüşle 246 bin tona düştüğü bilgisini veren EİB Organik Ürünler ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, çekirdeksiz kuru üzüm rekoltesindeki yüzde 22’liki düşüşe karşın, ortalama ihraç fiyatını yüzde 29 artırdıklarını bu sayede 2023/24 sezonu sonunda çekirdeksiz kuru üzüm ihracatında 200 bin tonu, döviz getirisinde de 500 milyon doları aşmayı hedeflediklerini kaydetti.

Türkiye’nin son 30 yılda bağcılığa büyük yatırım yaptığını anlatan Işık, “Türkiye’deki bağ alanları 1 milyon 150 bin dönüme ulaştı. Çekirdeksiz kuru üzüm rekoltemiz 100 bin ton seviyelerinden 300 bin tona ulaştı. Bu başarıyı Tarım ve Orman Bakanlığımız, ihracatçılarımız, üreticilerimiz, üniversitelerimiz, araştırma enstitülerimiz ortak hareket ederek yakaladık. Dünya Gıda Örgütü’nün sağlıklı gıdalar arasında yer verdiği çekirdeksiz kuru üzümde iklim değişikliğini de dikkate alarak modern üretim tekniklerini uygulayarak liderliğimizi sürdürecek güçteyiz. Ortalama ihraç fiyatımızdaki seviyeyi koruyarak, orta vadede kuru üzüm ihracatımızda 750 milyon dolara ulaşabiliriz” şeklinde konuştu.

İngilizler, Beş Çayında Türk Üzümlü Kek Tercih Etti

Türkiye, 1 Eylül 2023 tarihinde başlayan 2023/24 çekirdeksiz kuru üzüm ihraç sezonunda 7 Nisan 2024 tarihine kadar geçen 7 aylık süreçte en fazla kuru üzüm ihracatını 76 milyon dolarlık tutarla İngiltere’ye gerçekleştirdi. Türkiye, İngiltere’ye kuru üzüm ihracatında yüzde 22’lik artış yakalarken İngilizler, klasikleşen beş çaylarında Türk üzümlü kek tercihlerini sürdürdü.

Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatında ikinci sırada Hollanda yer aldı. Hollanda’ya 2022/23 sezonunda 33,6 milyon dolar kuru üzüm ihraç eden Türkiye, 2023/24 sezonunun aynı döneminde Hollanda’ya ihracatını yüzde 33’lük artışla 44 milyon dolara taşıdı.

Türkiye, ihracatta bir numaralı pazarı olan Almanya’ya 34,5 milyon dolarlık kuru üzüm ihraç ederken, Almanya’yı 26,7 milyon dolarlık tutarla İtalya izledi.

Avrupa Birliği üyesi ülkeler, Türkiye’den 174 milyon dolarlık çekirdeksiz kuru üzüm talep etti. AB, Türkiye’nin kuru üzüm ihracatından yüzde 52 pay aldı.

Avustralya, Japonya ve Kanada’da İhracatta Rekor Artış

Türkiye’den Avustralya’ya yapılan kuru üzüm ihracatı yüzde 99’luk artışla 9,4 milyon dolardan 18,8 milyon dolara çıkarken, Japonya’ya yapılan kuru üzüm ihracatı yüzde 72’lik artışla 9,7 milyon dolardan 17,2 milyon dolara yükseldi. Kanada’ya 1 Eylül 2022-7 Nisan 2023 tarihleri arasında 9 milyon dolarlık çekirdeksiz kuru üzüm ihraç eden Türkiye, 2023/24 sezonunun aynı döneminde yüzde 49’luk artışla Kanada’ya olan kuru üzüm ihracatını 13,4 milyon dolara yükseltti. Son yıllarda Türk kuru meyve sektörünün önemli tanıtım faaliyetleri yaptığı Çin’e yaptığı ihracat ise; yüzde 52’lik kan kaybıyla 2,8 milyon dolardan 1,3 milyon dolara geriledi.

Türkiye’nin Lojistikteki Yol Haritası Ne Olmalı?

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Lojistikteki Yol Haritası Ne Olmalı?

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Lojistikteki Yol Haritası Ne Olmalı?Lojistik sektörü, Türkiye’nin ekonomik kalkınmasında kilit bir rol oynuyor. Sektörün gelişimini sürdürmek ve güçlendirmek için lojistikteki yol haritasının çizilmesi gerektiğini ifade eden Globelink Ünimar İcra Kurulu Başkanı Fatih Baş, Türkiye’nin lojistikteki yol haritasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye coğrafi konumu itibariyle bölgesel ve küresel lojistik ağlarda önemli bir lojistik üs olarak konumlanıyor. Ancak uluslararası rekabetin ve verimliliğin sürdürülebilirliği açısından Türkiye’nin lojistikteki yol haritasının belirlenmesi gerekiyor. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Globelink Ünimar İcra Kurulu Başkanı Fatih Baş; dijitalleşme, altyapı güçlendirmeleri ve sürdürülebilirlik konularının ön plana çıkacağını belirtti.

“Sektörde özellikle son yıllarda dijitalleşmenin de etkisiyle büyük bir dönüşüm söz konusu. Her alanda olduğu gibi lojistik sektörü de gerek depolamada gerekse gümrüklerde dijitalleşmede önemli ölçüde yararlanan sektörlerden birisi. Türkiye’nin lojistikteki yol haritasında da teknoloji ve dijitalleşme, dönüşümün anahtarı olarak görülüyor. Tedarik zincirindeki süreçlerin şeffaflaştırılması, müşteri memnuniyetinin artırılması ve maliyetlerin düşürülmesi noktasında akıllı lojistik teknolojilerine yönelik yatırım planlamalarının yol haritasında bulunması gerekiyor.

Altyapı İyileştirmeleri Ön Plana Çıkıyor

Kısa ve uzun vadeli yol haritasına bakıldığında lojistik altyapısının güçlendirilmesi ve modernize edilmesi için yatırım planlamaları öne çıkıyor. Türkiye, Doğu ve Batı arasında köprü görevinde olduğundan dolayı coğrafi açıdan avantajlı bir ülke. Öte yandan, dünyada yaşanan birtakım gelişmeler de yol haritasının belirlenmesinde önemli rol oynuyor. Örneğin; Kızıldeniz’de yaşanan gelişmeler bize uluslararası ticarette her zaman alternatif taşımacılık modlarının bulunması gerektiğini gösterdi. Bunun yanı sıra ülkemizin entegre taşıma modlarına sahip olması bölgenin lojistik üssü olma hedefine de oldukça yaklaştığını gösteriyor. Bu doğrultuda yol haritasında karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu gibi taşıma modlarında altyapı iyileştirmelerine öncelik verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Sürdürülebilirlik Noktasında Sorumluluk Büyük

Türkiye’de lojistik sektörü, sadece ekonomik büyüme ve ticaretin bir aracı olmanın ötesinde, sürdürülebilirlik ve çevre koruma açısından da büyük bir sorumluluk taşıyor. Sürdürülebilirliğin lojistik sektöründe giderek daha fazla önem taşıdığı günümüzde; karbon ayak izini azaltma, atık yönetimi, enerji verimliliği gibi konular sektörün temel önceliklerinden biri haline geldi. Bu noktada hem lojistik sektöründeki oyunculara hem de devlet yetkililerine büyük sorumluluk düşüyor. 2023 yılının sonlarında da devlet yetkilileri tarafından konuyla ilgili adımların atıldığını gördük. Türkiye’nin ‘2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi’ yaklaşımı doğrultusunda yakıt tüketiminin ve emisyonların azaltılmasıyla beraber; sürdürülebilir ve akıllı taşımacılık ile yeşil denizciliğin hedeflendiğini kamuoyu ve sektör temsilcileriyle paylaşıldı. Lojistik sektöründeki yol haritasının bu değerler doğrultusunda belirlenmesi, ülkemizi lojistikte üs yapma yolunda önemli bir adımı oluşturacak. Hem devlete hem de lojistik sektöründeki şirketlere düşen sorumlulukta, devletin faaliyetlerini göz önünde bulundurarak attığımız adımlarla birlikte Türkiye’nin sektördeki konumunu güçlendirmeye devam edeceğiz.”

Türkiye Genelinde Ortalama Konut Fiyatı 3 Milyon 264 Bin 430 TL Oldu, Satışlar Yüzde 12 Arttı

Satınalma Eğitimi Türkiye Genelinde Ortalama Konut Fiyatı 3 Milyon 264 Bin 430 Tl Oldu, Satışlar Yüzde 12 Arttı 1

Satınalma Eğitimi Türkiye Genelinde Ortalama Konut Fiyatı 3 Milyon 264 Bin 430 Tl Oldu, Satışlar Yüzde 12 Arttı 1Yapay zekâ ile gayrimenkul değer hesabı sunan ve bu sayede kullanıcıların güvenle gayrimenkul satışı yapmalarına imkân sağlayan Endeksa verilerine göre, Türkiye genelinde Mart ayı itibarıyla konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 57 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye genelinde ortalama konut metrekare satış fiyatı 25 bin 111 TL, ortalama konut fiyatı 3 milyon 264 bin 430 TL ve konut yatırımının geri dönüş süresi ise 15 yıl oldu.

Kredili Konut Satışlarında Belirgin Artış

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 46 artarken, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49 azalarak 12 bin 880 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 12 olarak gerçekleşti.

Konut Satışlarında Artış Trendi 

Türkiye genelinde konut satışları Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 12 artarken, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,1 azalarak 105 bin 394 oldu.

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5 artarak 34 bin 399 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 33 oldu.  2024 Ocak-Mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5 artışla 88 bin 256 olarak gerçekleşti.

İkinci el konut satışları Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 9 artıp, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2 azalarak 70 bin 995 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 67 oldu. İkinci el konut satışları 2024 Ocak-Mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4 azalarak 191 bin 348 olarak gerçekleşti.

Endeksa Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Görkem Öğüt, konutlara olan talebi değerlendirdi: ‘’Endeksa verilerine göre Türkiye genelinde ortalama konut fiyatı 3 milyon 264 bin 430 TL’yi bulurken, bu rakam Muğla’da 7 milyon, İstanbul’da 4 milyon TL’yi aşmış durumda. Mart ayı sonu itibarı ile Türkiye genelinde konutların değer artışı yıllık yüzde 57, aylık ise  yüzde 2 oldu. Değer artışının yavaşladığını çok net görüyoruz. 2021 yılı sonlarından 2022 yılı ortalarına kadar aylık yüzde 10’lar ve üzerinde artışlar görmüştük. Değer artışının yavaşlamasının temel sebebinin krediye erişimin zorlaşması olduğunu söyleyebiliriz. Ocak – Mart döneminde ipotekli konut satışları geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 53 düşüş göstermiş durumda.’’

Yabancılar Konut Yatırımından Uzaklaşıyor

Yabancılara yapılan konut satışları Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 4, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 48 azalarak bin 778 oldu. Mart ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 3 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 652 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla 618 konut satışı ile Antalya, 151 konut satışı ile Mersin izledi.

İstanbul’da Konut Satış Fiyatlarında Yıllık Değer Artışı Yüzde 56

Mart ayında konut satışlarında İstanbul 19 bin 40 konut satışı ve yüzde18 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 9 bin 523 konut satışı ve yüzde 9 pay ile Ankara, 6 bin 413 konut satışı ve yüzde 6 pay ile İzmir izledi. Endeksa verilerine göre Mart ayı sonu itibarı ile İstanbul’da konut satış fiyatlarında yıllık değer artışı yüzde 56, ortalama konut metrekare satış fiyatı 38 bin 622 TL, ortalama konut fiyatı 4 milyon 402 bin 908 TL. Ankara’da konut fiyatları son bir yılda yüzde 70 artış gösterdi, ortalama konut metrekare satış fiyatı 20 bin 927 TL, ortalama konut fiyatı 2 milyon 720 bin 510 TL. İzmir’de ise yıllık değer artışı yüzde 56, ortalama konut metrekare satış fiyatı 32 bin 526 TL, ortalama konut fiyatı 4 milyon 33 bin 224 TL oldu.

Hatay’da Konut Fiyatları Son Bir Yılda Yüzde 84 Arttı

Endeksa verilerine göre, Mart ayında en çok konut satışının olduğu ilk 30 il değerlendirildiğinde yıllık değer artışı en yüksek olan iller ise sırasıyla Hatay, Ordu ve Muğla olarak göze çarpıyor.

Hatay’da konut fiyatları son bir yılda yüzde 84 arttı, ortalama konut metrekare satış fiyatı 19 bin 48 TL, ortalama konut satış fiyatı 2 milyon 933 bin 392 TL Ordu’da konut satış fiyatlarında değer artışı yüzde 79, ortalama konut metrekare satış fiyatı 21 bin 624 TL, ortalama konut fiyatı 2 milyon 811 bin 120 TL ve Muğla’da konut satış fiyatlarında değer artışı yüzde 78, ortalama konut metrekare satış fiyatı 57 bin 126 TL, ortalama konut fiyatı ise 7 milyon 483 bin 506 TL oldu.

 2024 Mart Konut Satış Adedi Toplam Satış İçindeki Payı (yüzde)  Ortalama Metrekare Satış Fiyatı (₺/m2)  Ortalama Satış Fiyatı (₺) Yıllık Değer Değişimi (yüzde) Geri Dönüş Süresi (yıl)
İstanbul  19.040 18yüzde  38.622  4.402.908 56yüzde 17
Ankara  9.523 9yüzde  20.927  2.720.510 70yüzde 13
İzmir  6.413 6yüzde  32.526  4.033.224 56yüzde 16
Antalya  5.693 5yüzde  33.866  3.860.724 46yüzde 19
Bursa  4.100 4yüzde  21.890  2.933.260 50yüzde 15
Mersin  3.567 3yüzde  22.595  3.163.300 52yüzde 16
Gaziantep  3.047 3yüzde  17.564  2.792.676 57yüzde 14
Kocaeli  2.624 2yüzde  23.301  3.029.130 60yüzde 15
Adana  2.611 2yüzde  18.331  2.676.326 36yüzde 16
Tekirdağ  2.609 2yüzde  19.557  2.522.853 68yüzde 14
Kayseri  2.416 2yüzde  13.272  2.189.880 56yüzde 17
Balıkesir  2.341 2yüzde  28.725  3.533.175 67yüzde 18
Konya  2.336 2yüzde  17.821  2.833.539 68yüzde 16
Aydın  2.198 2yüzde  35.130  4.918.200 69yüzde 21
Şanlıurfa  2.003 2yüzde  13.925  2.353.325 57yüzde 14
Manisa  1.885 2yüzde  19.619  2.511.232 61yüzde 14
Samsun  1.789 2yüzde  20.673  2.666.817 58yüzde 16
Eskişehir  1.656 2yüzde  21.221  2.716.288 75yüzde 15
Sakarya  1.626 2yüzde  22.259  2.871.411 70yüzde 17
Diyarbakır  1.601 2yüzde  15.725  2.500.275 50yüzde
Muğla  1.579 1yüzde  57.126  7.483.506 78yüzde 25
Denizli  1.382 1yüzde  21.098  2.869.328 52yüzde 15
Yalova  985 1yüzde  23.183  2.828.326 59yüzde 16
Çanakkale  974 1yüzde  28.468  3.159.948 54yüzde 15
Hatay  971 1yüzde  19.048  2.933.392 84yüzde 16
Ordu  819 1yüzde  21.624  2.811.120 79yüzde 18
Kahramanmaraş  773 1yüzde  16.006  2.640.990 59yüzde 16
Elazığ  742 1yüzde  12.747  2.103.255 75yüzde 17
Mardin  694 1yüzde  13.612  2.314.040 66yüzde 17
Trabzon  687 1yüzde  20.118  3.098.172 68yüzde 19

 

Alım Talebi: Medikal Jel (Ultrason Jeli)

Alım Talebi Medikal Jel (ultrason Jeli)

Bir firmamız için 1 litrelik ya da 0.5 litrelik kullanıma hazır kutulu olacak şekilde medikal jel (ultrason jeli) alımı yapılacaktır. Toplamda 10.000 (on bin) litrelik ürün alımı yapılacaktır. Teslim yeri İstanbul Sultanbeyli olup. ödeme şekli peşindir (nakit).

İlgili olan üretici, ithalatçı ya da satıcıların, üründe sahip olunması gereken belge, sertifika, s.k.t. vb. ve diğer teknik detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Medikal Jel (ultrason Jeli)

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (600 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

Güneydoğu’nun 3 Aylık Hububat İhracatı 836,5 Milyon Dolar

Satınalma Eğitimi Güneydoğu’nun 3 Aylık Hububat İhracatı 836,5 Milyon Dolar

Satınalma Eğitimi Güneydoğu’nun 3 Aylık Hububat İhracatı 836,5 Milyon DolarGüneydoğu Anadolu bölgesinde ilk çeyrekte ihracat lideri olan hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörü, Ocak-Mart arası dönemde ihracatını yüzde 10 artırarak 836,5 milyon dolara taşıdı. Bölgenin temel gıda ürünleri arasında makarna ihracatı ilk sırada gelirken, onu sırasıyla buğday unu, ayçiçek tohumu yağı ve tatlı bisküvi-gofretler takip etti. İhracat artışı tatlı bisküvi ve gofretlerde yüzde 35’e, kakaolu mamullerde yüzde 45’e yaklaşırken; kakaosuz şeker ve şeker mamulleri ihracatındaki artış oranı yaklaşık yüzde 120 oldu. Afrika’ya mal satışlarının yüzde 9,4 gerilediği bu dönemde, en fazla ihracat yapılan Orta Doğu’da yüzde 15,4 yükseliş sağlandı.

“Hammadde maliyetinin gerilediği şekerleme ihracatımız yüzde 120 arttı”

Bayram şekerine olan yüksek talebin de etkisiyle ilk çeyrekte şeker ve şeker mamulleri ihracatının katlandığına dikkat çeken Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu şunları söyledi:

“2023 yılında küresel şeker fiyatlarındaki yükselişin etkisiyle şekerleme imalat maliyetlerinde önemli artışlar yaşanmıştı. Bu yıl Hindistan ve Tayland gibi ülkelerdeki verimliliğin etkisiyle küresel şeker fiyatlarında geçen yıla göre bir gerileme yaşanması, şekerleme üreticisi firmalarımızın maliyetlerine olumlu yansıdı. Bununla birlikte şekerleme ihracatımızda miktar bazında yaklaşık yüzde 125 seviyesindeki artış, değer bazında yüzde 120’lik bir yükselişi de beraberinde getirdi. Şeker ve şeker mamulleri ihracatımızda Irak, ABD, Suriye ve Almanya gibi farklı coğrafyalar ve farklı alım gücüne sahip müşteri grupları öne çıkıyor. Bölgemizin ihracatında dökme şeker gibi uygun fiyatlı ürünlerin yanı sıra, yüksek standartları şart koşan alıcılara hitap eden marka ürünler de yer alıyor.”

“Cumhurbaşkanımızın Irak ziyareti, ticaretimize katkı sağlayacak”

Hububat sektörü ihracatında önemli bir yere sahip olan Irak’ın gıda ürünleri ithalatına getirdiği kısıtlamaların sektörel ihracata etkilerini değerlendiren Kadooğlu şunları söyledi:

“Bölgemiz için önemli bir gelir kaynağı olan Irak’a, Güneydoğu Anadolu’daki firmalarımız ayda ortalama 100 milyon dolar tutarında temel gıda ürünü satıyor. Bu veriler, sektörün Irak’a toplam ihracatının yarıdan fazlasının bölgemizden yapıldığı anlamına geliyor.  Türkiye’nin ilk çeyrekteki toplam 3,1 milyar dolarlık hububat ihracatı içinde Irak’ın payı 583 milyon dolar olarak gerçekleşti. Fakat iki ülke arasındaki bağlar göz önüne alındığında burada daha fazla potansiyelin olduğu açık. İlave vergi gibi son zamanlarda artan kısıtlayıcı uygulamalar bu potansiyelin hayata geçmesine mâni oluyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Nisan ayında Irak’a gerçekleştirmesi planlanan ziyaretinin, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin gelişimine büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz.”

ESBAŞ Çevreci Yatırımlarıyla Avrupa Yeşil Mutabakata Uyumu Arttırıyor

Satınalma Eğitimi Esbaş Çevreci Yatırımlarıyla Avrupa Yeşil Mutabakata Uyumu Arttırıyor

Satınalma Eğitimi Esbaş Çevreci Yatırımlarıyla Avrupa Yeşil Mutabakata Uyumu ArttırıyorYenilenebilir enerji, sıfır atık ve su tasarrufuna yönelik çevreci yatırımları 2023 yılında da arttırarak devam ettiren ESBAŞ, Ege Serbest Bölgesini AB Yeşil Mutabakat şartlarına uyum konusunda örnek bir endüstri merkezi haline getirdi.

Ege Serbest Bölgesinde sürdürülebilirlik yönetimi kapsamında çevreci uygulamaları hayata geçiren ESBAŞ, suyun tasarrufundan, yenilenebilir enerji üretimine ve atıkların geri dönüşümüne kadar 2023 yılında da çok önemli yatırımlar gerçekleştirdi.

Ülkemizin enerji ithalatçısı konumunda olması sebebi ile kurulduğu günden bu yana optimum enerji tüketim hassasiyeti ile faaliyetlerini sürdüren ESBAŞ, 2020 yılında başlattığı GES tesis yatırımlarına 2023 yılında da davam etti. ESBAŞ geçtiğimiz yıl, güneş enerjisinden elektrik üretmek amacıyla, genişleme alanında yeni inşa ettiği Gıda Üretim Tesisi ile G1 ve G4 fabrika binalarının çatılarında GES kurulumlarını tamamlayarak 2.6 MW ilave yenilenebilir elektrik üretim kapasitesine ulaştı. G2 tesisinde de 700 Kw gücündeki GES kapasitesini devreye almaya hazırlanan şirket, 2024 yılında ise 3.8 MW’lik GES kurmayı planlıyor.

Peyzaj alanlarında su tasarrufuna ağırlık veren ESBAŞ, genişleme alanı peyzaj uygulama çalışmalarında mevcut alanlara ilave olarak mazot tankının etrafı ile G7 ve G8 binalarının çevresinde 3 bin 300 m² peyzaj uygulaması yaparak, 2023 yıl sonu itibariyle toplam 200 bin 799 m² peyzaj alanına ulaşmış oldu. Bölgede kurakçıl peyzaj uygulamalarını yaygınlaştırmaya çalışan şirket, mevcut alana 380 m² ilave kurakçıl alan kazandırdı.

Yine sürdürülebilirlik yönetimi kapsamında günde 25 bin kişiye yemek üreten ESBAŞ Gıda Üretim Tesisinin (EGÜT) faaliyetlerinden kaynaklanan, proses atık suyunun sulama suyu olarak kullanılması için proje çalışmasına başlandı ve 2023 yılı sonu itibariyle proje dosyası tamamlandı. 2024 yılında uygulamaya alınacak olan proje kapsamında günde 60 m3 su geri kazanılacak ve bölgedeki yeşil alanların sulama ihtiyacının yüzde 40’ı buradan sağlanacak.

Sürdürülebilirlik Eğitimleri Banner

2023 yılında da organik atıkları barınak ve çiftliklere göndermeye devam eden ESBAŞ, böylece geçtiğimiz yıl doğayı 360 ton organik atık yükünden kurtarmış ve aynı zamanda hayvanların besin ihtiyacını karşılayacak şekilde ekonomik değere kavuşturmuş oldu.

Geri Dönüşümle Atmosferi Karbondioksit ve Sera Gazından Kurtarıyor

Sıfır Atık Belgesi sahibi olan ESBAŞ, Ege Serbest Bölgesindeki atıkların geri dönüşüme kazandırılması çalışmaları kapsamında 2023 yılı içinde; 387 ton kâğıt karton, 131 ton plastik, 41 ton ahşap ve 50 ton metal atığı geri dönüşüme kazandırdı.

Kâğıt-karton atıklarının geri dönüştürülmesi ile birlikte doğayı yıllık 147 bin 918 kg CO2 karbon salımından kurtarmış oldu. Plastiklerin geri dönüşüme kazandırılması ile de atmosferi yıllık 5 bin 381 kg sera gazından kurtarmış oldu.

Atık su yönetimi kapsamında 2023 yılında Ege Serbest Bölgesindeki 721 firmada denetim gerçekleştiren ESBAŞ, atık su uygunluğu sağlamaları için firmaların yöntem, uygulama ve projelerine katkıda bulundu.

Ege Serbest Bölgesinde doğalgaz tüketiminden kaynaklanan sera gazı ölçümlerini yenileyerek, uygunlukları sağlayan şirket, 25 farklı atık komisyonuna dahil olarak, yıl içinde 150 farklı firmanın atık alanlarının denetimlerini yaptı.

Dr. Faruk Güler: “Yeşil mutabakata tam uyumda kararlıyız”

Ege Serbest Bölgesinde savunma ve havacılık teknolojisinden, elektrikli otomobil teknolojisine, yazılım ve bilişimden makine ve elektronik sektörüne kadar son derece gelişmiş ürünleri üreterek küresel pazarlara ulaştıran firmaların faaliyet gösterdiğini vurgulayan ESBAŞ Yürütme Kurulu Başkanı Dr. Faruk Güler, iklim krizi ile birlikte AB merkezli firmalar başta olmak üzere, uluslararası yatırımcıların, yeşil mutabakat gibi politika çerçevelerine uyumlu yönetilen bölgelerde yatırım yapmayı tercih etmeye başladığını belirtti.

Dr. Faruk Güler,Türkiye’ye gelen uluslararası doğrudan yatırımların çoğunluğunu AB’li firmaların getirdiğini ve ülkemizin ihracatının yarısından fazlasının bu ülkelere yapıldığını hatırlatarak, “Bu durum dikkate alındığında, Türkiye’nin de çevreyle uyumlu yatırım politikaları geliştirmesi bir zorunluluk olarak kendini dayatmaktadır. Biz su tüketimini azaltmaktan, yenilenebilir enerji kullanmaya, sıfır atık uygulamasından, doğayı kirletici faaliyetlere bölgede izin vermemeye kadar, çevre konusunda son yıllarda gerçekleştirdiğimiz birçok yatırımla Ege Serbest Bölgesini, Avrupa Yeşil Mutabakat kriterlerine uygunluk konusunda örnek bir endüstri bölgesi haline getirmeyi başardık. Bu yatırımlarımızı sürdürerek bölgeyi Yeşil Mutabakata tam uyumlu hale getirmeye kararlıyız” diye konuştu.

Sürdürülebilirlik Eğitimleri Banner

Beşi Bir Arada: Çok Duyulu Pazarlama

7 Gündem Satınalma Dergisi Beşi Bir Arada çok Duyulu Pazarlama

7 Gündem Satınalma Dergisi Beşi Bir Arada çok Duyulu PazarlamaKahvenin kokusu mu yoksa tadı mı sizi cezbeder? Belki de kahve paketinin tasarımına tutulduğunuz ya da kahvesini içtiğiniz bir zincir markanın şubelerinin dekorasyonunu, fincanlarını, temizliğini, ışıklandırmasını ya da fon müziğini beğendiğiniz için o markayı tercih etmektesiniz. Kim bilir ?

Müşterilerin rakip ürünleri değil de özellikle bir ürünü neden tercih ettiklerini anlamak önemlidir. Bu tercih her zaman fiyat ya da ulaşım kolaylığı gibi nedenlerden kaynaklanmayabilir. Görünen ve ölçülebilen nedenlerin yanı sıra görünmeyen ve ölçülemeyen nedenler de bir ürünün tercih edilmesinde etkili olabilir.

Son yıllarda pazarlama alanında görme, dokunma, tat alma, koklama ve işitme duyularının ayrı ayrı ele alınmaması gerektiğine ilişkin bir yaklaşım ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşıma göre her bir duyunun yanı sıra bunların çeşitli derecelerdeki bileşimleri de müşterinin ruh haline etkide bulunmakta ve bu da müşterinin satın alma kararını yönlendirebilmektedir. Örneğin bir kahve zinciri açısından şubelerinde sunduğu hizmette kahvelerinin kokusu ve tadı dışında şube dekorasyonu da müşteri açısından bir satın alma tercihi nedeni olabilmektedir (1).

Duyuların satın alma kararlarında etkili olduğu uzun bir süredir bilinmektedir. Ne var ki, bu konuda sistemli araştırmaların bulunduğunu söylemek güçtür (2). Her bir duyu, duruma göre farklı derecede etkide bulunduğundan, pazarlamacılar doğru bileşimi bulup uygulamak durumundadır (3).

Yapılan bazı araştırmalar görme duyusunun en fazla etkide bulunan duyu olduğunu ve yine görme duyusunun diğer duyuları da etkileyebildiğini göstermektedir (2, 4). Örneğin markanın amblemi tanınırlık aracılığıyla tat alma duyusunu etkileyebilmektedir. Gerçekten de birbirinin aynısı yiyeceklerin markalı ve markasız ambalajlarda çocuklara sunulduğu bir deneyde, belirli ve tanınan bir markanın amblemini taşıyan paketlerdeki yiyeceklerin çocuklar tarafından markasız paketlerde sunulanlara göre daha lezzetli olarak algılandığı tespit edilmiştir (2).

Ancak bu deneyden, görme duyusunun tek başına yeterli olduğu sonucunu çıkarmamak gerekir. Çünkü yapılan bazı araştırmalar işitme duyusunun da başta jingle gibi imza sesler olmak üzere marka tanınırlığı açısından etkisinin bulunduğunu ve fonda kullanılan müzik tercihi, temposu ve şiddeti ile müşterilerin mağazada kaldıkları süre arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir (2, 5).

Çok duyulu pazarlamanın gelip geçici bir moda olmadığı, bu konuda çalışmalar yapmak için çeşitli merkezlerin kurulmakta olmasından da anlaşılabilir (6).

Çok duyulu pazarlama yalnızca fiziksel ürün pazarlaması ile sınırlı değildir. Bu konuda Mastercard tarafından “Paha biçilemez” (Priceless) kampanyası ile başlatılan ve beş duyuyu da hedef alan bir pazarlama stratejisi geliştirmesi dikkat çekici bir örnek olarak verilebilir (7).

Açık bir biçimde duyuların bir araya gelmesi pazarlama açısından sinerji temelli yeni bir fırsatlar kümesi ortaya çıkarmaktadır. Elbette bir ürünle belirli bir duyu arasında öncelikli bir ilişki vardır.

7 Gündem Satınalma Dergisi Beşi Bir Arada çok Duyulu PazarlamaAncak diğer duyular bu ilişkinin daha da güçlenmesini sağlamakta, duyuların toplamından daha büyük bir etki ortaya çıkararak müşteri tercihlerini ve deneyimlerini şirket açısından rekabetçi avantaj sağlayacak şekilde etkilemektedir. Bu nedenle şirketlerin pazarlama stratejilerini çok duyulu pazarlamayı da dikkate alacak biçimde geliştirip uygulamaları gerekmektedir.

Prof. Dr. Umut OMAY

Kaynaklar

(1) Kotler, P., Kartajaya, H. and Setiawan, I. (2024), Marketing 6.0: The Future is Immersive, John Wiley & Sons, Inc., Hoboken, New Jersey, pp. 163-165.

(2) Yale Center for Customer Insights (2022), “Five Insights from Multi-Sensory Marketing”, Çevrim içi: https://som.yale.edu/story/2022/five-insights-multi-sensory-marketing, (17.04.2024).

(3) Kotler, Kartajaya and Setiawan, ibid., 165.

(4) Hultén, B. (2011), “Sensory marketing: the multi-sensory brand-experience concept”, European Business Review, 23 (3), p. 265.

(5) ibid., pp. 265-267.

(6) Örnek olarak bkz. Centre for Multisensory Marketing (CMM), Çevrim içi: https://www.bi.edu/research/centres-groups-and-other-initiatives/cmm/, (17.04.2024).

(7) Pham, M. (2021), “Mastercard’s Raja Rajamannar on the value of having a multisensory strategy”, Çevrim içi: https://www.marketingweek.com/mastercard-multisensory-strategy/, (17.04.2024).

Satınalma Operasyonları Dijitalleşiyor !

 

 

 

 

 


 

 

 

This will close in 20 seconds