Roche’tan 2018’in ilk yarısında güçlü finansal performans

İstanbul, 27 Temmuz 2018 – Dünyanın önde gelen biyoteknoloji şirketlerinden Roche, 2018 yılının ilk yarısına ilişkin finansal sonuçlarını açıkladı. Yılın ilk çeyreğinde gösterdiği başarıyı sürdürerek güçlü bir performans sergileyen şirketin grup satışları sabit kur cinsinden %7 artarak 28.1 milyar seviyesine ulaştı. İlaç Bölümü’nün satışları %7 oranındaki artışla 21.8 milyar İsviçre Frangı seviyesine çıkarken, Diagnostik Bölümü’nün satışları da %6 yükselişle 6.3 milyar İsviçre Frangı olarak gerçekleşti.

Şirketin ulaştığı başarılı sonuçlar hakkında konuşan Roche Grup CEO’su Severin Schwan, “Yılın ilk yarısında hem İlaç hem de Diagnostik bölümlerimizde güçlü sonuçlar elde ettik. Sunduğumuz yenilikçi tedavilere yönelik beklentilerin artışı, portföyümüzün geleceği açısından çok doğru bir yolda olduğumuzu gösteriyor. Büyümemizin, önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini öngörüyoruz. Yılın ilk yarısındaki performansımıza dayanarak, 2018 yılı satış tahminlerimizi orta tek haneli büyüme olarak yükselttik. Hisse başına kazançta ise sabit kur cinsinden %10-19 aralığında büyüme hedefliyoruz,” dedi.

Robot Yatırım Danışmanı Geliştiren Startup Firmaların Durumu

Robot Yatırım Danışmanı Geliştiren Startup Firmaların Kuzey Amerika ve Avrupa’da servet yönetimi endüstrisini değiştirmeye çalışsa da, Robo-danışman ürünleri ile yapılan başlangıçlar, gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına bakılırsa başarısız gibi görünüyor.

Çözümlerin çoğalması ve tüketici adaptasyonunun beklenenden daha yavaş kalması nedeniyle, birçok firma hayatta kalmak için stratejilerini yeniden gözden geçirmekte ve güncellemektedir.


Satınalma Dergisi tüm içeriği ile Satınalma Cep’te !
Satınalma Cep
Akıllı Satınalma Asistanını aşağıdaki butonlar yardımıyla ücretsiz indirebilirsiniz. Tüm sektörlerden en yeni gelişmeler, mesleki yayınlar, kolay teklif toplama, fırsat ve kampanyalar, tedarikçi arama, e-öğrenme, dergi ve haber içerikleri, satınalma check-up ve hediyeler uygulama içerisinde sunulmaktadır.


TAV’dan yılın ilk yarısında 93 milyon avro kâr

TAV Havalimanları 2018’in ilk yarısında net kârını yüzde 55 artırarak 93 milyon avroya yükseltti. Aynı dönemde şirketin konsolide cirosu yüzde 8 artışla 550 milyon avro oldu. TAV yılsonu yolcu trafiği, ciro ve FAVÖK beklentilerini de yukarı yönlü revize etti.

Türkiye’nin havalimanı işletmeciliğindeki küresel markası TAV Havalimanları’nın 2018’in ilk yarısında hizmet verdiği yolcu sayısı, önceki yıla göre yüzde 31 artarak 67 milyona ulaştı. Şirket aynı dönemde net kârını yüzde 55 artırarak 93 milyon avroya yükseltti.

TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener “Sektörünüzde lider olabilmeniz için, yatırımda, finansal kabiliyetlerinizde, havalimanı işletmesinde, mühendislikte, tasarımda da lider olmalısınız. Duty-free, yiyecek-içecek, yer hizmetleri, teknoloji şirketleri gibi havalimanı servis şirketlerinizde de lider olmalısınız. İstihdam yaratmada, yetenekli insanları kadronuzda tutmada da lider olmalısınız. Bizim bunu becerdiğimize inanıyorum.

Şu anda 15 havalimanı yatırımını yaptık ve işletiyoruz. Servis şirketlerimizle de, bizim işletmediğimiz 63 havalimanında hizmet veriyoruz. Yani dünyada toplam 20 ülkede 78 havalimanında bulunan bir markayız. Lider olduğumuz her konuda başarılı bir yıl geçiriyoruz. Gelirlerimizin yaklaşık yüzde 15’ini yurtdışındaki havalimanlarımızdan elde ediyoruz.

2018 yılının ilk yarısında çoğu havalimanımız hizmet verilen dış hat yolcu sayısında tarihi zirvelere ulaşarak rekorlar kırdı. Mayıs 2018’de Antalya Havalimanı’nın da portföyümüze eklenmesiyle birlikte hizmet verdiğimiz yolcu sayısı ilk altı ayda yüzde 31 arttı. Antalya hariç organik yolcu büyümesi ise ilk altı ayda yüzde 16 oldu.

Tarihi zirvelerine ulaşan yolcu rakamlarımızı ilk altı ay itibarıyla rekor finansal sonuçlara yansıtmayı başardık. Ciromuz yüzde 8 artarak 550 milyon avroya; FAVÖK yüzde 25 artarak 254 milyon avroya ulaştı. Bu dönemde net kârımız yüzde 55 artarak 93 milyon Avro oldu.

Antalya Havalimanı dış hat yolcusu açısından Türkiye’nin en büyük ikinci havalimanı ve önemli bir büyüme potansiyeline sahip. Antalya Havalimanı’nın portföyümüze eklenmesiyle birlikte 2018 yolcu beklentilerimizi yukarı yönlü revize ettik. Yılsonu itibariyle TAV Havalimanları toplam yolcu sayısında yüzde 30 üstünde artış bekliyoruz. Atatürk Havalimanı dış hat yolcusu büyüme beklentimizi yüzde 8-10 seviyesine ve Atatürk Havalimanı şehir çıkışlı dış hat yolcu sayısında büyüme beklentimizi de yüzde 11-13 seviyesine çektik. Ciroda yüzde 4-6 arası, FAVÖK’te yüzde 14-16 arası ve net kârda önemli oranda çift haneli artış bekliyoruz. Yatırım harcaması beklentimizi ise tüm yıl için 120 milyon Avro olarak revize ettik. 2018 beklentilerimiz kur ve yolcu varsayımlarımız dahilinde, Mayıs 2018’den itibaren Antalya Havalimanı’nı içerecek şekilde ve Atatürk Havalimanı’nı 2018 boyunca işleteceğimiz varsayımıyla hesaplandı.

2018’in ilk yarısında yer hizmetleri ortağımız Türk Hava Yolları ile TGS’deki ortaklığımızı 15 sene daha devam ettirme kararı aldık. Bu süre uzatımı ile birlikte TGS ve Havaş, İstanbul Yeni Havalimanı’nın getireceği yolcu artışından faydalanacak şirketlerimiz arasında bulunuyor.

BTA, Mart 2018’de Muskat Havalimanı’nda yiyecek içecek hizmetleri vermeye başladı. Muskat operasyonu BTA için büyük bir genişleme oldu. İşletme Hizmetleri 2018’in ilk yarısında Zürih, Kopenhag, Frankfurt ve Muskat’ta yolcu salonları açtı. TAV Technologies altyapı bilişimi konusunda küresel bir marka oldu ve her geçen gün hizmet portföyünü genişletiyor.

Türkiye’nin havacılıktaki küresel markası TAV Havalimanları’nı emekleri ve güvenleri ile bugünlere getiren tüm çalışanlarımıza, hissedarlarımıza ve iş ortaklarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

ÖZET FİNANSAL VE OPERASYONEL BİLGİLER

(milyon avro)  2017 6A 2018 6A % değişim 
Konsolide ciro* 510,7 549,7 8%
FAVÖK* 203,0 253,7 25%
FAVÖK marjı (%) 39,8% 46,2% 6,4 puan
Net Kâr 60,0 93,1 55%
     
Yolcu sayısı (mn) 50,9 66,7 31%
– Dış hat 28,4 40,0 41%
– İç hat 22,6 26,7 18%

 

*: Bu bültendeki bilgiler TFRS Yorum 12 için düzeltilmiş ciro ve FAVÖK baz alınarak hesaplanmıştır.

 TAV Havalimanları hakkında

 Dünyanın önde gelen havalimanı işletmecileri arasında yer alan TAV Havalimanları, Türkiye’de İstanbul Atatürk, Antalya, Ankara Esenboğa, İzmir Adnan Menderes, Milas Bodrum ve Gazipaşa Alanya havalimanlarını işletiyor. TAV yurtdışında ise Gürcistan’ın Tiflis ve Batum, Tunus’un Monastır ve Enfidha-Hammamet, Makedonya’nın Üsküp ile Ohrid, Suudi Arabistan’ın Medine ve Hırvatistan’ın Zagreb Havalimanı’nda faaliyet gösteriyor. Holding, duty free, yiyecek-içecek hizmetleri, yer hizmetleri, bilişim, güvenlik ve işletme hizmetleri gibi havalimanı operasyonunun diğer alanlarında da faaliyet gösteriyor. Bu çerçevede TAV Havalimanları, Letonya’nın Riga Havalimanı’nda da duty free, yiyecek içecek ve diğer ticari alanların işletmesini gerçekleştiriyor. Şirket 2017’de iştirakleriyle birlikte 836 bin uçak seferine ve 115 milyon yolcuya hizmet sundu.

STK’ların Sinerjisi İzmir’i Kalkındıracak

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Yönetim Kurulu Başkanları, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), İzmir Ticaret Borsası (İTB) ve İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi’ne ziyarette bulundu. Görüşmelerde İzmir için gerekli tüm projelerde ortak çalışma ve İzmir markasını güçlendirme yolunda atılacak adımlara tam destek kararı çıktı.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi ve Yönetim Kurulu Başkanları, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası ve İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi’ne ziyarette bulundu. İlk olarak Ege Bölgesi Sanayi Odası’nı ziyaret eden EİB yönetimi, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, EBSO Meclis Başkanı Salih Esen ve EBSO yönetimi tarafından karşılandı. Toplantıda İzmir ve Ege Bölgesi için yapılacak çalışmalar masaya yatırıldı ve çeşitli projelerde ortak çalışma isteği vurgulandı.

Kalifiye Eleman Sorununa El Birliği ile Çözüm

Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanları ve Ege Bölgesi Sanayi Odası yönetimlerinin ortak toplantısında konuşulan konulardan birisi, Ege İhracatçı Birlikleri tarafından altyapı çalışmalarına başlanan Dış Ticaret Üniversitesi oldu. Dış ticarette orta ve üst düzey eleman azlığına dikkat çeken Jak Eskinazi, bu sorunu ortadan kaldırmak için bir Dış Ticaret Üniversitesi’ni İzmir’e kazandırmanın önemli olduğunu ve sektörün buna ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar ise dış ticaret sektöründe sadece beyaz yaka değil, mavi yakalı çalışanlarda da kalifiye eleman sorunu olduğunu, Dış Ticaret Üniversitesi fikrini bir meslek lisesi ile destekleyerek bu sorunun üstesinden gelinebileceğini belirtti.

Tarım OSB’deki Paydaşlıktan Tüm Taraflar Memnun

Toplantıda sektöre kalifiye eleman kazandırma yolundaki Dış Ticaret Üniversitesi ve meslek lisesi çalışmalarının bir arada yürütülebilmesi için gerekli çalışmaların yapılması yönünde görüş birliğine varıldı. Ayrıca, Tarım Organize Sanayi Bölgesi kurulması yönündeki çalışmalardaki iş birliklerinin tüm hızı ile sürdüğü ve bu projedeki paydaşlığın tüm taraflara fayda sağlandığı belirtilerek, bu tür paydaşlıkların artırılmasının önemi vurgulandı.

Çiftçi ve Teknoloji Üreticisi Buluşacak

Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanları’nın ikinci durağı İzmir Ticaret Borsası oldu. EİB yönetimi, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve meclis üyeleri tarafından karşılandı. Görüşmede ortak çalışma zemini oluşturulabilecek konular masaya yatırılarak, hangi noktalarda ne gibi paydaşlıklar yapılabileceği tartışıldı. İzmir Ticaret Borsası, çiftçiler ile tarım teknolojileri üreticilerini buluşturacak İzmir Tarım Teknoloji Merkezi Projesi hakkındaki bilgileri Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanları ile paylaştı. EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, böyle bir projenin Tarım OSB içine dahil edilebileceğini, İzmir’de böyle projeler için büyük alanların var olduğunu ve önemli olanın işe bir yerden başlamak ve projelere katkı koymak olduğunu ifade etti.

Sorunlara Ortak Toplantılar ile Çözüm Bulunacak

İzmir Ticaret Borsası’nın ardından İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi’ni ziyaret eden Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanları, İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk ve Meclis Başkanı Nuri Durak tarafından karşılandı.

Görüşmede daha geniş katılımlı ve sektörün farklı paydaşlarının da yer alacağı toplantılarda bir araya gelinmesinin sorunların çözümünü hızlandıracağı belirtildi. Jak Eskinazi, Ege Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü yetkilileri ile belirli periyodlarda yapılan ortak toplantılara, Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi’nden yetkililerin de davet edilebileceği ve sorunlara hep birlikte çözüm bulunabileceğini belirtti.

İş Birlikleri ve Paydaşlıklar Sürecek

İzmir merkezli sivil toplum kuruluşlarına gerçekleştirilen ziyaretler ile ilgili görüşlerini paylaşan Ege Jak Eskinazi, “Yeni dönemde, tüm odalar, borsalar ve STK’lar ile ortak çalışma kültürünü daha da yaygınlaştırma amacındayız. İzmir ve Ege Bölgesi için tüm projelere, paydaşlıklara ve iş birliklerine hazırız.” şeklinde konuştu.

Kordsa, patent sayısı ile endüstriyel tekstil alanında global liderler arasında

Yenilikçi güçlendirme teknolojileri geliştiren Kordsa, patent araştırma veri tabanına göre 2018 itibariyle endüstriyel tekstil alanında yayınlanan patent sayısı ile dünya genelinde ilk 10 şirketin arasında yer alıyor.

Ar-Ge ve inovasyonu yaptığı her işin merkezine koyan, lastik, inşaat güçlendirme ve kompozit teknolojileri sektörlerinin öncü markası Kordsa, 2017 yılında imza attığı rekor patent başvurusunun ardından 2018 yılının ilk yarısında patent araştırma veri tabanında yayınlanan patent sayısı ile global liderler arasında yer aldı. 2017 yılında toplam patent portföyünü yaklaşık %60 oranında artıran Kordsa’nın, Temmuz 2018 itibariyle dünya genelinde 174 buluşu, 717 patent başvurusu ve 218 onaylanmış patenti bulunuyor.

Patent araştırma veri tabanına göre Kordsa, dünya genelinde endüstriyel tekstil alanında yayınlanan patentleriyle, en çok patenti bulunan şirketler listesinde üst sıralara doğru ilerliyor. Kurulduğu günden itibaren inovasyona önem veren ve 2012 yılı itibariyle fikri haklar stratejisini değiştiren Kordsa, buluş koruma yöntemi olarak patent başvurusu yapmaya başladı. Patent başvurularının sonuçlanıp yayınlanmasından sonra, endüstriyel tekstil alanında yapılan patent araştırması sonuçlarına dayalı istatistiklerde Kordsa’nın teknolojinin öncelikli oyuncuları arasında konumunu güçlendiriyor.

Bridgestone, BMW i3s’in yeni nesil lastiklerini “ologic” teknolojisiyle üretiyor

Dünya’nın lider lastik ve kauçuk ürünleri şirketi Bridgestone, başarılı işbirliğini devam ettirerek, BMW’nin elektrikli otomobili i3s’in tek lastik tedarikçisi oldu. Bridgestone, “ologic teknolojisi” ile performans ve emniyeti bir arada sunuyor.

Elektrikli araçlar için lastik üretme kabiliyetini BMW i3 ile kanıtlayan Bridgestone, BMW Grubu ile başarılı iş birliğine BMW i3s modelinin tek lastik tedarikçisi olarak devam ediyor.

Bridgestone tarafından i3s için geliştirilen yeni lastikler, bu modelde yapılan özgün değişikliklere göre tasarlandı. i3s, yeni görünümü ile birlikte genişletilmiş bir arka aks mesafesi ve daha büyük jant yuvaları sayesinde daha sportif bir görünüme sahip. Aracın yeni tasarımından ilham alan Bridgestone, i3 modelinde bulunan lastiklerden 20mm daha geniş tabanlı lastikler geliştirerek, i3s’in sportif görünümünü destekliyor. Bu lastikler, aynı zamanda aracın artırılmış gücüne ve tork kapasitesine yeterli çekiş gücünü güvenle sağlıyor. Öte yandan i3s’in standart 20 inç jantlarına uygun tasarlanan lastikler, jant yuvalarının köşelerinde bulunan parlak çamurluk kaplamalarını mükemmel bir şekilde tamamlıyor. Bridgestone yaz ve kış lastiği seçeneklerine ek olarak aracın ön ve arka akslarında kullanılabilecek farklı lastik seçenekleriyle sürücülere araçlarını kişiselleştirme fırsatı sunuyor.

“Ologic” teknolojisi, yeni nesil elektrikli araçlar için geliştirildi

Elektrikli araç kategorisinde bulunan i3 ve i3s modelleri tamamıyla farklı bir lastik konseptine gereksinim duyuyor. Bridgestone bu ihtiyaca kendi tesislerinde ürettiği ve elektrikli araçlara özel geliştirdiği “ologic” teknolojisi ile cevap veriyor.

Bu teknoloji ile hem performans hem emniyet anlamında önemli gelişmeler elde ettiklerine değinen Bridgestone EMEA Bölgesi Orijinal Ekipman Başkan Yardımcısı Christophe de Valroger, “ologic teknolojisi otomobillerin en üst seviyede performans göstermelerine yardımcı oluyor ve bunu emniyetten hiç ödün vermeden sağlıyor. Daha dar bir desen olan Ecopia EP500 ile ıslak zeminlerde bile mükemmel bir yol tutuş performansı sunuyoruz. Bu lastiklerimizin başarısı Avrupa Birliği etiket değerleri standartlarına göre yuvarlanma direnci ve ıslak zemin yol tutuş performansı kriterlerinde aldığı B notu ile de kanıtlandı. Bu tasarım, yuvarlanma direncini düşüren ve yakıt verimliliğini artıracak şekilde bir tasarıma da sahip.” dedi.

Sözlerine ortak bir vizyonu paylaştıklarını ekleyerek devam eden Valroger “Aynı zamanda Bridgestone ve BMW daha sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlayacak ürünler geliştirmek için ortak bir sorumluluğu paylaşıyor. Ologic teknolojisi, uzun vadeli hedeflerimizden biri olan 2050 yılına kadar global karbon salınımını %50 azaltma hedefimize ulaşmamıza yardımcı oluyor. Özgün bir araç için özgün bir lastik yarattık. Bize gelecek için yol gösterecek olan bu lastikleri üretmiş olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

Yeni i3s modeli için geliştirilen Bridgestone lastikleri, BMW Grubu ve Bridgestone arasındaki ortaklığın en yeni ürünü. Son 17 yıl içerisinde Orijinal Ekipman uygulamalarından BMW Grubu’nun Sürüş Deneyimi konsepti iş birliğine kadar birçok ürün içeren bu ortaklık, Bridgestone’un üstlendiği BMW tek lastik geliştirici ortağı rolü kapsamında BMW i3s modeli ile güçleniyor.

Renault Grubu’ndan yılın ilk yarısında rekor faaliyet karlılığı

• 2018 yılının ilk yarısında Renault Grubu’nun satış rakamları, %9,8 artış kaydederek 2,07 milyon adede ulaştı (Jinbei ve Huasong hariç +%5,3).

• Grup’un cirosu ilk yarıda % 1.4 oranında artarak 29 milyar 957 milyon avroya ulaştı (sabit döviz kuru ve katsayı[1] ile + % 6.8). (Birinci çeyrekteki %0.2 büyümeye karşılık ikinci çeyrekte + %2.4 artış kaydedildi)

• Grup’un faaliyet karı, 2017 yılının ilk yarısındaki 1 milyar 820 milyon avroya karşılık cironun % 6.4’üne denk gelen 1 milyar 914 milyon avro seviyesinde gerçekleşti. IFRS 15 etkisi hariç tutulsaydı faaliyet karlılığı %6.6’ya ulaşmış olacaktı.

• Grup faaliyet geliri geçen yılın aynı döneminde gerçekleşen 1 milyar 789 milyon avroya kıyasla 1 milyar 734 milyon avro (-% 3.1) seviyesinde seyretti. Bu düşüş yeniden yapılanma için ayrılan karşılık nedeniyle gerçekleşti.

• Net gelir, 2 milyar 437 milyon avroya kıyasla 2 milyar 040 milyon avro oldu2 (-%16.3). Bu düşüş, Nissan’ın geçen yıla ait dağıtmış olduğu 483 milyon avro karın 1. çeyreğe yansımasından kaynaklandı.

• Otomobil operasyonlarından yaratılan pozitif nakit akışı 418 milyon avro olarak gerçekleşti.

• Grup, 2018 hedeflerini koruyor.

Renault Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Carlos Ghosn rekor sonuçlara ilişkin şunları söyledi: “Grup, dalgalı bir ekonomik ortamda ilk yarıyılda rekor bir karlılığa ulaştı. Bu sonuçlar, bölgesel yayılım stratejimiz, yeni ürünlerimizin başarısı ve tüm çalışanlarımızın özverisinden kaynaklanıyor. Sonuçlar bu yılki hedeflerimize ulaşma konusunda bize güven veriyor.”

Renault Grubu cirosu 29 milyar 957 milyon avroya (+%1.4) ulaştı. Grup cirosu sabit döviz kurları ve katsayı ile %6.8 oranında artış kaydetti.

Grup, 1 Ocak 2018’den itibaren IFRS 15’i (Müşterilerle Yapılan Sözleşmelerden Doğan Hasılat) uyguluyor. Bu uygulamanın ana etkisi, araç satışlarında düşük faiz oranı şeklinde sunulan teşvikler ile bunlara bağlı finansmanların kullanımı oldu. Bu teşvikler önceden olduğu gibi kademeli bir şekilde tanınmak yerine, araç satış anında kâr ve zarar olarak tanınıyor.

Bu çerçevede Grup, faaliyet bölümleri arasındaki faiz sübvansiyonlarının dağıtımını değiştirmiş ancak bu değişimin konsolide gelirler üzerinde etkisi olmamıştır. Satış finansmanı cirosunda eşit bir düşüş gerçekleşmiş olsaydı, karşılaştırmalı gösterge yöntemiyle hesaplanan AVTOVAZ hariç Otomobil biriminin cirosu 278 milyon avro (1.0 puan) daha yüksek olacaktı.

AVTOVAZ hariç Otomobil cirosu %0.5 azalarak 26 milyar 867 milyon avro seviyesinde gerçekleşti. Bu düşüşte yukarıda bahsedilen -1.0 puanlık negatif etkinin yanı sıra, Grup’un ticari faaliyetlerinde kullandığı başlıca para birimi olan Arjantin pezosu, Brezilya reali, ABD doları ve Rus rublesi cinsinden para birimlerinin önemli değer kaybının yarattığı – 4.6 puanlık negatif etki önemli rol oynadı. Satılan araç sayısının etkisi ise +3.1 puan olarak pozitif oldu). Gelişmekte olan ülkelerin kur zayıflığının telafi edilmesi 1.2 puanlık pozitif fiyat etkisi sağladı.

Grubun faaliyet karlılığı 1 milyar 914 milyon avro olarak gerçekleşirken, cironun %6.4’ünü oluşturdu. IFRS 15 etkisi hariç tutulduğunda faaliyet karı, 1 milyar 984 milyon avro (cironun %6.6’sını) seviyesine ulaşmış olacaktı.

AVTOVAZ hariç Otomobil faaliyet karlılığı, 2017’nin ilk yarısındaki %4,8’e kıyasla 77 milyon avro düşerek 1 milyar 215 milyon avro oldu ve cironun % 4.5’ini oluşturdu. (Yukarıda belirtilen yeniden hesaplama ve IFRS 15 etkisi hariç % 4.7). Gelirlerdeki performans temel olarak faaliyetlerin artışı (80 milyon pozitif etki) ve endüstriyel maliyetlerin azalması (254 milyon avro pozitif etki) ile açıklanabilir. Bunun aksine, ham madde fiyatlarındaki değişimlerin -192 milyon avroluk ve temelde Arjantin pezosunun devalüasyonu nedeniyle para birimlerindeki dalgalı seyrin gelirlere – 347 milyon avroluk negatif etkisi oldu. Yerel para birimlerinin dövize karşı devalüasyonunu dengelemek için gelişmekte olan piyasalardaki fiyat artışlarından yararlanılmış ve gelirlerde 184 milyon avroluk pozitif etki yaratmıştır.

AVTOVAZ’ın faaliyet karlılığı, 2017 yılının ilk yarısındaki 3 milyon avroya kıyasla, 105 milyon avro olarak gerçekleşti. AVTOVAZ’daki başarı, iyileşmekte olan piyasaya sürülen yeni modellerin gösterdiği pozitif etkiden ve maliyetleri düzenleme çabalarından ortaya çıkan tek seferlik etkilerden kaynaklanıyor.

Satış Finansmanı, Grubun faaliyet karlılığına, 2017 yılının ilk yarısındaki 525 milyon avroya kıyasla, 594 milyon avro katkıda bulundu. Bu % 13.3’lük artış temel olarak, finansmanda yüksek ticari performans gösteren RCI Banque’ın brüt finansal marjındaki artışa bağlı.

Fransa’da rekabetçilik anlaşmasının (CAP 2020) uygulanmasına bağlı olarak, diğer faaliyet gelir ve giderlerinde yeniden yapılandırmaya gidilmiş, ücretler ve ilgili hükümler nedeniyle (2017’nin ilk yarısındaki -31 milyon avroya kıyasla) – 180 milyon avroluk negatif bir etki yaratmıştır.

Grubun faaliyet karlılığı, 2017’in ilk yarısındaki 1 milyar 789 milyon avroya kıyasla (%-3.1) 1 milyar 734 milyon avro seviyesine geriledi.

Net finansal gelir ve giderler, 2017 yılının ilk yarısındaki -187 milyon avroya kıyasla -121 milyon avroya ulaştı. (2017 değeri, karşılaştırılabilir muhasebe yöntemiyle yeniden düzenlenmiştir). Bu iyileşme Renault SA, Renault do Brasil ve AVTOVAZ’ın finansman maliyetlerindeki düşüşle açıklanabilir.

Nissan başta olmak üzere, ortak şirketlerin katkısı 2017’nin ilk yarısındaki 1 milyar 317 milyon avroya kıyasla 814 milyon avroya ulaştı. Nissan’ın 2017’deki katkısı, malzeme üreticisi Calsonic Kansei’deki hisselerinin satışından gelen tek seferlik bir kazancı da içeriyordu.

Mevcut ve ertelenmiş vergiler, 2017 yılının ilk yarısı ile karşılaştırıldığında, 95 milyonluk bir azalma ile -387 milyonluk avroluk bir gideri temsil ediyor.

Net gelir 2 milyar 40 milyon avroya ulaşarak (-%16.3 ) Grup içindeki payı 1 milyar 952 milyon avro oldu. (2017 yılının ilk yarısındaki hisse başına düşen 8,85 avroya kıyasla hisse başına 7.24 avro oldu).

Otomobil operasyonel nakit akışı (AVTOVAZ dahil), 200 milyon avroluk işletme sermayesi ihtiyacındaki değişimin olumlu etkisi de hesaba katıldığında, 418 milyonluk pozitif etki yaratmıştır.

30 Haziran 2018 itibariyle toplam stoklar (bağımsız bayiler dahil), 2017 Haziran sonundaki 63 güne kıyasla 62 günlük satışları temsil ediyor.

2018 ÖNGÖRÜLERİ

Küresel pazarın %3 büyümesi (önceki tahmin %2,5 idi), Avrupa pazarının %1,5 (önceki öngörü %1’e idi) ve Fransa pazarının (önceki öngörü %1 idi) %2 büyümesi bekleniyor.

Uluslararası alanda, Brezilya pazarının %10 (önceki tahmin %5 idi) ve Rusya pazarının %10’un üzerinde (önceki tahmin yaklaşık %10 idi) büyümesi bekleniyor. Çin’in %5 (değişmeyerek) ve Hindistan’ın %8 (önceki tahmin %6 idi) büyümesi öngörülüyor.

Bu bağlamda Renault Grubu, 2018 hedeflerini şöyle belirledi:

– Grup cirosunu artırmak (sabit kur oranları ve sabit katsayı ile[2]) *

– Grup faaliyet karlılığını %6’nın üzerinde tutmak*

– Otomobil faaliyetlerinden pozitif nakit akışı yaratmak

* IFRS 15 etkisi hariç

RENAULT GRUBU KONSOLİDE SONUÇLAR

Milyon avro 2017 İlk yarı

Rapor Edilen

2017 İlk yarı

Düzeltilmiş

2018 İlk yarı Değişim

(vs Düzeltilmiş)

Grup cirosu 29,537 29,537 29,957 +420
Faaliyet karı

gelirdeki yüzdesi

1,820%6.2 1,820%6.2 1,914%6,4 +94+0,2 puan
Diğer faaliyet gelir ve gider kalemleri -31 -31 -180 -149
Faaliyet gelirleri 1,789 1,789 1,734 -55
Net finansal sonuçlar* -211 -187 -121 +66
Ortak şirketlerin katkısı 1,317 1,317 814 -503
Şirket : NISSAN 1,288 1,288 805 -483
Güncel ve ertelenmiş vergiler* -479 -482 -387 +95
Net gelir* 2,416 2,437 2,040 -397
Net gelir, Grup payı* 2,379 2,399 1,952 -447
Otomobil operasyonel nakit akışı +358 +358 +418 +60

* 2017 yılının ilk yarısına ilişkin rakamlar, 2018’deki itfa paylarının tahakkuk işlemlerinde meydana gelen değişiklikten kaynaklanan düzeltmeler ve AVTOVAZ Grubu’nun 2017 yılının ikinci yarısında tamamlanan satın alma fiyat tahsisini içermektedir.

EK BİLGİLER

Renault Grubu’nun 30 Haziran 2018 tarihli özet konsolide mali tabloları, 26 Temmuz 2018 tarihinde Yönetim Kurulu tarafından onaylanmıştır.

Grup’un yasal denetçileri, bu finansal tabloların sınırlı bir incelemesini yapmıştır ve yarı yıl raporları kısa bir süre içerisinde yayımlanacaktır.

Finansal rapor, 2018’in ilk yarısında mali sonuçların tam analizi ile www.group.renault.com web sitesinin Finans bölümünde bulunabilir.

Temel Çözüm İhracat: Harcadığımızdan daha fazla kazanacağız

TİM Başkanı İsmail Gülle, yılın ilk 5 ayında cari açığın 27,7 milyar dolara ulaştığını belirterek, “Özel sektörün gayretleri ve hükümetin destekleri ile cari açığı azaltacak güce sahibiz. Cari açığın, hatta tüm ekonomik sorunlarımızın temel çözümü ihracattır. Formül çok basit; harcadığımızdan daha fazla kazanacağız” diye konuştu.

Hizmet ihracatına TİM olarak ayrı bir önem verdiklerini ifade eden Gülle, “Hizmet ihracatımızda başarılı firmalarımızı ortaya çıkarmak ve ülkemizin bu alandaki potansiyelini sergileyebilmek için 2016 yılında Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı çalışması başlattık. Şu an 2017 yılı araştırmamız başlamış durumda. Yurtdışına hizmet ihraç eden tüm firmalarımızı bu araştırmaya katılmaya davet ediyorum.” şeklinde konuştu.

Yeni Kabine’de, hizmet ihracatının devleri arasında yer alan sektörlerde önemli başarılara imza atan Bakanların yer almasından mutluluk duyduklarını vurgulayan Gülle, “Kültür ve Turizm Bakanımız, Milli Eğitim Bakanımız ve Sağlık Bakanımız hizmet ihracatının içerisinde gelen Bakanlar. 2023 için hedeflediğimiz 150 milyar dolarlık hizmet ihracatına ulaşma noktasında tüm hizmet ihracatçılarına liderlik yapacaklarına yürekten inanıyoruz” dedi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle, geçtiğimiz haftalarda açıklanan ödemeler dengesi verileri ve hizmet ihracatındaki artışa ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yılın ilk 5 ayında cari açığın 27,7 milyar dolara ulaştığını kaydeden Gülle, “Cari açık konusu ülkemizin önemli sorunlarından birisi. Bu çözülemeyecek bir sorun değil elbette, özel sektörümüzün gayretleri ve Hükümetimizin destekleri ile bu cari açığı azaltacak güce sahip olduğumuzu çok iyi biliyoruz” dedi.

Mal ve hizmet ihracatını artırmalıyız
Cari açığın, hatta tüm ekonomik sorunların temel çözümünün ihracat olduğunu kaydeden TİM Başkanı Gülle, “Cari açığı kapatabilmenin formülü çok basit: harcadığımızdan daha fazla kazanacağız. Hem mal, hem de hizmet ihracatını artırabilirsek, bu konuda mesafe kaydedebiliriz. Bugün ekonomide 2023 hedeflerine ulaşabilmemizin tek yolunun ihracat olduğu artık herkesin malumu. TİM Başkanlığına aday olduğumda koyduğum ilk hedeflerden biri dış ticaret fazlası veren bir ülke konumuna gelebilmekti. Bu ülke aldığından daha fazlasını ihraç etmeli, açık vermemeli, açığın finansmanı ile uğraşmamalı dedik” şeklinde konuştu.

İthalatı da kontrol altına almak durumundayız
Bunun için öncelikle mal ihracatını ithalatın üzerine taşıyacak projeler geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Gülle sözlerini şöyle sürdürdü:

“İhracatımızı artırırken, ithalatımızı da kontrol altına almak durumundayız. Bunun yanında, en az mal ihracatı kadar hizmet ihracatı da son derece önemli. Son açıklanan ödemeler dengesi verilerinde hizmetler dengesi yılın ilk 5 ayında 6,3 milyar dolar fazla verdi. Yani mal ticaretinde ithalatımız ihracatımızın önünde giderken, hizmet ticaretinde bu yılın Ocak-Mayıs döneminde 9,5 milyar dolar ithalata karşılık 16 milyar dolara yakın hizmet ihracatımız var. Bu dönemde tam 4 ayda yüzde 65’in üstünde artış yakaladık. Güçlü olduğumuz bu alanda pastadan daha fazla pay almalıyız. 2018’in başından beri özellikle taşımacılık ve turizmde ciddi artışlar yaşıyoruz. Turizm gelirleri 5 aydır yüzde 30 civarında artıyor, taşımacılık da ciddi bir yükseliş gösteriyor, bu performansı sürekli hale getirmemiz gerek.”

Tek bir çatı altında toplantılar
Hizmet ihracatına TİM olarak ayrı bir önem verdiklerini kaydeden Gülle, Nisan ayında Hizmet İhracatçıları Birliği’nin kurulduğunu hatırlattı. Artık hizmet ihracatının tek bir çatı altında toplandığını ifade eden Gülle, “Turizm, taşımacılık, eğitim gibi farklı alanlarda oluşturduğumuz alt kurullar sayesinde çok verimli çalışmalar ortaya koyacağız. Bunun yanında, hizmet ihracatımızda başarılı firmalarımızı ortaya çıkarmak ve ülkemizin bu alandaki potansiyelini sergileyebilmek için 2016 yılında “2015 yılı Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı” çalışması başlattık. 2017 yılında gerçekleştirdiğimiz törende başarılı firmalarımız ödüllerini son Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın ve Bakanlarımızın ellerinden aldılar. Şu an 3. yılında, 2017 araştırmamız başlamış durumda. Yurtdışına hizmet ihraç eden tüm firmalarımızı bu araştırmaya katılmaya davet ediyorum. Hizmet ihracatçısı firmalar “Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı Araştırması”na http://www.tim.org.tr/tr/500.html adresinden kayıt yaptırarak sıralamada yer alma şansına sahip” diye konuştu.

Hizmet ihracatının devleri yeni Kabine’de
Yeni Kabine’de, hizmet ihracatının devleri arasında yer alan sektörlerde önemli başarılara imza atan Bakanların yer almasından mutluluk duyduklarını ifade eden Gülle, “İhracat potansiyelimizin açığa çıkarılmasında Bakanlarımızın büyük katkı sağlayacaklarına inanıyoruz” dedi.
TİM Başkanı İsmail Gülle, konuşmasına şöyle devam etti: “Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Ersoy, Türk turizm sektöründe 25 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan Etstur’un Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinden geliyor. Milli Eğitim Bakanımız Prof. Dr. Ziya Selçuk TED Üniversitesi’nin yanısıra, çok sayıda özel eğitim-öğretim kurumunun kuruluşunu gerçekleştirmiş durumda. Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca, Medipol Üniversitesi’nin Mütevelli Heyeti Başkanlığı ile Hizmet İhracatçıları Birliği Sağlık Hizmetleri Komitesi Başkanlığı gibi görevleri üstlendi. Bu anlamda sayın Bakanlarımızın 2023 için hedeflediğimiz 150 milyar dolarlık hizmet ihracatına ulaşma noktasında tüm hizmet ihracatçılarına liderlik yapacaklarına yürekten inanıyoruz.”

Tay Group, Cezayir’deki tesislerinden ilk iplik ihracatını gerçekleştirdi

Tay Group’un 2016 yılı Şubat ayında temellerini attığı Cezayir yatırımının ilk meyvesi iplik üretimi oldu. Cezayir-Türk ortaklığı ile kurulan Tayal SPA, kendi ürettiği ilk iplik ihracatını 26 Temmuz günü gerçekleştirdi. Cezayir ekonomisine ciddi katkı sağlayacak olan tesiste ilk ihracat Türkiye, Portekiz, Belçika ve Polonya’ya yapıldı. Bu ihracatla birlikte Cezayir artık pamuk ipliği ihracatçısı ülkeler arasına katılmış oldu. Şirket ağustos ayı içinde Almanya, İtalya ve Fransa başta olmak üzere sipariş aldığı diğer Avrupa ülkelerine de ihracata başlayacak.

Üretim tesislerinin devreye girmesi ve Cezayir’in kendi ihtiyacı olan pamuk ipliğini üretmeye başlamasıyla artık iplik ithalatına ihtiyacı kalmadığını söyleyen Tay Group Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Toprak, “Cezayir, tekstil ihtiyacının yüzde 90’ını ithal ediyor. Ancak Tayal SPA ile artık ihracatçı bir ülke oldu. 10 yıl sürecek yatırımımızın ilk etabının devreye girmesiyle Cezayir ekonomisine yılda 300 milyon dolarlık bir katkı sağlamış olacağız. 10 yılın sonunda ise bu katkı yılda 1 milyar doların üzerine çıkacak” dedi.

40 yılı aşkın deneyimini yurt dışına taşıyan Tay Group’un Cezayir Kamu İktisadi Teşekkülleri ile ortak kurduğu Tayal SPA, ülkenin kendi ürettiği ilk pamuk iplik ihracatını gerçekleştirdi. 250 hektar arazi üzerine kurulan ve tamamlandığında Avrupa ve Doğu Akdeniz havzasının en büyük tekstil ihtisas organize sanayi bölgesi unvanını kazanacak olan kompleksin ilk fazında çarklar dönmeye başladı. Tayal SPA, 26 Temmuz 2018 tarihinde fabrikada üretilen pamuk ipliğini Türkiye, Portekiz, Belçika ve Polonya’ya ihraç etti. Tayal SPA, ağustos ayı içinde Almanya, İtalya ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinden almış olduğu siparişleri de teslim edecek.

Bu gelişmeyle birlikte Cezayir’in artık kendi ürettiği pamuk ipliğini ihraç eder hale geldiğini söyleyen Tay Group Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Toprak, “Bugün gerçekleştirdiğimiz ihracat tekstil ihtiyacının yüzde 90’ını ithal eden Cezayir için çok önemli bir gelişme. Artık Cezayir, Tayal SPA ile kendi ürettiği ipliği ihraç eder hale geldi. Diğer tesislerimizin devreye girmesiyle sadece iplik değil; örme kumaş, denim ve gömlek kumaşı ve bu kumaşlardan üretilmiş hazır giyim ürünleri de ihraç edeceğiz” dedi.

Cezayir gibi stratejik bir konumda bulunan bir ülkenin tekstilde dışa bağımlı olmasının ülkenin cari açığı üzerinde olumsuz bir etki yaptığını belirten Toprak, “Hedefimiz tekstil sektöründe çeşitlilik sağlamak ve sektörün ulusal kalkınmadaki payını artırmak. Tekstil ithalatı nedeniyle yurtdışına çıkan döviz miktarını azaltıp sanayi ürünlerinin ihracatını artırmak. Uluslararası standartlarda üretim gerçekleştirip, ‘Made in Algeria’ markasını dünyaya tanıtacağız” diye konuştu.

Toprak açıklamalarını şöyle sürdürdü: Tayal SPA olarak Cezayir ekonomisine yıllık 300 milyon dolarlık bir katkı sağlamış olacağız. Tüm tesisin tamamlanmasıyla birlikte bu katkı yıllık 1 milyar doları aşacak. Ülkenin ithalat bağımlılığını azaltıp, ihracatını artıracak ve Cezayir’in dış ticaret dengesine pozitif katkı sunacak. Tayal SPA’da üretilen örme, dokuma, denim, non-denim, gabardin ve gömleklik kumaş ihracatı dışında, Cezayir iç piyasasında da pek çok konfeksiyon üreticisine hammadde temin edecek. Ve bu vesile ile sektöre KOBİ’lerin gelişmesini sağlayacak. Tayal SPA’nın tekstil sektörüne sağladığı bu katkı sayesinde kısa süre içinde Cezayir’de yeni hazır giyim tesislerinin açılması da bekleniyor. Böylece Cezayir ekonomisi, üretici kimliğini daha da güçlendirmiş olacak.

Denim ve kumaş ihracatı da başlayacak

2016 Şubat ayında temeli atılan komplekste şu anda 400 bin metrekarelik fabrika alanının yanı sıra lojman, uygulama ve eğitim tesisleriyle beraber 35 MW’lık enerji tesisi de kullanıma açıldı. Ekim ayı içinde ise idari binalar ve kreş tamamlanmış olacak. Bu yatırımla Cezayir’e know-how transferi de sağlayan Tayal SPA, tesislerde çalışacak elemanları şirket bünyesinde eğitiyor. Teorik ve pratik eğitimin ardından başarılı olan genç Cezayir vatandaşları tesislerde istihdam ediliyor. Şu an yaklaşık 1000 kişinin çalıştığı Tayal SPA’da tesislerin tamamı faaliyete geçtiğinde 10 bin kişiye istihdam sağlanacaktır.

Haziran ayı içinde deneme üretimine başlayan ve alınan olumlu sonuçların ardından hızla dünya pazarına açılan Tayal SPA, ilk ihracatının ardından ağustos ayı içinde başta Almanya, İtalya ve Fransa olmak üzere Avrupa ülkelerine de sevkiyata başlayacak. Tayal SPA’nın üretime başladığı bir diğer tesis ise örme kumaş bölümü oldu. Ağustos ayı içinde faaliyete geçecek olan dokuma ve denim ipliği boyama tesisinin ardından şirket, Cezayir iç piyasasının ihtiyaçlarını sağladığı gibi Kuzey Afrika ve Avrupa ülkelerine denim kumaşı ve gömlek kumaşı da ihraç edecek.

Tayal SPA’da yatırımın ilk etabı devreye girdiğinde yılda 30 milyon metre denim kumaş, 14 milyon metre non-denim ve gömlek kumaşı, 3 bin 200 ton örme kumaş üretimi gerçekleştirilecek. İkinci fazın tamamlanmasıyla da kompleksin hazır giyim bölümü devreye girmiş olacak. Yaklaşık 10 bin kişinin istihdam edileceği tesiste yılda 12 milyon adet denim ve non-denim, 6 milyon adet gömlek, 12 milyon adet örme konfeksiyon ürünü üretilecek.

Cansu İş Elbiseleri San. Tic. Ltd. Şti.

Kuruluşlarda çalışmakta olan personellerin her türlü iş elbisesi önlük tişört pantolon ayakkabı ve promosyon tekstil ürünler gibi ihtiyaçlarının imalat ve satışını yapmakta olup en iyi fiyat en iyi kalite en iyi hizmet ayrıcalığı ile çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.

Etiketler: İş elbisesi, önlük, tişört, şapka

Satınalma Operasyonları Dijitalleşiyor !

 

 

 

 

 


 

 

 

This will close in 20 seconds