101. Yılımızda Egemenlik Yolunda Tam Dijital Bağımsızlık
Olgar ATASEVEN
Bu hafta bizim için çok önemli. Ben de bu doğrultuda bir yazı yazmak istedim. Günümüzde bir ulusun / ülkenin ileriye yönelik tam anlamı ile kendi egemenliğinde hareket etmesi bir çok unsura bağlı. Savunma, eğitim, tarım, teknoloji, sağlık ve benzer konuların sürekli strateji üretmemiz gereken başlıklar olduğunu biliyoruz. Bugün bu başlıklardan bir tanesini ele alacağız. Türkiye Cumhuriyeti’nin 101. yılında egemenlik kavramı yalnızca siyasi bağımsızlık değil, aynı zamanda dijital alanlarda da kendine yeterli olma ihtiyacını beraberinde getiriyor. Dijital bağımsızlık, bir ülkenin altyapısından veri güvenliğine, siber güvenlikten yapay zekaya kadar tüm dijital süreçlerde bağımsız hareket edebilmesini gerektiriyor. Bu noktada hem devletin hem de özel sektörün sorumlulukları büyük. Devletin sağladığı dijital hizmetlerin yaygınlaşması, stratejik bir güvenlik alanı yaratırken, özel sektörün inovatif adımları ve bağımsız teknoloji üretme çabaları da ekonomiye katkı sağlıyor.
Türkiye’nin Dijitalleşme Başarıları: Kamu ve Özel Sektör El Ele
Türkiye, son yıllarda dijitalleşme yolunda hızlı ve güçlü adımlar attı. Kamu hizmetlerinde e-Devlet kapısı, toplumun çeşitli kesimlerine dijital hizmet sunarken hız ve erişim kolaylığı sağladı. Vergi ödemeleri, sosyal güvenlik işlemleri ve tapu işlemleri gibi pek çok süreçte dijital çözümler, hem vatandaşlara hem de devlet kurumlarına büyük kolaylıklar sundu.
Özel sektörde ise Türk şirketleri, dijitalleşme yolunda oldukça hızlı ilerliyor. Özellikle finans, telekomünikasyon ve savunma sanayii alanlarında yerli teknoloji üretimine odaklanıldı. Bankacılık sektöründe dijital bankacılık uygulamaları, yapay zeka destekli müşteri hizmetleri ve blockchain çözümleriyle, Türkiye finansal teknoloji alanında öne çıkan ülkelerden biri haline geldi. Savunma sanayiinde ise Bayraktar TB2 gibi yerli insansız hava araçları, başlı başına ayrı bir başarı olan 5. nesil milli muharip uçağımız KAAN ve benzerleri dijital ve mekanik alanlardaki yetkinliğimizin önemli bir göstergesi oldu.
Dijital Bağımsızlık Yolunda Devletin ve Özel Sektörün Karşılaştığı Zorluklar
Evet bu örnekler çok güzel ama hayat toz pembe değil! Dijitalleşme ve bağımsızlık yolunda elde edilen bu başarıların yanı sıra, devlet ve özel sektör için bazı zorluklar da mevcut. Yerli yazılım ve donanım geliştirme konusunda hala bazı ciddi eksiklikler bulunuyor. Türkiye’nin teknoloji altyapısının önemli bir kısmı, yabancı yazılım ve donanım üreticilerine bağımlı durumda. Bu durum, verilerin güvenliği ve bağımsızlık açısından çok ciddi riskler barındırıyor.
Özel sektörde ise teknoloji girişimleri, özellikle finansman yetersizliği ve yüksek maliyetler nedeniyle inovasyon sürecinde yavaşlama yaşayabiliyor. Yerli teknoloji üretimindeki en büyük zorluklardan biri, bilgi birikimini geliştirme ve insan kaynağı yetiştirme noktasında ortaya çıkıyor. Yazılım geliştirme, yapay zeka ve veri analitiği gibi alanlarda yetkin çalışan bulma sorunu, bu alanlarda bağımsız hareket etme kapasitesini kısıtlıyor.
Dijital Bağımsızlık İçin Devlet ve Özel Sektörün Atması Gereken Adımlar
Türkiye’nin dijital bağımsızlık yolundaki bu zorlukları aşabilmesi için devlet ve özel sektör iş birliği hayati önem taşıyor. Her iki tarafın da yapması gereken stratejik adımları ben şahsen şu şekilde görüyorum:
- Yerli Yazılım ve Donanım Geliştirme
Kamu kurumları, güvenlik odaklı projelerde yerli yazılım ve donanım kullanımını zorunlu hale getirerek özel sektörü bu alanda daha fazla inovasyona teşvik edebilir. Özel sektörde ise teknoloji geliştirme süreçleri için devlet destekli fonlar ve teşvikler artırılmalı, girişimcilik ekosisteminin daha güçlü bir yapı kazanması sağlanmalıdır.
- Veri Güvenliği ve Siber Güvenlikte İş Birliği
Devlet ve özel sektör, dijital bağımsızlık yolunda ortak siber güvenlik stratejileri geliştirerek verilerin güvenliğini sağlamalı. Kamu ve özel sektörün kritik verilerini koruma amacıyla yerli siber güvenlik yazılımları ve şifreleme sistemleri geliştirilmeli ve bu sistemlerin kapsamlı bir şekilde kullanılması teşvik edilmelidir. Bu konuda olan kümelenmelerin yeterli olmadığını düşünüyorum.
- İnsan Kaynağı ve Eğitim Yatırımları
Türkiye’nin dijital bağımsızlık hedeflerine ulaşabilmesi için yetkin insan kaynağının yetiştirilmesi önemli. Devlet, eğitim kurumlarında dijital yeteneklerin geliştirilmesi için müfredatları güncellemeli ve teknoloji alanında Ar-Ge yapan üniversitelerle özel sektör arasında iş birliklerini desteklemeli. Özel sektör, çalışanlarını yapay zeka, veri analitiği, blok zinciri gibi konularda eğitmeye odaklanarak dijital yetenek kapasitesini artırmalıdır.
- Ar-Ge ve İnovasyon Teşvikleri
Devlet, dijital bağımsızlık için özel sektörde Ar-Ge çalışmalarını destekleyecek stratejik teşvikler sağlamalıdır. Özel sektör de inovasyon projelerine daha fazla yatırım yaparak yerli üretim kapasitesini artırabilir. Geliştirilen dijital ürünlerin ticarileştirilmesi sürecinde kamu ve özel sektörün birlikte çalışması, yerli ürünlerin uluslararası pazarda da kendine yer bulmasını sağlayabilir.
Bu başlıklara ilaveten iki konu daha ayrıca burada konuşmamızı gerektiriyor!
Yapay Zekanın (AI) Gücünü Yakalamanın Önemi
Dijital bağımsızlık yolunda yapay zeka (AI) teknolojileri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye için de stratejik bir öneme sahip. Yapay zeka, sağlık, eğitim, güvenlik ve sanayi gibi pek çok sektörde verimliliği artırma potansiyeline sahipken, aynı zamanda inovasyon süreçlerini hızlandırarak küresel rekabet gücünü destekleyebilir. Türkiye’nin yapay zeka alanında yetkinlik kazanması, hem devletin dijitalleşme hedeflerini destekleyecek hem de özel sektörün dijital dönüşümüne ivme kazandıracaktır. Yapay zeka uygulamalarını kendi altyapılarında kullanarak hem yerel çözümler geliştirebilir hem de veri güvenliğini sağlayarak, ulusal hassasiyetlere uygun bir teknoloji tabanı oluşturabiliriz. Bu bağlamda, yapay zekayı sadece tüketici olarak değil, üretici olarak da benimsemek, Türkiye’nin dijital bağımsızlık hedeflerine ulaşmasında hayati bir rol oynayacaktır. Yapay Zeka veri ile bu verinin kümüle olarak işlenmesi ile ilgili. Bir de ciddi bir işlemci altyapısı ihtiyacı gerekiyor. Bunlar sonradan tamamlanacak konular değil. Bugün başlarsak aranın açılmayacağı konular. ABD ve Çin özelikle ciddi takip etmemiz gereken ülkeler.
Gereksiz İşlerle Vakit Kaybetmemek
İkinci konu ise özellikle devletin zaten yerli yazılım ve teknoloji grupları tarafından geliştirilmiş yazılımları tekrar yazmak için vakit kaybetmemesi. Yani bir ERP yazılı artık devletin geliştirme kapsamında olmak yerine gerçekten yerli ve milli şirketlerin teknolojileri ile yürünmesi gereken konular.
101. yılımızda dijital bağımsızlık, Türkiye Cumhuriyeti için siyasi egemenlik kadar stratejik bir önem taşıyor. Türkiye, devletin sağladığı dijital hizmetlerle vatandaşlarının hayatını kolaylaştırırken, özel sektör inovasyonları sayesinde teknoloji dünyasında kendine sağlam bir yer ediniyor. Dijital bağımsızlık, hem devletin güvenliğini sağlama yolunda hem de özel sektörün küresel arenada rekabet edebilmesi için kritik öneme sahip.
Devlet ve özel sektörün iş birliğiyle hayata geçireceği stratejik adımlar, Türkiye’yi dijital alanda güçlü ve bağımsız bir ülke haline getirecek. Bu hedef doğrultusunda atılacak her adım, Türkiye’nin egemenlik yolunda daha güçlü, daha dijital bir bağımsızlık kazanmasını sağlayacak. Anlayacağınız Cumhuriyeti senede bir kez kutlamak ile değil, bu doğrultuda her an adım atarak, gelişerek, ve çalışarak diğer yüzyıllara doğru taşıyabiliriz. Uyanık olalım.
Olgar ATASEVEN
Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı