KPMG’nin üretim sektöründen 300 CEO ile yaptığı araştırma, Endüstri 4.0’ın eşiğindeki sektörün sancılarını mercek altına aldı. CEO’ların yüzde 95’i, Endüstri 4.0’ı tehdit değil fırsat olarak görüyor. Ancak 4. Endüstri Devrimi’nin sınırlarının net görünmemesi, liderleri temkinli adım atmaya zorluyor. Küresel üretim sektörü CEO’larının yüzde 66’sı çevikliğin iş dünyasının yeni para birimi olduğunu belirtiyor ve yavaş olmaları halinde iflas edeceklerine inanıyor.
KPMG’nin 2018 Küresel Üretim Sektörünün Geleceğine Bakış raporu yayımlandı. Araştırma sonuçlarına göre, CEO’lar şirketlerini dijital geleceğe taşımak için hazır ve harekete geçmiş olsa da yüzde 70’i büyük şirketlerin bu yönde ilerlemesi için gereken sürenin ürkütücü olduğunu düşünüyor. CEO’ların yüzde 50’den fazlasına göre, yönetim kurulları dijital dönüşümde makul olmayan bir yatırım getirisi beklentisine sahip. CEO’lar, yıkıcı teknolojilere ayak uydurma gerekliliğini kabul ediyor ancak yanlış tercihlerin yüksek maliyeti yüzünden birçok CEO henüz eski iş yapma biçimlerini radikal olarak değiştirmek için gereken adımları atmadığını itiraf ediyor. Yüzde 33’ü ise şirketinin teknolojik yeniliğe ayak uydurma mücadelesi verdiğini belirtiyor.
KPMG Türkiye Endüstriyel Üretim Sektör Lideri Hakan Ölekli, araştırmanın üretim sektörünün dijital dönüşüme yaklaşımını ortaya koyduğunu söyledi. Sektörün geriden geldiğini ve önünü göremediği dönüşüme mesafeli durduğunu belirten Ölekli, “Dijital dönüşüm yolunda adım atmaya başlamamak bir seçenek değil. Şirket liderleri büyük düşünerek ve cesurca hareket ederek bu yolculuğu sahiplenmeli. Üretim, dijitalleşmenin etkilerini anlamaya yeni başladı ama şimdiden geleceğin işgücü yeniden tanımlanıyor. Araştırmaya katılan neredeyse her üretici dijital dönüşümün getireceği faydaları kabul ediyor ancak şu anki işgücü üzerindeki etkisi ve insanları geleceğin işgücüne çekebilme konusunda sorun yaşıyor. Geçen 1,5 yılda makine öğrenimi teknolojilerini kullanmak için veri bilimcisi grupları oluşturan şirket sayısında çok büyük artış olduğunu görüyoruz. Şirketler bunları yalnızca mevcut işletme sorunlarını çözmek için değil aynı zamanda yeni ve daha akıllı bağlantılı ürün ve hizmetler geliştirmek için kullanıyor” dedi.
Araştırmadan çıkan başlıklar şöyle:
Satınalma Dergisi tüm içeriği ile Satınalma Cep’te !
Satınalma Cep Akıllı Satınalma Asistanını aşağıdaki butonlar yardımıyla ücretsiz indirebilirsiniz. Tüm sektörlerden en yeni gelişmeler, mesleki yayınlar, kolay teklif toplama, fırsat ve kampanyalar, tedarikçi arama, e-öğrenme, dergi ve haber içerikleri, satınalma check-up ve hediyeler uygulama içerisinde sunulmaktadır.
Yeni para birimi: Çeviklik
Küresel üretim sektörü CEO’ları değişim ve büyümeye yönelik fırsatlar konusunda olumlu ve CEO’ların yüzde 95’i 4. Endüstri Devrimi’ni tehdit değil fırsat olarak görüyor.
CEO’ların üçte ikisi, şirketinin işletme modelinin radikal dönüşümüne liderlik etmeye hazır olduğunu belirtirken, her 10 CEO’dan 7’si dijital dönüşümden sonuç alma süresinin bunaltıcı olduğunu söylüyor.
CEO’ların yaklaşık üçte ikisi çevik bir şekilde hareket etmeyi iş dünyasının yeni kuralı olarak görüyor ve“Çeviklik iş dünyasının yeni para birimi, çok yavaş kalırsak iflas ederiz” diye düşünüyor.
Çalışan sayısı artacak
Araştırma sonucu, üretimde işgücünün parlak bir geleceği olduğunu söylüyor. CEO’ların yüzde 66’sı yapay zekanın yok edeceğinden daha çok iş yaratacağı konusunda hemfikir ve aynı oranda kişi, veri bilimcilerin üretim alanında en çok talep edilen uzmanlar olacağını tahmin ediyor. Yüzde 50’si kestirimsel analitiğin trendleri kestirmekteki becerisine güven duymuyor. Yapay zeka ise CEO’lar tarafından maliyet tasarrufu yerine bir stratejik fayda olarak görülüyor.
Siber saldırı büyük risk
Endüstriyel üretim CEO’larına göre, siber saldırılar kaçınılmaz. Siber güvenlik endişesi üretim sektöründe diğer sektörlere göre daha yüksek. Sektör CEO’larının yalnızca yüzde 50’si siber tehditlere hazır olduğunu düşünüyor.
Küreselleşme hem fırsat hem tehdit
CEO’ların yüzde 55’i, ülkeselliğe dönüşün sektörün büyümesi önündeki en büyük tehdit olduğuna inanıyor ve günümüzdeki jeopolitik belirsizliklerin, diğer sektörlere kıyasla üretim sektörü üzerinde eşi görülmemiş derecede endişe verici bir etkiye sahip olduğunu belirtiyor. Diğer yandan, Doğu Avrupa, Orta Amerika ve Asya Pasifik başta olmak üzere gelişmekte olan pazarları önümüzdeki iki yıl için bir büyüme kaynağı olarak görüyor.