Prof. Dr. Mahmut Tekin
Selçuk Üniversitesi Bölgesel Araştırma Ve Uygulama Merkezi Müdürü
mahtekin@selcuk.edu.tr, mahtekins@gmail.com
Otomasyon (sibernetik), insanın makineyle birlikte iş yapması… İlk olarak el yüz yıkama makinesini ülkemizde 1200’li yıllarda icat eden kişi (Ebu’l-İz), elini uzattığında otomatik olarak suyun akmasıyla ve havlunun uzatılmasıyla birlikte insan makine etkileşimini başlatmıştı… Ve dahası bu bilim insanı, o gün sadece su, hava ve hayvan gücü kullanarak gerçekleştirmiş ve birçok robot, otomatik hareket eden mekanizmaları ve su saatini vs. ilk olarak tasarlamıştır. Benzer makinelerin daha sonra Çin, Hint, İran ve Avrupalı bilim insanları tarafından da yapıldığı da görülecektir… 1920 yılında Karel Çapek, (Çek romancı) Çekçe mekanik işçi, Fransızca ve İngilizce mekanik insan sözcüğünden türetilen robot, otomasyonun öncüsü olarak bir çığır açmıştır… Evde kullandığımız çamaşır makinesi, bulaşık makinesinden, sanayideki boyama robotuna, kaynak robotuna, ev yönetim sistemlerine ve çevre güvenlik sistemlerine kadar otomasyon hayatımızın bir parçası olmuştur artık… Otomasyon bağlamında robot; makine insandır… İnsan biçiminde ve metalden vb. yapılan, programlanınca belirli bir işi/işleri yapabilen, insan yerine kullanılan otomatik makinedir robot… Burada amaç, işin makine tarafından (otomat) yapılmasıyla insanın işini kolaylaştırmaktı…
Sanayide insanın makineleri kullanarak iş yapması bir bakıma insan makine etkileşimi buhar makinasının icadıyla başladı… Tüm ağır ve zor işler buhar gücü kullanılarak makine ile yapıldı.. Bu durum işlerin insan emeğine göre; çok daha kolay, hızlı, verimli ve ekonomik olması gibi çok önemli avantajlar sağladı… Sonraları elektriğin icadıyla insanın üretimde makinelerde elektrik gücünü kullanması önemli fırsatlar getirdi.. Son aşamada tüm bunlara ilave olarak insanın bilgisayarları ve bilgisayarlı otomasyon teknolojilerini tüm işlerin yapımında kullanması; işleri doğru, hızlı, kaliteli, verimli ve düşük maliyetli hale getirdi… Ve artık en son aşamada (şimdi ve gelecekte) insan etkileşimi olmaksızın bilgisayarlı robot teknolojileri ile makineler arası etkileşimle tüm üretim ve hizmetin operasyonel süreçler ve bilgi süreçleri otomasyonla yönetilecek… Örneğin; sosyal medyada yapılan paylaşımların bizim sayfamıza otomatik olarak gelmesi ve tüm süreçlerin otomatik olarak yönetilmesi verinin bilgiye dönüşmesi gibi…
Farkında mısınız acaba artık tüm işlerimizde otomasyon, işlerimizin önemli bir parçası haline geldi ve gelmeye devam ediyor…. Küresel bir dünyada tüm pazara hakim olan rekabetçi koşullarda üretimde; hız, standart, kalite, performans, verimlilik ve maliyet önemli hale gelmiştir. Bunu sağlamının tek yolu teknoloji odaklı olarak çalışmaya dayalı otomasyondur… Çünkü; teknolojiye hâkim olan otomasyonla tüm süreçlere ve pazara da hâkim oluyor. Otomasyona dayalı çalışmak dışında da başka bir seçeneğimiz yok gibi… Çünkü; bizi otomasyona hem müşterilerimiz hem tedarikçilerimiz ve hem de üretim ve pazar koşulları zorlamaktadır… Küresel bilgi çağında başta sosyal medya olmak üzere cep telefonunun bilgisayar özelliği kazanması ve bilişim teknolojilerinin yaygın bir şekilde kullanılması sonucu otomasyonun hızla arttığı görülmektedir. Neredeyse otomasyonun olmadığı bir iş yok gibi… Bilginin anlık olarak nesneye/cisme dönüştüğü bilgi toplumunda ve özellikle de Endüstri 4.0’la artık otomasyonla her şey bilgiye (bilgi ve bilgi yönetimine) göre şekillenmektedir. Bu bir bakıma; bilginin ürüne, ürününde nesnelerle bir başka ürüne/hizmete dönüştüğü nesnelerin dünyasıyla artık her şeyin sil baştan otomasyonla yeniden sanal olarak yaşandığı ama gerçek olarak yaşanan bir dünya.. Bu bağlamda sanal organizasyona ve süreçlere bağlı nesnelerin dünyasında; ürün, hizmet, yönetim, işletme, pazarlama ve finans… gibi tüm alanlar bilgi yönetim süreçlerinin otomasyon sistemleriyle anlık olarak nesnelere dönüşümünün tasarlanmasına göre kurgulanarak gerçekleştirilmekte ve yaşanmaktadır… Konu birçoğumuza karışık/karmaşık gelebilir… Otomasyon ve otomasyon süreçlerinin hayatımızın bir parçası haline gelmesi bir gerçek.. ve bu durum daha da yoğun olarak yaşanacak..
Zaten “akıllı” olarak tanımlanan ve hayatımıza giren pek çok şeyin (araç/eşya/cisim..) temel işlevinin otomasyon olduğu görülecektir… Akıllı telefonlar, akıllı otomobiller, akıllı evler, akıllı şehirler, akıllı fabrikalar, akıllı depolar, akıllı marketler, akıllı hastaneler, akıllı okullar, akıllı bürolar ve akıllı… olarak hayatımızda olan tüm araç, gereç, eşya cisim, sistem ve bunların tümü ve daha fazlası otomasyonun geldiği son aşmadan başka bir şey değil… Kurgusal olarak baktığımızda otomasyon olarak ortaya çıkan her şey insan ve makine etkileşimiyle üretimin her aşamasında dijitalleşme ile birlikte akıllı üretim sistemlerinin ortaya çıkmasıyla sanayide ve hizmet sektöründe önemli bir paradigma değişimine yol açmıştır… Bu paradigma değişimi bir bakıma, tam otomasyona dayalı iş yapmayla birlikte Endüstri 4.0’ın da hayatımıza girişinin de bir başlangıcı… Bu gelişmede özellikle otomasyon uygulamaları için kullanılan; İnsan Makine Arayüzü (HMI), Inverter, Servo Motor, Servo Sürücü, DC Motor, SCADA, Sensör ve Dokunmatik Ekran,..vb gibi araçların önemli etkisi olmuştur…
Günümüzde özellikle endüstriyel otomasyon artık üretimde robotların kullanılmasına dayalı olarak yapılmaktadır. Otomasyona bağlı olarak otomatik şekilde çalışan bilgisayarlı makineler/robotlar anında, hızlı ve verimli bir şekilde sürekli tekrarlayan görevleri başarılı bir şekilde yapabilmektedirler. Artan iş yükü ve süreçlere bağlı olarak büyük bilgi (big data) kullanımının zorunlu olarak öne çıktığı tüm sistemlerde artık sadece insan gücü ile bu işlerin yapılması imkansız hale gelmiştir… Rekabet etmek için verimliliği artırmak ve bunun içinde otomasyona geçmek zorundayız…
Patrick Caughill tarafından derlenen ve McKinsey Global Institute tarafından hazırlanan yeni bir rapora göre, şu anda yaptığımız işin neredeyse yarısı 2055 yılına kadar otomatikleştirilebilecek… Bir bakıma her iş, işlem ve süreçte otomasyon istilası olacak… Belki bir bakıma çok önemli bir gelişme olursa bu en fazla 20 yıl kadar ötelenebilir hepsi o kadar… Raporun yazarı, bunun önümüzdeki on yıllar boyunca kitlesel işsizlikle boğulacağımız anlamına gelmediğini vurgulayıp, “Asıl yapmamız gerekenin makinelerin yanında insanlarla çalışmaya nasıl devam edebiliriz?” Sorusuna cevap vermekten geçtiğini ifade etmiştir. Rapor, otomasyona geçişin de verimlilik açısından küresel bir artış sağlayacağını öne sürüyor: otomasyonun verimlilik artışını yılda yüzde 0.8 ila 1.4 artıracağını tahmin edilmektedir… Otomasyon bir bakıma iş ve süreçlerde otomatik olarak makine kullanımını artırarak; insan hatası, zaman, enerji ve kaynak israfını önlemek, hastalık, yorgunluk ve halsizliğe verim kayıplarını ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Robotlar veya yapay zekâ, makine öğrenimi, derin öğrenme ve diğer otomasyon teknolojileri ile mesleklerin yaklaşık yüzde 60’ında insanların yaptığı şeylerin yüzde 30’undan fazlasının otomatikleştirilebileceğini belirtmiştir…
Otomasyonla kitlesel olarak işgücü iş/saha/sektör değişiminin gerçekleştiği tarihte tarımdan sanayiye geçiş gösterilebilir… Örneğin; 20. yüzyıl boyunca ve bugüne kadar Birleşik Devletler’de, tarımsal mekanizasyona bağlı otomasyonla tarımdaki işgücü kullanımı yüzde 40’dan sadece yüzde 2’den daha az bir seviyeye gelmiştir… Peki; Yüzde 38 işsiz mi kaldı?… Hayır… Çünkü; işsiz kalan insanlar ekonomide ortaya çıkan yeni alanlar/işler/meslekler bularak o işlerde (dağıtım, pazarlama, finans, turizm, yazılım, vb..) çalışıyor… Otomasyon, işsizlik anlamına gelmiyor… Tam tersine işgücünün otomasyonla ortaya çıkan yeni alanlarda çalışmasına imkân sağlıyor… Otomasyona geçiş, her sektörde çok değişkenlik gösteriyor… Endüstriyel otomasyon devrimi; sanayide, tarımda, inşaatta, üretimde otomasyona bağlı büyük makinelerle birlikte kitleler için yeni roller ortaya çıkardı… Örneğin; tarımda yüzlerce işçinin yaptığı pancar toplama, havuç toplama, mısır toplama vb. işleri sadece bir makine kısa bir sürede yapabilmektedir… Otomasyon bazı yüksek vasıflı işçiler için yeni roller ortaya çıkaracak… Burada katma değerli alanlara yönelerek evrensel gelirden daha çok pay alacak inovatif ve kreatif alanlara yönelmektir… Otomasyondan en çok etkilenecek olan ülkeler arasında %49 -51 otomasyonla; Türkiye, Rusya Federasyonu, Brezilya, Çin, Hindistan Brezilya, İtalya, .. % 51 den fazla otomasyonla; Meksika, Japonya Singapur gelmektedir… Bu ülkelerde mevcut teknolojilerin uyarlanmasıyla birlikte iş, işlem ve süreçlerde otomatikleştirilebilecek faaliyetler ağırlık kazanmaktadır… Bu durum bize ülkemizde önemli otomasyon fırsatları sunmaktadır… Verimlilik, kalite, hız, rekabet, büyüme ve gelişme… Elbette her fırsatın aynı zamanda tehditler de sunduğunu unutmamak kaydıyla… Otomasyonun yaptığımız işlerde hayatımızın bir parçası haline geldiği ve geleceği yeri keşfettiğimiz an, bizim için her şey bitmiştir artık.? O vakit, yoğun bir rekabetin yaşandığı her saniyenin altın kıymetinde olduğu bir yarışta otomasyona geçmek için niye bekliyorsunuz… kaybedecek vakit yok…! Sevgiyle ve sağlıcakla kalın…