Coşkun GÜZER
Satınalma Yöneticisi
THY
Türk Dil Kurumu Büyük Sözlükte kelime anlamı olarak satınalma ; “ Kişi, kurum ve kuruluşlarda gereksinim duyulan malları ve ihtiyaçları almaya yetkili birim” olarak belirtilmiştir.
Hepimiz aslında günlük yaşam içerisinde para harcamayı seviyor ve parayı yönetmekten hoşlanıyoruz. Bu durum paranın harcanmasının yanı sıra gücünün hissedilmesi içinde aynen geçerli bir kural. Herkes yönetmek, karar vermek, işin son noktasını koyarak, karar verici olmak istiyor. Tamam dediğiniz gibi olsun, buraya kadar herşey çok güzel. Ancak iş, yapılan işlemlerin hesabını vermeye, birilerine yapılanların nedenlerini açıklamaya geldiğinde herkes mevcut sorumluluk alanına geri dönüyor ve organizasyon içerisindeki satınalma departmanları adres olarak gösteriliyor.
Yani işin özü; Satınalmaya çok meraklı ancak hesap vermekten bir o kadar hoşlanmayan genel bir organizasyon yapılarımız var.
Her sektörde, şirketlerin kurduğu sistem ve organizasyonlarda mutlaka planlanmayan olağan dışı Acil durumlar ile karşıkarşıya kalınabilir. Özellikle canlı proseslerde bu tip durumlar daha sık oluşabilir. Bu olağan dışı durumlara karşı kurumların satınalma prosedürlerinde özel bir alan açılarak belirtilmeli, olası durumlara karşı minimum stok bulundurulmalıdır. Acil olan plansız alımlarda mutlak surette satınalma departmanları bilgilendirilmeli oluşturulacak ortak akıl ile hareket edilmeli bu durum asla suistimal edilmemelidir. Aksi takdirde gerçek acil durumlar hassasiyetini kaybetmekte, gerçekten yaşanacak acil durumlarda ilgili birimler reaksiyon göstermemektedir.
Ayrıca şirket yapısında bulunan tüm departmanlara satınalma departmanının fonksiyonları şirket içi bilgilendirmeler ile net bir şekilde anlatılmalı, görev ve sorumlulukları hakkında bilgi verilmelidir. Alınacak birkaç küçük önlem ile yaşanabilecek büyük problemlerin önüne geçilebilmektedir.
Geçmiş yıllarda patronun bir akrabası yada bir yakını olan satınalmacılar, gün geçtikçe profillerini yükseltmiş, günümüzde önemli bir profesyonellik ve uzmanlık alanı olduğu görülmektedir . Bu sebeple tüm satınalma gruplarının ortak bazı özelliklerinin gelişmesi gerekmektedir. Bu mesleği kendisine gerçekten bir meslek olarak belirleyen ve hedefleri olan kişilerin bazı ortak özellikleri geliştirmesi kaçınılmazdır.
Öncelikli olarak satınalma uzmanlığında ilerleyecek kişiler;
- Dürüst, ilkeli ve etik değerlere bağlı,
- Pazarlık yeteğine sahip,
- Sorumluluk üstlenebilen,
- İnsan ilişkileri çok iyi ve sosyal yanı kuvvetli,
- Araştırmacı ve sorgulayıcı,
- Mali piyasaları takip eden, ülke ve dünya ekonomik gelişmelerden haberdar,
- Güncel trendleri takip eden, fırsatları takip eden,
- Tedarikçiler ve şirket içindeki iç müşterileri ile iletişiminin iyi olması,
bir satınalmacıda olması genel ortak özellikleri olarak belirleyebiliriz.
Unutulmamalıdır ki; Şirketler teknoloji ve iyi bir denetim mekanizması ile süreç/adım kontrollerini yaparlar. Ancak sonuçta herşey insan marifeti ile sağlanmaktadır.
Satınalma mesleğinin önde gelen isimlerinden ve benim ilk yöneticim olan, Sayın Birol Karakuş’un çok güzel bir ifadesi ile konuyu bağlamak istiyorum.
“Sistem herkesi art niyetli olarak tanımlar ve buna göre kontrol eder, ancak biz dürüst ve ilkeli insanlarla çalışırız.”
Saygılarımla arz ederim.
Genel itibarı ile güzel bir yazı Coşkun bey.
Basit bir toplam satınalma maliyeti ve risk değerlendirme vakası örnek vereyim, bakış farkını anlatmak için..
Alınacak hizmet veya mal ile ilgili tüm teklifler alınmış, sözleşme konusunda çok ağır bir sözleşme direten tedarikçi, hernekadar en düşük fiyatı verse de, antlaşmayı ,2. En iyi fiyat veren ile yaptık. Konu ile ilgili bir çok soru aldım, temeli neden en ucuz olanın alınmaması idi?
Oluşabilecek riskin ağır maliyeti için , öyle bir risk gerçekleşir mi , nerden olucak.. şeklinde geri bildirimleri sonrası..Eğer bu risk gerçekleşirse maliyeti kabul eder misiniz dediğimde, toplu bir ağızdan HAYIR tabiki dendi.
Peki dedim benim kabul etmeme neden karşı çıkıyorsunuz ?
İç müşteri yönetimi başlığı altında, bu şekilde, empati yoluyla ikna etmek zor değil. Bunun yanında satınalma harici bölümlerin, merak ve normal hayattaki satınalma içgüdüsü ile bir çok alımı sorgulandığı zaman, anlatmak/açıklamak/ikna etmek yorucu olabiliyor.
Uzun ve başalı bir iş hayatı dilerim..
Sevgili Engin Bey,
Öncelikle yorumunuz için çok teşekkür ederim. Konuya gelince maalesef bizim mesleğimizin en büyük cilvesi bu diyebiliriz. Maliyeti ucuz olanı tercih etmek, kaliteli olanı tercih etmek vs. herkesin yaptığımız işte bir fikri var. Bu fikri ulu orta her yerde beyan edebiliyor. Sizi çok iyi anlıyorum. :):)
Ancak ben bu konu şöyle bir yaklaşımda bulunuyorum. Her alımın kendine has özellikleri ve dinamikleri mevcut. Bundan dolayı her alım başka bir strateji ve yaklaşımı gerektiriyor. Satınalma operasyonunun müzakere dinamiğinin iyi belirlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bazen pazarlık konusu para iken, bazen sadece süreyi konuşabiliyoruz. Yada nakliye veya teslim şekli çok önem kazanıyor. Tamamen şartlara ve alımın şiddetine bağlı değişkenlik gösteriyor. Öyleyse en doğru ifade ile ; DOĞRU SATINALMA ‘dan bahsetmeliyiz. Doğru satınalma sadece ucuzu değil hangi şiddetli ihtiyacımı karşılıyor ise o en iyi satınalma olarak belirlemeliyiz. En ucuz, en hızlı, en büyük vs. değil en doğru satınalmayı hedeflemeliyiz. Şeffaf hesap verebilir ve doğru teknikler ile satınalma yapıldığı sürece yolumuza devam etmeliyiz diye düşünüyorum.
Saygı ve hürmetlerimle,
Coşkun GÜZER
Coşkun GÜZER