6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında, işveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapmakla yükümlüdür (6331/m.4).
Bu kapsamda, işyerine, sarhoş veya uyuşturucu madde almış olarak gelen ve işyerinde alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanan çalışanlarla ilgili gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü de işverene aittir. Nitekim, 6331 sayılı Kanun’un 28 inci maddesi, işyerine, sarhoş veya uyuşturucu madde almış olarak gelmeyi ve işyerinde alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanmayı yasaklamıştır (6331/m.28).
İşçinin bu konudaki aykırı davranışı, işverene haklı nedenle derhal fesih yetkisi vermektedir. İşveren, 6331 sayılı Kanunun 28/1 nci maddesine aykırı davranan işçisi ile ilgili olarak, 4857 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinin (d) alt bendinde düzenlenmiş olan “işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmek ya da işyerinde bu maddeleri kullanmak” hükmü gereğince haklı fesih yetkisini kullanabilecektir.
Ancak, işçinin iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanabilmesi için, işçinin işyerine, sarhoş veya uyuşturucu madde almış olarak gelmesi veya işyerinde alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanmış olması halinde mümkün olabilecektir. Mesai saatleri dışında ya da yıllık ücretli iznini kullanmakta iken, işçinin sarhoşluğu ve bu sarhoşluk nedeniyle ehliyetine el konulması işyerinde bir olumsuzluğa yol açıyorsa, bu durum haklı nedenle fesih olarak değil geçerli nedenle fesih olarak değerlendirilmelidir.
Nitekim Yargıtay’a göre, “davacı işçi yıllık izinde olduğu dönemde alkollü araç kullanmış olması nedeniyle ehliyetine altı ay süre ile el konulmuş olması gerekçe gösterilerek, davacının iş sözleşmesi feshedilmiştir. Davacı, ehliyetine el konulduğunu amirine bildirmiş, amirinin davacı ile ilgili olan bu olayı üst yetkililere iletmemiş olmasının sorumluluğu davacıya yükletilmesi mümkün değildir. Davacının altı aylık süre içerisinde amiri tarafından geri hizmetlerde çalıştırıldığı dikkate alındığında eylemin haklı sebep teşkil etmediği açıktır. Davalı işverene ait aracı kullanırken ve çalışması sırasında alkollü araç kullanması ve ehliyetinin alıkonulması söz konusu değildir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 84. maddesine göre (şimdi 6331 m.28) işyerine sarhoş veya uyuşturucu madde almış olarak gelmek ve işyerinde alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanmak yasaktır. Davacı işyerinde ve görevi sırasında alkol almadığı sabit olduğuna göre, davalının gerçekleştirdiği feshin haklı sebebe dayanmadığı, bu sebebin, olsa olsa geçerli neden oluşturduğu değerlendirilmelidir [1].
[1] Y9HD.1.6.2015 T., E.2014/9729, K.2015/19032 Legalbank.