Türkiye’de büyüme trendini sürdüren dış ticaret hacmi ile paralel hızda lojistik sektörü de gelişim göstermektedir. Geniş vizyonlu profesyonel bakış açısına sahip lojistik sağlayıcılarının desteği ile uluslararası iş oluşumu etkinleşmektedir. Standart taşıma 3PL hizmetlerindeki özellik arz eden taşımalarda daha da önem kazanmaktadır. Uluslararası ticaretin yoğunlukla konteyner taşımacılığı, RORO, ya da kara nakliyesi ile yapıldığınıbilmekteyiz. Ancak tesis kurulumu yada taşınması, makine hattı enerji santralleri gibi proje bazlı taşımalarda proje lojistiği kavramı ile karşılaşıyoruz. Gabari dışı kabul edilen yüksek hacimli yüklerin taşınması ve tüm lojistik sürecinin tanımını içeren “proje lojistiği” kavramı sanayi yatırımlarının artması ile daha da bilinir hale gelmiştir. (özellikle enerji sektöründe)
Proje lojistiği ciddi uzmanlık ve altyapı gerektiren bir süreçtir. Tüm taşıma modlarını içerebilmektedir. Süreci daha iyi ifade edebilmek adına bizzat yürüttüğüm bir proje ile örneklendirmek istiyorum;
O.S.B. ‘de laminat üretimi yapan ve Düzce’de üretim tesisi bulunan önceden çalışmış olduğum şirket Almanya’dan yüksek basınçlı CPL laminat press hattı ithal etmeye karar verdi. Oldukça maliyetli olan makine hattı, özenli bir taşıma süreci gerektiriyordu. Taşıma öncesinde sektörde proje taşımacılığı konusunda söz sahibi birkaç firma ile görüşme yaparak elemeler sonucu bir firmada karar kıldık. Lojistik sağlayıcı üretici firmanın sahasında yerinde keşif yaptı. Firmanın yükleme yeri, depo çıkışı vs. tüm detaylar inceleyerek yükleme anında oluşabilecek bütün sürprizleri önlemek adına iyi bir önlem almış oldu. Makine ana hattı 76 ton ağırlığında ve toplam 11 tır ile taşınabilecekti. Lowbed araç hattın ana gövdesini, diğer standart tırlar ise kalan kısımları taşımak üzere organize edildi.
Almanya’dan Türkiye’ye en uygun geliş güzergâhını belirledik. Nihai varış noktası Düzce olacaktı ancak lowbed aracın Anadolu yakası köprü geçişi için özel izin gerekecekti, bu nedenle, güzergâhı varış Derince Liman olacak şekilde organize ettik. Yükleme Aralık 2012 de gerçekleştirileceği için nehir taşıması olması durumunda suların donması gibi doğabilecek tüm sorunlar tek tek düşünülerek güzergah oluşturuldu.
Güzergahı netleştirdikten sonra, hat üzerinde ki gerekli tüm yasal izinler taşımayı üstlenen lojistik firması tarafından alındı. Önce ana hattın lowbed araca yüklemesi yapıldı, ithalatçı firma olarak talebimiz üzerine yüklemenin her anını görebilmemiz için 3G ile bağlanarak canlı olarak aracın yüklenmesini ve fabrikadan çıkışını izlememiz sağlandı. Diğer parçalar 3’er gün aralıklı olarak yüklendi. Araçların seyir durumu ile ilgili periyodik olarak bilgilendirildik. Lowbed araç yaklaşık 10 gün gibi bir sürede Almanya’dan Derince Limanı’na varış yaptı. Gümrük işlemlerinin tamamlanmasının ardından Düzce’de bulunan tesise gönderildi. Almanya fabrika çıkışından Düzce tesise kadar olan taşıma sürecinde lowbed araca 2 eskort araç eşlik etti. Taşımacı firma Almanya fabrikada yapmış olduğu fizibiliteyi Düzce tesisinde de gerçekleştirerek üretim hattının sorunsuz ve hasarsız olarak varış noktasına ulaşmasını sağlayarak her iki taraf adına da başarılı bir projeye imza atmış oldu.
[images cols=”four” lightbox=”true”]
[image link=”3335″ image=”3335″]
[image link=”3336″ image=”3336″]
[image link=”3337″ image=”3337″]
[image link=”3338″ image=”3338″]
[image link=”3339″ image=”3339″]
[image link=”3340″ image=”3340″]
[/images]
Proje lojistiğinde taşımaya konu olan emtia hacim olarak fazla olduğu kadar maddi olarak ta büyüklük gösteriyor ve taşımanın hasarsız olması daha da önem kazanıyor.
Süreçte tüm taşıma modlarının etkin kullanımı, taşıyıcı, tedarikçi, alıcı ve diğer unsurların koordine olması, izin gözetim, sigortalama, elleçleme gibi tüm aşamaların titizlikle yönetilmesi mikrodan makroya proje lojistiğinin başarısını oluşturmaktadır.
Harika Çamlıbel
[box type=”note”]Bu yazı Satınalma Dergisi Eylül 2013 sayısında yayınlanmıştır. Kaynak gösterilmeden izinsiz kullanımı yasaktır.[/box]