İş sözleşmeleri iş hukukunun temel prensipleri içinde yer almakla beraber, genel olarak Borçlar Kanunu’nda düzenlenen “Hizmet Sözleşme”sine dayanan işçi-işveren ilişkileri diğer sözleşme türleri gibi sadece tarafların özgür iradeleri bırakılmamıştır. 4857 sayılı, 5953 sayılı ve 854 sayılı Kanunlarda ayrıca düzenlenmiştir. Düzenlemelerin esas çıkış noktası işçi ve işverenin hak ve borçları arasında emeği koruma düşüncesidir.
İŞ HUKUKUMUZDA TARAFLAR ANLAŞARAK İŞ İLİŞKİSİNİ SONLANDIRAMAZ
İş hukukumuzda işçi ve işverenin birbiriyle anlaşarak iş ilişkisini sonlandırabileceği bir düzenlemeye yer verilmemiştir. İş ilişkisinin sonlandırılabileceği haller 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17 nci ve 25 inci maddelerinde açıklanmıştır.
İşçi17 inci maddeye göre iş sözleşmesini sona erdirmesi durumunda; durumu işverene bildirmek; ihbarda bulunmak zorundadır. İşçi iş sözleşmesini kendisinin feshetmesi durumunda da işverenden kıdem tazminatı talep edememektedir. Aynı şekilde işverenin iş sözleşmesini sona erdirmesi durumunda fesihi işçiye önceden haber verme zorunluluğu bulunmakla beraber; kıdem tazminatı da ödemek zorunluluğu da bulunmaktadır.
İŞ GÜVENCESİNİN RİSKLERİNDEN KORUNMAK İÇİN İKALE SÖZLEŞMESİ
30 kişiden fazla çalışanı olan işyerlerinde çalışan işçiler için mevzuatımız iş güvencesi kavramını tanımlamaktadır. 4857 sayılı Kanun’un 18 inci maddesindeki tanımına göre; “Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.”
…
Yazar:Sertaç Köksal
Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Aralık 2014 sayısında bulabilirsiniz.!
Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!