Ne zaman ecnebilere[1] ait bir üretim tesisi, makine tasarımı veya araç-gereç görsem ve bunların bizler tarafından yapılamadığını da biliyorsam; şöyle bir bakar ve derim ki,
Adamlar Yapmış !
Burada adı geçen ve yapmış olan adamlar bazen Amerikalılar, bazen Avrupalılar ama çoğunlukla da Japonlar oluyor ne hikmetse.
Bu arada Japon derken tüm çekik gözlüleri ifade etmiyorum, yanlış anlaşılmasın. Çünkü toplum olarak bizler Koreli, Çinli ya da Japon’u pek ayırma zahmetine girmeyiz, çekik gözlü ise Japon’dur der geçeriz.
Ben uğraştım ama sonunda aralarındaki farkı yüzde doksan doğrulukla ayırt etmeyi öğrendim, darısı başınıza.
Her neyse, lafı uzatmayalım.
Bu çalışma benim Etnoloji bilgimi övmek için değil, “Yapan Adam” olan ecnebi adamlardan Japonların, bütün bunları nasıl yapmış oldukları üzerine hazırlandı.
Araştırdım, sordum ve nasıl yapabildiklerinin cevabını aldım:
整理、 整頓、 清楚、 清潔、 しつけ
???
– Vay be, çok basitmiş! Niye daha önce düşünemedim? –
Japonca okuyamayan olursa diye okunuşunu da yazacağım ama pek de bir şey değişmeyebilir:
Seiri, Seiton, Seiso, Seiketsu, Shitsuke
Ha! Durun bir dakika.
Bak şimdi bu biraz anlaşıldı. İşletmelerde özellikle üretim sahalarında asılan ve üzerinde 5S yazan pankart ve afişlerden bu kelimeleri hatırlayanlar olmuştur. Tamam mademki hatırladık, biliyormuşuz da zaten, okumayı sonlandırabiliriz.
Yok, yok.
Bilsek de bilmesek de “bir de böyle düşünelim” diye konunun üzerinden tekrar geçmekte yarar var. Çünkü sorun bilip bilmemekte değil. Bildiğini uygulayıp uygulayamamakta.
Şimdi sırasıyla bu 5 tane S sesiyle başlayan kelime nasıl oluyor da ne yapıyor da başarıyı getiriyor tek tek bakalım.
- Seiri (Ayıklama): Çalışma alanında anlık ihtiyacı duyulmayan malzeme, ekipman ve aletlerin sınıflandırılarak ilgili bölgeden uzaklaştırılması.
Not: Bu ilk aşamanın iyi yapılması diğer aşamalar için çok önemlidir;
Eğer bu Ayıklama yapılmazsa veya eksik yapılırsa:
- Fabrika hızla kalabalıklaşır ve çalışmak zorlaşır.
- Sahadaki gereksiz malzemeler süreç akışını zorlaştırır, zaman kaybı artar.
- Yüksek ve yükselen bakım maliyetlerine neden olur.
- Ayak altındaki malzemelerden dolayı çarpma, yaralanma vb. nedenlerle İş güvenliğini sağlamak zorlaşır.
- Karışıklık içinde bulunamayan malzemeler tekrar satın alınır.
- Çalışanlar iş dışında arama tarama işleriyle de uğraşmak zorunda kaldıkları için moral olarak kötü etkilenirler.
- Seiton (Düzenleme): Sürekli ihtiyaç duyulan ekipman, demirbaş vb. malzemelerin bulunmasını ve kullanılmasını kolaylaştırmak amacıyla yapılan dizme, düzenleme ve tertip işidir. İyileştirme projesi her türlü alet, aparat ve makineyi kapsar.
Eğer bu Düzenleme yapılmazsa veya eksik yapılırsa:
- Gereksiz hareket artar, iş kaybı olur.
- Aramalar nedeniyle zaman kaybı olur.
- İnsan enerjisi zayi olur.
- Aşırı stok oluşmaya başlar.
- Hatalı ürün çıkma ihtimali oluşur.
- Velhasıl kelam güvensiz iş koşulları vardır.
- Seiso (Temizlik): Çalışma alanlarında ve makinelerde çevre, üretim ve makine kaynaklı her türlü kirliliğin yok edilmesi ve korunmasıdır. Temizlik aynı zamanda duyu organlarımızla yapabileceğimiz (Dokunma, koklama, görme vb. alenen ortada olan unsurlar. Tüm pislikler işte) bir kontroldür, oluşabilecek hataları önceden tespit etmemizi sağlar.
Eğer bu Temizlik yapılmazsa veya eksik yapılırsa:
- Kimse pis bir yerde çalışmak istemez; çalışanların morali bozulur.
- Kir pas nedeniyle Makine verimliliği azalır.
- Toz ve yağ kaynaklı arızalar artar ve bakım maliyetleri yükselir.
- Kaza riski nedeniyle İş güvenliği azalır.
- Kirli alanda üretilen Ürünlerin kalitesi azalır.
- Kirlilik kaynağını bulmak zorlaşır, hatta zamanla doğal bile karşılanır.
- Seiketsu (Standartlaştırma): Ayıklama, Düzenleme ve Temizliğinkorunması ve sürekliliğin sağlanması için oluşturulması gereken standartlar, kontroller ve iyileştirmelerdir.
Eğer bu Standartlaştırma yapılmazsa veya eksik yapılırsa:
- Önceki adımların kontrolü sağlanamaz.
- Önceki adımlarda yaşanan hatalar tespit edilemez.
- Gözlem ve ölçüm yapılamaz.
- Standartlar ve kontrol listesi oluşturulamaz.
- İyileştirme projelerini ölçemediğiniz için yürütemezsiniz.
- Gelinen noktanın gözlemlenmesi imkansızlaşır.
- Shitsuke (Disiplin): Mevcut adımların sürekliliğini sağlamak, çalışanları eğitmek, iyileştirmeleri duyurmak, sloganları bulmak, kampanyalar yapmak ve takımları ödüllendirmektir. Başka bir deyişle, 4 adımı birbirine bağlayan çalışmadır.
Eğer bu Disiplin sağlanmazsa veya eksik sağlanırsa:
- Çalışanların diğer basamaklar için motivasyonu düşer.
- Çalışanların sorumluluk bilinci gelişmez.
- Çalışanların özgüveni azalır.
- Çalışanların rolleri belirsizleşir.
- Çalışana varlığını hissettiremezsiniz.
Bu 5S Felsefesinin Amaçları
- Öncelikle verimleri açısından, iş görenlerin çalışma ortamını iyileştirmek,
- Yapılacak bu ortak çalışmalarla her kademedeki çalışanlar arasındaki bariyerleri kaldırmak,
- Sıfır Arıza Hedefi için ortam sağlamak,
- Sıfır Hata Hedefi için ortam sağlamak,
- Sıfır Kaza alt limitlerini yakalamak için ortam sağlamak,
- Tam katılımlı bir çalışma ortamı sağlamak,
- Çalışanların düşünce sistemini ve davranışlarını geliştirerek değiştirmektir.
En genel ifade ile çalışma alanlarının temiz, düzenli ve amaca uygun biçime sokulması için uygulanan bir verimlilik metodolojisi olan 5S Kavramı, 1950’lerde Japonya‘da ortaya çıkmış olmakla birlikte, öncesinde Henry Ford fabrikalarında kullanılan bir kavramdır.
ABD’nin Japonları geliştirme çalışmalarında öğrendiklerini kendi kültürleri ile yoğurarak geliştiren Japonlar tarafından metodolojiye dönüştürülmüştür.
Ben küçük iken yani bundan onlarca yıl önce bir tekerleme oyunu vardı parmaklarımızla oynadığımız.
Sağ elin baş parmağından başlanır ve sol elle tutularak parmaklar tek tek kapanırdı. Bu arada da her parmağın bir faaliyeti söylenirdi.
Bu tutmuş,
Bu soymuş,
Bu pişirmiş,
Bu yemiş,
Sona kalan gelişmemiş, gariban kalmış, cılız serçe parmağa sıra gelince de “Hani bana, hani bana demiş” diye eğlenilirdi. Çok gülerdik.
Bu durumda şu çocuk oyununa biraz farklı bakalım mı?
Ford tutmuş,
Amerikalılar soymuş,
Edwards Deming pişirmiş,
Japonlar yemiş
…
Sonuncu olan, gelişmemişin ne dediğine dilim varmadı.
Saygılarımla
Zafer URFALIOĞLU
[1] Ecnebi: Başka devlet uyruğunda olan (kimse), başka devletin malı olan, yabancı.