Sıcak Paranın İhracata Etkisi
Sıcak Para Nazlıdır
Sıcak paranın ülkemize gelmesi ha deyince olmuyor maalesef. Hani bir söz vardır bilirsiniz;
“Geline oyna demişler”
Gelin de cevap vermiş:
“Oynarım ama yerim dar” demiş.
Anlayacağınız Sıcak Parayı memnun etmek kolay olmuyor.
Ekonomide ve hukuk platformunda ince ayarlar yapılması gerekir.
Önce hukuktaki ince ayarlara bakalım:
Yabancı yatırımcılar ülkemize yönlendirecekleri sıcak paranın güvenli bir şekilde kuş tüyü yatak ve yastıkta rahat etmesini sağlayacak hukukun üstünlüğü ve demokratik, huzurlu, sakin ve güvenli bir ortam sağlanmasını ister. Hukukun askıya alındığı, toplumsal barış ve huzurun azaldığı, ekonomik çalkantılarla dolu bir ortama, altına kırmızı halı da serseniz sıcak para gelmez.
Sıcak para nazlıdır ve ürkektir. Sıcak para puslu ortamı sevmez. Hava berrak olacak ve baktığında önünü görebileceksin.
Sıcak Para Yüksek Faiz ve Stabile Yakın Bir Kur Hareketini Sever
Stabile yakın bir hareketi derken, hareketsizliğe çok yakın ve tam da aşağıda grafiği belirtilen şekilde; döviz kurları adeta kış uykusuna yatmış ve yanında top patlatsanız uyanıp hareketleneceği yok.
Kurların hareketsiz durağan olsun ki sıcak para sermayedarları her hangi bir şekilde kur şokundan kazaya uğrayıp zarar etmesinler.
Döviz Kurları Yetmez, Faizler de Yüksek Seyretmeli
Dövizin hareketinin kısıtlanmasının ardından faizlerin de belli bir seviyeye kadar yükseltilmesi gerekir.
Dünya ülkelerindeki merkez bankalarının faiz oranlarının bir kaçı Türkiye açık ara yüksek faiz veren ülkelerin başını çekmektedir.
Düşük döviz kuru, yüksek faiz olmalı ki, sıcak paracılar getirdiği sermayenin ülkemiz parasına çevirip TRL olarak faizden nemalanacaklar. Sıcak paranın akışının ülkemizde olduğu sürece döviz kurları yatay seyredecek, sıcak para sermayedarları her ne zaman isterlerse ülkemizi terk etmeye karar verdiklerinde, ana para + faizleri tekrar dövize çevirip, ülkemizden daha avantajlı olanaklar sunan farklı ülkelere gidecekler.
Diyeceksiniz ki sıcak para ülkemize geldi de bize ne faydası oldu? Hans ve George’den aldığımız emanet paralarla geçici olarak kasamız para gördü, döviz rezervlerimiz artmış gibi göründü, az da olsa yüzümüzde tebessüm oluştu paramızın var olduğundan dolayı.
Ama bu paranın gerçekte sanayiide yatırım için gelen ülkemize yarar ve istihdam sağlayacak para olmadığından pek sevinemiyoruz. Sanayiimiz ve yatırımlarımız artmıyor. En önemlisi sıcak paraya zemin oluşturan yüksek faiz ve düşük kur politikasının ihracatımıza ciddi anlamda olumsuz etkisinin olduğu gibi, adeta ithalat kalemlerinde kur riskini ortadan kaldırıyor gibi bir durum sergileniyor.
İhracatımız Olumsuz Etkileniyor
Ülkemizin enflasyonist bir ülke olduğunu ve resmi enflasyonun % 49, hissedilen enflasyonun ise % 95’lerin üzerinde olduğu göz önüne alındığında ortalama aylık enflasyon oranının % 6 – 7 civarındadır. Sanayici ve üretici firmalar üretimlerinde her ay bu maliyetlere katlanmak durumundalar. Ancak ihracatın artması konusundaki kalemlerden bir tanesi de döviz kurlarının enflasyon kadar artması olacak ki bugünkü piyasamızda döviz kurlarının artış hızı yok denecek kadar azdır ve üretici ihracatçılar döviz kurlarının enflasyon oranında artmamasından dolayı ihracatları azalma eğilimindedir.
Sıcak paranın yüksek kurları değil de, yüksek faizi sevdiği göz önüne alındığında, sıcak paranın ülkemizde hükmünü devam ettirmesi durumunda ihracat kalemlerimiz bundan olumsuz etkilenecektir.
Dahası; azalan ihracat işsizliği de beraberinde getirecektir.
Reşat BAĞCIOĞLU
ICC Uluslararası Ticaret Odaları
Türkiye Milli Komitesi
Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi