Türkiye’de Sivil Havacılık: İthalat, İhracat, Gümrük ve Lojistik Dinamikleri
Barış AKGÜL – UGM Havacılık Direktörü
2024 yılı Türkiye’sinde üzerinde uzlaşı olan nadir konulardan birisi Sivil Havacılık endüstrisinin önemi ve gelişimidir. Sivil havacılık, dünya çapında ulaşımı güçlendiren, ekonomik kalkınmaya katkı sağlayan, modern yaşamın vazgeçilmez bir parçası ve teknolojik ilerlemelerin itici gücü olan stratejik bir sektördür. Türkiye’deki sivil havacılık sektörü, ekonomik, turistik, ticari ve sosyal açılardan büyük bir öneme sahiptir. Sürekli olarak büyüyen ve gelişen bu sektör, Türkiye’nin küresel arenada rekabet gücünü artırmasına da yardımcı olmaktadır.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından yayımlanan 2023 yılı ilk 100 ihracatçı firma içinde 10 firma havacılık endüstrisinde faaliyet yürütmektedir.* TİM bu hesaplamaya hizmet ihracatçısı olan havayolu taşımacılığı yapan firmaları da eklemiştir. 2023 yılında havacılık sektöründe faaliyet yürüten firmaların toplam ihracat tutarı 28.290.090.243,73 USD’dir. 2023 yılı toplam ihracatımızın 225,8 milyar dolar olduğu düşünülürse havacılık endüstrisi ile ilişkili firmalarımızın ihracat içindeki payı %12,5 düzeyine kadar çıkmıştır. Havacılık sektörünün ihracattaki bu önemli rolü, özellikle uluslararası ticarette hızın kritik olduğu durumlarda daha da ön plana çıkmaktadır.
Uluslararası ticarette malzeme sevki hava, kara, deniz ve tren yoluyla yapılmakta olup en hızlı ulaşım havayolu taşımacılığıdır. Hava taşımacılığı yüksek hız, doğrudan rotalar ve kapsama alanı bakımından ele alındığında malzeme tedariği için en hızlı alternatiftir.
Havacılık sektöründe hız kadar önem taşıyan bir diğer faktör, uçakların operasyonel durumudur. Havacılık sektöründe çalışanların sıkça duyduğu ve duyduklarında da bütün dikkatlerini yönelttikleri bir terim vardır. AOG (Aircraft on Ground) terimi. AOG bir uçağın planlanandan farklı bir şekilde yerde kalarak acil bir tamir veya bakım ihtiyacı olduğunu ifade eder. Bu durumda, uçağın hızlı bir şekilde onarılması veya gerekli yedek parçaların temin edilmesi gerekebilir. AOG durumları, havayolu şirketleri ve uçak işletmecileri için öncelikli ve acil durumlar olarak kabul edilir. Bu durumlar için 1 saatlik bir gecikmenin çok yüksek maliyetleri olmaktadır. Bu sebeplerden dolayı tedarik zinciri kesintileri, malzeme temininde gecikmeler veya eksiklikler gibi sorunların yaşanmaması büyük önem arz etmektedir.
Dış Ticarette lojistik süreçlerin yanı sıra gümrük sürecinin de çok iyi planlanması ve yönetilmesi gerekmektedir. Lojistik süreçler kadar kritik olan bir diğer unsur ise gümrük işlemleridir. Havacılık sektörü genel itibariyle stoklu çalışmayıp malzeme ihtiyacına göre sipariş yöntemi olan tam zamanında tedarik metoduyla çalışmaktadır. Bu nedenle de en hızlı taşıma türü olan hava taşımacılığı tercih edilmektedir.
Gümrük beyan süreci siparişin verilmesi ile başlar. Malzemenin satıcısının deposundan çıkarılması için taşıyıcı firmaya iş emri verilir, ihracatçı ülkede hazırlanan konşimento ve diğer gerekli evraklar ile ihracat beyannamesi düzenlenir. Bu aşamada yaşanacak bir sorun ya da hata Türkiye’deki ithalat sürecini de olumsuz etkiler.
Türkiye’de sivil havacılık sektörü ithal ikamesi olmayan yoğun ithal girdi kullanılan bir sektördür. Bu nedenle sektörün gelişimi, sürdürülebilirliği ve uluslararası alanda rekabet gücünün korunarak arttırılması amacıyla maliyet etkinliği sağlanması, ithal girdilerde vergi yükünün ve diğer dış ticaret önlemlerinin minimize edilmesi ile ilgili çalışmalar öne çıkmaktadır. Bu amaçla sivil havacılık sektöründe gümrük mevzuatı ve uygulamaları alanında muafiyet ve istisnalar getirilmiştir. Bu muafiyet ve istisnaların yasal dayanakları Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Ticaret Bakanlığı ve ilgili diğer bakanlık ve kurumlar tarafından karşılıklı olarak düzenlenmektedir. Sivil havacılık sektöründe gümrük muafiyeti; havayolu şirketlerinin ve hava aracı bakım kuruluşlarının ürünlerinin ithalat işlemlerinin gümrük vergileri ödenmeden ve bağlı diğer yasal düzenlemelerden istisna tutularak tamamlanmasını ifade eder. Havacılık malzemelerinde muafiyet uygulanmasının temel mevzuat dayanakları 4458 sayılı Gümrük Kanunun 167/9. maddesi, 4760 sayılı ÖTV Kanunun 1/1-c maddesi, 3065 sayılı KDV Kanunun 13 ve 16. Maddeleri, 15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 97/1 ve 112. Maddeleri, sivil hava taşıtlarının ithaline ilişkin tebliğ ve 2014/17 sayılı tebliğ olarak sıralanabilir.
Sivil Havacılıkta muafiyet 2014/7 sayılı tebliğ ekinde belirtilen Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları(GTİP)’nda yer alan belirli ürünlere tanınmış olup eşyanın tarife tespiti büyük önem taşımaktadır. Konu genelge ekinde 1.246 adet GTİP donatım ve işletim malzemesi eki listede yer almakta olup 41 adet GTİP’de hava taşıtları ve motorları ekli listesinde yer almaktadır. Bu GTİP’lerin önemli kısmı korelasyona uğramış olup 2024 yılı için farklı 12 haneli GTİP’lerden oluşmaktadır. Bu nedenle korelasyon tablolarının iyi takip edilmesi gereklidir. Türk Gümrük Tarife Cetveli 21 Bölüm ve 99 fasıldan oluşmakta olup muafiyet kapsamında olan GTİP’lerin toplam içindeki payı çok düşüktür. Bu nedenle eşyanın GTİP tespitinin doğru yapılması çok önemlidir.
Havacılık sektöründe muafiyet, işlemler için kolaylık değil, daha da ciddi sorumluluk yüklemektedir. Yanlış bir sınıflandırma yapılması durumunda muafiyet kullanılmasından kaynaklı çok yüksek cezai durumlarla karşılaşılabileceği gibi gümrük vergileri ve KDV’den muaf olması gereken bir ürüne yanlış sınıflandırma nedeniyle gümrük vergisi ve KDV ödenerek olmaması bir maliyet yaratılması riskini de beraberinde getirir. Yine bu muafiyet ithalat aşamasında ödenen bütün vergiler için geçerli değildir. Böyle bir muafiyet olabilmesi için gümrük mevzuatının yanı sıra ilgili kurum ya da kuruluşun mevzuatında da muafiyet düzenlenmiş olmalıdır. Örneğin vadeli ithalatlarda doğan Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) ki fatura kıymetinin %6’sı gibi yüksek bir orandır, havacılık işlemlerinde muafiyet kapsamında değildir. Yine ÖTV 1. Sayılı listedeki ürünler, TRT Bandrol ücretleri ve Kültür Fonu da muafiyet kapsamı dışındadır.
Yukarıda değindiğim üzere havacılık sektöründe gümrük süreçleri ayrı bir uzmanlık ve titiz bir takip gerektirmektedir. Bu nedenle, havacılık sektöründeki karmaşık süreçlerin yönetilmesi için sektörün ihtiyaçlarına özel çözümler geliştirilmiştir. Bu alandaki en dikkat çekici örneklerden biri Türkiye’de gerçekleştirilen dış ticaret işlemlerinin %10’unu kendi bünyesinde düzenleyen Ünsped Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hizmetler A.Ş’nin kurmuş olduğu Havacılık Departmanı’dır. UGM Havacılık Departmanı’nda havacılık işlemlerinde uzmanlaşmış yetkin gümrük müşavirleri, gümrük müşavir yardımcıları, ithalat uzman ve uzman yardımcıları, ihracat uzmanları, muhasebe uzmanları yer almaktadır.
Departmanımızın Türkiye’nin bütün havalimanları apron bölgeleri ve antrepolarında görevli saha operasyon yöneticileri ve çalışanları bulunmaktadır. Yine havacılık sektörünün doğası gereği çalışanlarımız 7/24 esasına bağlı olarak müşterilerimize hizmet vermektedir. UGM Havacılık Departmanı uluslararası lojistik, gümrükleme, apron içi hizmetleri, uçak altı işlemler, yurtiçi talep edilen bütün lokasyonlarda iç nakliye hizmeti olmak üzere bütün aşamaları kapsayan bir hizmet vermektedir.
Ayrıca, gümrük ve lojistik işlemlerinin firma yetkilileri tarafından an be an takip edilebilmesini sağlayan Müşteri Çalışma Portalı (MÇP) ve akıllı telefonlarda kullanılabilen Cep Telefonu Aplikasyonu (UGMAPP) olanağı sunulmaktadır. Müşterilerimize talep ettikleri raporların hazırlanması ile birlikte gümrük işlemlerindeki KPİ’ların gösterildiği, mevzuat değişikliklerinin ele alındığı, navlun, ardiye, ordino, mesai, yolluk, gümrük vergileri ve benzeri bütün maliyetleri içeren, yapmış olduğumuz iyileştirmeler sonucunda yapılan tasarrufları gösteren aylık iş geliştirme ve performans değerlendirme toplantıları yapılmaktadır.
Havacılık sektöründeki yoğunluk çevresel etkileri de beraberinde getirmektedir. Ancak son yıllarda havacılık sektörü, çevresel etkileri azaltmaya yönelik çabalarla gündeme gelmektedir. Biz de UGM olarak hazırladığımız yıllık “Sera Gazı Emisyon Raporu”nda kendi hedef ve çözüm önerilerimizi sunmaya devam ediyoruz. Karbon ayak izini azaltmak, sürdürülebilir enerji kaynaklarını kullanmak, iklim değişikliğiyle mücadele adına önemli gördüğümüz hedefledir. Destek verdiğimiz müşterilerimizin talebi doğrultusunda yetkili kurumlarca akredite olan UGM Kimya Laboratuvarı aracılığıyla müşterilerinin karbon ayak izlerinin hesaplayarak çözüm önerileri sunmaktayız.
Sonuç olarak, Türkiye’de sivil havacılık sektörü, hem ekonomik büyüme hem de uluslararası rekabet açısından kritik bir öneme sahiptir. Gümrük ve lojistik süreçlerindeki karmaşıklıklar ve riskler bu sektördeki karşılaşılacak önemli sorunlar olarak öne çıkarken, çevresel sürdürülebilirlik için de atılacak adımlar, gelecekte sektördeki büyümeyi destekleyecektir. Havacılık endüstrisinde yer alan tüm paydaşların bu dinamikleri dikkate alarak hareket etmesi, Türkiye’nin küresel havacılık pazarındaki konumunu güçlendirecektir. Bu kapsamda sürecin önemli bir paydaşı olarak UGM’de kendi bünyesinde kurmuş olduğu Havacılık Departmanı ile gümrük ve lojistik süreçlerindeki karmaşıklıklar, zorluklar ve risklerin aşılmasını sağlayan nitelikli bir hizmeti müşterilerine sunmaktadır.
Barış AKGÜL – UGM Havacılık Direktörü
Yıldız Teknik Üni. İktisat Doktora Öğrencisi
Kaynakça:
• https://tim.org.tr/tr/turkiyenin-ilk-1000-ihracatci-arastirmasi-2023