Mısır’da İş Ortamı…

Utkan ULUÇAY
Utkan ULUÇAY
Ankara Fen Lisesi - ODTÜ End. Müh. Lisans - Çukurova Ünv. End. Müh. Y.Lisans - TCZB Bankacılık Okulu - TOCICO Tedarik Zinciri - Finans Sertifiksyonu - ISCEA DDMRP Planner - TOC4EFC Tekstil (iplik, kumaş, terbiye, konfeksiyon, ticaret) 30+ yıl tecrübe Şimdi Anladım! (Perakendede Kısıtlar Teorisi Tamamlama Çözümü roman) kitap tercümesi Yalın - Kısıtlar Teorisi - Sürdürülebilirlik - Kalite - Değişim Yönetimi
spot_imgspot_img

Mısır’da İş Ortamı…

Utkan ULUÇAY utkan.ulucay@gmail.com

Yaklaşık beş aydır Mısır’da büyük ölçekli bir hazır giyim grubunda çalışıyorum. Akdeniz sahilinde, Süveyş Kanalının girişinde yer alan Port Said şehrinde yaşıyorum. Şehir kanal sayesinde İstanbul’a benzer şekilde Asya (Port Fuad) ve Afrika (Port Said) kıtaları üzerinde konumlanıyor. Denizde gece-gündüz çok sayıda geminin tek sıra halinde kanala ilerlediği veya kanaldan ayrıldığı görülebiliyor. Tecrübelerimi bireysel, firma ve ülke ölçeğinde paylaşmak istedim.

Bireysel açıdan…

Senelerce ihracat yapan büyük firmalarda çalışmama rağmen Türkiye’deyken dünyanın

Mısır’da İş Ortamı
Mısır’da İş Ortamı

küçük olduğunu hissetmemiştim. Burada tuhaf şekilde global hissini alıyorum. Bir toplantıda Mısır şirketinin Türk yöneticisi ve Filipinli müşteri temsilcisi, Amerikalı müşterinin İsrailli acentesi ve acentenin Hong Kong’lu kalite müdürü ve Hint inspektörüyle bir araya geldik. Her akşam otele dönerken arabada bir Mısırlı, bir Türk, bir Filipinli ve bir Hint şeklinde fıkra tadında seyahat ediyoruz.

İngilizce bilen mühendis veya müdür çalışanlar aracılığıyla iletişimdeyim. Lisandan öte kültür farkı nedeniyle sorun çıkıyor. Örneğin kendinize yol açmak için elinizle gayret ettiğinizde önce “dokunma” sorunu, sonra da “elinin tersi” sorunu yaşanıyor. Kadınlara değmeyeceksin kuralı tamam ama aslında erkekler de temastan hoşlanmıyor. Sokakta veya fabrikada tanımadığınız insanlar selam verdiğinde almanızı, ellerini uzattığında tokalaşmanızı bekliyorlar. Hijyen çoğu zaman kafanızı kurcalıyor. Sürekli klimalı ortamlar nedeniyle alerji veya klima kaynaklı bakteri-virüs teması var, Türkiye’de zorunlu olmayan çok sayıda aşıyı tedbiren yaptırmama rağmen sık sık nezle-grip-soğuk algınlığı sorunu yaşıyorum.

Güzel bir apart otelde konaklıyorum, evde kalmaya nazaran çok daha steril ve pratik oluyor. Dışarıda McDonald’s gibi standart yerlerde veya yakın çevremin önerdiği bilinen yerlerde yemek yiyorum. İş yerindeki bir diğer arkadaşım oteldeki odasında yer alan buzdolabı, ocak, mikro dalga, mutfak sayesinde Türk işi yemek yapabiliyor. Şehirde bilinen bir kuru temizlemeciyle kirli çamaşır sorunu çözülüyor. Arzu edenler için bira alınabilecek yerleri şoförler biliyor. Etrafta kahve-nargile mekanları var, sahil boyunca konteynerin alt tarafı mutfak ve üst tarafı teras düzenlemesiyle irili ufaklı plaj büfeleri bulunabiliyor.

Toplu taşıma neredeyse yok, dolmuşlar var, zor şartlarda seyahat ediliyor. Taksiler çok eski, bakımsız ve 25 EGP (Egyptian Pound) gibi neredeyse tek tarifeyle çalışıyor. Dolar kuru kabaca 50 EGP ve sabit seyrediyor, TL kuru 0,70 gibi görünüyor. Döviz bozdurma işi zahmetli, kimlik fotokopisi evrak vb istenebiliyor, dolar almak her zaman kolay değil. Kredi kartları düzgün çalışıyor. Modern ürünler içeren temiz marketler, toplu alışveriş marketleri veya pazar yerleri geniş seçenek sunuyor. Uber ve InDrive adında mobil ulaşım seçenekleri var, yemek sepeti veya hepsiburada tarzında alışveriş siteleri kullanılıyor.

Ülkeye gelirken uçakta göçmen kartı dolduruluyor, girişte 25USD vize ücreti ödeniyor, iki şişe yüksek alkollü içkiye izin veriliyor. İki ayda bir çıkış yaparken yaklaşık 30USD vize aşım ücreti ödüyorum. Son işyerinden alınacak referans yazısı, il ticaret odası ve valilikte apostil edildikten sonra Hidiv Kasrı’ndaki Mısır elçiliğinden oturum izni için başvurulabiliyor. İzin için dört ay kesintisiz Mısır’da kaldığınız pasaport üzerinde belgelemeniz isteniyor. Böylece Türkiye’den çıkarken yurt dışı çıkış harç pulu, giriş vize ücreti ve vize aşım ücreti ödemenize gerek kalmıyor.

Altın takıya pek hoş bakılmıyor. Aksesuar olarak saat çok önemli ama zamanın maalesef hiç değeri yok, işler çok yavaş ilerliyor ve buna alışkınlar. Dahili yayınlarda, arabalarda, kahvelerde sürekli Kur’an yayını var. İş saatlerinde dahi namaz vakitleri geldiğinde birisi yüksek sesle ezan okuyor ve üç kişi birlikteyse biri imam oluyor (cemaat). Kimi zaman arkadaş arabasında veya otelin havuz başında Arapça pop şarkı çalınıyor ve senelerce Arapçayı sadece Kur’an olarak kabullenen benim gibilerde tatlı bir şaşkınlık yaşanıyor.

Şirket açısından…

50.000 adet/gün ile Mısır’ın en büyük kapasitesine sahip olan önemli bir ihracat firmasındayım. QIZ (Qualified Industrial Zone) içinde yer alan 15 ayrı fabrikadan oluşan kumaş depoları, kesim, dikim, lazer, yıkama, ütü-paket tesislerinden oluşan çok ciddi bir yapılanma var. Zaman içinde büyürken bölgenin sınırlı alanı nedeniyle birbirine yakın çok sayıda binadan oluşuyor. Binalar arasındaki malzeme hareketleri için ayrı bir departman var, muhasebe bağlantılı olarak taşıma yapılıyor, hava-yol-ekipman şartları nedeniyle %2-3 mertebesinde ikinci kalite söz konusu oluyor. Çok katlı binalar, binalar arası geçişlerle birleştirilen alanlar var.

QIZ yapısında hammaddenin %30 İsrail menşeili olduğu belgelendiği takdirde ABD’ye girişte %16-30 arasında vergi istisnası var, Amerikalılar bölgede İsrail’e komşu olan Mısır ve Ürdün’de bu bölgeleri kurarak ticaret ortamını hazırlamışlar.

Müşteriler işlerin yavaş olduğu bilinciyle temel ürün gruplarında senelik programlarla sipariş yerleştiriyor, uzun termin veriyor, gecikme halinde ceza uyguluyor. Kalite sorunları olacağı bilinciyle sıkılaştırılmış AQL (Acceptable Quality Level) yöntemini minör hata olmadan, üründe bölge ayrımı yapmadan %1 ila %2,5 majör hata sınırıyla uyguluyorlar. Sosyal ve çevre uygunluk konularında Türkiye’deki gibi ciddi bir denetim ve takip mekanizması yok, haksız rekabete konu olacak ölçüde kolay belgelendirme servisi alınabiliyor. Türkiye’de çevresel uygunluk kapsamında konuşulmayan parça boya siparişleri büyük adetlerle verilebiliyor.

Tek bir model ve iki ayrı yıkamadan 800.000 adetlik siparişler görülebiliyor. Dolayısıyla bant bir sefer rayına oturduğunda sürekli ve düzenli üretim, tekrara dayalı öğrenme sayesinde AQL %1 seviyesinde geçecek kaliteye ulaşılabiliyor. Küçük adetli siparişlere çok temkinli yaklaşıyorlar, dolayısıyla QIZ avantajının da etkisiyle genellikle Amerikan müşterilere servis veriliyor.

Çok fabrikalı yapılarda tuhaf şeklinde “izole adalar” durumu görülüyor. Tüm yöneticiler her şeyi çok iyi bildikleri için kimse yan tesiste benzer işin nasıl yapıldığına bakmıyor, dolayısıyla iyi uygulamaları yaygınlaştırmakta çok gecikiyorlar. Alfabe ve lisan farkı nedeniyle sektördeki gelişmeleri yakından takip konusunda Türkiye kadar hızlı değiller. Tekstil-hazır giyim teknolojisinde kabaca 20 yıl, temel mühendislik-yönetim bilimlerinde kabaca 30 yıl gerideler. Örneğin yıkamaların çok büyük kısmında otomatik dozaj sistemi yok, kesimhanelere otomatik kesici (cutter) yeni giriyor, planlamalar hala excel üzerinde yapılıyor, prim sistemlerinin çoğu zaman bir dayanağı yok, kalite yönetimi – yetenek yönetimi – bant dengesi gibi temel konularda büyük eksikler var.

Doğru bilgi almakta çok sıkıntı çekiliyor, inkar yaygın, dolaylı anlatım biçimi sevildiği için benim gibi doğrudan olanlara hayat zorlaşıyor. Çok fazla konuşuluyor, hatta kimi zaman konuşmaktan iş yapacak zaman kalmayabiliyor. Hiyerarşi fikri neredeyse kast örgütü kadar katı olarak iliklerine işlemiş. Bir yerde işçinin bir işi yanlış yaptığını gördüğünüzde işçiye değil, bulabilirseniz ustasına söyleyeceksiniz; ustası işçiye gitmek yerine müdürüne danışmaya gidecek; sonra değerlendirme yapılacak, nihayet karar verip işçiye gittiğinizde iş çoktan bitmiş olacak…

Kendi gözlemime göre işçide bir sorun yok, çoğunu Türkiye’dekilerden hızlı buluyorum ama usta ve müdürlerde “değişime direnç” özelinde büyük sıkıntı var. Uygun bir sistem kararlılıkla uygulanırsa başarılı olunacağını düşünüyorum. Uygun ve kararlılıkla dediğinizde Türk yönetici (bant ustası seviyesine kadar) ihtiyacı ortaya çıkıyor. Burada dört tip Türk profili ayırt edebildim. Birincisi satın almaya gelenler, ikincisi satmaya gelenler, üçüncüsü üretime gelenler, dördüncüsü çalışmaya gelenler. Çalışmaya gelenleri kendi içinde ikiye ayırıyorum: birincisi araziye uyanlar (zaman dolduralım, ne kadar uzun sürse kardır) ve ikincisi başarmayagelenler…

Ülke açısından…

Küresel anlamda hazır giyim siparişleri Mısır’a akıyor. Mısır’da örme ve denim çok yaygın, kumaş fabrikaları açılmaya başlamış. Trikoyu çok duymuyorum, fırsat olabilir. Mısır’a gelen siparişler büyük ölçekli olduğu için kapasite önem kazanıyor. Dolayısıyla yüksek kapasiteli şirketler neredeyse pazarlama yapmadan ve hatta gelen müşterileri/siparişleri seçerek çalışabiliyorlar. Kurumsal kimlik, müşteriye sunum hatta fabrikaları gezdirme tarzına varıncaya kadar Türkiye’dekine çok daha amatör bir yapı var.

Ülkeye yabancı yatırımcı akını var. Çinliler, Bengaller, Sri Lankalılar ve tabii ki Türkler geliyor. Türk yatırımcı sayısının 1700 olduğu konuşuluyor. Yabancı yatırımcılar, kendi ülkelerindeki fabrikalarını söküp buraya taşıyor veya tamamen yeni ve sürdürülebilir temalı yatırım yapıyorlar, beraberinde disiplin ve eğitim sağlıyorlar. Birkaç sene içinde Mısır’da kapasite paylaşım yapısı önemli ölçüde değişeceğe benziyor. Dolayısıyla Mısır’daki mevcut şirketlerin modernizasyon-sistem-yeni yatırım yapmaları kaçınılmaz görünüyor.

Son artışla birlikte asgari ücret 6000 EGP (130USD), mühendis maaşları 7000 EGP ve Türkçe tercüman maaşları 15000 EGP seviyelerinde. Türk yatırımcılarla birlikte Türkçe tercümanlar, İngilizce bilen inspektörler kıymete bindi, iş değiştirmeler ve tarife artışları yaşanıyor. Aynı zamanda burada çalışan Türk yöneticiler için de iş değiştirme alternatifleri çoğalıyor. Diğer yandan senelerce İngilizce bilen Tekstil Mühendisi kariyeri artık Arapça bilen Endüstri Mühendisine doğru evriliyor, Gaziantep-Şanlıurfa-Mardin yörelerinden Arapça bilen ustalara ve hatta konfeksiyon görgüsü olan Suriyelilere olan ilgi artıyor.

Yıl sonunda Mısır hükümetinin ihracattaki vergi iadesini %10’dan %3’e düşürmesi sektörde önemli bir çalkalanmaya neden oldu. Bazı firmaların 2024 ikinci yarıya dair ödemelerin azalması nedeniyle batması gündeme geldi. Bu durumda bazı siparişlerin sürpriz şekilde ayakta kalan diğer firmalara devri söz konusu olabilir. Vadeli satışı yapılan yazılım-makine-ekipman gibi yatırım ürünlerinin tahsilatlarında gecikmeler veya aksamalar görülebilir.

Her şeye rağmen önemli ve heyecanlı bir deneyim olduğunu söylemeliyim.
Asla kolay değil ama zoru başarmanın keyfi sahiden paha biçilmez
.

Utkan ULUÇAY
Utkan ULUÇAY
Ankara Fen Lisesi - ODTÜ End. Müh. Lisans - Çukurova Ünv. End. Müh. Y.Lisans - TCZB Bankacılık Okulu - TOCICO Tedarik Zinciri - Finans Sertifiksyonu - ISCEA DDMRP Planner - TOC4EFC Tekstil (iplik, kumaş, terbiye, konfeksiyon, ticaret) 30+ yıl tecrübe Şimdi Anladım! (Perakendede Kısıtlar Teorisi Tamamlama Çözümü roman) kitap tercümesi Yalın - Kısıtlar Teorisi - Sürdürülebilirlik - Kalite - Değişim Yönetimi

PAYLAŞIMLAR

Lütfen yorumunuzu girin !
Lütfen adınızı giriniz.

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı