Akreditiflerde en önemli belgelerden bir tanesi hiç kuşkusuz ki Deniz Konşimentosudur. Deniz konşimentosu malın taşıma senedidir. Konşimento adeta malın tapusudur. İhracatçı tarafından geminin bordasına / gemiye yüklenen malları teslim alan kaptan malı ithalatçının ülkesine götürecek ve ithalatçının ülkesindeki limana konteylerleri / malları indirecektir. Mallar gemiye sorunsuz olarak temiz bir şekilde (clean) yüklendikten / geminin hareketinden sonra geminin bağlı bulunduğu deniz acentesi tarafından deniz konşimentosu düzenlenir ve malı yükleten ihracatçıya (shipper) teslim edilir. İhracatçıya teslim edilen deniz konşimentosu adeta gemiye yükletilen malların taşıma senedidir. Malın tapusudur. Konşimento kimin elinde ise adeta malın sahibi o kişi veya kurumdur.
Böylesine değerli bir evrak için akreditifin tarafı olan ithalatçı tarafından (applicant), ihracatçı (beneficiary) lehine açtırılan akreditiflerde yukarıda kısacık açıklamasını yapmaya çalıştığın deniz konşimentosunun şekli, olması gereken bilgiler, markalar, konşimento tarihi hakkında olması gereken düzenlemeleri akreditif metnine yazdırırlar. Ve hemen her akreditifte şu ifadeye yer verirler;
“Full set ocean bill of lading and marked clean on board…/ tam takım deniz konşimentosu ve malların gemi güvertesine temiz bir şekilde yüklendiğini ifadesi yazılı…”
İthalatçı kendi açısından haklı görünmektedir. Malların hasarsız bir şekilde gemi bordasına yüklenmesi ve kendi ülkesine getirilmesi esastır. İhracatçı akreditiften doğan alacağını alabilmesi için, akreditifte talep edilen her şartın yerine getirilmiş olması gerekmektedir. Akreditifteki şartlar yerine getirilmediği taktirde, akreditif koşulları ile sunulan evraklar arasında uygunsuzluk / farklılık oluşur ki bu da rezerv oluşmasına neden olur. Rezervli akreditif evraklarına asla ödeme yapılamaz.
İhracatçı malını gemiye yükledikten sonra deniz konşimentosunu alacaktır doğal olarak. Ancak deniz acenteleri deniz konşimentolarını tanzim ederken, konşimentoda yer alan bilgiler arasında ihracatçının talep ettiği “Clean on Board” ifadesini yazmak yerine sadece “On Borad” ifadesini yazmayı tercih etmektedirler. Konşimentoda sadece “on board” ibaresi yer alan konşimentolar bankalara ibraz edildiğinde ise bankalar konşimentonun bire bir akreditifte talep edilen bilgilerin noksansız olarak konşimentoya yazılmasını istediklerinden, “clean on borad” yerine sadece “on board” ibaresinin noksanlık / farklılık olduğunu düşünerek akreditifin asli evrağı olan deniz konşimentosunun rezervli olduğuna karar verirler, rezervli evrak ibrazında ise asla akreditif bedelini ödememektedirler. Çeşitli kurumlarda verdiğim eğitimlerde, bilhassa ihracatçı birliklerinde verdiğim eğitimlerde ihracatçıların dile getirdikleri konunun özeti şu şekildedir; Akreditif koşullarında konşimentonun üzerinde “clean on board” ibaresi olması istenmesine rağmen deniz nakliyat acentesi hiçbir şekilde “clean on board” ibaresini yazmayıp, sadece “on board” ibaresini yazmakta, bunun sonucunda ibraz ettiğimiz deniz konşimentosu akreditif koşullarına uymamakta ve bankalar da bu konşimentoyu rezervli evrak olarak kabul ediyorlar.
Sizce bankalar bu konşimentoya rezerv (uygunsuzluk / farklılık) koymakta haklı mıdırlar?
Akreditif düzenlemelerine ilişkin Uluslar arası Ticaret Odaları’nın (ICC – International Chamber and Commerce) hazırlamış olduğu UCP 600 Sayılı Bröşür’un (Uniform Customs and Ptactice for Documentary Credits Brochure no 600, 2007 revision) Madde 27 şöyle söylemektedir;
“TEMİZ TAŞIMA BELGESİ
Bir banka sadece temiz bir taşıma belgesini kabul edecektir. Temiz bir taşıma belgesi malların veya malların ambalajının kusurlu bir durumunu açıkça ifade eden bir ibare veya kayıt taşımayan bir belgedir. Bir akreditif bir taşıma belgesinin “clean on board” olması şartını içerse bile “clean” sözcüğünün bir taşıma belgesinde gözükmesi gerekmez.”
Uluslar arası Ticaret Odaları’nın (ICC) ilgili bröşür hükümleri gereğince yapmış olduğu açıklama gayet açık. Bir konşimentoda “clean on board” talep edilse de sadece “on board” olarak bir ifade yazılması ve mallarla ilgili bir kusur, hasar durumu açıkça beyan edilmemişse bu deniz konşimentosu kabul edilecektir ifadesi sorunu çözmektedir.
Bankalar yukarıdaki açıklamalar dahilinde tanzim edilmiş bir deniz konşimentosuna rezerv koyamazlar. Ola ki “clean on board” ifadesinin yazılı olmayıp da sadece “on board” yazan bir konşimento için rezerv yiyen ihracatçının yakınmalarına ne demeli?
Gerek bu şekilde davranış sergileyen bankalar, gerekse ihracatçılar derslerine daha iyi çalışmak durumundadırlar. Deniz konşimentosunda sadece “on board” var diye rezerv koyan bankalar ile ihracatçılar akreditif düzenlemelerine ilişkin Uluslar arası Ticaret Odaları’nın (ICC – International Chamber and Commerce) hazırlamış olduğu UCP 600 Sayılı Bröşür’un (Uniform Customs and Ptactice for Documentary Credits Brochure no 600, 2007 revision) Madde 27 hususunu gözden kaçırıyorlar demektir. Bankaların hatalı olduğu kadar ihracatçının da hatası ve bilgi nosanlığı olduğu su götürmezdir. İhracatçı akreditif bazında verdiği evrağın doğruluğundan emin olamazlarsa, kendilerini savunamazlarsa, bankaların her “rezerv” kelimesine teslim olmak zorunda kalacaklar. Halbuki bilgi güçtür, bilgili olan masaya yumruğunu vurup böylesi bir rezervin asla söz konusu olamayacağını uluslar arası kurallar gereği işin doğrusunu anlatıyor olması gerekirdi.
Peki konşimentoda sadece “on board” ibaresi yazdığı için söz konusu deniz konşimentosuna rezerv koyup ihracatçıya ödeme yapmayan bankalar için ne demeli?