Alıcı için Doğru İskonto Oranı Nasıl Belirlenir?
Müge TÜRKKAN
mugeturkkan@mtegitimdanismanlik.com
Tedarikçinin alıcıya Dinamik İskonto seçenekleri sunması Tedarik Zinciri Finansmanındaki en yaygın çözümlerden birisi. Dinamik İskonto işleminde alıcı ve satıcının ortak hedefi finansal verimlilik oranlarını arttırmak. Bu hedefe ulaşmak ise ancak tarafların şirket finansallarına fayda sağlayacak bir iskonto oranı belirlemesi ile mümkün olabilir.
Dinamik İskontolama Nedir?
Dinamik iskontolama, tedarikçilerin, alıcıların ellerindeki nakdi kullanarak faturalarını erken ödemeyi kabul etmeleri karşılığında indirim sunduğu bir finansal stratejidir. İndirim oranı değişkenlik gösterir, ancak genellikle ödeme ne kadar erken yapılırsa indirim o kadar büyük olur.
Tedarikçiler için dinamik iskontolama, nakit akışını iyileştirir, dış finansman ihtiyacını azaltır ve geç ödeme riskini en aza indirir. Diğer yandan, alıcılar, bu indirimlerden faydalanarak kar marjlarını arttırabilirler.
Dinamik İskontolama Türleri
Statik İskontolama
Statik iskontolama, belirli bir süre içinde yapılan erken ödemelere ait sabit bir indirim oranı içerir. Örneğin, statik iskontolamayı seçerseniz, otuz gün vadeli bir borcunuzda on gün içinde yapılan herhangi bir ödeme için sabit %2 indirim alırsınız.
Kademeli İskonto
Kademeli iskontolama, ödeme tarihine bağlı olarak değişen indirim oranları sunar. Örneğin, kademeli iskontolama seçerseniz, otuz gün vadeli bir borçta on gün içinde yapılan ödemeler için %2, 15 gün içinde yapılan ödemeler için %1,5, ve 20 gün içinde yapılan ödemeler için %1 indirim alırsınız. Bu iskonto türü alıcılar için daha fazla esneklik sağlar ve farklı nakit akışı ihtiyaçlarına göre uyarlanabilir.
Doğru Dinamik İskonto Oranını Bulmak
Alıcı tarafın dinamik iskonto seçeneğini değerlendirirken iskonto oranını hesaba katması kaçınılmazdır. Hangi faiz oranı ile dinamik iskontonun yapılmaması gerektiğini öğrenmek için Satın Alma Yöneticilerinin Finans Yöneticileri ile iş birliği yapması esastır. Söz konusu eşik oranın şirketin ödemeyi vadesinden önce gerçekleştirirken hedeflediği maliyet düşüşünü yaratacak düzeyde olması gerekir. Bu düşüşün karşılaştırılması gereken faktörler aşağıdaki gibidir:
- Şirketin Finansman Maliyeti: Şirket dinamik iskonto seçeneğini değerlendirmeden önce elindeki nakit fazlası ile rotatif kredi borçlanmalarını kapatabilir.
- Bu nedenle Dinamik İskonto Oranının şirketin rotatif borçlanma faiz oranından yüksek olması tercih edilmelidir. Dinamik iskontonun farklı bir para birimi için olması durumunda o para biriminde kapatılabilecek rotatif borçlanmanın faizi ile karşılaştırma yapılır.
- Farklı para biriminde bir rotatif borçlanma yoksa ve nakit fazlası yabancı para biriminde ise TL’ye çevirerek borç kapaması yapma durumunda düşürülecek finansman maliyeti ile iskonto’dan kaynaklanan maliyet düşüşünün TL karşılığı karşılaştırılır.
- Eğer rotatif olmayan farklı yapıda bir kredi kapaması mümkün ise erken kapama maliyeti olup olmadığı ve vadesinde geri ödemenin sağlayacağı diğer avantajlar karşılaştırmalı olarak incelenmelidir.
- Yakın zamanda alacak senedi iskontolama yapılacak aynı oran alacak iskonto oranı ile finansman kredisi alınacak ise finansman kredisi ile karşılaştırılmalıdır.
- Şirketin Yakın Dönemde Yapacağı Ödemeler: Dinamik iskonto her ne kadar şirketin nakit fazlası olan dönemde cazip bir seçenek gibi gözükse de Nakit Akışı Projeksiyonu açısından istenilenin aksi sonuçlar yaratabilir. Şirketin yakın dönemde yapması gereken bir ödeme varsa ve eğer bu ödemelerin yaratacağı yeni bir borçlanma olacaksa borçlanma faizi, ödemenin vadesi geçirilecekse gecikme faizi Dinamik İskonto Oranından yüksek olmamalıdır. Bu durumda tedarikçiye erken ödeme yapmış olmak şirketin Nakit Akış dengesinde bozulmalara yol açacaktır. Dolayısıyla yakın dönem Nakit Akış Projeksiyonunu incelemeden Dinamik İskonto seçeneğine gitmek faydadan çok zarar yaratabilir.
- Piyasa Riskini Azaltan Fırsat Alımları: Şirketin nakit fazlası olan döneminde ödemelerine konu olan döviz veya hammadde piyasalarında üstlendiği piyasa riskini azaltan ve kısa-orta vade satın alma maliyetlerini aşağı çekebilecek fiyat düşüşleri yaşanmakta ise şirket bu fırsat alımlarından yaratmayı beklediği maliyet avantajı ile dinamik iskontodan elde edeceği maliyet avantajını karşılaştırmalıdır. Yalnız burada altı çizilmesi gereken önemli bir nokta şudur: Şirket yöneticilerinin söz konusu döviz veya emtia ile ilgili fiyat ve tarih olarak netleştirilmiş bir şekilde masaya konulmalı ve bu haliyle aynı dönem için geçerli finansman maliyetleri ile karşılaştırılmalıdır. Aksi takdirde net olmayan beklentilerden yola çıkarak net bir risk alınmış olacaktır.
Buna ilaveten doğru iskonto oranından yapılan Dinamik İskontonun alıcı şirketin finansal performansına yapabileceği katkıları da göz ardı etmemek gerekir. Bu katkılardan bazıları şunlardır:
- Kar artışı: Satın alma maliyetlerinde düşüş Gelir Tablosunda Brüt Kar Marjı’nın yükselmesine sebep olur. Finansman maliyetinin bu yükselişi kapatacak kadar artmadığı durumda Dinamik İskonto’nun Net Kar Marjı etkisi pozitiftir.
- Tedarikçi ile ilişkilerin iyileşmesi: Tedarikçi kredibilitesi ve ulaşılabilirliğinin sıkıntılı olduğu sektör ve coğrafyalarda ödemeler konusunda tedarikçiye kolaylık sağlamak alıcı şirkete uzun dönemde avantaj yaratabilir.
- Finansman maliyetinin düşürülmesi: Dinamik iskonto en nihayetinde tedarikçinin alıcıya sağladığı bir finansman kolaylığıdır. Alıcının mevcut finansman maliyetlerini aşağı çekebildiği noktada başka bir maliyette artışa yol açmıyorsa Nakit Girişi etkisi yaratır.
- Mali oranlar: Şirketin Ticari Borçluluğunun düşürülmesi ve bunun daha yüksek yeni bir finansal borçlanma yaratmaması, Borç/Özkaynak, Cari Oran gibi oranlara yansıyarak kısa vadede yatırımcılar açısından olumlu bir gelişme olarak görülebilir. Buna karşılık Nakit Dönüşüm Süresi ve Borç Ödeme Süresi gibi verimlilik oranlarındaki yaşanabilecek bozulmalar da dikkate alınmalıdır.
Peki doğru iskonto oranı dediğimiz oran statik iskonto ve kademeli iskontoda farklı mıdır? İlk bakışta bir yanılsama ile farklı olmalıymış gibi görünse de şirketin bu iskontodan fayda sağlayabilmesi için iki seçenek de aynı faiz oranı üzerinden yapılan hesaplamanın sonucu olmak durumundadır. Özetle bizim için fayda sağlayacak oran ve vade neyse önce onu belirleyip daha sonra bize verileni onunla kıyaslamalıyız.
Dinamik iskonto ile Tedarik Zinciri Finansmanı’nın bir karşılaştırmasını yapacak olursak iki işlemin iki farklı hedefi olduğunu söyleyebiliriz. Dinamik İskonto yukarıda belirttiğim faydaları sağlarken Tedarik Zinciri Finansmanı Borç Ödeme Süresinin uzatılması, Net İşletme Sermayesi ihtiyacının ve dolayısıyla borçlanmanın maliyetinin azalması anlamına gelir. Ancak bu durumun doğru iskonto ile indirim alma fırsatının kullanılmadığı ortamlarda borçluluk oranlarına ve karlılığa yansıması olumsuz olabilir.
Sonuç
Unutmamak gerekir ki Borç Ödeme Süresi’nin (DPO) kısalması Nakit Akışı Tablosu açısından bir Nakit Çıkışı’dır ve şirketin Net Nakit Girişi’ne yansıması negatif olacaktır. Bu Nakit Çıkışının Nakit Akış Tablosunun başında yer alan Net Kar’daki artış ile pozitife çevrildiği Doğru İskonto oranını belirlemek Dinamik İskonto’yu işlevsel bir hale getirebilir. Aksi halde Net İşletme Sermayesi Yönetimi açısından her zaman tercihler en uzun vadede geri ödeme ve en kısa vadede tahsilat gerçekleştirmektir.
Dinamik İskonto Platformları’nın kullanıldığı ya da şirket içi sistemlere yansıtıldığı süreçlerde de doğru iskonto oranının ne olduğu şirket borçlanma maliyetleri ile periyodik olarak karşılaştırılmalıdır. Aynı durum tedarikçiler için de geçerlidir. Bunu yapmak için bir platform oluşturulması veya piyasaki platformlardan birisinin seçilmesi işlem verimliliğini arttıracak ve hata payını düşürecektir. Ancak böyle bir platform oluşturma esnasında yukarıda belirttiğim tüm faktörleri dikkate alacak bir hesaplama ve altyapı oluşturulması için çalışma yapılmalı ve bu platform kolaylıkla güncellenebilir olmalıdır.
Peki siz şirketinizde iskonto oranlarınızı doğru zamanda güncelliyor musunuz?