DHL‘in küresel lojistikteki en büyük satın almalardan biri için yarıştan çekilmesinden bir hafta sonra Maersk, DB Schenker‘i satın almak üzere teklif çalışmasını hızlandırdı.
Dünyanın en büyük ikinci konteyner hattı, devlete ait Alman nakliye şirketi DB Schenker için olası bir teklifin araştırılmasına yardımcı olmak üzere yeni bir ekip kurdu. Maersk’in CEO’su Vincent Clerc, “Satınalma sürecini iyi bir şekilde yürütmek için buna ihtiyacımız vardı ve destek almak zorundaydık” diyor. Henüz DB Schenker ve Maersk’in birbirleri ile uyumlu oldukları konusunda emin olmadıklarını ancak bu konunun danışmanlar tarafından inceleneceğini de sözlerine ekliyor.
Clerc, özellikle Fransız rakibi CMA CGM‘nin 2019’da Ceva Logistics‘i satın almak için kullandığı modele atıfta bulunuyor. Dolayısıyla Maersk, sürekli olarak DB Schenker’i satın almanın favorisi olarak adlandırılan ve halihazırda yatırım bankalarını belirlemiş olan Danimarkalı rakibi DSV’yi takip ediyor. DB Schenker, büyüyen borcunu ve ağır mali kayıplarını dengelemek için şirketi satmak isteyen devlete ait Deutsche Bahn şirketine ait. Süreçte birçok istekli firma yarıştan ayrıldı Clerc DB Schenker’e olan ilgisini ilk kez, Maersk’in hesaplarıyla ilgili bir yatırımcı çağrısında, nakliye şirketinin Almanları satın alma olasılığını araştırmayı planladığını söylediğinde dile getirdi. Bu duyuru, Clerc’in Alman nakliye komisyoncusu için teklif vermeyi açıkça reddetmesinden tam bir yıl sonra geldi.
DB Schenker, sahibi Deutsche Bahn tarafından 2023 yılı sonunda resmi olarak satışa sunuldu. Birçok analist, DB Schenker’in fiyatının 12-20 milyar Euro aralığında olacağını öne sürdü. Alman lojistik grubunun DSV ya da Maersk tarafından satın alınması, Danimarka tarihindeki en büyük satın alma olacak. Geçtiğimiz hafta DHL CEO’su Tobias Meyer DHL’in teklifte bulunmayacağını açıklamıştı. Aynı duyuru Şubat ayında İsviçreli nakliye komisyoncusu Kuehne Nagel tarafından da yapılmıştı. Norveç DNB Markets‘ın raporuna göre DB Schenker için şu ana kadar 20’den fazla teklif geldi. Ancak bu sayı yakında beşe düşecek. İki Danimarkalı şirkete ek olarak, Orta Doğu’daki hükümet yatırım fonlarının da Berlin merkezli lojistik şirketine ilgi gösterdiği söyleniyor. Nakliyecinin devlet mülkiyetinde olması nedeniyle satışın Almanya’da siyasi onaya ihtiyacı var.