Almanya Ekonomisinin Son Sınavı: Tarifeler

Müge Türkkan
Müge Türkkanhttps://www.mtegitimdanismanlik.com/tr/
Müge Türkkan'ın Finansal Yönetim alanında çeşitli bankalar ve kurumsal firmalarda 20 yılı aşkın tecrübesi bulunmaktadır. Farklı sektörlerdeki kurumsal firmalarda Finans Yönetimi ve Finansal Modelleme danışmanlığı yapan Müge Türkkan buna ilaveten Para ve Sermaye Piyasalarında çeşitli bankalar, ve fon yönetim şirketlerinde Sermaye Piyasası ürünleri alım satımı, ürün geliştirme ve halka arzına ilişkin yöneticilik görevleri üstlenmiştir. Müge Türkkan Finans Yönetimi Danışmanlığı yaptığı süre içerisinde kurumsal firmaların üst düzey yöneticilerine MT Eğitim Danışmanlık ve çeşitli birliklerin çatısı altında eğitimler vermiştir. 2010 yılında Eurofinance eğitmenlerinden birisi olmuştur. Halen Türkiye İhracatçılar Birliği ve İstanbul Sanayi Odası’nın Finans eğitmenlerinden birisi olan Müge Türkkan, Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesinde lisans ve Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümünde yüksek lisans derecelerini tamamlamış olmakla beraber SPK İleri Düzey ve Türev Lisanslama belgelerine sahiptir.
spot_imgspot_img

Almanya Ekonomisinin Son Sınavı: Tarifeler

Müge TÜRKKAN

Almanya Ekonomisinin Son Sınavı Tarifeler Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemAlmanya Merkez Bankası Başkanı Joachim Nagel bir süredir Almanya ekonomisinin ABD’nin gümrük tarifeleri nedeniyle bir resesyona girebileceğini söylüyor. Bu açıklamanın temelini büyük oranda ABD’nin çelik ve alüminyuma getirdiği yeni gümrük vergileri ve Avrupa Birliği’nden ithalata gümrük vergisi getireceğini belirtmesi yatıyor. Almanya’nın mali gevşeme planı ve Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin de etkisi ile Alman tahvillerinde de bir süredir satış etkisi görülüyor.

Avrupa’nın siyasi ve ekonomik anlamda lokomotifi olarak Almanya’dan gelen bu açıklamaların bölgedeki diğer ülkeler için de değerlendirilmesi gerekiyor. Aslında bu “lokomotiflik” hikayesi biraz daha eskiye dayanıyor ve şu sıralar geçerliliği yavaş yavaş sorgulanmaya başladı. Yakın zamana kadar Almanya yenilenebilir enerji ve ağır sanayi üretiminde diğer Avrupa ülkelerine göre bir adım önde ilerliyordu. Hikayeyi biraz eskiden alacak olursak Birinci Dünya Savaşı sonrasının en yorgun ülkelerinden olan Almanya, 29 Buhranı’nın da olumsuz etkileriyle Amerika’ya olan borçlarını ödeyebilmek için altın karşılığı olmayan para basma yoluna gitmiş ve bunun sonunda ABD bu parayı kabul etmeyince Almanya’da hiperenflasyon yaşamıştı.

Bu durum Almanya’nın ekonomik şuurunda önemli bir iz yarattı ve ülke Amerika’ya fazla güvenmeme konusunda ilk dersini burada aldı. Bu nedenle İkinci Dünya Savaşı sonrasında Bretton Woods ve Soğuk Savaş rüzgarıyla daha sıkı birer Amerikan müttefiki olan ve ağır sanayi üretimini yavaşlatan Batı Avrupa ülkelerine kıyasla Almanya imalatta bir adım önde ilerledi. Zaman içerisinde Fransızlar göz bebekleri olan Renault markasını bile yabancı sermayeye teslim ederken, İspanyol Seat ve İngiliz Bentley bir Alman markası olan Volkswagen’e katıldı. Ancak önce Amerika ve Uzakdoğu sermayesinin otomotivdeki yükselişi ile artan rekabetçilik sonra da elektrikli araçların öne çıkması ile otomotivdeki büyük Alman markaları da şu an ekonomik sıkıntılar yaşamakta.

Almanya’da 2005’ten 2021’e kadar süren Merkel yönetimindeki Hristiyan Demokrat Parti bu süreci çoğunlukla kriz yönetimi ile geçirmişti. %12’den %6’ya azalan işsizlik ve artan kişi başı gelir bu yönetimin önemli başarıları arasındaydı. Bir diğer başarısı da 2014 Yunanistan borç krizi esnasında Avrupa’yı toparlayıcı ve sahiplenici yaklaşımı oldu. Ancak bu yaklaşım 2015’teki mülteci krizi ile birleşince Almanya’da sosyal yardımların da etkisiyle gelir uçurumunun artmasına yol açtı ve tepkilere neden oldu. Buna ilaveten Rusya’nın Kırım’ı ilhakından sonra Almanya’nın kamu borçlanmasındaki kısıtları esnetmeyerek ve yeni kaynaklar yaratmayarak enerjide Rusya’ya bağlı kalması, beklenmedik gelişmelere hazırlıksız yakalanmasına yol açtı.

İleriki dönemde Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle başlayan kısıtlamalar Almanya’da enerji fiyatlarının artmasının ve Almanya’nın özellikle kaçındığı enflasyonun tekrar oluşmasında rol oynadı. NATO ve ABD çatısı altında savunma harcamalarını GSYİH’nin %2’lik alt sınırının da altına düşüren Merkel yönetimi Rusya Ukrayna krizinin çözümüne dair istişarelerde bu nedenle söz sahibi olamadı.

Trump’ın NATO üyelerine %5’lik savunma bütçesi ayırmamaları halinde savunma desteğini sağlamayacağını belirtmesi sadece Almanya’da değil başta Baltık ülkeleri olmak üzere tüm Avrupa’da ekstra bir “savunma sanayisini güçlendirme” maliyeti oluşturdu. Almanya’da 2021’de iktidara gelen, Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve Liberaller’den oluşan üçlü koalisyon, dünyada Trump ile yayılan yeni korumacılık rüzgarına yetişebilmek şöyle dursun vergiler, kamu borçlanması ve dış politika gibi birçok konuda karar almakta bile güçlük çekti. Almanya’nın içinde bulunduğu ekonomik koşullardan yenilenebilir enerji ve sürdürülebilirliği arttırarak çıkması gitgide daha maliyetli bir hale geldi. Nüfusun yaşlı olması sebebiyle yabancı işgücü desteklenmeye devam edildi. Onlara verilen sosyal yardımlar bütçeyi zayıflattı. Yüksek vergiler üretimin ülke dışına taşınmasına ve girişimin yeterli desteği alamamasına neden oldu. Tüm bunların neticesinde ülkede 2023 yıl sonunda %0,3, 2024 yıl sonunda ise yine bir önceki çeyreğe kıyasla %0,2 küçüldü.

Trump’ın ikinci kez başkanlığa seçilmesi ile dünyada yükselişi süren korumacılık dalgası işte bu nedenle 2025 yılındaki son seçimlerde Almanya’da AFD’nin de ana muhalefete yükselmesine neden oldu. Geçtiğimiz Şubat ayındaki seçim sonuçları Hristiyan Demokratlar ile Sosyal Demokrat parti arasında bir koalisyona işaret etti. Bu koalisyon için görüşmeler halen sürüyor.  Bu koalisyonun ABD’nin Avrupa Birliği ile arasına inşa ettiği duvarlara doğru tepkiyi vererek ülkenin ihracatını ve büyümesini ayakta tutacak çözümler üretmesi bekleniyor.

Almanya Ekonomisinin Son Sınavı Tarifeler Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem2024 yılında TUİK verilerine göre 20,4 milyar dolar ile Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülke olan Almanya’nın resesyona girmemek için gerekli adımları atabilmesi Türk sanayisi için büyük önem arz ediyor. Avrupa’nın ön tekeri konumundaki bu ülkenin GSYİH’si ve dünyaya kök salmış büyük markaları ile Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin ekonomisine etki edebilecek gücü devam ediyor. Türkiye’nin bu açıdan Almanya’ya yeni üretim ve yatırım sahaları yaratmaya çalışabileceği bu noktada, dünyaya yatırım yapılabilir ve hukukun üstünlüğüne inanan bir ülke izlenimi vermesi gerekiyor. Türk sanayicilerinin de elbette Almanya sanayisinde doğacak yeni ihtiyaçları bu süreç içinde yakından izlemesi gerekecek.

Müge TÜRKKAN

Müge Türkkan
Müge Türkkanhttps://www.mtegitimdanismanlik.com/tr/
Müge Türkkan'ın Finansal Yönetim alanında çeşitli bankalar ve kurumsal firmalarda 20 yılı aşkın tecrübesi bulunmaktadır. Farklı sektörlerdeki kurumsal firmalarda Finans Yönetimi ve Finansal Modelleme danışmanlığı yapan Müge Türkkan buna ilaveten Para ve Sermaye Piyasalarında çeşitli bankalar, ve fon yönetim şirketlerinde Sermaye Piyasası ürünleri alım satımı, ürün geliştirme ve halka arzına ilişkin yöneticilik görevleri üstlenmiştir. Müge Türkkan Finans Yönetimi Danışmanlığı yaptığı süre içerisinde kurumsal firmaların üst düzey yöneticilerine MT Eğitim Danışmanlık ve çeşitli birliklerin çatısı altında eğitimler vermiştir. 2010 yılında Eurofinance eğitmenlerinden birisi olmuştur. Halen Türkiye İhracatçılar Birliği ve İstanbul Sanayi Odası’nın Finans eğitmenlerinden birisi olan Müge Türkkan, Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesinde lisans ve Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümünde yüksek lisans derecelerini tamamlamış olmakla beraber SPK İleri Düzey ve Türev Lisanslama belgelerine sahiptir.

PAYLAŞIMLAR

Lütfen yorumunuzu girin !
Lütfen adınızı giriniz.

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı