Turan AKIN
İhracat yapmak, ihracatçı olmak öyle kolay iş değil, hele ürünlerimiz az gelişmiş, gelişmekte olan ülkelere göre ise yada hep söylendiği gibi kaliteli, katma değerli ürünümüz yoksa işimiz daha da zor. İhracatçılarımız Afrika, Türki Cumhuriyetler, Uzakdoğu, Ortadoğu, Rusya gibi ticaret yapmanın zor olduğu ülkeleri karış karşı geziyor.
Heyetler, Fuarlar, birebir ziyaretler vs. derken her şey hazır, fiyat uygun, lojistik çözüldü ama konu ödeme yöntemine gelince tarafların anlaşması bazen çok zor oluyor.
Tümünü peşin satan gibi davrandığımızda o üründe tekel değiliz ki alıcı bize mecbur olsun, tüm parayı peşin göndersin. Dünyanın gelişmiş bir ülkesinden Türkiye haritasına bakıldığında kuzeyde Rusya-Ukrayna, güneyde Suriye ve Ortadoğu var. Şimdi coğrafyamıza İsveç’ten, Norveç’ten, İngiltere’den bakalım, empati kuralım, o ülke patronları ile duygudaş olalım.
Müşterimizi iyi anlayıp ama müşteri aşığı da olmadan, elimizde tutmamız gereken şirin bir kuş gibi müzakereyi iyi yönetmek, ticari diplomasiyi çalıştırmak gerek fikrindeyim.İhracatta ve Satınalmada ön hazırlık, Know Your Customer (KYC), Know Your Seller (KYS) kritik önemdedir, uluslararası ödeme yöntemlerine hakimiyet sizi güçlü kılar.
Gençliğinden beri Afrikayı ülke ülke gezmiş, hem ihracat hem yatırımları olan değerli bir dostum var. Gerek bankacılık dönemi gerek danışmanlık dönemimde sürekli iletişimdeyiz.
Gelişmiş ülkeler dışındaki ülkelere güvenli ihracat yapmak, Alıcıyı ikna etmek çok zor.
Çoğu alıcıya Alacak Sigortası çıkmaz veya limit çok düşüktür ama Alıcı 2/3 kat fiyatlı ürün almak zorunda. Faktoring şirketleri o ülkelerde yoktur, ticari riskler yüksek diye hiç çalışmazlar.
Bu durumda ne yapmalıyız? Akreditifler (L/C) belki bize yardımcı olur, ama nasıl?
Bu bağlamda bazı işlerde third party dediğimiz aracı bankalar devreye giriyor, alıcı ülkesine göre değişse de genelde global ticarette ve finansta güçlü İngiltere, Fransa, Almanya, ABD gibi ülke bankaları devreye giriyor. Bu durum çok kötü olmasa da kötünün iyisi diyelim. İyi tarafı ihracat pazarlığı olumsuzdan olumluya dönebilir, baştan iyi bir maliyet hesabı yapıp teklife bu ek maliyetler ilave edilip yol alınabilir.Kötü tarafları;
- İşlem ek maliyetleri nedeniyle ürün fiyatı artıyor, bu bankaların komisyonları genelde ihracatçıya yüklenir,
- İstisnalar hariç artık bir Türk bankasının akreditife teyit ekleme ihtimali kalmasa da belki bu gelişmiş ülke bankalarına güveniriz, risk alan kazançlı çıkabilir,
- Vesaik kontrol yetkisi bu gelişmiş ülke bankalarında olduğu için rezervleri (hatalı belge) yönetmek çok zor, hatasız belge düzenlenebiliyor olmalı,
- Süreleri baştan iyi planlamak gerek, üretim yetişmeyip Alıcıdan düzeltme istedikçe bu aracı bankalar her bir düzeltme başına 150/200 usd kesebilir,
Çözüm Seçenekleri;
- Alıcımızla baştan iyi iletişim kurup daha Sözleşme imzalamadan önce bankasını soralım,
- Bu Alıcı banka ismini sadece halihazırda çalıştığımız bankalarımıza değil, ülke bazlı diğer uzman bankalara soralım. Örneğin Libya’ya ihracat yapacaksak yıllardır çalıştığım bankamı değiştirmem derseniz ürünü siz değil komşunuz, diğer bir ilimiz veya başka bir ülke satar.
- Sıkı bir baskı politikası ile önce taslak L/C’yi alalım, taslağı kontrol edip, bankamıza sorup öyle yol alalım, siz onay vermeden kesinlikle pat diye orijinal akreditifi kabul etmeyeceğimizi en baştan söyleyelim. Taslak L/C mümkün olduğunca bankalarının yazdığı taslak olsun, bazı Alıcılar oturup kendisi swift formatı ile L/C yazıyor.
