Sevgili okurlar, tüm bilimsel çalışmalarda/uygulamalarda uygulayıcılar, araştırmacılar ve kuramcılar için kavramlar çok önemlidir. Çünkü; tüm çalışmalarımız ve bu çalışmalardan beklenen neticelerin alınması ancak bu kavramların teorisyen ve uygulayıcılar olarak herkes tarafından doğru anlaşılmasına ve kullanılmasına bağlıdır. Bu kavramlardan birisi de yalın (lean) dır. Yalının kelime anlamı sıfat olarak; gösterişsiz, süssüz, sade’dir (Tdk). Yalın kelimesi sıfat olarak kullanıldığı kelimeye farklı anlamlar katabilir. Örneğin; Yalın üretim; 1.İsrafların önlenmesi 2. Süreç/ekipman iyileştirme anlamlarına gelmektedir. Bunun içinde yalın üretimle işlemlerin daha kısa sürede yapılması gerekir. Kavramsal çerçeve bilimsel çalışmalarda ve operasyonel süreçlerde önemlidir.
Geçen yazımızda, Üretimin Gücünün (Gücünüzün) Farkında Olabilmek…! Adlı yazıda üretimin işletmeler ve ülke ekonomisi açısından yaşamsal öneme sahip olduğunu belirterek bir ülkede ve işletmelerde yeterli ve nitelikli üretim varsa refah, kalkınma, sosyal gelişme ve toplumsal güvenin olabileceğini ve bunun sürdürülebileceğini ifade etmiştik. Üretim yoksa veya yeterince gelişemiyorsa bunların hiçbiri olmaz, işletmeler ve ülke büyük bir ekonomik ve sosyal çıkmaza sürüklenir. Üretimin yeterince gelişebilmesi ülkede başta yatırım iklimi ve nitelikli insan kaynakları, teknolojik altyapı, ekonomik istikrar, gelişme ve büyüme gibi önemli faktörlerle birlikte etkin ve verimli üretim yapabilmelerine bağlıdır. Yalın kavramı etkin ve verimli üretimin temelinde yer alır. Çünkü üretimin sağlıklı olarak gelişmesi ve sürdürülebilirliği yalın olmasına bağlıdır. Elbette ülke ekonomisindeki canlılık ve gelişme bu ekonomide yer alan işletmeleri doğrudan etkileyecektir. Tıpkı denizi/suyu ekonomiye benzetirsek varlığı bu suya bağlı olan balık/deniz canlıları gibi. Denizdeki suyun niteliği ve canlılığı nasıl yaşayan canlıları etkiliyorsa ekonomideki canlılık ve hareketlilikte işletmeleri etkiler.
Aslında hepimiz hayatımızın bir yerinde yalınla karşılaşabiliriz. Yalını anlamanın yolu müşteriyi anlamaktan geçer. Konuyu bir hikaye ile anlatayım. Yıllar önce yalın kavramının henüz konuşulmaya başladığı günlerdi. Karlı bir kış günü otomobilimin cam sileceği bozulmuştu, servise gittim. Servis personeline problemi anlattım, onlarda çözüm bulmak üzere otomobilin marka ve modeline göre barkod ile cam sileceği ve mekanizmasını okutarak bunu sistem üzerinden işletmenin genel üretim merkezine ilettiler. Bu markanın üretim merkezinde müşteri siparişi olan bir adet cam sileceği ve mekanizması üretim planı olarak sisteme aktarıldı. Bir bakıma müşteri talebi/siparişi üretim planı haline getirilerek üretime tam zamanlı olarak aktarılarak senkronize edildi. Bu arada otomobilimin cam sileceği ve mekanizması kısa sürede takılarak işlemlerin tamamlandığını söylediler. Ücreti ödedim ( Tam zamanında sipariş, tam zamanında finansman). Bütün bu yaşadıklarım o gün için bir ilkti. Ve burada bir şey dikkatimi çekmişti; talebin, yani müşteri siparişini üretim planı haline getirebilmenin bu kadar kısa sürede online olarak doğrudan sisteme aktarılması. Bir bakıma müşterinin üretimin içinde yani merkezinde yer alması. Ve üretim sürecinin ve çevrimin akıcı olarak devam etmesi… Tüm bunların doğal sonucu olarak zaman ve kırtasiyenin önlenerek doğrudan sisteme girilerek üretilmesi, elbette stokların (raftaki, yoldaki, depodaki, hatlardaki,..) anlık takibiyle sıfırlanması, zaman, malzeme, kaynak, enerji ve işçilik gibi kayıpların sıfırlanması. Bu arada bir müşteri olarak benimle memnuniyet anketi yaptıklarını da söylemeliyim. Müşteriyi anlamak.. Şimdi bu anlattıklarım belki de hemen her yerde karşılaştığımız sıradan bir işlem haline geldi; tıpkı bir sipariş alan garsonun elindeki cihaza (araç) siparişleri kalemle işaretleyip, mutfak bölümündeki görevliye iletmesi ve siparişler tam olarak en kısa sürede doğru bir şekilde (müşteriyi anlayarak) müşteriye sunması gibi…
Yazar: Prof. Dr. Mahmut TEKİN
S.Ü. Bölgesel Gelişme Araştırma Ve Uygulama Merkezi Müdürü
www.mahmuttekin.net. mahtekins@gmail.com
Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Mart 2015 sayısında bulabilirsiniz.!