Bilindiği üzere 5510 sayılı Kanunun 4. Maddesi ile sigortalı olması gerekenler ve tabii olacağı sigortalılık statüleri belirlenmiştir. Buna göre; hizmet akdiyle çalışanlar 4/a (eski ismiyle SSK), kendi nam ve hesabına çalışanlar 4/b (eski ismiyle Bağ-Kur), devlet memuru olarak çalışanlar ise 4/c (eski ismiyle Emekli Sandığı) sigortalısı olarak sınıflandırmıştır. Yazımızda kişilerin birden fazla işyerinde çalışması halinde ortaya çıkacak durumu ve bu kişilerin tabii olacağı sigortalılık statülerini ele alacağız.
İlk olarak şu sorunun cevabını vererek yazımıza başlayalım, kişilerin birden fazla işyerinde çalışamayacağı yönünde gerek sosyal güvenlik mevzuatı gerekse iş kanunun yönünden herhangi bir engel bulunmamaktadır, dolayısıyla kişiler birden fazla işyerinde ve farklı statülere tabii çalışabilirler. Şimdi statülerine göre sigortalıların birden fazla işyerinde çalışması durumunu sosyal güvenlik mevzuatı açısından değerlendirelim.
Hizmet akdiyle çalışanlar olarak bilinen 4/a sigortasına tabii bir işçi yine aynı statüye tabii olarak başka bir işyerinde çalışması halinde, bu kişi her iki işyerinden de 4/a sigortalısı olmak zorundadır. Bu konuyu bir örnekle anlatmak gerekirse; gündüzleri A işyerinde hizmet akdine tabii büro görevlisi olarak çalışan bir kişi, akşamları B işyerinde garson olarak çalışmaktadır, bu durumda bu kişi her iki işyerinden de 4/a sigortalısı olarak bildirilmek zorundadır, bu durumda olan kişilerin herhangi bir işyerinden sigortasının yapılmaması ve bu durumun da tespit edilmesi halinde, sorumluluğunu yerine getirmeyen işveren hakkında idari yaptırım uygulanacaktır.
Kendi nam ve hesabına çalışanlar olarak bilinen 4/b sigortalısının, yine aynı statüye tabii başka bir işyerinde daha çalışması halinde sigortalılık durumlarında herhangi bir değişiklik olmayacaktır. Bu konuyu da şöyle örnekleyelim, kendi namına A pastanesini işleten 4/b sigortalısı kişi daha sonra inşaat işi yapan B şirketine de ortak olmuştur, bu durumda zaten 4/b sigortalısı olan kişi hakkında ayrıca bir işlem yapılmayacaktır.
Hizmet akdiyle bir işyerinde 4/a sigortalısı olarak çalışan bir kişinin aynı zamanda kendi nam ve hesabına yani 4/b sigortalısı olarak çalışması halinde ise bu kişi yalnızca 4/a sigortalısı sayılacak ve 4/b sigortalılığı açısından kendisinden prim tahsilatı yapılmayacaktır. Tam tersi durumda yani kendi nam ve hesabına çalışan 4/b sigortalısı kişinin, başka bir işyerinde hizmet akdine tabi 4/a sigortalısı olarak çalışmaya başlaması durumunda da bu kişinin yalnızca 4/a sigortalılığı geçerli sayılacaktır. Bu konuyu da şöyle örneklendirelim; A şirketinin ortağı 4/b sigortalısı bir kişinin, B işyerinde hizmet akdine tabii çalışmaya başlaması halinde bu kişi yalnızca B işyeri üzerinden 4/a sigortalısı olacaktır, A şirketi üzerinden mevcut olan 4/b sigortalılığı geçerli olmayacak (pasif olacak) ve A şirketi üzerinden bu kişi adına prim ödemesi yapılmayacaktır. Ancak hizmet akdiyle çalıştığı B işyerinden ayrılması halinde yeniden A şirketi üzerinden zorunlu 4/b sigortalılığı devam edecektir.
Devlet memuru olarak görev yapan 4/c sigortalısı kişilerin 657 sayılı Kanun gereği başka bir işyerinde çalışması resmi izinler hariç mümkün değildir, bu nedenle bu konuda değinilecek pek bir husus olmamakla birlikte 4/c sigortalısı bir kişinin diğer statülere tabii çalışması halinde ise yalnızca 4/c sigortalılığının gereçli olacağının bilinmesi yeterli olacaktır.
Birden fazla işyerinde çalışma ile ilgili en çok sorulan sorulardan bir tanesi; işyerinde 4/a sigortalısı olarak çalışan bir işçinin başka bir işyerinde yine 4/a sigortalısı olarak işe başlaması halinde işverenlerinden izin alıp almayacağı hususudur;
İşe başlamadan önce işçi ve işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinde işçinin başka bir işte çalışamayacağı yönünde işçi ve işveren anlaşmışlarsa bu durumda işverenin onayı olmaksızın işçinin başka bir işte çalışması iş sözleşmesinin koşullarına aykırı davranılması sonucunu doğuracaktır dolaysıyla işveren açısından haklı fesih gerekçesi ortaya çıkacaktır. Çünkü işçi işverene karşı doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışlardan kaçınmak zorundadır. Bu konuda Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 15.6.2015 tarihli ve 2015/4567 Esas, 2015/12025 Karar sayılı kararı da bulunmaktadır. Ancak iş sözleşmesinde işçi ve işveren arasında işçinin başka bir işyerinde çalışmamasını içeren bir madde bulunmaması halinde işçinin başka bir işyerinde çalışması durumu işveren açısından haklı fesih sebebi sayılamayacağından işçinin başka bir işe başlamadan önce işvereninden onay almasına gerek bulunmamaktadır.
Birden fazla işyerinde çalışma ile ilgili en çok sorulan sorulardan diğer bir tanesi ise; birden fazla işyerinde 4/a sigortalısı olarak çalışmanın emeklilik açısından avantaj sağlayıp sağlamayacağıdır?
Mevcut sosyal güvenlik mevzuatında emekli aylığı hesaplanırken ele alınan temel unsurlardan bir tanesi prim ödeme gün sayısı, diğeri ise aylık prime esas kazanç tutarıdır. İki ayrı işyerinde çalışan işçi açısından her iki işyerinden de sigortalı bildirimi yapılmakta ise de burada aylık çalışma süresi 30 günü geçemeyeceğinden toplam bildirim 30 günü geçse bile aylık çalışma 30 gün kabul edilecek ancak prime esas kazançlar toplamının ise tamamı esas alınacaktır. Bu durum kişi adına aylık prime esas kazanç yönünden bir avantaj oluşturacaktır. Bu konuyu da bir örnekle anlatarak yazımıza son verelim. Örneğin; Ahmet, gündüzleri bir mağazada satış görevlisi olarak çalışıyor akşamları ise bir özel eğitim merkezinde kısmi süreli öğretmenlik yapıyor. Ahmet’i çalıştığı mağaza 2024 Mayıs ayında 30 gün 28.000,00 TL bürüt ücret üzerinden sigortalı bildirirken, özel eğitim merkezi ise 2024 Mayıs ayında 15 gün 20.000,00TL bürüt ücret üzerinden sigortalı bildirmektedir. Buna göre Ahmet hakkında 2024 Mayıs ayında her ne kadar iki işyerinden toplam 45 gün bildirim yapılmış ise de Ahmet’in ay içerisinde ki toplam çalışma gün sayısı 30 gün olarak kabul edilecektir ancak ay içinde her iki işyerinden yapılan prime esas kazançları toplanarak 48.000,00 bürüt ücret üzerinden aylık prime esas kazanç değerlendirilecektir, bu durum ise Ahmet’e emekli aylığı hesabında önemli bir avantaj sağlayacaktır.
Sonuç itibariyle; 4/a veya 4/b sigortalısı kişilerin birden fazla işyerinde çalışmalarında yasal herhangi bir engel olmadığı, birden fazla işyerinde çalışırken 4/a ve 4/b sigortalı statüsünün çakışması durumunda yalnızca 4/a sigortalılığının geçerli olacağı, iş sözleşmesiyle anlaşmaya varılmış ise işçinin ikinci bir işyerine başlaması için işvereninden rıza istemesi gerektiği aksi takdirde bu durumun iş akdinin haklı feshinde neden olacağı ile birden fazla işyerinde 4/a statüsünde çalışılması halinde çalışılan tüm işyerlerinden de sigortalı olmanın zorunlu olduğu ve bu durumda aylık çalışma gününün 30 günü geçemeyeceği için işçinin çalışma gün sayısı yönünden herhangi bir avantajının olmayacağı ancak aylık prime esas kazançları yönünden (ayık toplam kazanç esas alınacağından) avantaj sağlayacağı bilinmelidir.