Taaa 2000’li yılların hemen başındaydık. Ben o dönemlerde kendi bankamın dış işlemler, kambiyo bölümünde çalışıyordum. Banka müşterilerimiz o zamanki kambiyo ve ihracat mevzuatları konusunda çeşitli sorular sorarlardı. Anında tereddütsüz yanıtlar vermemden dolayı müşterilerimizin bankamızla çalışmaları için ayrı bir sebep oluşturuyordu adeta. Dış ticaret ve dövizli işlemler konusunda onları adeta yönlendirirdim. Bana güvenen kazanırdı. Müşterimiz kazandıkça bankamıza bağlılıkları artıyordu. Dün gibi hatırlıyorum, ticari segmentte yer alan iyi bir müşterimiz yurt dışından susam ithal ediyordu ve fabrikasında farklı ürünler imal ediyordu. Müşterimiz önceleri nakit para karşılığı teminatla teyidli akreditifli (sight payment confirmed documentary letter of credit) mal alırdı, akreditif koşulları gereği susam parasını derhal öderdik ihracatçı firmaya. Hem ihracatçı, hem de ithalatçı taraf memnundu. Banka olarak biz de memnunduk. Vade derdi yoktu, vade takibi yoktu bizler için.
Susam ithal eden müşterimiz zamanla peşin para vermeyip akreditiflerini yüklemeden itibaren 270+ gün sonra ödenmek üzere akreditifli mal alımına başladı. Belli ki rüzgar tersten esmeye başlamış piyasada, bu müşterimiz de ters rüzgardan olumsuz etkilenmiş ve alacağı susamı vadeli almaya başladı. Akreditifini açtık, mallar yüklendi, ülkemize geldi, evraklarda da sorun yoktu, akreditifin ödemesi için vade teyidi yaptık.
Şöyle ki;
Vade başı / yükleme tarihi : 11 Ocak 2001
Vade başı USD satış kuru : 667.000.- (TL’den 6 adet sıfır atılmadanki fiyatlar)
Vade sonu : 12 Eylül 2001
Vade sonu USD satış kuru : 1.460.000.-
Fatura bedeli : USD.850.000.-
Vade başı kuru ile malın maliyet i : 566.950.000.000.-
Vade sonu kuru ile malın maliyeti : 1.241.000.000.000.-
Bilançoda kur farkı zararı : 674.050.000.000.- (-) zarar
Tablo son derece vahim. Firma peşin para ile malını alsaydı devalüasyona yakalanmayacaktı ve maliyetinin üzerine koyduğu karını bilançosuna yansıtacaktı.
1999 – 2007 yılları USD / TRL DEĞİŞİM GRAFİĞİ
Firmanın düşüncelerinde şu vardı; “ihracatçı firma bana vade yaptı. Neden peşin para ile malımı alayım? Paramı mala bağlamayayım, malımı vadeli alarak, elimdeki parayı farklı malların alında değerlendiririm, likid kalmak daima iyidir” dedi.
İthalatçı firmamızın atladığı bir şey vardı; enflasyonist bir ülkede kur riskinin ve oynaklığın bu denli olup olmayacağı.. Zarar % 100’ün üzerinde ve adeta edilen zarar ile bir o kadar daha mal alabilirdi. Ancak vadeli mal almayı tercih eden ithalatçımız kur riskinden de korunmasını maalesef bilemedi. Ben bildiğimi yaparım düşüncesi hakimdi müşterimizde.Kaldı ki kendisini de vadenin uzun olduğunu kur riskinin yönetilemez olması halinde zararın kaçınılmaz olduğu konusunda yönlendirmiştim
Hikayemiz maalesef acı sonla bitti.
İthalatçılar vadeli mal alırken vade sounda döviz ihtiyaçları için, ihracatçılar ise vadeli mal satarken vade sonunda dövizlerini bozacaklarında maliyet hesabı yaptıkları, tahmin ettikleri kurlar üzerinden işlem yapabilecekler mi? Daha farklı bir ifade ile ileri tarihli ithalatçıya ve ihracatçıya kur garantisi verilebilir miydi?
Elbette verilebilirdi. Bankanıza güvenin demiştim deçen yazılarımda. Bankalar işte bu günler için sizin yanınızdalar. Oynaklığı fazla olan piyasada dövizli işlemlerle ticaret yapmak, adeta buzlu, karlı yolda araba kullanmaya benzer. Arabanız sürekli kayar, istediğiniz yöne değil, istemediğiniz yöne kayma yapar ve müdahale etseniz de gücünüz yetmez. Piyasada kurlarda oyanaklığın olduğu bir süreçte, ithalatçı ve ihracatçı vadeli işlem yapıyorsa kesinlikle bankalarıyla işbirliği yapıp ileri tarihli kur garantisi olan Forward ve Options işlerine ait sözleşme yapsınlar. Pişman olmazlar.
Forward işlemler ithallatçı veya ihracatçıya ileri tarihli kur garantisi verir, Options işlemler ise ithalatçı ve ihracatçı için bir fırsat olup, yapılan kur sabitleme işleminde ithalatçı veya ihracatçı zarar ederse, Options sözleşmesini devreye sokarak bu işlemden cayar. İşlemden cayarak muhtemel zararı da etmemiş olacak. En azından bilançolarında beklenmedik kâr ve zararlar oluşmayacaktır.
Doğal olarak aklınıza gelmiştir değil mi, bankalar ileri tarihli kur garantisi veriyorsa bu işten bankalar muhtemel zarar etmeyecekler mi? Sahi ya bankalar bu işlemden zarar ederler mi sizce? Zarar ettim diyen bankalar bana çok da inandırcı gelmiyor nedense? Eğer zarar ettiğini söyleyen bankalar var ise şu anda söylemek istemediğim bir çift sözüm olabilir onlara.
İleri tarihli döviz alım ve satımında bankalar sizlere bu hizmetleri vermekle birlikte, tanıtım seminerleri düzenleyen Türk Eximbank da aynı konularda Türk ihracatçısının her zaman yanında ve destekleyicsidir. Dış ticaret konusunda sürprizlere kapınızı kapamak için bankalarınızla her işlemi paylaşmanızda yarar görmekteyim.
Piyasamızda dış ticaret tacirlerine baktığımızda, oynaklığı fazla olan döviz pyasasında neden Forward ve Options işlemi yapmıyorlar? Ya kaybedecek paraları çokmuş, ya forward ve opsiyon konularını bilmiyorlardır veya bankaları bu yönde yönlendirmemiştir. Konu ne olursa olsun dış ticaret firmaları kendilerini bilinçlendirmek ve öğrenmek zorundadırlar.
Dış ticaret işleminde vadeli mal alıp satan tacirlerimiz Forward veya Options yapmadıklarında yol kazası yapmaları an meselesi olup, arabalarının pert olması karşısında bunun adına “kader, kısmet” derlerse bunun adı kader, kısmet değildir.
Reşat Hocam,
Elinize , yüreğinize sağlık. Faydalı bir dış ticaret yazısı kaleme almışsınız.
Saygılarımla
Bütün yazılarınızı bastan asagı okuyorum .Hem de sürekli okuyorum.Lütfen yazılarınızı cogaltın.