Kayıt dışı ekonomiyle mücadeleye yönelik yürütülen “Kayıt Dışı Ekonominin Azaltılması Kapsamında Denetim Kapasitesinin Güçlendirilmesi ve Kurumlar Arası Veri Paylaşımının Artırılması” konulu bir AB projesi Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın himayesinde gerçekleşirken, PWC firması da projenin tüm organizasyonunu gerçekleştiriyor.
Program bazı kritik sektörleri ve kesişen ana konuları içeriyor. Bu konu başlıklarından birisi de Dış Ticaret. Konuya dair ilk çalıştayı benim moderatörlüğümde 5-6-7 Kasım tarihlerinde Bursa’da üç gün süre ile gerçekleştirerek geride bıraktık. Değinilen konulara başlıklar halinde göz atarak, çalıştayın dış ticaretçileri ne denli ilgilendirdiklerine dikkat çekmek istedim.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yanı sıra, Ticaret Bakanlığı yetkilileri, İstanbul, Ege ve Uludağ Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürleri, TİM, Vergi Dairesi Müdürleri, TÜSİAD, MÜSİAD, YMM Odaları, Gümrük Müşavirleri Dernekleri, Gümrük Müşavirliği firmaları, İhracatçı Birlikleri, özel sektör temsilcileri, antrepo işletmecileri gibi ilgili neredeyse her kesimin katıldığı yaklaşık yüz kişi ile sürdürülen bu çalışanın ana başlıkları Dahilde İşleme Rejimi, Transit Rejimi, Antrepo Rejimi, Hariçte İşleme Rejimi, İhracat Rejimi, Serbest Bölgeler mevzuatı, Geçici İthalat ve ihracat ithalattaki kıymet farklılıkları ve menşe sapmaları idi.
Dahilde İşleme Rejimi tüm başlıklar arasında en çok ön plana çıkan konu oldu. Firmaların Kapasite Raporu alımından itibaren belgelerin kullanımına, ayniyat tespitlerinin öneminden fire ve ikincil işlem görmüş ürünlerin tespitine kadar konu her yönüyle ele alındı. Bir diğer konu ise menşe idi. Gümrük vergilerini hesaplanmasında en temel unsur ürünün menşeidir düşüncesinden hareketle menşe ile ilgili sorunlar ele alınarak, menşe konusunun mükellefleri de gümrük idarelerini de en çok meşgul eden konular arasında yer aldığı dile getirildi. Transit rejimde yetkili makamlar tarafından yapılacak bilgi ve belge denetiminin elektronik sistemle yapılması, ticaretin kolaylaştırılması bağlamında nakliyeciye ve sektöre fayda sağlayacaktır görüşü üzerinde durulurken, Türkiye gümrük bölgesinde transit rejimi kapsamında taşınan eşyanın olası bir iç piyasaya sürülmesini engellemeye yönelik tedbirler üzerinde duruldu. Yanı sıra transit ticaret adı altında yurtdışına gönderilen transit ticaret mal bedelinin doğruluğu, gümrük kıymeti, kurumlar vergisi açısından risk unsuru içerdiği üzerinde de duruldu.
Antrepolarda bulunan eşyalara dair kontrollerin daha sağlıklı hale getirilmesi gerekliliği yine konuşulan konular arasında idi. Geçici ithalat rejimi kapsamı işlemlerin kayıt dışılık açısından çok büyük risk oluşturduğu hususu da çalıştayda dile getirildi. Bu alanda en çok karşılaşılan sorunlar, Tam Muafiyet Kısmi Muafiyet ayrımında yaşanan karışıklıklar olup, geçici ithal edilen eşyanın amacına uygun kullanılmaması, eşyanın yurtta bırakılması, süresi içinde yurt dışı edilmemesi kayıt dışılığa neden olabilmektedir görüşüne yer verilirken, fuarda sergilenmek üzere tam muafiyet ile getirilen eşyaların 6 aylık bekleyebilme süresinin de uzun olduğuna vurgu yapıldı.
Serbest bölgelere dair konu başlığında ise, en çok Gümrük ve Serbest Bölge İdarelerinin bir arada çalışması sebebiyle sistemlerin birbirine entegre edilmesinin gerekliliği öne çıktı. Yanı sıra stok takibi ve ayniyat tespiti gibi konularda da iyileştirilebilecek alanlar olduğuna da vurgu yapıldı.
Verimli bir çalıştay oldu. Ben neden bu kadar detayı kaleme alarak aktardığımı açıklamakta yarar görüyorum. Toplam Gayri Safi Hasılamız içerisinde dış ticaretin payı bir hayli yüksek ve konuların tamamı pek çok kesimi yakından ilgilendiriyor. O yüzden ben de bir özeti kaleme alıp zaten moderatörü olduğum bu çalıştayı dillendireyim dedim.