Pandemi, savaş, afet, ekonomik kriz vb. birçok hayati problemin art arda yaşandığı ve dünyaca olağanüstü günlerden geçtiğimiz son dönemde; sorunlara sosyal ve yenilikçi çözümler üretenlerimiz belki de insanlığı kurtaracak girişimlere imza atacak. Böyle girişimleri başlatmak için ise motive olabilmek oldukça önemli.
İnsanlık olarak gnümüzde iki seçenek var; ya sorunlardan dolayı içimizi kemiren vesveseleri başarıyla yöneteceğiz ve korkuların bizi yenmesine izin vermeyeceğiz ya da sorunlara teslim olup varolan duruma rıza gösterip harekete geçmeyeceğiz. Eğer ilk seçeneği tercih eder, sağduyumuzu koruyarak irademizi diri tutup sorunlara değil çözümlere odaklanırsak; başarılı girişimlerin ilk adımını atmışız demektir.
Dünya var olduğundan bu yana, benzer dönemler yaşandı durdu; hem de birçok kez. Ekonomik buhranlar oldu; çeşitli salgınlar, savaşlar, yıkımlar… Dünyanın bu kaotik dönemlerden başarıyla çıkmasını sağlayan o özverili içindeki iyimserliği kaybetmeyen insan; her zaman ilk seçeneği tercih etti. Belirsizlikler karşısında dengeyi kaybetmeden; çalışmaya, üretmeye devam etti ve sorunlar karşısında türlü bahaneler bulmak yerine çareler aradı. Yenilmeden, pes etmeden, durmadan, yılmadan bu olumsuz görünen senaryodan yeni tohumlar filizlendirmeyi denedi ve başardı da… Belki sayıca azdı ilk tercihi mücadele olan insan; ama buldukları çözümlerin yeryüzüne ve insanlığa etkileri oldukça büyüktü.
Girişimlerin başarısıyla ilgili dilimize pelesenk olmuş kalıplaşmış klasik söylemleri neredeyse hepimiz biliyoruz artık. Evet en başarılı girişimler kaotik dönemlerde çıkar; doğru… Peki, sizce ne yapar bu girişimciler başarılı olmak için? Saatlerce TV karşısında oturup Netflix mi izler ? Belki… Mutfağa girip birçok influencerın yaptığı gibi, bin bir uğraşla o çok lezzetli fırından yeni çıkmış iyi de kabarmış yemek tarif kitaplarında göründüğü gibi dumanı üstünde tüten taze ekmeklerini kek börek çöreklerini, sosyal medyalarında daha çok beğenilmek hatta takipçi arttırmak için paylaşırlar mı ? O da mümkün… Bunların hepsi ihtimal dahilinde evet. Girişimciler de bizler gibi etten kemikten kanlı canlı insanlar; onlar da çevreden etkilenir onlar da çevrenin psikolojilerine yaptığı olumsuz etkilerden uzaklaşmak biraz da arınmak için çeşitli yollara başvurabilir elbet. İnsani tepkidir; film izlemek başka dünyalara dalıp gitmek, mutfağa girip zihni kemiren endişeden üzüntüden uzaklaşmak için oyalanmak, ya da bir enstrüman bir dinletiyle müziğin sanatın dünyasında kaybolmak. Hatta belki de bu saydıklarımdan daha da fazlasını yapıyordur başarılı girişimciler. Çünkü başarıya ulaşana kadar çabalarken aynı şeyi tekrar tekrar yılmadan pes etmeden denerken olumlu kalabilmek kendini iyimser tutabilmek daha zordur aslında. Kolay mı binlerce olumsuz denemeye karşılaşılan soruna rağmen sonuna kadar başarılı olmaya odaklı kalabilmek ?
Ama yetmez girişimci olmak hatta başarılı girişimci olmak fazlasını ister! Birilerine fayda sağlamaktır bir girişimciyi besleyen aslında. Faydalı olma güdüsü onu motive eden… İnsanüstü uğraş verir bir girişimci henüz doğmamış fikre hayat vermeye can katmaya çabalar durmadan sabırla azmederek…
Birçok girişimciyi bir araya getiren platformlar kuruluyor her geçen gün, yarışmalar düzenleniyor, hükümetler yüksek oranda teşvikler ve destekler açıklıyor. Ne için ? Tüm çabaların tek bir ortak amacı var: İnsanlığı ilgilendiren büyük sorunların çözümünü bulmak ya da toplumsal ihtiyaçları cevaplamak.
Hiç dikkat ettiniz mi sahi ? İnsanları sorunların çözümüne götürmeyi hedefleyen girişimciliği destekleyen çağrıların da ortak bir dili var. Nedir bu dil ? Ne isteniyor ? Nasıl bir kitle hedefleniyor başarılı girişimlere ulaşabilmek için ? Hemen söyleyeyim; girişimcilerden istenen şu: Sorun çözme bakış açısına sahip olmak, üretken ve duyarlı olmak ve en önemlisi dayanışma ile toplumsal kalkınmaya inanmak…
Herkes başarılı girişimci olmaya muktedir; yeter ki motivasyonu toplumsal fayda olsun ve insanlığa fayda sağlamayı en birincil amaç edinsin…
Doç. Dr. Duygu HIDIROĞLU