İhracatçılar Ne İster – Bölüm 2
İhracatçı Ne İstemez ki?
Reşat BAĞCIOĞLU
- Finansmana erişim
- Rasyonelliği yansıtan döviz kurları,
- Düşük enflasyon
İhracatçımızın gerçek anlamda istediği bunlardır.
Neden Rasyonellik
Rasyonellik kelimesini ilk defa benden duyduğunuzu söylemiyorsunuz umarım.
Piyasa gerçeklerine uygun ve mantık ölçüleri piyasada var olduğu sürece ekonomiye dair göstergelerin sağlıklı işleyeceği bir gerçektir. Durum öyle olunca piyasada ağlayan ve sızlayan pek kalmaz.
Döviz Kurları ve Enflasyon

Döviz kurlarına nereden bakarsanız bakınız, ortalama aylık %1 civarında artış sağlamaktadır. Ne dünyadaki döviz ve parite hareketleri ne ülkemizdeki faiz indirimleri ne ülkemizde yaşanan tansiyonu yüksek olaylar karşısında döviz hiç tepki vermiyor. Adeta bulunduğu yere çakılmış, kendisini piyasadan soyutlamış, finansal verileri etkileyecek hiçbir olay dövizi yerinden oynatmıyor. Çünkü kontrollü bir döviz hareketi var. Daha doğrusu hareketsizliği var.
Bir de enflasyon tarafına göz atalım.
Enflasyon denildiğinde aklımıza tek bir enflasyon gelmiyor. Çeşitli enflasyon verileri geliyor aklımıza.
Şöyle ki;
- TÜİK enflasyonu
- İTO Enflasyonu
- ENAG Enflasyonu
- Kamunun yaptığı zamlar karşısındaki enflasyon
- Hatçe Teyzenin çarşı Pazar enflasyonu
TÜİK’in 2024 Yılı Enflasyonu
Yıllık enflasyon verisi kurumdan kuruma, kurumdan Hatçe Teyzenin çarşı Pazar enflasyonu değerlendirmeleri maalesef aynı değil.
Keşke çarşı Pazar enflasyonu TÜİK enflasyon verisi kadar artmış olsa. TÜİK’in 2024 yılı enflasyon verisi %44,38 demesine karşın, bu sene çarşı pazarda tüm ürünlerin fiyatı %44,38 oranında mı arttığını düşünüyorsunuz? Sağlık enflasyonundan eğitim enflasyonuna, gıda enflasyonundan konut ve diğer her kalem enflasyonun TÜİK enflasyon verisinin en az 2 veya 3 kat daha fazla arttığına üzülerek tanık oluyoruz. Kirazın, şeftalinin, çileğin, taze fasulyenin fiyatını bir tarafa bırakalım, 2025 yılında meyve, sebze, domates fiyatlarına bakınız. TÜİK enflasyon rakamı kadar mı artış gösterdi? Bakın etin fiyatını gündeme getirmedim. Elbette değil. Daha fazla arttı.
Bu enflasyon sarmalına neden girdim derseniz? Enflasyonun aylık artışı ortalama %4 veya 5, döviz kurlarının aylık artış hızı ise sadece %1.
Enflasyon bu kadar hızlı artarken döviz kurlarının sadece %1 oranında arttığı günümüz piyasasında ihracatçımız her geçen gün sıkıntıya girmektedir. Gerçek enflasyon gerçeği ile karşı karşıya kalan ihracatçımızın döviz kurlarını ise sadece %1 dolayında artış göstermesi ihracatçının elini günden güne zora sokmaktadır. Pazar kaybı olduğu bir gerçektir.
Bundan en fazla etkilenen ise tekstil sektörü olduğunu belirtmek isterim. Döviz kurlarının artışı ile enflasyon rakamları aynı oranda artsaydı tekstil sektörü neden peş peşe işyeri kapatsın, neden ülkemizi terk edip Mısır ve farklı ülkelere gidip fabrika kursun.
İhracatçı Üzülmekte Haklıdır
Ülkemizde belli bir enflasyon ve bunun etkisinde fiyat artışı varken, ihracatçılar, hammadde veya tarımsal ürünleri ülkemizden sağlama yoluna gittiğinde, enflasyon karşısında ürün fiyatlarının arttığını ancak bununla beraber maliyet hesabı yapan ihracatçımız, kâr edebilmesi için muhtemel dövizdeki kur artışını da maliyet hesaplarına ilave ederek, kâr etmeyi düşünür. Ancak küresel piyasalarda durum farklıdır. Ülkemizdeki yüksek enflasyon karşısında üretim maliyetleri yüksek, kur düşük hatta geride kalıyorsa, ihracatçımız üzülecektir. Çünkü vereceği fiyatlar dünya piyasalarında kabul görmeyecektir. Zira ihracatçımızın önünde acımasız bir rekabet pazarı vardır ki satılacak ürünü üreten ve pazarlayan satan sadece bizim ihracatçımız değil, dünyanın her tarafında aynı ürünü pazarlayan farklı üreticilerin de var olduğunu unutulmamalıdır.
Adeta bir el kurların üzerinde, kur kafasını yukarıya kaldırdıkça, dövizin tepesindeki bir el hemen dövizin kafasına vuruyor ve dövizi bitkisel hayata sokuyor. Döviz yerinde kalmış. Bir ay boyunca enflasyon alabildiğine yükselmesine rağmen döviz kurları sabit. Anlayacağınız 30 günlük süre içinde dalgalı piyasada yer alan döviz kuru bir arpa boyu yükselememiş. Dövizi baskılamanın maliyeti ülkemiz için oldukça fazladır. Bu maliyetin üretici ve ihracatçıya destek olarak kullanıldığında dövizi baskılamaya da gerek kalmazdı. Ülkemizin ihracat rakamı artar, üretici malını yurt dışına satar, ülkemize döviz gelir.
Ben bu filmi defalarca görmüştüm. Her defasında kahraman döviz, tepesinde dolaşan eli kırıyor ve döviz şahlanıyordu.
Dövizin tepesinde bir müdahale eli dolaşacağına, üretimin ve üretilen ürünlerin yurt dışına ihracında daha fazla destekler verilmesinin ihracatçıyı ve üreticiyi daha fazla memnun edeceği ortadadır. Üretici ve ihracatçı üzülmez.
Piyasa Gerçeği
Tüm verilerin rasyonel olması halinde hiçbir sorun kalmaz. Birden fazla enflasyon verisi de olmaz.
Çok basit bir örnek;
- Kamu alacaklarının gecikme faizi %54,
- Banka mevduat faizi bankadan bankaya değişim gösterse de %47,
- TÜİK enflasyonu Eylül 2025 ayı için %33,50,
- Emeklinin aldığı 6 aylık zam %17
- Sebze, meyve ve gıdanın yıllık artışı… Bu rakamı da siz yazın.
Reşat BAĞCIOĞLU
ICC Uluslararası Ticaret Odaları
Türkiye Milli Komitesi
Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi








