İşçinin kendi kusurlu hareketi sonucu ölmesi halinde, mirasçıları kıdem tazminatı talep edebilir mi?

Lütfi İnciroğlu
Lütfi İnciroğluhttps://www.incirogludanismanlik.com/
İnciroğlu Danışmanlık Denetim ve Eğitim Hizmetleri şirketinin kurucu Genel Müdürü olan Lütfi İNCİROĞLU, özel sektöre yönelik iş hukuku, sendikalar hukuku, sosyal güvenlik hukuku ve yabancı çalışma izinleri hukuku alanlarında danışmanlık, denetim ve eğitim hizmetleri vermektedir. Muhtelif dergi ve gazetelerde makaleleri, çeşitli üniversitelerde, kongre ve konferanslarda sunduğu bildirileri ve yayımlanmış yedi adet kitabı bulunan İNCİROĞLU Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda emekli Genel Müdür Yardımcısı’dır.
spot_imgspot_img

1475 sayılı mülga İş Kanunu’nun yürürlükte bulunan 14 üncü maddesinde, kıdem tazminatına hak kazanabilmek için gerçekleşmesi gereken şartların başında, iş sözleşmesinin madde de açıkça belirlenen nedenlerle işveren ya da işçi tarafından feshedilmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması koşulu yer almaktadır. (İNCİROĞLU, Lütfi, Sorulu Cevaplı İş Hukuku Uygulaması, 4 Baskı, İstanbul 2019)

İşçinin ölümü halinde, diğer koşulları da varsa kıdem tazminatı işçinin kanuni mirasçılarına ödenir. Buradaki diğer koşullardan anlaşılması gereken kıdem tazminatına hak kazanılma koşullarıdır. Hemen ifade etmek gerekirse, İş Kanunu kapsamında sürekli bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan ve en az bir yıl hizmeti olan işçinin ölmesi halinde mirasçıları kıdem tazminatına hak kazanabileceklerdir. İş Kanuna göre, ölen işçinin mirasçılarına kıdem tazminatı hakkı doğabilmesi için ölüm olayının nedeninin ve nasıl meydana geldiğinin bir önemi bulunmamaktadır. Kanun, koşul olarak sadece sözleşmenin ölümle sona ermesini aramaktadır. Ölüm nedeninin iş kazası, meslek hastalığı, hastalık, herhangi bir kaza olup olmaması; ölümün, işçinin veya üçüncü bir kişinin kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmaması, işyeri içinde veya dışında meydana gelmesi, intihar veya cinayet olması bu hükmün uygulanması bakımından etkili değildir (MOLLAMAHMUTOĞLU, Hamdi, ASTARLI, Muhittin, BAYSAL, Ulaş, İş Hukuku, 6. Baskı, Ankara 2014).

Ancak, işçinin devletin güvenlik güçleriyle girdiği çatışma sonucu ölmesi, işyerine bomba koyarken ölmesi ya da işverene, işveren vekiline veya işçisine saldırırken meşru müdafaa sınırları içinde kendisine engel olunmak istenirken ölmesi işçi bakımından; Türk Ceza Kanunu’na göre cürüm teşkil eden ve kendi eylemi ile gerçekleşen bir olay olduğu için mirasçılar kıdem tazminatına hak kazanamaz (MOLLAMAHMUTOĞLU/ASTARLI/BAYSAL İş Hukuku).

Nitekim Yargıtay bu konuda verdiği bir kararda, “ölümüne kusurlu davranışıyla yol açan işçinin davranışının 4857 sayılı Kanun m.25/II kapsamında haklı bir neden oluşturması halinde, işçinin kanuni mirasçılarına kıdem tazminatı ödenemeyeceğine” hükmetmiştir (Y.9HD.21.3.1978, E.16736/4008). Yargıtay Genel Hukuk Kurulunun bir kararında da, “…ölüm başlı başına sözü edilen tazminatın ödenmesi için yeterli olmayıp…yasal koşulların gerçekleşmesi gerekir. Kanunun m.25/II’de sayılan nedenlerle işe son verilmesi halinde, işçi kıdem tazminatına hak kazanamaz. Olayda davalının savunması Kanunun m.25/II bendine dayanmaktadır. Ancak işveren haklı nedene dayanan sözleşmeyi bozma hakkını aynı anda geçekleşen işçinin ölümü nedeniyle kullanamamıştır….”(YHGK.21.12.1979, E.1978/9-1041, K.1979/1634). Yargıtay bu kararında işçi sağ olsaydı, İş Kanunu m.25/II kapsamında haklı nedenle iş sözleşmesi feshedilecek ve kıdem tazminatına hak kazanamayacaktı varsayımıyla kanuni mirasçıların kıdem tazminatından yararlanamayacağı sonucuna varmıştır.

Yargıtay Genel Hukuk Kurulunun bu kararı doktrinde eleştiriye uğramakla birlikte kararı destekleyenler de bulunmaktadır. Nitekim, ŞAHLANAN’a göre, “ölüme neden olan olay işçi ölmesiydi işverenin sözleşmeyi feshedeceğine muhakkak nazari ile bakılabilecek bir olay olarak nitelendirilebiliyorsa, bu taktirde işçinin kanuni mirasçılarının kıdem tazminatı talep hakkı bulunmamalıdır (Fevzi ŞAHLANAN, Yargıtay’ın 1985 Yılı Kararlarının Değerlendirilmesi, Basisen, İstanbul 1987).

Sonuç olarak, bizim de katıldığımız görüşe göre, işçinin kendi ölümüne yol açan davranışı, aynı zamanda Türk Ceza Kanunu anlamında bir suç niteliğinde ise, kıdem tazminatından söz edilmemelidir. Bununla birlikte, işçi öldüğünde hakkında suç işlediğine dair bir karar bulunmasa dahi ölümün meydana geldiği şartlara göre, davranışının suç niteliğinde olduğu sabit ise, örneğin işyerini kundaklarken patlayan bombadan öldüğü resmi raporlarla sabit ise, mirasçıların kıdem tazminatından yararlanmaması gerekir. Aynı yönde Yargıtay’ın verdiği karara göre de, işçinin kendi kusurlu hareketi sonuç ölmesi halinde, ölüme neden olan davranış işveren açısından iş sözleşmesini haklı nedenle fesih sebebi oluşturuyorsa, mirasçıları kıdem tazminatı talep edemeyeceklerdir.

Lütfi İnciroğlu
Lütfi İnciroğluhttps://www.incirogludanismanlik.com/
İnciroğlu Danışmanlık Denetim ve Eğitim Hizmetleri şirketinin kurucu Genel Müdürü olan Lütfi İNCİROĞLU, özel sektöre yönelik iş hukuku, sendikalar hukuku, sosyal güvenlik hukuku ve yabancı çalışma izinleri hukuku alanlarında danışmanlık, denetim ve eğitim hizmetleri vermektedir. Muhtelif dergi ve gazetelerde makaleleri, çeşitli üniversitelerde, kongre ve konferanslarda sunduğu bildirileri ve yayımlanmış yedi adet kitabı bulunan İNCİROĞLU Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda emekli Genel Müdür Yardımcısı’dır.

PAYLAŞIMLAR

Lütfen yorumunuzu girin !
Lütfen adınızı giriniz.

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı