İhtiyaç buluşun anası ise, hoşnutsuzluk da ilerlemenin babasıdır
John D. Rockefeller, Amerikalı Petrol Kralı (1839 – 1937)
1456 yılında Gutenberg matbaasında ilk kitabın basılmasıyla başladığı ileri sürülen küreselleşme, günümüzde tüm zamanların en yaygın ve etkin döneminde.
Dünyanın herhangi bir noktasında, bir büyük şirketin aldığı karar, başka bir ülkenin halkını bile etkileyebiliyor. Evet, durum bu kadar ileri boyutta.
Zayıf şirketler de malesef yırtıcı kaplan menzilinde bir ürkek ceylanlar gibi hayatlarını sürdürmek durumunda.Herhangi bir kriz anında bekle-gör dışında bir aksiyon planları olamıyor.Büyük şirketler, kendi varlıklarını sürdürebilmek için isterlerse küçük şirketlerin pazar paylarını sınırlamak konusunda fazla zorlanmıyor.
Yaşayan ve globalleşen güçlü şirketlerin, varoldukları ülkeyi de güçlü kıldığı yadsınamaz bir gerçek.Güçlü ülkelerin de, kendi vatandaşlarının dünya üzerindeki güvenlik, refah ve itibarını artırdığı da aynı gerçeğin devamı.Bu çember hep böyle dönüp gitmekte.
Yalnız bu küreselleşme ile gelen rekabetin insan için önemli bir dezavantajı da var; Firmalar, artık her piyasa daralmasında personeline ödediği maaşı, hammade, makina, elektrik gibi diğer girdi maliyetleriyle bir tutmaktadır.Bu yüzden maliyeti düşürmek için yapılan tasarruf politikaları arasında ‘çalışan sayısını azaltma’ başlarda gelmektedir.
Her şirket bir ‘canlı’ gibi düşünülmekte ve onun yaşaması için fertler feda edilebilmektedir.
Yazar: Ahmet CORA
Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Ocak 2015 sayısında bulabilirsiniz.!