Limited Şirketlerde Genel Kurul Kararının İptal Sebepleri İle İptal Davaları

Av. Baran ÇAĞDAVUL
Av. Baran ÇAĞDAVUL
2016 yılı Haziran ayında mezun olduktan sonra aynı yıl Eylül ayında avukatlık stajına başladım. Ruhsat bekleme sürecim de dahil olmak üzere, tüm staj sürecinde aktif şekilde çalışarak başta özel hukuk olmak üzere birçok hukuk dalında deneyim edindim. Stajım bittikten sonra 4 yıl boyunca İstanbul'da mukim 2 ayrı hukuk bürosunda "Şirket Danışmanlığı" sıfatı kapsamında başta Borçlar Hukuku, Ticaret Hukuku ve İcra ve İflas Hukuku ağırlıklı olmak üzere özel hukukun çeşitli dallarında aktif ve kesintisiz biçimde faaliyet gösterdim. 4 yılın sonunda ise İstanbul'da mukim Av. Baran Çağdavul Hukuk ve Danışmanlık Bürosu'nu kurdum. Hali hazırda 7 yılı aşkın süredir aktif avukatlık yapmakla birlikte, 2 yılı yakın süredir de Arabulucu sıfatıyla İş Hukuku ve Ticaret Hukuku alanlarında ihtiyari ve zorunlu arabulucu olarak faaliyet göstermekteyim.
spot_imgspot_img

Limited Şirketlerde Genel Kurul Kararının İptal Sebepleri İle İptal Davaları

Baran ÇAĞDAVUL

Avukat & Arabulucu

Limited şirketlerde Genel Kurul Kararının İptal Sebepleri İle İptal Davaları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemBilindiği üzere en az 1 en çok 50 gerçek ya da tüzel kişinin bir araya gelerek kanunen yasaklanmamış her türlü ekonomik gaye ve konu hakkında kurmuş olduğu, esas sermayesi belirli olan şirketlere limited şirket denir. Limited şirketlerin ortakları şirket borçlarından sorumlu olmayıp; yalnızca taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket esas sözleşmesinde düzenlemiş ise başkaca ödeme ve yan edimleri yerine getirmekle yükümlüdürler.

Limited şirketlerde olağan genel kurul, her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren 3 ay içinde yapılmalıdır. Şirket sözleşmesinde düzenlendiği hallerde veya gerektikçe her zaman olağanüstü genel kurul toplantısı da yapılabilmektedir. Peki toplantıda alınan kararlara karşı her paydaş doğrudan dava açabilecek midir?

Türk Ticaret Kanunu’nda limited şirket genel kurul kararının iptali konusunda doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle aynı kanunun 622. maddesindeki atıfla, iptal konusunda anonim şirket genel kurul kararlarının iptalinin düzenlendiği hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Buna göre kanun koyucunun genel kurul kararının iptali davasını açmasına cevaz verdiği 4 grup bulunmaktadır;

a) Bunlardan birincisi genel kurul toplantısında hazır bulunup da alınan karara olumsuz oy veren ve karara neden muhalefet ettiğini tutanağa geçirten pay sahipleridir.

b) İkincisi toplantıda hazır bulunsun ya da bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; genel kurul toplantı çağrısının usulüne uygun yapılmadığını, gündemin usulüne uygun ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleridir.

c) Üçüncüsü ise yönetim ve temsil görevini yürüten müdürlerdir.

d) Dördüncü ve son grup ise alınan kararların yerine getirilmesi kişisel sorumluluğuna neden olacaksa, müdürlerden her biridir.

Görüldüğü üzere kanun koyucu, davanın açılmasında belirli bir pay oranına sahip olunmasını şart kılmayarak, azınlık hissedarların çoğunluk hissedarlar karşısında korunmasını amaçlamıştır.

Diğer yandan kanun koyucu, her karara karşı dava açılarak şirketlerin iş yapılamaz hale getirilmesini engellemek amacıyla, bir önceki paragrafta sözü edilen 4 grupta olmayı da yeterli bulmamış, davanın açılmasını bazı şartların mevcut olmasına bağlamıştır. Buna göre; kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle de dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açılabilecektir. Söz konusu sürenin kaçırılması ya da dava açan gerçek ya da tüzel kişilerin istenen niteliklere haiz olmaması halinde, davanın esasa girilmeksizin usulden reddedileceği unutulmamalıdır.

Peki kanun veya esas sözleşme hükümleri ile dürüstlük kuralına aykırılıktan kasıt nedir?  Kanun hükümlerini, emredici ve yedek hukuk kuralları olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür. Emredici hukuk kuralları aynen uygulanması gereken, yedek hukuk kuralları ise şartları varsa, taraflarca aksinin kararlaştırılabileceği düzenlemelerdir. Lafzından da anlaşılacağı üzere emredici hukuk kurallarına uyulması zorunluluk olup, uyulmamasının sonucu butlan, başka bir ifadeyle yokluktur. Bu halde ilgililerce yok hükmünde olan bir karar için iptal davası açılamayacaktır. Konumuz özelinde iptal davası açılabilecek kanuna aykırılık halleri ise taraflarca üstünde serbestçe tasarruf edilebilecek nispi nitelikteki düzenlemelere ilişkindir. Örneğin ortakların rızaları ile kaldırılabilen, sonlandırılabilen veya henüz verilmeye başlanacak huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kar payı ödemesi gibi konularda, genel kurulun karar nisabına uygun olmak şartıyla karar alması mümkündür. Bununla birlikte karara muhalefet olan bir paydaş, söz konusu karara karşı eşit işlem ilkesine uyulmadığı iddiasıyla ya da başkaca herhangi bir sebeple iptal davası açma hakkına sahiptir. Sebebin haklı ya da haksız oluşu, mahkemece yapılacak yargılama neticesinde tespit edilecektir. Yine örneğin toplantı çağrı kağıdında toplantı gün ve saatinin yazılmaması ya da hatalı yazılması, toplantıya katılım ve karar nisaplarını doğrudan etkileyeceğinden yine iptale konu edilebilecek bir konudur. Ancak yer verilen örnekler sınırlı nitelikte olup; dava açılmadan önce, kararın butlanla batıl mı yoksa iptale konu edilebilecek türden bir karar olup olmadığı hususunun net bir şekilde tespit edilmesi, usulden red kararıyla karşılaşılmasının engellenmesi açısından oldukça mühimdir.

İptal sebebi olarak kabul edilen bir diğer husus, esas sözleşme hükümlerine aykırılıktır. Lafzından da anlaşılacağı üzere; şirketin varlık amacını, faaliyetlerini, sermayeyi, pay oranlarını ve şirketin varlığı ile ilgili tüm diğer unsurları içeren sözleşme, şirket esas sözleşmesidir. Genel kurul toplantısında emredici hukuk kurallara uygun biçimde hazırlanan şirket esas sözleşmesine aykırı herhangi bir karar alınması halinde, bu karar doğrudan iptale konu edilebilecektir. Örneğin şirket esas sözleşmesinde belirli bir konuda karar alınırken, kanun koyucunun belirlediği karar nisabından daha ağırlaştırılmış bir nisap belirlenmiş olması halinde, genel kurulda o konuda karar alınırken sözü edilen özel nisabın sağlanması zorunludur. Bu zorunluluğa uymayarak, genel emredici hükümlerde düzenlenen nisaba göre karar alınması halinde esas sözleşmeye aykırılıktan söz edilecek ve karar iptale konu edilebilecektir. Ancak burada dikkatle ele alınması gereken husus, genel kurulda genel emredici hükümlerde düzenlenmiş nisabın da altında bir oranla karar alınması halinde bu kararın iptale konu edilemeyeceğidir. Zira bu halde karar doğrudan butlanla batıl olacaktır.

Bir diğer ve son iptal sebebi ise dürüstlük kuralına aykırılıktır. Genel kurul tarafından alınan karar hem genel emredici hukuk kurallarına hem de şirket esas sözleşmesine uygun olabilir. Ne var ki bu karar ile aslında bir ya da bir kısım paydaşın hakları zarar görüyor ya da şirketin menfaatleri doğrudan ya da dolaylı yolla zarar görüyorsa bu halde objektif dürüstlük kuralına aykırılıktan söz edilebilecektir. Başka bir ifadeyle anlatmak gerekirse, alınan karar görünüşte tüm yasal düzenlemelere uygun ve genel kurul tarafından üstüne karar alınmasına olanak tanıyan bir konuda dahi olsa, karar ile amaçlananın göründen farklı olması veya kararın uygulanması ile doğrudan ya da dolaylı yoldan bir zarar ortaya çıkıyorsa, bu halde artık dürüstlük kuralına aykırı bir halin varlığı kabul edilebilecektir. Söz gelimi sermaye artırımı kararı ile buna bağlı ödeme tutarı ve zaman aralığı genel kurul tarafından alınacak bir kararla belirlenebilir. Ne var ki şirketteki paydaşların mali durumlarının her zaman aynı ya da benzer olması söz konusu olmadığından, kısa vadede çok yüksek tutarda sermaye ödemesi istenmesi, mali durumu diğerlerine oranla dezavantajlı olan paydaşlar açısından mali zorluklara sebebiyet verecek, neticede genel kurulda alınan karar uyarınca sermayesini artıramayan paydaşın sermaye payı azalacaktır. Benzer biçimde, genel kurulda pay çoğunluğunu elinde bulunduran paydaşların birlikte hareket ederek görünüşte şirket lehine karar alıyormuş gibi tüm hissedarların haklarını azaltan ya da bertaraf eden bir karar alması ve bu karardan mali açıdan dezavantajlı durumda olan azınlık hissedarların çoğunlukla zarar görmesi durumunda, yine dürüstlük kuralına aykırılıktan söz edilebilecektir. Ne var ki genel kurulca alınan kararlarda bir kısım paydaşın ya da azınlık hissedarların mali açından zarar görmesi, her zaman için dürüstlük kuralına aykırı davranıldığını gösteren bir husus olarak kabul edilmemelidir. Zira bir paydaşın sermaye payının azalmasına sebebiyet vermesi, sermaye artırım kararının şirket lehine alınmadığı ya da amacının farklı olduğu sonucunu doğurmamaktadır. Hal böyleyken, her olay ve durum kendi içinde, kendi şartları dahilinde değerlendirilecek olmakla, olayın özelliklerine göre dürüstlük kuralı objektif biçimde irdelenecektir.

Limited şirketlerde Genel Kurul Kararının İptal Sebepleri İle İptal Davaları Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSon olarak ifade etmek gerekir ki genel kurul kararının iptali için açılan davalarda, davalı tüzel kişiliğin talebi halinde şirketin uğrayacağı olası zararların tazmini amacıyla, mahkemece dava açan tarafın teminat yatırmasına karar verilebilir. Şu halde dava açılmadan önce iptal şartlarının var olup olmadığının dikkatle araştırılması, olası maddi zararların önüne geçmek amacıyla oldukça önem arz etmektedir.

 

Avukat & Arabulucu

Baran ÇAĞDAVUL

Av. Baran ÇAĞDAVUL
Av. Baran ÇAĞDAVUL
2016 yılı Haziran ayında mezun olduktan sonra aynı yıl Eylül ayında avukatlık stajına başladım. Ruhsat bekleme sürecim de dahil olmak üzere, tüm staj sürecinde aktif şekilde çalışarak başta özel hukuk olmak üzere birçok hukuk dalında deneyim edindim. Stajım bittikten sonra 4 yıl boyunca İstanbul'da mukim 2 ayrı hukuk bürosunda "Şirket Danışmanlığı" sıfatı kapsamında başta Borçlar Hukuku, Ticaret Hukuku ve İcra ve İflas Hukuku ağırlıklı olmak üzere özel hukukun çeşitli dallarında aktif ve kesintisiz biçimde faaliyet gösterdim. 4 yılın sonunda ise İstanbul'da mukim Av. Baran Çağdavul Hukuk ve Danışmanlık Bürosu'nu kurdum. Hali hazırda 7 yılı aşkın süredir aktif avukatlık yapmakla birlikte, 2 yılı yakın süredir de Arabulucu sıfatıyla İş Hukuku ve Ticaret Hukuku alanlarında ihtiyari ve zorunlu arabulucu olarak faaliyet göstermekteyim.

PAYLAŞIMLAR

Lütfen yorumunuzu girin !
Lütfen adınızı giriniz.

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı