Z Kuşağının Moda ve Markalar Üzerinde Etkisi

Selin Erdal
Selin Erdal
Selin Erdal moda endüstrisi, marka ve pazarlama stratejilerine meraklı. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Moda Topluluğu başkan yardımcısı. 2024’te İstanbul Moda Rehberi’ni ve Moda Günleri’ni düzenledi. Temel ilgi alanı, küresel ve yerel markalar ve onların gelişim stratejileri. Moda sektörü ve yapay zeka uygulamaları üzerine çalışıyor.
spot_imgspot_img

Z Kuşağının Moda ve Markalar Üzerinde Etkisi

Selin ERDAL

Yüzyıllar boyunca her döneme damgasını vuran, değişen, dönüşen, bazen tüketilen ve kimi zaman tekrar eden trendler oldu. Günümüz modası ise belki de tarihin en hareketli dönemlerinden birini yaşıyor. Bunun başlıca sebepleri arasında fast fashion yer alsa da; teknoloji, sosyal medya, “trend-setter influencerlar” ve Z kuşağı etkisi inkâr edilemez.

Z Kuşağının Moda Ve Markalar üzerinde Etkisi
Z Kuşağının Moda ve
Markalar Üzerinde Etkisi

Ben de Z kuşağının bir parçası olarak söyleyebilirim ki jenerasyonum birçok alanda olduğu

gibi modada da son derece belirleyici hale geldi. 1997-2012 yılları arasında doğan bu kuşak, hem satın alma güçleri hem de sosyal medyadaki etkin rolleriyle moda dünyasını derinden etkiliyor. Peki, bu kuşak gerçekten değişimin öncüsü olabilir mi?

Sosyal Medya ile Değişen Moda Dinamikleri

TikTok, Instagram ve benzeri platformlar sayesinde trendlerin ömrü artık haftalarla sınırlı. Z kuşağı; trendleri başlatan, yayan ve bitiren bir güce sahip. Geleneksel ünlüler ya da modellerin yerini ise artık influencer’lar ve sıradan ama özgün sosyal medya kullanıcıları aldı. Bu değişim sayesinde moda dünyası daha ulaşılabilir, daha “gerçek” yüzlere kapılarını açtı.

Markalar bu değişimi fark etti ve pazarlama stratejilerini buna göre yeniden şekillendirmeye başladı. Artık büyük prodüksiyonlu reklamlar yerine dijital kampanyalar ve sosyal medya işbirlikleri ön planda. Burberry, Gucci ve Balenciaga gibi köklü lüks markalar bile dijital koleksiyonlar ya da sanal moda (metaverse) projeleri ile Z kuşağına ulaşmayı hedefliyor.

Tüm bu sosyal medya etkisi, yepyeni bir kültürün doğmasına da yol açtı. Artık sosyal medyada yazılı olmayan bir kural var: “Bir giysiyi iki kez giyemezsin.” Her anın internette ölümsüzleştirildiği bir dönemde, insanlar farklı kombinlerdense farklı parçalara yöneliyor. Moda tercihlerinin birçoğu artık “Güzel fotoğraf çıkar mı?” sorusuna göre şekilleniyor. Bu durum hızlı tüketimi körüklüyor olsa da, Z kuşağının bu döngüyü kırabileceğine dair bir umut da var.

Z Kuşağının Moda Anlayışı

Şu an fast fashion Z kuşağıyla şekilleniyor gibi görünse de, bu jenerasyonun hızlı tüketime karşı beklenenden çok daha bilinçli olduğu bir gerçek. Çevre dostu markaları, geri dönüştürülmüş malzemeleri ve etik üretim süreçlerini tercih ediyoruz. Bu tercihler markalara da sorumluluk bilinci kazandırıyor.

Z kuşağı olarak kendimizi ifade etmeye büyük önem veriyoruz. Bu nedenle de “herkese uyan” moda anlayışını reddediyor ve özgün parçalara yöneliyoruz. Kimimiz DIY (kendin yap) ve kişiselleştirilmiş ürünlere ilgi duyarken, kimimiz vintage ve ikinci el parçalara yöneliyor. Nostaljiyi seviyoruz: Y2K (2000’ler) ve 90’lar modası gibi retro trendler bizlerle yeniden yükselişte.

Ayrıca toplumsal cinsiyet normlarına daha eleştirel baktığımız için unisex koleksiyonlar da daha yaygın hale geliyor. Son dönemde popülerleşen “kapsül dolap” kavramı da bu bilinçli yaklaşımlardan biri. Az ama işlevsel parça, çok kombin.

Markalara Yön Veren Yeni Tüketici Profili

Z kuşağı yalnızca ürün değil, markanın hikâyesini, duruşunu ve değerlerini de satın alıyor. Bu nedenle toplumsal konulara duyarlı, şeffaf ve etik değerlere sahip markalar öne çıkıyor. Feminizm, LGBTQ+ hakları, ırkçılığa karşı duruş gibi meselelerde samimi tavır sergileyen markalar Z kuşağı için tercih sebebi oluyor.

Kuşağımız oldukça hızlı karar değiştiriyor ve yüksek oranda eleştirel. Bu yüzden markaların küçük hataları bile sosyal medya lincine neden olabiliyor. Dolce & Gabbana’nın Çin’e yönelik tartışmalı reklamı buna iyi bir örnek.

Şeffaflık ve sorumluluk artık sadece bir “artı” değil, bir “zorunluluk.” Sürdürülebilirlik baskısıyla birlikte Zara ve H&M gibi fast fashion devleri bile “Conscious” ve “Eco” serilerini piyasaya sürmek zorunda kaldı. Artık markaların sadece moda yaratmakla kalmayıp sosyal bilinç ve çevre duyarlılığı da inşa etmeleri gerekiyor.

Sonuç: Değişimi Tüketen Değil, Şekillendiren Bir Kuşak

Z kuşağı, yalnızca trendleri takip eden değil, onları yaratan ve dönüştüren bir kuşak. Moda artık sadece ne giydiğimizle değil, neye inandığımızla da ilgili. Sosyal medya baskısı, hızlı tüketim kültürü ve görselliğe dayalı seçimler her ne kadar çelişkili görünse de; sürdürülebilirlik, bireysellik ve etik duruşlar, bu kuşağın uzun vadede çok daha güçlü etkiler yaratabileceğini gösteriyor.

Z Kuşağının Moda Ve Markalar üzerinde Etkisi
Z Kuşağının Moda ve
Markalar Üzerinde Etkisi

Moda tarihinin bu yeni döneminde, belki de ilk kez tüketici kitlesi bu kadar çok şeyi aynı anda yönlendiriyor. Ve bu kitle Z kuşağı.

Selin ERDAL

Selin Erdal
Selin Erdal
Selin Erdal moda endüstrisi, marka ve pazarlama stratejilerine meraklı. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Moda Topluluğu başkan yardımcısı. 2024’te İstanbul Moda Rehberi’ni ve Moda Günleri’ni düzenledi. Temel ilgi alanı, küresel ve yerel markalar ve onların gelişim stratejileri. Moda sektörü ve yapay zeka uygulamaları üzerine çalışıyor.

PAYLAŞIMLAR

Lütfen yorumunuzu girin !
Lütfen adınızı giriniz.

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı