Gelirimizde Dün Ne İdik
Dünümüzdeki gelirlerimizi düşündükçe yüzümde tatlı tebessümler oluşuyor. Dün derken emekli olmadan önceki çalışma hayatımı ele alacağım. 1980’li yıllardan başlayıp bugüne kadar neler gördük bilseniz.
Bankada memur olarak işe başladığımda bir ayda kazandığım para ile kimseye muhtaç olmadan yaşamımı idame ettiriyordum. Mal, mülk, eşya alımında elbette ki borç ve taksit yapıyordum ancak ödeme konusunda bir sıkıntım olmuyordu. Kazancıma göre harcama planlaması yapıyordum ve parasal konuda sıkıntı yaşamıyordum.
Bankadaki çalışma hayatımda maaşım her sene enflasyon oranında yükseltiliyordu. Enflasyon oranı kadar diyorum, çünkü enflasyon doğru ölçülüyor ve bu oranın üzerinde bizler bankamızdan zam alıyorduk.
Taksitli de Olsa Memur Maaşımla Ev Satın Alabiliyordum
Kazandığım maaşımla kirada oturma sıkıntısına son verip kendi evimi de alabildim. Çalışma hayatımda maaşımla taksit, taksit de olsa evimi alıp, kendi mülk evimde oturabildim. Maaşımla taksitli ev satın alırken ailemin de yaşamını iademe ettirecek ve kimseye el açmayacak kadar bir parayı ayırabiliyordum.
Süreç İçinde Otomobil de Alabiliyorduk
Öncelik konut olmak üzere sonrasında arabamızı da alabiliyorduk. Maaşımızın enflasyon oranında ne kadar artabileceğini tahmin ederdik ve bu tahminimizde yanılmazdık. Bankamız her koşulda enflasyon üzerinde ücret artışını bizlere veriyordu.
Kazancımız oranında orta halli bir otomobilimiz oluyordu. Çünkü kazancımızla taksitlerimizi ödeyecek durumda kendimizi organize ediyorduk.
Kazancımız Beslenmemize Rahatlıkla Yetiyordu
Kazancımız ile beslenmemize para ayırabiliyorduk. Çok şatafatlı bir harcama içerisinde olmamamız durumunda beslenmemizde sorun yoktu.
Aklıma Gelmişken Söyleyeyim
Kasaba et almaya gittiğimizde, kasaptan talep ettiğimiz kemiklere para vermezdik. Kemikleri köpeklere vereceğiz derdik kasabımıza. Diğer bir ifade ile kasabımız kemiklere para almıyordu. Diyeceksiniz ki eskilerden söz açılmış ve güzel şeylerden bahsederken bu bedava kemik hikayesi de nereden çıktı.
Elbet konu edeceğimiz bir yer alacak. Biraz sabır.
İnsan ihtiyacı olan gıda maddelerini kimselere muhtaç olmadan alıp tüketebiliyorduk.
Kazancımızı Neye Borçluyuz ?
Kuşkusuz ki çalışmazsan kazanç elde edemezsin. Gelirinin artması için ise maaşına zam ve terfi alman gerekir. Maaşa yapılacak zam enflasyon rakamı ile tespit ediliyorsa, enflasyonun doğru belirlenmesi, belirlenen enflasyon oranının piyasada gerçek anlamda oluşan ve hissedilen enflasyon olması durumunda biz memurlar aldığımız ücret zammın yeterliliğinden veya bereketinden bahsedebiliriz.
Bordrolu çalışanlar, maaş zammı aldıklarında piyasadaki gerçek ve hissedilen enflasyonun şüphe götürmeden doğru ölçülmesi halinde aldıkları maaş zammının hayrını görürler. Ölçülen enflasyonda ibre sürekli hatalı bir veriyi gösteriyorsa, piyasadaki enflasyon hatalı ölçülür ve bordrolu çalışanlar ise gerçekçi bir maaş zammı almaktan uzak kalırlar.
Gerçek enflasyon soluksuz yukarıya çıkarken, ısrarla enflasyon verisinin ve ücret zamlarının aşağıda getirilmesinin sonucunda bordrolu çalışanlar refahlarını, işlerini, huzurlarını, sağlıklarını, mutluluklarını ve alım güçlerini kaybederler.
Dün ve Bugün
Düne dair anlatacaklarım bittikten sonra bugün nereye geldiğimizi de anlatacağım. Her hafta bir konuya değineceğim.
Reşat BAĞCIOĞLU
ICC Uluslararası Ticaret Odaları
Türkiye Milli Komitesi
Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi