Geçmiş
Geçmişe çok takılı kalmak istemesem de, bu günümüzü, geçmiş günlerle kıyaslamaktan kendimi alamıyorum. Bu düşünce sadece bana özgü olmayıp, farklı kesim ve yörelerden tanıdığım pek çok kimse için de aynıdır.
Nerede o geçmişteki günler…
Tasarruf ve Birikim
Küçük tasarruflar yapardık kumbara hevesi ile. Kumbarada biriktirdiğimiz paralar bir işe yarardı.
Paranın bereketi vardı ve ak akçe kara gün içindir misali cep harçlıklarından da olsa her birikimin bir değeri vardı. Dün para biriktiren adeta bir nebze olsun rahat ederdi, bugün ise para biriktirenin parası enflasyon karşısındaki paranın alım gücü adeta yok derecesinde kayboluyor.
Bugün Nereye Geldik ?
Bugün nereye geldiğimize dair nereden başlayıp, nerede sözümü bitireceğimi bilemiyorum. Söylenecek çok söz var aslında.
Sitemizdeki sevimli köpek Bobi ile sözümüze devam edelim.
Bugün nereye geldik derseniz, olan sitemizin köpeği Bobi’ye oldu.
Geçmiş zamanda parasız aldığımız kemikleri Bobi’ye getiriyorduk. Ancak şimdilerde kasabımız aldığımız kemiklere her defasında daha fazla para istemeye başladı. Anlayacağınız önceleri parasız aldığımız kemikleri kasabımız para ile satınca, işler değişmeye başladı.
Bedava kemik dönemi sona ermiş meğerse. Yıllardır bedavaya aldığımız kemikleri kasabımız her gün artan bir fiyattan satmaya başladı. Sanırım bizim kasabın bu satış stratejisini diğer kasaplar da örnek aldılar ki onlar da kemikleri parayla satmaya başlamışlar.
Kemik fiyatları da az uz bir fiyat değil, bayağı yüksek fiyata kemik satılıyor. Düşündüm de acaba benim param mı kıymetli de harcamaya mı kıyamıyorum ?
Hem Bobi’ye kolaylık olsun, hem de bize destek olması açısından kasaptan para ile almak zorunda olduğum kemikleri doğrudan Bobi’ye vermemeye başladım.
Satın aldığım kemikleri eve getirdim, kısık yanan ocakta uzun süre kaynattım. En azından kemik suyu bize..
Kasaptan para ile satın aldığımız kemikleri direk olarak kendisine vereceğimizi düşünen Bobi, kemikleri tencereye koyup kaynattığımızı görünce şaşırdı. Benim için aldığınız kemikleri neden siz kullanıyorsunuz der gibi yüzümüze hayretle baktı…
Eeee Bobiciğim, her şey dünde kaldı. Bugün ise durumlar değişti. Kemiğin suyunu biz alalım, sana da kemiklerini veririz. Ekonomik şartlar böyle oldu.
Bugün Kazandığımız
Ücretlerimize ne kadar zam yapılırsa yapılsın, gördüğüm şudur ki ele geçen paranın / maaşın her zaman reel enflasyonun altında kaldığı gerçeğidir. Dün kazandığımızdan tasarruf ederken bugün ise kazandığımız ile ay sonunu nasıl getiririz diye düşünüp duruyoruz.
Ücretli bugünkü koşullarda bir Pazar alışverişine gittiğinde gördüğü fiyatlar karşısında, nereden nereye geldik yahuu demeye başlıyor.
Dün bu kıvırcık salatanın yüzüne bakmaz belki de çöpe atardık. Bugün çöpe atılacak bu kıvırcık salatanın fiyatına bakın. İnsaf.
Dün 5 veya 10 liraya aldığımız salatalık bugün TRL.95.90 Umarım TUİK bu fiyatı değerlendirmeye alıyordur.
Üzüm de sudan ucuz. Gerçi mevsimi değil ama bu kadar da olmaz ki.
Anlayamadığım şey; bizler patates ve soğanı bir – iki sene önce 1 liraya almıyor muyduk ? Aynı patatesin 20 ila 30 liraya çıktığını kime nasıl anlatırsınız? Veya biri bana anlatsın lütfen, hem enflasyon yüksek değil diyeceksiniz, hem de gıda fiyatları / patates, soğan fiyatları şimdiye kadar gördüğü en yüksek fiyata erişecek. Patates yiyemez olduk.
Neyse ki yeni hasat patates ve soğan ürünü yetişti, hasat yapılacak ve eski patates / soğanlar elden çıkartılmaz ise çimlenecek. Gerçi esnafımız kıvrak zekalıdır; çimlenen patates ve soğanların çimlenen filizlerimi temizleyerek tezgahlara konuldu. İnsanlarımızın bu ayrımı yapacak mali takadı kalmadı.
Yazmaktan Hicap Duysam Da
Nereye geldiğimiz konusunda bu resimler içimi acıtsa da ülkemizdeki çoğu kesimin geldiği yerin resmini açıkça ortaya koymaktadır.
Kilolarca meyve ve sebze satın alırken, bugün geldiğimiz yer; domates ve meyve dahil olmak üzere tane ile almaya başladık.
Hayatım boyunca çeyrek veya yarım adet lahana almadığım bugün geldiğimiz noktada ise maalesef çeyrek lahanayı insanlarımız almaya başladı.
Ya karpuza ne diyeceksiniz ? İnanın çeyrek karpuz alırken ben utanıyorum. Benim gibi pek çok insanımız aynı duyguda değil midir ?
Nereden, nereye geldik yahuu…
Reşat BAĞCIOĞLU
ICC Uluslararası Ticaret Odaları
Türkiye Milli Komitesi
Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi