Piyasadan topladığımız sözleşme teklifleri arasında işletmemiz için en iyi koşullar sunan teklifi tercih eder el sıkışırız.
Ancak daha sonra bir sebeple anlaşmazlığa düşüp sözleşmeden dönme hakkını kullandığımızda işin başında topladığımız teklifler bir anda tazminat talebimizin önemli dayanaklarından biri hâline gelir.
Zira hukuk uygulamamızda yerleşik olan klasik yaklaşıma göre, sözleşmeden haklı olarak dönen tarafın muhataptan talep edebileceği sınırlı sayıdaki talep haklarından biri de kaçırılan alternatif sözleşme fırsatları ile dönme tarihindeki piyasa fiyatı arasındaki farktır.
Şöyle somutlaştıralım: Satın almak istediğimiz ürün ya da hizmetle ilgili; 100, 120 ve 130 TL olmak üzere üç teklif aldık. Daha elverişli olduğu için 100 TL’lik teklifi kabul ettik. Ancak daha sonra karşı taraf sözleşme koşullarına uymadığı için sözleşmeden döndük. Ürünü bu kişiden tedarik edemedik ve şimdi ürünü piyasadan tedarik edebilmek için örneğin 160 TL ödememiz gerekiyor.
Sözleşmeden dönmemizin sonucu olarak, muhataba güvendiğimiz için onun teklifine en yakın teklif olan 120 TL’lik teklifi reddettiğimiz ve şimdi aynı ürünü piyasadan alabilmek için 160 TL ödemek zorunda kaldığımız için bu iki fiyat arasındaki fark olan 40 TL’yi olumsuz zarar kalemi (kaçırılan sözleşme fırsatı) olarak muhataptan talep edebiliriz.
Peki sözleşmenin başında alternatif sözleşme tekliflerinin bulunduğunu ispat edemezsek ya da alternatif bir teklif almamışsak bu tazminatı talep edemez miyiz?
Somut olarak alternatif bir teklif alınmamış olsa da sözleşme konusu ürün ya da hizmetin objektif piyasa değeri tespit edilebiliyorsa, kaçırılan sözleşme fırsatı olarak olumsuz zararın tazmini yine de talep edilebilir.
Nitekim Yargıtay da, bir kamu ihalesine girip teklif vererek ihaleyi kazanan şirketin sözleşmeye aykırı davranışı sebebiyle idarenin sözleşmeyi sona erdirdiği bir olayda, idarenin kaçırılan sözleşme fırsatı olarak talepte bulunabilmesi için ihaleye başka şirketin katılmış olmasının şart olmadığını, ürünün objektif piyasa değerinin tespit edilmesinin yeterli olduğunu, ürünün sözleşme tarihindeki ortalama piyasa değeriyle sözleşmeden dönme tarihindeki değeri arasındaki farkın, kaçırılan sözleşme fırsatından kaynaklı olumsuz zarar kalemi olarak talep edilebileceğine hükmetmiştir.
Prof. Dr. Umut YENİOCAK
Yargıtay HGK, 17.01.1990, 1989/392 E. 1990/1 K.