Marka Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mine Tozlu ve JLL Türkiye Başkanı Avi Alkaş 10. İstanbul Moda Konferans’nda «Türk giyim markası» bilincini oluşturmayı, değerini güçlendirmeyi, düşük fiyat rekabetini katma değerli ve markalı ihracata çevirerek ülke ekonomisinde değer yaratacak yeni bir vizyon ortaya koyacak. Markalaşma yolunu kısaltacak perakende formülünün adı: BrandPlus… Türk üreticileri tek çatı altında toplayacak olan BrandPlus hazır giyim sektörü için yeni bir perakende açılımı sunuyor. İlk kez 10. İstanbul Moda Konferansı’nda gündeme gelecek olan BrandPlus, tek bir mağaza yatırım bedeli ile 30 farklı lokasyonda satış yapma imkanı sunarken küresel pazarda var olmak isteyen Türk üreticilere markalaşma yolunda test sürüşü yapma olanağı da sunuyor.
“Türk üreticisini perakendeye adım atma konusunda cesaretlendirmemiz gerekiyordu, BrandPlus sektöre bu yolu açıyor” diyen TGSD Başkanı Şeref Fayat “BrandPlus uluslararası iş etiğine sahip TGSD üyeleri için yeni bir açılım olacak, Türkiye’den bu sayede daha hızlı yeni markalar doğacaktır” dedi.
Avi Alkaş’ın “paylaşım ekonomisinin perakende uyarlaması” olarak tanımladığı BrandPlus Projesi 60 ila 100 bin Euro’luk yatırım bedeli ile Türk üreticisine dünyaya açılma fırsatı sunuyor. BrandPlus hedeflenen büyümeyi yakaladığında bugün miktar endeksi yüksek Türk hazır giyim sektörü için değer endeksi yüksek yeni bir konumlamayı da beraberinde getirecek.
10. İstanbul Moda Konferansı sektör ve yeni perakende formülünüz için neden önemli?
Avi Alkaş: Türkiye önemli bir tekstil ülkesi. Özellikle son 30 yılda Türk perakendesinin de büyük gelişme gösterdiği gözleniyor. Son 10 yılda ise Türk markalarını birbiri ardına yurtdışında görmeye başladık. 2023 vizyonu çerçevesinde Zara, H&M gibi markalarla boy ölçüşen Türk markalarını hep beraber izleyeceğiz. Yakın coğrafyadan başlayarak büyüyen Orta Doğu pazarı, coğrafya, Rusya, Balkanlar derken Avrupa’da izlediğimiz bir LCWaikiki başarı öykümüz var. Arkasından gelen Koton, DeFacto ve diğer tekstil markalarımız yurt içinde geliştirdikleri rekabetçi yeteneklerini yurtdışındaki pazarlara da taşımaya başladılar. Türkiye giyim sanayicilerinin artık markalaşma sürecine daha fazla katılarak Türkiye’nin geçmişte sadece yabancı markalar için üretim yapan fasoncu konumundan kendi markalarını üreten aşamaya geçmesi dolayısyla katma değeri daha yüksek ihracata yönelmesi lazım. Bu bilincin gelişmesinde 10. İstanbul Moda Konferansı’nın önemi çok büyük.
Konferansınıza isim sponsoru olan Marka Yatırım Holding’in projesi olan BrandPlus formülünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şeref Fayat: BrandPlus gerek mağaza yapısı gerek yatırım modeli gerekse sunduğu marka karmasıyla ciddi avantajlar barındıran özel bir formül. Hep “Markalaşabilmek için kaliteli üretim yapmalı ve perakendede başarı elde etmelisiniz” dedik ama bir formül sunmadık. Türk üreticisini perakendeye adım atma konusunda cesaretlendirmemiz gerekiyordu, BrandPlus sektöre bu yolu açıyor. TGSD çatısı altında uluslararası iş etiğine sahip çok güçlü üreticilerimiz var. Marka Yatırım Holding projesi olan BrandPlus’ın ne kadar üreticiye ulaşırsa o kadar başarılı olacağına inanıyoruz. 10. İstanbul Moda Konferansımız bu amaca hizmet edecek en doğru mecra olacaktır.
Avi Alkaş: “BrandPlus paylaşım ekonomisinin perakende uyarlamasıdır”
Türk hazır giyim üreticisi için BrandPlus nasıl bir açılım sunuyor?
Avi Alkaş: Sadece hazır giyimle değil farklı alanlardaki potansiyel markalarımızla organize hareket etmeli modern Türk çarşıları yaratmalıyız. 1461’de kurulan kapalı çarşı kültürünü ve geleneksel çarşı anlayışımızı yeni nesil AVM’lerde yeniden yorumlayarak başarılı projelere imza attık. “Pazar yeri uzadıkça yürüyeni çoğalır” diye bir laf vardır. En az zamanda en hızlı çözümü sunan, çok markalı yapılarda zihin payı, zaman payı ve cüzdan payı hak ettiği yere oturuyor. BrandPlus paylaşım ekonomisinin perakende uyarlamasıdır ve bu anlamda Türk perakendesi için yeni bir vizyondur.
Mine Tozlu: Tekstil ve hazır giyim sektörü, Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden. Bu alanda, yıllardır «başka şirketlere fason üretim» bazlı devam eden çalışmalar yerini «marka» bazlı pazarlamaya bırakıyor. Tekstil sektöründeki bilgi birikimi ile Türk markaları dünya pazarında yerini almaya başladı. Ancak markalı ihracat henüz oldukça düşük düzeyde.
Tozlu: “Armani, Fendi, Versace, Cavalli gibi lüks yabancı markalarla Türk markaları aynı platformda tüketiciye sunacağız”
Mine Tozlu: BrandPlus projemiz aracılığıyla tekstil ve hazır giyim sektöründe sahip olduğumuz bu gücü, hep birlikte fırsata dönüştürmemiz, gücümüzü birleşerek «made in Turkey» etiketi ile dünyaya göstermemiz gerekiyor. Çok katlı bu yapıda Armani, Fendi, Versace, Cavalli gibi lüks yabancı markalarla Türk markaları aynı platformda tüketiciye sunacağız.
BrandPlus tüm üreticilere eşit mesafede duran çok markalı yeni bir satış kanalı. Markalara mağaza açma yatırımı yapmadan birden fazla ülkede satış ve pazarlama olanağı sunuyoruz. BrandPlus sayesinde üretici, tek bir mağaza açma maliyeti ile 30 farklı noktada var olabilme imkanı bulacak. Yatırım maliyeti, kira ve personel giderleri yük olmaktan çıkacak. Perakendeden korkmaya neden olan birçok unsuru BrandPlus projesinde hafifletiyor ya da ortadan kaldırıyoruz. Markalaşmaya giden perakende yolculuğunda tüm danışmanlığı da üstleniyoruz.
Tozlu “Ortadoğu’ya açılmak isteyen Avrupalı markalara tek seçeneğin Türkiye’de yatırım yapmak olduğunu göstereceğiz”
Mine Tozlu: BrandPlus çatısı altında; hazır giyim üreticilerinin güçlerini tek çatı altında birleştirerek, «Türk giyim markası» bilincini oluşturmayı ve değerini güçlendirmeyi, düşük fiyat rekabetini katma değerli ve markalı ihracata çevirerek ülke ekonomisinde değer yaratmayı hedefliyoruz. Bu bilinci yayabildiğimiz oranda Türk üreticisinin markalaşma sürecinde yolunu kısaltacak üretimde miktar değil değer endeksini yükselteceğiz. Bu yapı sayesinde markalaşma alanında hızlanan Türk firmaları Ortadoğu’ya açılmak isteyen Avrupalı markalara tek seçeneğin Türkiye’de üretim yapmak olduğunun da altını çizecek.
Toplam 9 mağaza ile lansmanı yapılacak olan BrandPlus’ın iki sene içinde 60 noktaya ulaşması hedefleniyor. İstanbul merkezli projenin yurtdışı ayağında öncelikli bölgeler içinde Orta Doğu, Balkanlar, Cumhuriyetler ve Çin yer alıyor.
BrandPlus yatırım bedeli ve üreticiye sunduğu avantajlar nedir?
Mine Tozlu: 60-100 bin Euro arasında katılım bedelinin ödendiği sistemde; yeni pazarlarda, pazara giriş mevzuatları BrandPlus yükümlülüğünde gerçekleştiriliyor. Giriş yapılan pazardaki, siyasi, jeopolitik, döviz kuru dalgalanmaları, yükselen finansman maliyetleri gibi maliyetleri ve diğer tüm riskleri BrandPlus üstleniyor. Sadece Orta Doğu ürün pazarında 2 yılın sonunda 100 milyon Euro ürün sirkülasyonundan söz ediyor olacağız. Üretici için markalaşma yolunda süreyi çok kısaltacağız.
Türk markalarının ne kadarı yurtdışına açılmaya hazır?
Avi Alkaş: Bugün iç pazarda faaliyet gösteren 300 markanın çok azı yurt dışına açılmaya hazır. Mavi Jeans önemli bir başarı hikayesidir. Damat başarı hikayesi olma yolunda ilerliyor. Bugün Türkiye’de mağazacılığı denemiş küsmüş ya da perakendeden korktuğu için üretimde kalmayı daha az riskli bulmuş yapılar ağırlıkta. Biz BrandPlus projemiz sayesinde Türk üreticisine önce iç daha sonra dış pazarda optimum bir yatırım maliyeti ile önemli bir test sürüşü imkanı sunuyor ve markalaşma sürecindeki yolu kısalttığımız gibi vereceğimiz danışmanlıkla bir nevi uzun yol arkadaşlığı vadediyoruz.
AVM’lerde yer bulamayan markalaşmamış çok ciddi üreticiler var. İç pazarda idman yapmayan bir markanın küresel pazarda var olma şansı düşük. BrandPlus üreticiye ciddi bir test sürüşü imkanı sunacak. BrandPlus dünyaya açılmak isteyen Türk markalarının kuluçka merkezi olacak.