Güvenlik hizmetine ihtiyaç duyan kurumlar, bu hizmeti temelde iki şekilde sağlayabilir. Bunlardan ilki, kurumun kendi özel güvenlik birimini oluşturmasıdır. Diğeri ise özel güvenlik şirketlerinden bu hizmetin satınalınmasıdır. Mevzuatta açık olarak ifade edilmese de bazen bu iki yöntem birlikte kullanılabilmektedir. Özel güvenlik hizmetinin tedarik yöntemi, kurumun güvenlik ihtiyacının niteliği ve örgütsel yapısı ile faaliyet alanı gibi unsurlarla yakından ilişkilidir.
Özel güvenlik sektörünün gelişim sürecindeki önemli dönüm noktalarından biri 2004 yılında 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunu’nun kabul edilmesidir. Bu Kanun’un kabul edilmesiyle birlikte özel güvenlik hizmeti yerine getirecek şirketler ile özel güvenlik personelini olma koşulları düzenlenmiştir. Son yıllarda dikkat çeken ve sektörü etkileyebilecek bir gelişme ise yabancı firmaların Türkiye’de özel güvenlik şirketi satınalarak sektörde faaliyette bulunmaya başlamasıdır.
Özel güvenlik sektörüne ilişkin fotoğrafa bakacak olursak çok sayıda firmanın farklı kalitede hizmet sunduğu ya da sunmaya çalıştığı bir yapıyı görmekteyiz. Bu yapıda, doğru hizmet sunucusuyla çalışmak ve kaliteli hizmet almak için çaba göstermek zorundayız.
Sihirli Kavram: Dış Kaynak Kullanımı (Outsourcing)
Farklı tanımları olmakla birlikte en basit şekliyle dış kaynak kullanımı, “İşletmelerin daha önce ürettikleri mal ve hizmetleri bir başka işletmeden temin etmesi” olarak tanımlanabilir. Dış kaynak kullanımının yaygınlaşması, maliyetin düşürülmesi, teknolojik gelişmelerin işletmeye aktarılması, işletmenin uzmanlık alanında bulunmayan hizmetlerin kalitesinin arttırılması ve personel istihdamından kaynakların sorunların azaltılması gibi nedenlerle açıklanmaktadır. Ancak özellikle son yıllarda dış kaynak kullanımının işletmelerde ortaya çıkardığı olumsuz etkiler de çalışmalarda yer bulmaya başlamıştır. İşletmenin, dış kaynak kullanarak temin ettiği hizmetlerde örgütsel yeterliğini kaybetmesi; süreç içerisinde dış kaynak kullanımı maliyetlerinin yükselmesi; dış kaynak kullanımı çerçevesinde çalışan işçilerin işletmenin personel yapısında huzursuzluklara yol açması; taşeron işletmenin düşük ücretle işçi istihdamının hizmetlerin kalitesini düşürmesi; işletmeler ve çalışanlar arasında güven duygusunun oluşmaması ve bunun hizmetleri olumsuz etkilemesi, dış kaynak kullanımının olumsuz etkileri olarak sıralanmaktadır.
Ülkemizde dış kaynak kullanımı bina temizliği, personel ya da diğer yararlanıcıların yemek ve kumanya ihtiyacının sağlanması, ziyaretçi yönlendirme, makine ve ekipman bakım ve onarımı gibi hizmetlerde başlamış 2000’li yıllarla birlikte alım konusu hizmetlerin sayısı hızla artmıştır. Elektronik yazılım ve özel güvenlik hizmeti son yıllarda en çok dış kaynak kullanımına konu olan ihtiyaçlar olmaya başlamıştır.
Ülkemizde, personel ağırlıklı hizmet sektörü, sermaye birikimi yetersiz girişimcilerce “para kazanılacak” bir faaliyet alanı olarak görülmektedir. Bu ise üstlenilen hizmetin nasıl etkin bir şekilde yerine getirileceği ve kurumsal hizmet sunma gibi hususlara odaklanmadan ziyade “personel bulma ve müşterinin işyerine yerleştirmeden” ileri gitmeyen bir hizmet yaklaşımını ortaya çıkarmaktadır. Bu sebeple yüklenicilerimizi belirlerken kurumsallaşmış şirketlere öncelik tanımalıyız.
Tanımlanması ve Kapsamının Belirlenmesi Zor Bir Hizmet Olarak Özel Güvenlik
Ülkemizde yürürlükte bulunan ve yazımızın ilerleyen sayfalarında genel çerçevesini aktaracağımız özel güvenlik mevzuatında, özel güvenliğin ne olduğuna ilişkin bir tanım bulunmamaktadır. İlgili düzenlemeler ve özel güvenlik personelince yerine getirilebilecek hizmetler ile uygulamalar dikkate alarak özel güvenlik hizmeti tanımlanmakta ve kapsamı belirlenmektedir.
Belirli bir görev alanında, can ve mal güvenliğinin ve kamu düzenin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi; taşınması veya bulundurulması yasaklanmış her türlü silah, patlayıcı madde veya eşyanın tespit edilmesi amacıyla detektörle ya da x-ray cihazından geçirerek kontrol yapılması özel güvenlik kapsamında ilk akla gelen faaliyetlerdir. Özel güvenlik görevlileri, görev alanı içerisinde meydana gelen yangın, deprem ve sel gibi doğal afetlerde arama ve kurtarma görevlilerine yardımcı olmakla yükümlüdür.
….
Yazar: Dr. Bülent BÜBER
Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Şubat 2014 sayısında bulabilirsiniz.!