Çalışma hayatında sosyal güvenlik; çalışanları, karşılaşma ihtimali olan tehlikeler ve sonuçlarına göre, çalışamaz veya muhtaç duruma düşme riskine karşı koruma altına alarak bu kişilere gelir garantisi sağlayan bir sistemdir. Ayrıca Sosyal Güvenlik hakkı, yasalarla koruma altına alınmış vazgeçilemez bir haktır. Bu nedenle, işverenler gerek kendi gerekse çalışanlarının sosyal güvenlikleri için yasalarla belirlenen tüm iş ve işlemleri yapmak zorundadır.
Bu kapsamda, işçinin işe başlatılması sürecinde izlenmesi gereken sosyal güvenlik prosedürleri ve dikkat edilecek hususlara genel hatlarıyla değinelim;
İşçinin sigortalılığı (sosyal güvenliği) işe giriş bildirgesi verilmesi ile başlar ve işveren işe başlatacağı her bir işçinin işe giriş bildirgesini Sosyal Güvenlik Kurumuna elektronik ortamda iletmek zorundadır. İşe Giriş Bildirgesi, kriterleri Sosyal Güvenlik Kurumunca belirlenmiş, işçi/işveren açısından birtakım bilgiler içeren ve her işçi adına düzenlenmesi zorunlu bir belgedir. İşe giriş bildirgesi düzenlenirken dikkat edilmesi gereken en önemli unsur işçinin işe başlayacağı tarih ve bildirgenin düzenlendiği tarihtir, bunun dışında işçinin yapacağı iş (meslek kodu), çalışma türü (tam veya yarı zamanlı), varsa özürlülük veya emeklilik durumu gibi hususlara da dikkat edilerek tam, doğru ve eksiksiz bilgilere yer verilmelidir.
Mevcut sosyal güvenlik mevzuatına göre, işe giriş bildirgesi, işçinin işe başlayacağı günden en az bir gün öncesinde düzenlenerek Sosyal Güvenlik Kurumuna elektronik ortamda gönderilmelidir. İşçiyi işe almaya karar veren işveren, işçisinden gerekli bilgi ve belgeleri aldıktan sonra işçinin çalışmaya başlayacağı günü belirlemeli ve belirlenen günün öncesinde, işçinin işe giriş bildirgesini vermelidir, bu kurala uymayarak işe giriş bildirgesinin işveren tarafından geç verilmesi veya bu durumun Sosyal Güvenlik Kurumunca tespit edilmesi halinde işveren hakkında idari para cezası uygulanacaktır.
İşe giriş bildirgesinin verilme süresi açısından bazı istisnaları vardır, bunların hepsini olmasa da genel olarak bilinmesi gerekenleri sayalım;
-Balıkçılık, tarım, inşaat gibi sektörlerde faaliyet gösteren işyerleri, işe giriş bildirgesini işçinin işe başladığı günün mesai bitimine kadar verebilmektedir.
-Yeni tescil edilen işyerlerinin ilk bir aylık süre içerisinde işe başlattığı işçileri için işe giriş bildirgeleri ilk bir aylık süre içerisinde verilebilmektedir.
-Resmî tatil gününü takip eden iş günü işe başlatılan işçiler için, işe giriş bildirgesi işe başladığı gün içerisinde verilebilmektedir. Bu duruma örnek vermek gerekirse Pazartesi işe başlayan işçinin işe giriş bildirgesi aynı gün içerisinde verilebilmektedir.
Bu konuda işverenlerin en çok merak ettiği ve sorduğu soru; işe başlayacağı günün öncesinde işe giriş bildirgesi verilen işçi işe başlamazsa ne yapılacağıdır?
İşe başlamadan önce işe giriş bildirgesi verilen, ancak işe başlaması gereken gün itibariyle işe gelmeyen işçinin işe giriş bildirgesi, işe başlaması gereken tarihi takip eden ilk iş günü içinde elektronik ortamda işveren tarafından iptal edilebilmektedir, işe başlama tarihini takip eden ilk iş günü içinde belgenin iptal edilmesinin unutulması halinde ise, işverenin işyerinin bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik Merkezine dilekçe ve varsa eki kanıtlayıcı belgelere (işçinin başka bir işyerine başladığını gösterir belge veya işçinin neden işe başlamadığını açıklar imzalı dilekçesi gibi) ile müracaat ederek söz konusu işe giriş bildirgesinin iptalini talep etmesi gerekmektedir.
Şimdi de deneme süresi ve süreçte ki sosyal güvenlik konusuna değinelim;
Deneme süresi kanunla belirlenmiş bir hak olup, işçi açısından iş ortamı ve çalışma şartlarının deneyimlenmesi, işveren açısından ise işçinin işe uyumluluğunun ölçülmesini amaçlayan bir süreçtir. Deneme süresi mevcut yasal mevzuata göre en fazla 2 ay olarak belirlenebilmektedir, eğer işyerinde toplu sözleşme yapılıyorsa bu süre 4 aya kadar da uzatılabilmektedir. Deneme süresi işçi ile yapılan iş sözleşmesinde belirlenmesi halinde 2 ayı geçmemek üzere belirlenen süre kadar uygulanabilmektedir. Deneme süresi belirlenmiş olan iş sözleşmesinin deneme süresi içinde gerek işçi tarafından gerekse işveren tarafından feshedilmesi halinde tarafların bildirim şartına uymasına ve ihbar tazminatı ödemesine gerek bulunmamaktadır.
Deneme Süresi hakkında en çok merak edilen soru; deneme süresinin ve bu sürede işçinin sigortalılığının zorunlu olup olmadığıdır?
Deneme süresi yukarıda da bahsettiğimiz gibi ancak iş sözleşmesiyle belirlenmesi halinde en fazla 2 ay, toplu sözleşmeyle belirlenmesi halinde en fazla 4 ay uygulanabilir, işçi ile iş sözleşmesi yapılmaması veya iş sözleşmesi yapılsa bile sözleşmede deneme süresi belirlenmemesi halinde deneme süresinin uygulanması mümkün olmayacaktır. İşçiyi işe başlatırken ister deneme süresi belirlensin isterse belirlenmesin, işçinin sigortalılığı açısından hiçbir istisnası yoktur, bu nedenle işçinin her şekilde işe başlatılmadan önce yasal süresi içerisinde mutlaka sigortalılığının yapılması gerekmektedir. Ayrıca deneme süresinde olan işçilerin, ücretleri, fazla mesaileri, yol ve yemek ücreti gibi tüm haklarının da eksiksiz ödenmesi gerekmektedir.
Diğer bir husus ise işçinin deneme süresinin sonrasında işyerinde çalışmaya devam etmesi durumunda da yıllık izin, kıdem tazminatı gibi hakları hesaplanırken deneme süresi de dahil edilerek ilk çalışmaya başlangıç tarihinden itibaren hesaplanması gerekmektedir.
Şerafettin YILDIZ
Sosyal Güvenlik Denetmeni









Kripto Varlıklara Yönelik Yasa Taslağı Meclise Sunuldu; Yasanın Kabulüyle Birlikte Piyasalara Düzenleme Gelmesi Bekleniyor
2019 yılından bu yana ülkeler arası önemli anlaşmalara ve taşımalara imza atarak Türkiye’nin uluslararası demiryolu lojistiğine yön veren Pasifik Eurasia, Bakü-Tiflis-Kars (BTK) hattındaki modernizasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından ilk taşımasını gerçekleştirdi. Son dönemde geliştirdiği yeni iş birlikleri, uluslararası taşımacılık anlaşmaları, kurumsal taşıma sözleşmeleri ve faaliyet gösterdiği alanlardaki kapasite artışı ile demiryolu taşımacılığında önümüzdeki dönemde daha yüksek satış ve verimlilik hacmine ulaşmayı hedeflediklerini belirten Pasifik Eurasia Genel Müdürü Mehmet Altınsoy, BTK hattındaki modernizasyon ve kapasite çalışmalarının tamamlanmasıyla hattın yıllık kapasitesinin 1 milyon tondan 5 milyon tona yükseldiğini söyledi.
“Dijital Köprü Anadolu Buluşmaları” kapsamında reel sektör temsilcileri ile bu kez de Adana’da bir araya geldi. Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç’ın ve QNB Finansbank Genel Müdürü Ömür Tan’ın konuşmacılar arasında yer aldığı buluşmada dijitalleşen dünyada ticaret mercek altına alındı.


Fabrika ve işyerlerinde ön planda yer alan yönetim, satış ekibi, sahada görev alan mühendisler, proje, satınalma, idari işler, muhasebe ve finans, sekreterya, bilgi işlem, arge ekipleri ve mavi yaka yani imalatta çalışan ustalar ve çıraklar dışında bir de arka planda kahramanca, fedakarca ve özverili çalışan gizli bir ekip daha vardır. Ben onları askerdeki karargah ve geri hizmetler bölüğüne benzetiyorum. Geri hizmetlerde görev alan, fazla görülmeyen, hatta bazı işyerlerinde değeri pek bilinmeyen ancak yaptıkları görev itibariyle aslında çok önemli vazifesi olan ön plandaki çalışanlarımızdır onlar.
Mobilya Sektörü Sürdürülebilirlik Pasaportunu Almak İçin Harekete Geçti 
Polonya ve Macaristan Merkez Bankası eski Başkanları, Maliye Hesap Uzmanları Vakfı (HUV) tarafından 29 Mayıs Çarşamba günü düzenlenecek olan “Enflasyonla Mücadele ve Merkez Bankacılığı” konulu panelde enflasyonla mücadele deneyimlerini paylaşacak. Sunuş konuşmasını HUV Başkanı ve Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren’in, açış konuşmasını ise T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yapacağı panelde merkez bankalarının kurumsal yapıları, gelişen piyasa ülkelerinin enflasyon hedeflemesi uygulamasında karşılaştığı zorluklar mercek altına alınacak.
1.400’den fazla küresel risk uzmanı, politika yapıcı ve sektör liderinin görüşlerinden yararlanılarak hazırlanan 2024 Küresel Riskler Raporu’nun sonuçları, Zurich Sigorta Grubu Türkiye ve Marsh Türkiye stratejik ortaklığında ve TÜSİAD’ın destekleriyle İstanbul’da düzenlenen toplantıda açıklandı. Zurich Sigorta Grubu Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, raporda öne çıkan risklerle ilgili görüşlerini paylaştı.
İtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle; ihalede yaklaşık maliyetin 139.495.870,57 TL olarak belirlendiği, piyasa şartlarına uygun olarak verdikleri 99.845.100,00 TL olan tekliflerinin sınır değerin altında olduğu gerekçesiyle doğrudan değerlendirme dışı bırakıldığı, ancak idarece yaklaşık maliyetin hatalı belirlendiği, mevzuata aykırı olarak belirlenen yaklaşık maliyet esas alınarak oluşturulan sınır değer hesabına göre işlem yapılmasının hukuka aykırı olduğu, Tedaş Birim Fiyat Kitabı’ndaki (kırmızı kitap) (1 Ocak tarihi itibari ile geçerli birim fiyatları içerir.) birim fiyatların TUİK tarafından yayımlanan Yİ-ÜFE endeksine göre güncellenebildiği, Yüksek Fen Kurulu’nun 15.08.2018 tarih ve 2018/31 sayılı kararında belirtilen yönteme benzer olarak güncellendiği, buradaki tek farkın özel düzenleme olması sebebiyle Kırmızı Kitap Yİ-ÜFE endeksine göre güncellenmekte iken, Çevre Şehircilik birim fiyatlarının “TUİK İnşaat Maliyet Endeksi ve Değişim Oranına” göre güncellendiği, TEDAŞ Birim Fiyat Kitabı’ndaki (mavi kitap) (Tüm Yıl Geçerli Birim Fiyat Kitabı (Tüm yıl geçerli birim fiyatları içerir.) birim fiyatlar ise tüm yıl gelecek artışları da bünyesinde barındırdığından ayrıca güncellenmesine gerek olmadığı, bu bağlamda kırmızı kitap esas alınarak yaklaşık maliyet oluşturulduğunda piyasanın gerçek karşılığı olan ve ilgili aya ait güncellenmiş Yİ-ÜFE rakamlarının reel maliyetleri yansıttığı, mavi kitap esas alınarak yaklaşık maliyet oluşturulduğunda yıl boyunca geçerli olacak şekilde itibari bir değerin ortaya çıktığı, somut durumda kırmızı kitap kullanılarak oluşacak güncelleme sonucunda reel rakamlarla yaklaşık maliyet tespiti gerekmesine rağmen, itibari ve daha yüksek rakamlarla yaklaşık maliyetin oluşturulduğu, oysa mevzuata uygun ve kırmızı kitaba göre yaklaşık maliyet oluşturulduğunda tekliflerinin sınır değerin üzerinde kalacağı, 2023 yılı TEDAŞ kırmızı kitap birim fiyatlarına göre maliyetin 86.108.068,92 TL olarak hesaplandığı, bu tutar 2024 yılına göre güncellendiğinde 123.995.619,25 TL’ye tekabül ettiği, idare tarafından ise hem “2023 yılı tüm yıl geçerli birim fiyat kitabı” esas alınarak yaklaşık maliyetin oluşturulduğu, hem de bu fiyatların ayrıca güncellenmesiyle yaklaşık maliyetin olması gerekenden çok daha yüksek hesaplandığı, yaklaşık maliyetin düzeltilerek ihale işlemlerine devam edilmesi gerektiği iddialarına yer verilmiştir.