Gündoğdu Gıda Süt Ürünleri San. ve Dış Tic. A.Ş.

1975 yılından günümüze faaliyet gösteren şirketimizin temellerini, İstanbul Unkapanı gıda çarşısında attık. Bugün, İstanbul Üsküdar’daki genel müdürlüğümüz ve Manisa Salihli organize sanayi bölgesi’ndeki üretim tesislerimizle, peynir çeşitlerimizi, toplu tüketim, ulusal market zincirleri, discount ve EDT (Ev Dışı Tüketim) kanallarına sunmaktayız. Aynı zamanda yurtdışındaki müşterilerin de taleplerine cevap vererek, hızla büyümeye devam ediyoruz.

Salihli organize sanayi bölgesinde 15.000 m² alana kurulu, 3.000 m² fabrikamızla, istihdama ve ülke ekonomisine katkıda bulunuyoruz. 2011-2013 yılları arasında TOBB, TEPAV ve AllWorld Network’ün öncülüğünde, Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketlerine küresel ölçekte dikkat çekmek için düzenlenen “Türkiye 100 projesi”nde, en hızlı büyüyen 100 şirket arasına girdik. Yine, aynı ödüle 2012-2015 yıllarında layık görülerek kalitede sürekliliğimizi bir kez daha ispatlamış olduk. “Lezzet Arayanlara” sloganıyla çıktığımız yolda, doğal ürünler üretmekten ve ARGE çalışmalarına ciddi kaynaklar ayırmaktan hiç vazgeçmedik. Yakaladığımız kalitenin sürdürülebilirliliğini, üretimin bütün süreçlerini kontrol altında tutarak ve kalitenin devamlılığı için ISO, HACCP ve IFC gibi standartlarla destekleyerek elde ettik.

Firma politikamızı, etkinlik, verimlik ve sürekli gelişim üzerine kurduk. Politikamız, tedarikten, satış sonrası hizmetlere kadar tüm süreçleri kapsayan ve paydaşlarımızla ilişkilerimizi belirleyen en önemli etkendir. Amacımız, kaliteden asla taviz vermeden, sizleri beklentinizin ötesinde memnun etmektir

Etiketler: Peynir,Kaşar,Mozerella,Süt,Yoğurt,Zeytin,Ayran,Labne,Tulum,Kaymak,Dondurma,Tereyağı

Şirketlerin %65’i tüketici verilerini analiz edemiyor

Gemalto’nun en son araştırması, şirketlerin %65’inin tüketici verilerini analiz edemediğini veya doğru sınıflandıramadığını ortaya çıkarıyor. 1050 IT uzmanının katıldığı araştırmaya göre katılımcıların %89’u veri analizinin önemini savunuyor ancak şirketlerin çok azı böyle bir analiz yeteneğine sahip. Bilişim güvenliği alanındaki dağıtım ve çözümleriyle pazarda lider konumda bulunan Komtera Teknoloji’nin güvenlik uzmanları, doğru veri analizi yapılmadığında verinin değerinin anlaşılamayacağı uyarısında bulunurken bu durumun olası veri sızıntılarına davetiye çıkaracağını vurguluyor.

Gemalto’nun dünya genelindeki 1050 IT uzmanının katılımıyla gerçekleştirdiği veri güvenliği araştırmasına göre katılımcıların %89’u tüketici verilerini analiz edebilmenin onları rakiplerinden öne geçireceğini düşünse de, şirketlerin %65’i bu verileri doğru analiz edemiyor. Çalışanların neredeyse yarısı hassas verilerin nerede depolandığından habersiz durumdayken, %68’i de şirketlerinin veri güvenliği kanunlarına tam uymadığını itiraf ediyor. Bilişim güvenliği alanındaki dağıtım ve çözümleriyle pazarda lider konumda bulunan Komtera Teknoloji’nin güvenlik uzmanları, analizin yapılamadığı durumlarda verinin değerinin anlaşılamayacağını, bunun da verileri sınıflandıramamaya ve dolayısıyla siber saldırılara karşı doğru güvenlik önlemleri alamamaya yol açacağının altını çiziyor.


Satınalma Dergisi tüm içeriği ile Satınalma Cep’te !
Satınalma Cep
Akıllı Satınalma Asistanını aşağıdaki butonlar yardımıyla ücretsiz indirebilirsiniz. Tüm sektörlerden en yeni gelişmeler, mesleki yayınlar, kolay teklif toplama, fırsat ve kampanyalar, tedarikçi arama, e-öğrenme, dergi ve haber içerikleri, satınalma check-up ve hediyeler uygulama içerisinde sunulmaktadır.


Gemalto’nun global araştırmasının sonuçlarına göre, Avustralya’daki şirketlerin sadece %47’si, Hindistan’daki şirketlerin ise %55’i topladığı tüketici verileri analiz etme yeteneğine sahip. Her 10 uluslararası şirketten 9’u tüketici verilerini analiz etmenin onları rekabette öne geçireceğini savunurken İngiltere’deki IT uzmanlarının sadece %19’u şirketlerinin böyle bir analiz becerisine sahip olduğunu düşünüyor. Tüketici verilerinin doğru analiz edilememesiyle ilgili olarak Komtera Teknoloji güvenlik uzmanları “Şirketler eğer topladıkları bütün verileri analiz edemezlerse onların gerçek değerlerini anlayamazlar. Bu da hangi verilere hangi güvenlik kontrollerinin uygulanması gerektiğini bilemeyecekleri anlamına gelir. Bu durum, verileri derin internette satmaktan tutun, bireysel maddi kazanç elde etmek ya da rakip şirket itibarına zarar vermek için onları manipüle etmeye kadar pek çok açıdan hackerlar için tam bir altın madenidir. Bir veri manipülasyonunun fark edilmesi yıllar sürebilecekken iş stratejilerinden, satış ve ürün geliştirmeye kadar her konu hakkında bilgi veren verilerin değeri ve bütünlüğü hafife alınamaz.” açıklamasında bulunuyor.

Sızıntılara Karşı Verilerin Güvende Olduğuna Dair İnanç Düşük

Araştırmaya göre IT uzmanlarının yarısına yakını, ağ güvenliğinin yetkisiz kullanıcıları şirket ağından uzak tutmak için etkili olduğunu düşünüyor. Buna rağmen katılımcıların %68’i, yetkisiz kullanıcıların kurumsal ağlarına kolayca bağlanabileceğini düşünüyor. Bu oran, Avustralya merkezli şirketlerde %84 ile en yüksek durumdayken, İngiltere merkezli şirketlerde %46’ya düşüyor. Veri güvenliği konusunda en endişeli olan grubu ise İngiliz şirketler oluşturuyor, zira sadece %24’ü şirketlerine bu konuda güvendiğini belirtiyor. Diğer yandan bu konuda en yüksek orana %65 ile yine Avustralya sahip.

Çalışanlar, Yasalara Uyumun Kritik Olduğunu Düşünüyor

Araştırmaya göre, veri sızıntılarına dair bilinç, veri koruma kanunlarıyla artmaya başladı. Katılımcıların %90’ı şirketlerinin veri koruma kanunlarıyla uyumlu çalışmasını önemli buluyor ve bu durum veri güvenliği anlayışının geliştiğine işaret ediyor. Komtera Teknoloji güvenlik uzmanları “Zaman, şirketlerin verilerini düzenleme, analiz etme ve veri güvenliğini gözden geçirme zamanı. Toplanan veriler hakkında doğru iç görü ve analizin elde edilmesi, iş kararlarının daha başarılı alınmasını sağlar.” açıklamalarıyla veri analizinin önemini vurgularken, “Genel algının değişmesi ve şirketlerin, olası bir sızıntıya karşı en değerli verilerinin korunaklı olduğundan sadece ağlarını kontrol etmeye çalışarak değil, iki faktörlü koruma ve diğer birçok güvenlik önlemiyle emin olması gerekiyor.” uyarısıyla da veri güvenliği konusunda daha doğru politikalar çizilmesi gerektiğini belirtiyor.

Küresel Tüketici Ürünleri ve Perakende Yöneticileri Araştırması 2018

KPMG ve Tüketici Ürünleri Forumu (CGF) küresel ölçekte tüketici ürünleri ve perakende sektörünün dinamiklerini araştırdı. Türkiye’den de katılım sağlanan Küresel Tüketici Ürünleri ve Perakende Yöneticileri Araştırması 2018, teknoloji ve yeni neslin aktif katılımıyla boyut değiştiren sektörün en temel unsuru olan müşteri sadakatindeki değişime dikkat çekiyor.

Tüketici ürünleri sektöründe satın alma gücünü ele geçiren Y ve Z kuşağı sayesinde bütün satış pratikleri değişiyor. KPMG ve Tüketici Ürünleri Forumu’nun (CGF) yaptığı Küresel Tüketici Ürünleri ve Perakende Yöneticileri Araştırması sektördeki dönüşümün kodlarını çıkardı.

Bu yıl altıncısı yapılan araştırmanın sonuçları, tüketici sektörünün radikal bir değişimin eşiğinde olduğunu ve CEO’ların rekabetçi kalabilmeleri için benzer ölçekte değişiklikler yapmaları gerektiğini ortaya koyuyor.

Araştırma sonuçlarını değerlendiren KPMG Türkiye Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri Fikret Çetinkaya, “Tüketici ürünleri ve perakende sektöründe yıkıcı değişimlerin yaşandığı,jeopolitik, demografik ve teknolojik gelişmelerle kuralların yeniden yazıldığı bir dönemden geçiyoruz. CEO’ların pazarı dinlemesi, dışa dönük bakması ve iş modellerini değiştirmeye odaklanması gerekiyor. Bu yıkımla başa çıkmak oldukça zor ancak buradaki kilit unsur, müşteri merkezli organizasyonlar haline gelmek. Müşteriyle içten bağlantı kuramayan şirketler geride kalacak. Araştırmaya katılan tüketici ürünleri sektör yöneticilerinin yüzde 29’u müşteri sadakatinin düşüşe geçmesinin ciddi bir tehdit olduğunu düşünüyor. Y ve Z kuşağı tüketici ürünleri ve perakende sektörlerinde rutini değiştirdi. Dünya genelinde 2,75 trilyon dolar harcama yapan Y kuşağı tüketicisi, bir şirketin neyi temsil ettiğini bilmek istiyor. Finansal getiriler artık yeterli değil; tüketiciler çevresel, sosyal ve toplumsal fayda sağlayan markalara harcama yapmayı tercih ediyor.”


Satınalma Dergisi tüm içeriği ile Satınalma Cep’te !
Satınalma Cep
Akıllı Satınalma Asistanını aşağıdaki butonlar yardımıyla ücretsiz indirebilirsiniz. Tüm sektörlerden en yeni gelişmeler, mesleki yayınlar, kolay teklif toplama, fırsat ve kampanyalar, tedarikçi arama, e-öğrenme, dergi ve haber içerikleri, satınalma check-up ve hediyeler uygulama içerisinde sunulmaktadır.


Araştırmada dikkat çeken bazı başlıklar şöyle:

  • Son beş yılda, tüketici ürünleri ve perakende sektörünün pazar liderleri, yükselen startup’lar ve yerel oyuncular tarafından sürekli baskı altına alınmaya başladı. Artan baskı ile değişim hızına ayak uyduramadığı için küçülmek zorunda kalan şirketlerin yanında, bu koşullara rağmen hızla büyümeye devam edenler de var. Araştırmaya göre, hızlı büyüyen şirketlerin liderlerinin yüzde 68’i sektördeki yıkımın onlara rekabet avantajı sağladığını söylüyor. Araştırmaya katılan liderlerin yüzde 58’i ise mevcut iş modellerini yeniden gözden geçirdiğini belirtiyor.
  • CEO’ların yüzde 65’inden fazlası şirketlerinin inovasyon ve yıkım kültürünü teşvik ettiğini belirtiyor, yüzde 40’ı ise şirketlerinin dönüşüme başarıyla uyum sağlayamadığını dile getiriyor.
  • Sektörün hızlı büyüyen şirketlerinin yüzde 77’si inovasyonu teşvik eden bir kültüre sahip. Diğer yandan, dijital dönüşümde geride kalan şirketlerin liderlerinin yüzde 60’ı, gecikme nedeninin yatırım getirisinin belirsizliği olduğunu söylüyor.
  • Hızlı büyüyen şirketlerin yüzde 87’si müşteri ile dağıtım kanallarını optimize ediyor. Yüzde 84’ü iş süreçlerini talebe dayalı ve müşteri merkezli hale getirmek için yeniden tasarlıyor. Yüzde 70’i ise dijital dönüşümü hızlandırmış durumda.
  • Sektörün zorlukları bölgelere göre incelendiğinde; Kuzey Amerika’da yüzde 32’yle ‘sektörel yakınsamalar’ ile ‘hız ve verimlilik talebi’ öne çıkıyor. ‘Yıkıcı modellere sahip yeni rakipler’ yüzde 31’le üçüncü sırada yer alıyor. Avrupa’da ise ‘hız ve verimlilik talebi’ yüzde 32 ile ilk sırada. Bu zorluğu yüzde 30’la ‘hızla büyüyen yeni teknolojiler’ ve ‘yıkıcı modellere sahip yeni rakipler’ takip ediyor.
  • Türkiye’nin de içinde bulunduğu Ortadoğu ve Afrika bölgesi için yüzde 40 ile ‘yıkıcı modellere sahip yeni rakipler’ en önemli zorluğu oluşturuyor. Yüzde 33’le ‘politika ve regülasyonla ilgili değişiklik/baskılar’ ikinci sırada; yüzde 28’le ‘değişen ekonomik ve jeopolitik koşullar’ üçüncü sırada yer alıyor.
  • Araştırma bulgularına göre, müşteri merkezli yaklaşım şirketlere hem daha fazla gelir hem de daha yüksek kârlılık sağlıyor. Bugün müşteri merkezlilik sayesinde başlangıç aşamasındaki şirketlerin gelirlerini yüzde 2,7; orta ölçekli işletmelerin yüzde 3,2 ve büyük işletmelerin yüzde 3,8 oranında artırdığı belirlendi. Bu rakamın 2020’ye kadar sırasıyla yüzde 5,5; 5,5 ve 5,9’a ulaşması bekleniyor. Kârlılık öngörülerinde ise; küçük ölçekli işletmelerin kârlarını yüzde 2,7, orta ölçekli işletmelerin yüzde 3,7 ve büyük işletmelerin yüzde 5,3 artırdığı ortaya çıktı. Bu rakamların 2020 yılında sırasıyla yüzde 5,4; 5,7 ve 7,4 olması bekleniyor.
  • Müşteri merkezlilik hem bugün hem de gelecekte şirketlerin rekabetçiliğini korumasını sağlayacak en önemli stratejilerden biri. Şirketlerin müşteriler konusundaki hedeflerinde ilk sırayı yüzde 48’le müşteri ihtiyacını anlamak, ikinci sırayı yüzde 43’le ‘cüzdan payı’nı artırmak, üçüncü sırayı yüzde 41’le en büyük etki anında etkileşim yaratmak, dördüncü sırayı yüzde 35’le müşterilerin dikkatini çekmek ve beşinci sırayı yine yüzde 35’le müşteriyle 7/24 bağlantıda kalmak alıyor.
  • Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 48’i müşteri ihtiyaçlarını anlamanın kendileri için en önemli unsur olduğunu belirtirken, müşteri merkezli liderlerin yüzde 46’sı için müşteri ile sürekli iletişim içinde olmak öncelikli durumda.

Al- Kullan- At Sürecinin Bitmesi Öneriliyor

25 Temmuz- İstanbul, Ambalaj atıklarının geri kazanımı konusunda T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş ilk kuruluş olan ÇEVKO Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme Vakfı, öncüsü olduğu sürdürülebilir ve sistematik geri kazanım için çalışmalarına 27 yıldır artan bir ivmeyle devam ediyor. ÇEVKO Vakfı, bu alanda ortak akıl – ortak eylem odaklı çalışmalarda da öncülüğü üstleniyor.

ÇEVKO Vakfı, küresel toplumun çevreye uyumlu sürdürülebilir gelişimi açısından dünya gündeminde önemli yer tutan döngüsel ekonomi modelinin, ülkemiz gündeminde daha yaygın yer tutması için yapılan çalışmalara önderlik ediyor. Geçtiğimiz yıl Döngüsel Ekonomi konusunda Türkiye’de uluslararası bir kongre düzenleyen ÇEVKO Vakfı, kongrenin ardından, düzenlediği bir dizi çalıştayla fikir ve eylem odağında devamlılığı hedefliyor.

ÇEVKO Vakfı’nın AB Döngüsel Ekonomi Paketi konulu çalıştayı ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) Genel Sekreteri Konca Çalkıvik ve Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu Birliği (EXPRA) Kurumsal İlişkiler Müdürü Monika Romenska’nın katılımıyla 17 Temmuz 2018 günü gerçekleşti. Çalıştaya, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerin yanı sıra, ÇEVKO Vakfı üye kuruluşlarının temsilcileri, çeşitli kuruluş, birlik ve derneklerin yöneticileri katıldı.

Çalıştayda, AB Döngüsel Ekonomi Paketi bütünüyle ele alınarak AB’de yapılacak yasal düzenlemeler hakkında bilgiler verildi.

AB Döngüsel Ekonomi Paketi, hızla artmakta olan dünya nüfusu, ürün ve hizmetlere duyulan talep karşısında dünyanın kaynaklarının kısıtlı olduğu noktasından hareketle, dünyada “al-kullan-at” süreçlerini içeren doğrusal ekonomiden “sürdürülebilir üretim-sürdürülebilir tüketim-geri dönüşüm” süreçlerini içeren döngüsel ekonomiye geçişi öngörüyor.

AB Döngüsel Ekonomi Paketi, hammaddelerin temininden üretim süreçlerine; belediye atıkları ile ambalaj, gıda, inşaat ve yıkıntı atıklarının yönetimi, depolama sahaları, deniz çöpü, genişletilmiş üretici sorumluluğu ilkeleri, mali teşvikler gibi çok çeşitli konuları içeriyor. Paketteki atık yönetimi ile ilgili yasal düzenmelerde yapılacak değişiklikler, Haziran 2018’de kabul edildi.

“Döngüsel ekonomiye geçişin, maliyetleri azaltıp, atık önleme, eko-tasarım, tekrar kullanım alanlarında yeni iş olanakları ortaya koyabileceğini belirten ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “Döngüsel ekonomide sanayinin rekabet edebilme gücünü artırmak için daha çok araştırmaya ve yeniliğe gereksinim var.” dedi. Döngüsel ekonominin, sadece ülkemiz için değil, tüm dünya için oldukça yeni bir kavram olduğunu ve ÇEVKO Vakfı’nın, bu kavramın doğal bir öncüsü olarak konumlandığını belirten İmer, “Döngüsel ekonominin rekabet avantajlarından yeni iş modellerine, gelir ve istihdam olanaklarına, tüketicilere daha ucuz, dayanıklı ve kaliteli ürünler sunulmasına uzanan potansiyel yarar zinciri, geri dönüşüm ve atık yönetimi için farkındalığın artmasıyla başlıyor. Bu alanda en köklü geçmişe sahip yetkilendirilmiş kurum olarak, farkındalığın artmasına odaklanıyoruz. Bununla birlikte Döngüsel ekonomi paketi şimdiden dünyada iş yapma modellerinin yakın gelecekte kökten değişikliğe uğrayacağı, rekabet koşullarının kaynakların yeniden kullanım, geri dönüşüm ve yenilenebilirlik ilkelerine göre yeniden şekilleneceğinin önemli bir habercisidir” dedi.

EXPRA Kurumsal İlişkiler Müdürü Monika Romenska AB Döngüsel Ekonomi Paketi’nde genişletilmiş üretici sorumluluğuna büyük önem verildiğini belirterek, AB Komisyonunun hazırladığı Döngüsel Ekonomi Paketi’nin nasıl hayata geçirileceğini ortaya koyan ve yol haritası niteliği taşıyacak bir kılavuz hazırlandığını ifade etti. Ayrıca “Bu kılavuzun hazırlanmasında, aralarında ÇEVKO Vakfı’nın da olduğu üyelerimizle iş birliği içerisinde çalışıyoruz. Farklı ülkelerdeki uygulama örneklerini bir araya getirerek Komisyon’a sunmaya hazırlanıyoruz. Direktifler önemli ancak uygulama ile ilgili yol haritası kılavuz aracılığı ile ortaya konacak.” şeklinde konuştu.

Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) Genel Sekreteri Konca Çalkıvik ise çalıştayda, derneğin hayata geçirdiği ve endüstriler arası malzemelerin el değiştirmesine imkân tanıyan bir platform olan Materials Marketplace hakkında bilgiler paylaştı. Üyeleri arasında iş birliği imkanları geliştirerek birincil malzeme ihtiyacını azaltmak, yan ürünlerin uygun fiyatla alıcı bulmasını sağlamak, toplam atık miktarının azaltılmasıyla malzemelerin yeniden kullanım ve geri dönüşümü sayesinde atık bertaraf maliyetlerini düşürmeyi hedefleyen platform; döngüsel ekonomi ilkeleri çerçevesinde hareket ederek Türkiye’de bu konuda yaşama geçirilen iyi uygulama örnekleri arasında yer alıyor.

Çalıştaya katılan ve AB Döngüsel Ekonomi Paketi’nin önemine vurgu yapan T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilisi “Tüm hedefler 2030 yılını gösteriyor. Paket, çevresel iyileştirmelerin yanı sıra, yeni iş olanakları sağlıyor. Örneğin, yeniden yayımlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nde; üreticiye yönelik olarak, ürettilen malzemelerin bir kısmının yurt içinde ortaya çıkan atık ambalajlardan elde edilmesi hükmü getirildi. Bu, döngüsel ekonomiye uygun bir madde. Öte yandan, atık ve kaynak yönetimi konusunda başarılarımızı artırma yönünde çok hızlı sonuçlara giden adımlar atmalıyız” dedi.

Döngüsel ekonomi konusuna kamu yönetimi nezdinde verilen öneme dikkat çeken bakanlık yetkilisi, “Bakanlığımızda, ülkemizin potansiyelinin ne olduğunu belirlemek amacıyla fizibilite çalışması yapılıyor. T.C Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ve ekonomi yönetiminin de döngüsel ekonomiye yönelik stratejileri var. Tüm stratejileri bir araya getirip ortak bir sonuca ulaşmaya çalışıyoruz. 3 yıl içinde tüm planlamanın netleşeceğiniz düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

Tokana Pazarlama İç ve Dış Tic. A.Ş.

TOKANA PAZARLAMA İÇ VE DIŞ TİC. A.Ş olarak devam eden müessesemiz, 1. kalite katkısız %100 dana etli Kayseri mantısı üretmek amacıyla kurulmuştur. Tokana, ilk günkü kalite çizgisini daha da yukarılara taşıyarak günümüzde sektörün önemli firmalarının tercih ettiği bir marka haline gelmiştir.Bugün aylık 100 ton mantı üretim kapasitesine ulaşan ve 1. kalite gerçek soyasız Kayseri mantısı imalatında İstanbul’da lider olan Tokana, mantının eşsiz lezzetini ustalıkla harmanlayan maharetli ellerin sayısını artırarak diğer geleneksel lezzetlerimizden olan; Lahmacun, Paçanga, Kalem Böreği, Su Böreği, İçli Köfte gibi yöresel ürünleri arasına katmıştır.

Etiketler: lahmacun, paçanga, kalem,böreği, su,böreği, içli,köfte, mantı

Alfapack Ambalaj Plastik Pazarlama San. Tic. Ltd. Şti.

Firmamız palet strech, shrink naylonu, naylon torba ve koli bantı gibi ürünler üzerine tedarikçi firmadır. İşletme maliyetlerinizi düşürmede sizlere katkı sağlamak amacı ile yeni teknoloji ve farklı formülasyon ile üretilmiş ürünlerimizi sizlere sunmaktan onur duyuyoruz.

Etiketler: Ambalaj, palet streç, şrink naylonu, naylon torba, balonlu naylon

Admen Proje Mühendislik İnşaat Tic. Ltd. Şti.

Admen Proje güneş enerji sistemlerinde öncelikli olarak grup bünyesinde üretimi yapılan fotovoltaik paneller ile proje geliştirmektedir.Firmamız ayrıca kesintisiz güç kaynağı(UPS) alanında da 650VA’den 4,8MVA’ya kadar geniş bir ürün yelpazesinde proje bazlı özel çözümler sunmaktadır.

Proje bazlı çözümlerimiz arasında ayrıca; Sistem Panoları,Akü Şarj Redresörleri,Elektroliz Kaplama Redresörleri,Statik Transfer Switch Ürünleri,Statik İnverterler ,Statik ve Servo Voltaj Regülatörleri,Özel Üretim Frekans Konvertörleri,Marin Tipi Çıkışı İzole trafolu Konvertörler,Marin Tipi Girişi İzole Trafolu Redresörler,İzolasyon trafoları,İzolasyon Trafolu Ups ve Güneş Enerjisi ürünleri yer almaktadır.

Etiketler: SOLAR,UPS,REDRESÖR,REGÜLATÖR,AKÜ,FOTOVOLTAİK,GÜNEŞ,KONVERTÖR