Yünsa “Yeşil Dünyaya Yolculuk” koleksiyonuyla Dünya Fuarlarında
Moda dünyasına yön veren lider markalardan biri olan Yünsa, 2019-2020 sonbahar ve kış kreasyonlarını New York, Londra ve Münih’teki modanın nabzını tutan fuarlarda sergiledi. Sektörün seçkin fuarlarında “Yeşil Dünyaya Yolculuk” temasıyla sergilediği koleksiyonda Şehrin yoğun temposundan bunalıp kendini doğayla bütünleştirmek isteyenlere zengin renk ve kalite seçenekleri sunuyor . Ayrıca Yünsa’nın sonbahar-kış koleksiyonunda geri dönüşüm malzemeli kumaşlar, nem ve ısı yönetimi sağlayan yeni teknolojiyle geliştirilen kumaşlar ve aşınma dayanımı yüksek yeni nesil yün gruplarından tasarlanan sürdürülebilir kumaşlar da yer alıyor.
Türkiye ve Avrupa’nın en büyük entegre yünlü kumaş üreticisi ve ihracatçısı olan Yünsa, modanın nabzını tutan birçok yenilikçi ürününden oluşan 2019-2020 sonbahar ve kış kreasyonlarını, tekstil ve kumaş sektörünün buluştuğu, dünyanın en büyük fuarlarında vitrine çıkardı.
50’den fazla ülkeye ihracat yapan Yünsa, “Yeşil Dünyaya Yolculuk” temasıyla oluşturduğu2019-2020 sonbahar ve kış koleksiyonlarını Münih’te düzenlenen Premium Selection, Premiere Vision New York ve Londra Textile Fair’de sektörün beğenisine sundu.
Doğa ve Modanın Uyumu
Yünsa Pazarlama Direktörü Bora Birgin, “Birçok ülkeye ihracat yapan bir şirket olarak kıtalararası moda trendlerini ve müşteri beklentilerini göz önüne alarak oluşturduğumuz koleksiyonlarımızla modanın nabzını tutuyoruz. Bugün dünyanın önde gelen hazır giyim devlerine ihracat gerçekleştiriyoruz. Koleksiyonlarımızda yer alan kumaşlar bu markaların tasarımlarında kullanılarak dünya vitrinlerinde yer alıyor. Bu anlamda dünya çapında düzenlenen bu tarz büyük fuarlar bizim için ayrıca önem taşıyor. Bu yıl, şimdiye kadar katıldığımız fuarlarda “Yeşil Dünyaya Yolculuk” temasıyla oluşturduğumuz koleksiyon büyük ilgi gördü. Bu koleksiyonumuzda şehrin yoğun temposundan bunalıp kendini doğayla bütünleştirmek isteyenlere zengin renk seçenekleri sunuyoruz. Koleksiyonumuzda ağırlıklı olarak yeşil ve toprak tonlarıyla işlenmiş farklı kumaş ve detaylarla modern bir çizgi yakaladık ve doğayı simgeleyen baskılarla zenginleştirerek moda ve doğanın birleştiği güçlü tasarımlar oluşturduk.” dedi.
Özgün Tasarımlar Sağlıklı Kumaşlarla Birleşiyor
Tüketici beklentilerini ön planda tutan Yünsa, koleksiyonlarını hem kadın hem de erkek modasındaki rahatlık, konfor ve şıklık trendine göre oluşturuyor. Koleksiyonları oluştururken sadece tasarıma değil sağlıklı kumaş üretimine de önem verdiklerini belirten Yünsa Pazarlama Direktörü Bora Birgin şöyle devam etti: “Günümüzde hem tüketicilerin hem de üreticilerin bilincinin artmasıyla birlikte kumaşlar sadece tasarımsal yönüyle değil çevre ve insan sağlığı açısından da değerlendirilmeye başlandı. Biz de bu anlamda sürdürülebilirliği temel iş prensiplerimiz arasında görüyor ve en iyi şekilde uyguluyoruz. Yünün sürdürülebilirliğinin yün talebi açısından kritik öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Bu kapsamda uyguladığımız standartlar ve geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı, enerji ve su verimliliği çalışmaları gibi doğal kaynakları en verimli şekilde kullanmaya yönelik projelerimiz ile sürdürülebilirliği destekliyoruz. Üretim süreçlerimizde yasaklanmış olan hiçbir kimyasal maddeyi kullanmıyoruz. Sürdürülebilirlik raporlamaları paydaşların da katkılarıyla hazırlanabildiği için aynı zamanda şirket itibarının güçlendirilmesi ve rekabet avantajı sağlaması açılarından büyük önem taşıyor.”
PTT’den Bankacılıkta Dev Atılım: PTT POS
Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi (PTT A.Ş.) bankacılık alanındaki atılımlarına hız kesmeden devam ederek bu sektördeki konumunu her geçen gün daha da güçlendiriyor. Türkiye’de başka hiçbir banka şubesinin bulunmadığı 1280 yerleşim yerinde ve başka hiçbir banka ATM’sinin olmadığı 174 yerleşim yerinde vatandaşların finansal ihtiyaçlarını karşılayan PTTBank, hayatı kolaylaştıran Pttmatik, Pttkart gibi hizmetlerine PTT POS’u da ekliyor. Bu hizmet ile üye işyerlerinde Pttkart, diğer banka kartları ve kredi kartları ile PTT POS cihazları üzerinden alışveriş yapılabilecek.
KARAR RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANDI
PTT A.Ş.’ye “üye işyerleri ile anlaşma yapan kuruluş olarak faaliyette bulunma izni verilmesine” dair Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Kararı, 7 Ağustos 2018 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlandı. Bu karar kapsamında PTT POS Üye İşyeri Sistemi devreye alınarak üye işyeri kabulüne başlanacak. Bununla birlikte EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihazların üye işyerlerine satışı gerçekleştirilecek. Söz konusu cihazlara PTT POS bankacılık uygulamasının yüklenmesinin ardından üye işyerleri bu hizmetten yararlanabilecek. Böylelikle, Pttkart, diğer banka kartları ve kredi kartları ile EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar üzerinden alışveriş yapılabilecek.
ÜYE IŞYERLERINE SAYISIZ AVANTAJ SUNUYOR
PTT POS Üye İşyeri Sistemi’nin sunduğu pek çok avantaj bulunuyor. Üye işyerlerinden hesap işletim ücreti alınmaması, üye işyerlerine oldukça uygun bloke gün sayıları ve komisyon oranları sunulması, PTT ürünlerinde üye işyerlerine yönelik kampanyalar ve indirimler düzenlenmesi, üye işyerlerine EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihazların satışı için özel kampanyalar yapılması gibi uygulamalar bu avantajlar arasında yer alıyor.
Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye’den Üretime Bakım Molası
Türk otomotiv sektörünün öncü kuruluşlarından Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye, planlı bakım, onarım ve revizyon çalışmaları nedeniyle 9 Ağustos 2018 ile 25 Ağustos 2018 tarihleri arasında üretime ara verdi.
Geçtiğimiz yılı rekor üretim ve ihracat performansıyla kapatıp 2018’e de hızlı bir giriş yapan Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye, planlı bakım, onarım ve revizyon çalışmaları nedeniyle 9 Ağustos 2018 ile 25 Ağustos 2018 tarihleri arasında tatile girdi. Fabrika çalışanlarının büyük çoğunluğu bu periyotta yıllık ücretli izinlerini kullanırken, fabrikada yalnızca bakım çalışmalarında görevli personel bulunmaya devam edecek.
Toyota Otomotiv Sanayi 2018 Ocak-Haziran döneminde 129 bin 644 adet araç üretirken, 117 bin 469 adet ihracat gerçekleştirdi. Sakarya’da üretim faaliyetlerini gerçekleştiren Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye, 2018 yılının sonunda bir önceki yıl sergilediği rekor performansı sürdürmeyi hedefliyor.
Petkim’in ikinci çeyrekte net kârı 356 milyon TL oldu
Petkim, 2018 yılının ikinci çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı. Nisan – Haziran döneminde 356 milyon TL net kâr elde eden şirketin, faiz, amortisman ve vergi öncesi kârı da (FAVÖK) ilk çeyreğe oranla yüzde 80 artarak 439 milyon liraya ulaştı. Petkim Genel Müdürü Anar Mammadov, STAR Rafineri’nin bu yılın dördüncü çeyreğinde devreye girmesiyle çok önemli bir sinerji yakalayacaklarını ifade ederek, Petkim’de yaşanan dijital dönüşümün de etkisiyle bölgenin en büyük üretim merkezi olma hedefini kısa süre içinde yakalayacaklarını belirtti
SOCAR Türkiye’nin iştiraki; Türkiye’nin ilk ve tek entegre petrokimya şirketi Petkim, 2018 yılının ikinci çeyrek sonuçlarını açıkladı. Dünya piyasalarındaki yansımalar karşısında güçlü duruşunu devam ettiren Petkim, operasyonel verimliliğini korudu. Yılın ikinci çeyreğinde, birinci çeyreğe göre net satışlarını yüzde 25 artırarak 2.3 milyar liraya çıkaran Petkim’in aynı dönemde net kârı da yüzde 183 artarak 126 milyon liradan 356 milyon lira seviyelerine geldi. Petkim’in ikinci çeyrekte faiz, amortisman ve vergi önceki kârı (FAVÖK) ilk çeyreğe göre yüzde 80 artarak 439 milyon lira olarak gerçekleşti. İkinci çeyrekte Petkim’in kapasite kullanım oranı yüzde 96 oldu.
Petkim Genel Müdürü Anar Mammadov, elde ettikleri başarının arkasında başarılı operasyonlar, verimli iş ortaklıkları ve teknolojiye yaptıkları yatırımların olduğunu belirterek, “2018 Petkim için dönüşüm yılı. Verimlilik odaklı yatırımlara odaklandığımız bu yıla, STAR Rafineri ortaklığı ile başladık. STAR Rafineri’nin yılın dördüncü çeyreğinde faaliyete başlamasıyla hammadde ihtiyacımızın yüzde 100’ünü buradan karşılayacağız. Global olarak petrol fiyatlarının artmasına karşı tedbirlerimizi alarak, STAR Rafineri’nin üretime geçmesiyle doğacak fırsatları iyi kullanmaya odaklı bir hareket planımız var. Petkim şu anda Türkiye’nin petrokimya ürünü ihtiyacının yüzde 20’sini karşılayabiliyor. Bu entegrasyonla Türkiye’nin ihtiyacı olan katma değerli ürünler üretmeye devam ederek, ekonomiye katkımızı da artırmayı hedefliyoruz” dedi.
‘2018, dönüşüm ve dijitalleşme yılı olacak’
Orta vadeli bir proje olan dijitalleşmede de yıl sonunda ilk sonuçları almayı hedeflediklerini belirten Anar Mammadov, şöyle devam etti: “Bu yıl bizim için çok önemli bir yıl; çünkü verimliliğe çok önemli katkısı olacağına inandığımız dijitalleşme için yol haritamızı oluşturarak ilk adımlarımızı attık. Ayrıca ülkemizi ve sektörümüzü global arenada daha ileri taşıyacak stratejik ve yenilikçi Ar-Ge çalışmalarımız için dünyanın önde gelen bir enstitüsüyle bir işbirliğine başlıyoruz. Nihai hedefimiz Petkim’i kendi sektöründe en inovatif ve dijital şirket seviyesine getirmek.” Tüm bu yatırımları yaparken bilançoda da dengeli pozisyonlarını koruduklarını dile getiren Mammadov, daha verimli üretim ve daha kârlı satışlarla önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin en güçlü petrokimya şirketi olarak yola devam edeceklerini de sözlerine ekledi.
| BAŞLICA GÖSTERGELER | Q2 2018 | Q1 2018 | Değişim | Fark |
| Q2 2018 vs Q1 2018 | Q2 2018 vs Q1 2018 | |||
| Net Satışlar (milyon TL) | 2.353 | 1.879 | % 25 | 474 |
| Brüt Kâr (milyon TL) | 472 | 276 | % 71 | 196 |
| Brüt Kâr Marjı | % 20,10 | % 14,70 | 5,4 yp | |
| Net Kâr (milyon TL) | 356 | 126 | % 183 | 230 |
| Net Kâr Marjı | % 15,10 | % 6,70 | 8,4 yp | |
| FAVÖK (milyon TL) | 439 | 244 | % 80 | 195 |
| FAVÖK Marjı | % 18,70 | % 13 | 5,7 yp |
Ticari havacılık sektörünün stratejik tedarikçileri arasına giren Kordsa’dan 2018’in ilk yarısında %54’lük kâr artışı
Kordsa, 2018 yılı ilk yarıyıl sonuçlarını açıkladı. Pazar ve müşteri odaklı faaliyetleri, operasyonel verimlilik yaklaşımı ve son dönem gerçekleştirdiği stratejik yatırım kararları finansal göstergelerine olumlu yansıdı. Kordsa, ilk yarıyılda cirosunu 1,5 milyar TL’ye ulaştırdı. Ciro 2017 yılının ilk yarısına göre %24, bu yılın ilk çeyreğine göre ise %16 oranında artış gösterdi. Net kârı ise %39 artarak 155 milyon TL’ye ulaşırken ana ortaklık payı %54 artarak 136 milyon TL oldu. Bir önceki yılın aynı dönemine göre %36 artış ile 263 milyon TL’lik FAVÖK’e ulaşan Kordsa, güçlü sermaye yapısı ile kârlı büyümesini sürdürdü.
Güçlendirme lideri, 2018 yılı ciro ve FAVÖK beklentilerini yukarı yönlü revize etti. 2018 sonunda satışların %25-35 arasında artması beklenirken, FAVÖK’teki artış da %30-40 seviyelerinde öngörülüyor. Amerika’daki kompozit şirket satınalımlarının etkisiyle bu oranların satışlarda %30-40; FAVÖK’te ise %35-45 olması bekleniyor.
Kordsa 2018 yılına cirosunu artırarak devam ederken, müşteri portföyüne stratejik eklemeler yaparak güçlendirdiği pazarları da genişletti.
100 milyon dolarlık yatırımla başta Boeing ve Toray Composites Materials America Inc. olmak üzere dünyanın önde gelen ticari havacılık sektörü markalarının stratejik tedarikçileri arasında yer alan Fabric Development Inc. (FDI) ve Textile Products Inc. (TPI) şirketlerini bünyesine kattığını duyuran Kordsa, bu satın almayı, ABD kompozit pazarındaki konumunu güçlendirme ve büyüyen havacılık sektörünün tedarik zincirinde güçlü bir oyuncu olma yolunda çok önemli bir adım olarak görüyor. Kordsa, bu satınlalma ile yılda 80 milyon ABD doları ciro artışı sağlayarak yeni bir Kordsa oluşturma hedefine doğru önemli bir adım attı.
Doğru pazar stratejisi ile hareket etmelerinin, uzun dönemli kârlı büyümeyi beraberinde getirdiğini dile getiren Kordsa CEO’su Ali Çalışkan yarıyıl finansal sonuçları ve yaptıkları bu iki yatırım ile ilgili şunları söyledi: “Yılın ilk yarısı güçlü operasyonel performansımızın yanı sıra yatırımlarımızla büyüme stratejimizi desteklediğimiz, inovasyonlarımızla teknolojik yetkinliklerimizi pekiştirdiğimiz bir dönem oldu. İnşaat güçlendirme teknolojilerimizde yeni polipropilen monofilament hattımızı yakın zamanda devreye almanın heyecanını yaşıyoruz. Bu hattan çıkacak teknolojilerin hem Türkiye hem de Avrupa pazarına hizmet etmesi hedefi ile yol alıyoruz. Lastik güçlendirme teknolojilerinde hammadde fiyatlarında artışları satış görüşmelerinde doğru yönetiyor, pazarı ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını doğru anlıyor ve onların ihtiyaçlarına göre üretim yapıyoruz. Böylece müşterilerimizle birlikte stratejik olarak büyüyoruz. Dünya çapında Kordsa’nın mevcut büyüklüğüne bir Kordsa daha eklememizin yolunu açan ve bizi ticari havacılık sektörünün önde gelen oyuncuları konumuna getirecek Amerika yatırımımızla başarı hikayelerimize yenilerini eklemeye hazırlanıyoruz. Lastiklerini güçlendirdiğimiz uçakların, artık kompozit teknolojilerimizle kanatlarını ve gövdelerini; inşaat güçlendirme teknolojilerimizle ise iniş pistlerini güçlendirir konumda olacağız. Güçlendirdiğimiz 3 iş kolunda hayata geçirdiğimiz inovasyonlar ve büyümemizi destekleyen yatırımlarımızla “Yaşamı Güçlendirmeye” devam edeceğiz.”
Siber Korsanların Yeni Gözdesi; Akıllı Şirket Telefonları
Platin Bilişim Satış Direktörü Pınar Bamyacı: “Yaz aylarında mobil siber koruma çözümlerine olan talep artı. Kamu ve finans sektörü çalışanları kırmızı hacker’ların ana hedefi konumuna geldi.”
09.08.2018
Türkiye’de özelikle yaz aylarında artan sosyal medya kullanımı, siber korsanlara adeta davetiye çıkartıyor. Gerek özel cep telefonları,gerek çalışanların şirket telefonlarına yönelik siber saldırıların son aylarda ciddi oranda artış gösterdiğine dikkat çeken Platin Bilişim Satış Direktörü Pınar Bamyacı, siber saldırıların telefona masum görünümlü bir zararlı yazılımın yüklenmesiyle başladığını belirtiyor. Cep telefonu kullanıcılarını ‘Blueborne’ ve Jailbreak türü ataklar hakkında uyaran Pınar Bamyacı şöyle konuşuyor:
“Zararlı yazılımlar kullanılarak telefonlara direk erişim sağlanması mümkün. Böylece siber korsanlar,telefonunuzu kontrolü ele geçirip, kamera ve mikrofonu kendi amaçlarına hizmet edebilecek şekilde kullanabiliyor.
Ay sonunda sürpriz bir faturanın sebebi siber korsanlar olabilir!
Günümüzde 4.5G şebekeleri sayesinde 3-5 dakikada internet kotanız kısa sürede aşılabiliyor. Böylece ay sonunda sürpriz bir fatura ile karşılaşabiliyorsunuz.
Öte yandan ‘red alert 2’ atağına maruz kaldıysanız sonuçları çok daha can yakıcı olabiliyor.Bu zararlı yazılım, cep telefonunuzdan internet bankacılığı uygulamasına girmek istediğinizde devreye giriyor. Cep telefonunuzdan her zaman kullandığınız mobil bankacılık ekranına giriş yaptığınızda benzer bir ekran ile karşılaşıyorsunuz. Bu nedenle eğer şifrenizi ilk girdiğinizde bir hata mesajı ile karşılaşıyorsunuz ekstra dikkatli olmanızda fayda var. Çünkü Bu esnada şifreniz çalınıyor olabilir. Şifreyi ikinci defa girdiğinizde erişim sağlıyorsunuz. Ancak şifreyi siber korsanlar da ele geçirmiş oluyor. Bankaların yanı sıra sosyal medya hesaplarınızın parolaları da bu yöntem ile çalınabiliyor.”
Pınar Bamyacı, bu zararlı yazılımların bankadan size uyarı için gelen telefon aramalarını da engelleyebildiğini vurguluyor.
Türkiye’de maalesef akıllı cep telefonu kullanıcılarının yüzde 56.2’si online tehditlerden korunmak için herhangi bir yazılım kullanmıyor. Dünya genelinde akıllı telefonlarında güvenlik yazılımı bulundurmayanların oranı ise yüzde 35.9 seviyelerinde. Bu profil doğrudan tehdit altında.
Türkiye ile beraber son aylarda mobil telefonlardan nasibini alan ülkelerin arasında ABD, Fransa, Suudi Arabistan, Çin, Ürdün, Hindistan, Suriye, Güney Kore de bulunuyor. Casus yazılımları kişinin akıllı telefonuna gönderen siber korsanlar; fotoğraflara, belgelere, mesajlaşmalara ve sohbetlere kolayca ulaşıyor. Korsanlar ayrıca telefonun kontrolünü ele geçirerek sahibinin bilgisi dışında fotoğraf çekip, kayıt da yapabiliyor.
Bankacılık ve kamu çalışanları yoğun risk altında
Pınar Bamyacı söz dönemde özellikle kamu ve bankacılık sektörünün mobil ataklara maruz kaldığını sözlerine ekliyor.
“Platin bilişim olarak işletmeleri mobil siber saldırılardan korumak için kötü amaçlı yazılım, ağ ve güvenlik açıklarını öngörme, algılama ve önleme konusunda destek oluyoruz.” diyen Bamyacı sözlerine şöyle devam ediyor.
Machine learning ile etkin koruma mümkün
“Mobil cihazlar küçük bilgisayarlardan daha fazla internete bağlı olarak kullanılıyor. Bu cihazlarda, işlenen verilerin güvenli kalmasını sağlamaya yardımcı olacak yeni yaklaşımlara ihtiyaç duyuluyor. Endpoint Protection Mobile çözümümüz risk tabanlı mobil güvenlik yaklaşımı ile kullanıcıları gizlilik, hırsızlık ve manipülasyon riskine maruz kalan tüm tehditlere karşı savunurken, mobile kullanıcıların verimliliği ön planda tutuyor. Birçok mobil güvenlik sağlayıcısı, tek bir tehdit vektörüne veya tek bir analiz katmanına odaklanırken, Symantec Endpoint Protection Mobile, mobil cihazları, “bilgisayar korsanı gibi düşün” felsefesiyle koruyor. Böylece her mobil tehdit vektörüne karşı koruma sağlanıyor. Çözüm tespit edilen birçok tehdide ve kasıtlı eylemlere karşı gerçek zamanlı olarak yanıt veriyor. Sistem Mobil cihazları ve bağlandıkları kaynakları korumak için machine learning, yöntemini kullanıyor.”
Pınar Bamyacı, Siber saldırılara maruz kalmamak için alınacak önlemleri şöyle özetliyor:
- “Halka açık alanlarda zorunlu olmadıkça ücretsiz wi-fi hizmetini kullanmayın.
- Türkiye’deki çoğu bankacılık uygulamalarının görünüşleri siber korsanlar tarafından kopyalandı. İnternet bankacılığı kullanırken çok daha dikkatli olun. Şüpheli durumları bankanızla temasa geçin.
- Android kullanıcı iseniz uygulamaları, Google Play adlı resmi uygulama kütüphanesi haricindeki yerlerden yüklemeyin.
- Bazı meslek grupları daha çok risk altında. Özellikle;askeri personel, aktivist, gazeteci veya avukat iseniz siber saldırılara karşı daha tetikte olun.
- Bilinmeyen kişilerden gelen her eklentiyi asla açmayın. Alakasız hediye-ödül vaat eden mesajlara itibar etmeyin.
- Tanınmadığınız kişi ve numaralar tarafından gönderilen SMS’lere kesinlikle “EVET“ cevabı vermeyin.
- Tıpkı bilgisayarlarda olduğu gibi akıllı cep telefonlarında da proaktif “Mobile Security“ çözümleriyle, tehditlere karşı önlem alın.”
- Kurumlar çalışanlarına yönelik olarak, şirket telefonlarına antimalware yazılımı kurmalı,
- VPN türü bağlantılar daha güvenli olduğu için uzaktan çalışırken tercih edilmeli,
- Kurumsal yetkilendirme ve şifre denetimi kontrolü yapılmalı,
- Çalışanlarınıza mobil cihazlar veriyorsanız, üçüncü parti yazılımların kullanımını kısıtlayan ya da engelleyen ilkeler oluşturun,
- Mobil trafiği özelleştirilmiş firewallar kullanın,
- Blootoothu keşfedilir durumda bırakmayın, şirket politikası olarak kapatılmasına yönetlik politika oluşturun,
- Düzenli mobil güvenlik denetimleri ve sızma testleri yapın.
Yemeksepeti’nden dünyada ilk restoranlar arası kurye paylaşımı modeli
Yemeksepeti, paylaşım ekonomisi vizyonuyla hayata geçirdiği Vale projesi ile online yemek siparişi sektörünün dinamiklerini bambaşka bir yere taşıdı. Dünyadaki ilk restoranlar arası kurye paylaşımı modelini kullanan Yemeksepeti Vale “Artık hiçbir lezzet ulaşılmaz değil” mottosuyla kullanıcıları için lezzet seçeneklerini daha da genişletiyor. Vale sayesinde, paket servisi olmayan işletmeler siparişlerinin iletiminde Yemeksepeti restoranlarının kuryelerinden faydalanabiliyor ve bu sayede sisteme dahil olan restoranlar cirolarını ortalama yüzde 30’a kadar artırıyor. Yemeksepeti Vale, 1000 restoranla İstanbul, Ankara ve İzmir’de hizmet veriyor.
08.08.2018
Yemeksepeti’nin paylaşım ekonomisi ekosistemi kapsamında geliştirdiği ve dünyadaki ilk restoranlar arası kurye paylaşımı modelini kullanan Yemeksepeti Vale, kapsamını genişletmeye devam ediyor. “Artık hiçbir lezzet ulaşılmaz değil” mottosuyla hayata geçirilen Yemeksepeti Vale sayesinde, paket servisi olmayan işletmeler Yemeksepeti restoranlarının kuryelerinden faydalanıyorlar.
Dünyada ilk restoranlar arası kurye paylaşımı modeli
Yemeksepeti Vale; iş modelleri, operasyonel verimlilik, hizmet kalitesi gibi kaygıları nedeniyle paket servise girmeyi tercih etmeyen işletmelerin, halihazırda bu hizmeti veren deneyimli restoranların kuryelerini kullanmalarına imkân tanıyor. Böylece restoranlar kendi uzmanlıkları dışındaki bir işe yatırım yapmak zorunda kalmadan, operasyonel anlamda Yemeksepeti’nin desteğinden faydalanıyorlar.
Dünyada ilk kez Yemeksepeti’nin geliştirdiği restoranlar arası kurye paylaşım modeli olan Vale, sisteme dahil olan restoranların cirolarını ortalama yüzde 30 kadar artırmalarını sağlıyor. Bu model sayesinde kuryelerini diğer restoranların hizmetine sunan restoranlar ise, hem birden fazla paydaş için değer yaratmış oluyor hem de halihazırdaki kuryelerinin boş vakitlerinde ekstra kazanç elde ediyor. Yemeksepeti bu sayede restoranlara sahip olmadıkları bir know-how ve altyapıyı Vale sayesinde sunabiliyor.
Kullanıcılarına diledikleri her lezzeti ulaştırmak hedefiyle hayata geçirilen Yemeksepeti Vale, o güne kadar paket servis hizmeti, iş modeli itibarıyla buna yatırım yapmayı tercih etmeyen restoranların yanı sıra lokal olarak isim yapmış küçük işletmelere, 3. nesil kahvecilerden butik pastacılara her türlü işletmenin sisteme dahil olmasını sağlıyor.
Yemeksepeti İş Geliştirme Direktörü Mert Baki, paylaşım ekonomisinin girişimcileri ve yenilikçi şirketleri inovatif modeller geliştirmesi için teşvik ettiğini belirterek ekliyor: “Dünya paylaşım ekonomisine doğru evrilirken, biz de bundan ilham alarak, milyonlarca paydaşımıza fayda sağlayan Yemeksepeti Vale projesi ile restoranlar arası kurye paylaşımı modelini dünyada ilk kez uygulamaya geçirdik. Amacımız bu sistemde yer almayan aktörleri, içeri dahil etmek ve farklı paydaşlar arasında koordinasyon sağlayarak, paylaşım ekonomisi yaratmaktı. Verimliliği odağımıza alarak, kullanıcılardan restoranlara, milyonlarca paydaş için değer yaratıyoruz. Bu modelin 2. yılını geride bırakırken Yemeksepeti Vale’nin kapsamını genişletmek ve daha fazla restoranı bu ekosisteme dahi edebilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
3 ilde, 1000 restoranla hizmet
Şu an İstanbul, Ankara ve İzmir’de 1000’e yakın restoranla faaliyet gösteren Yemeksepeti Vale ile ilgili Yemeksepeti İş Geliştirme Direktörü Mert Baki, “Bu yıl itibarıyla hedeflediğimiz restoran sayısına ulaştık ve bugün sistemimizde 1000 restoran bulunuyor. Ancak Yemeksepeti olarak önceliğimiz Vale’nin kapsamını genişletmek ve daha fazla restoranı bu ekosisteme dahil edebilmek.” dedi.
Vale ile Yemeksepeti, restoran ağını genişletmeye devam ediyor
Yemeksepeti Vale, farklı mutfaklara daha çok ilgi duymaya başlayan, diledikleri herhangi bir yemeğe daha hızlı ve daha kolay ulaşmak isteyen kullanıcıların beklentilerine cevap veriyor.
Vale ile Yemeksepeti, restoran ağını genişletmeye devam ediyor ve Uzakdoğu mutfağından ev yemeğine, deniz mahsulünden Hint mutfağına, dondurmadan kahve, kahvaltı ve pastaya akla gelebilecek her türlü lezzeti kullanıcılarının ayağına getiriyor. Yalnızca lokal olarak isim yapmış lokantalarda tadılabilecek özgün lezzetler artık evde veya işyerinde de yenebiliyor.
Paylaşım ekonomisinde aktif katılımın en yüksek düzeyde olduğu ülke Türkiye
Türkiye’de paylaşım ekonomisi alanındaki girişimlerin sayısının her geçen gün arttığını belirten Yemeksepeti İş Geliştirme Direktörü Mert Baki “Türkiye, paylaşım ekonomisi hakkında en fazla bilgi sahibi olan, paylaşım ekonomisine aktif katılımın en yüksek oranda gerçekleştiği ve paylaşım ekonomisine katılımın en fazla artması beklenen ülkelerden biri. Bu konuda yapılan araştırmalara göre yüzde 9’luk oranla paylaşım ekonomisine aktif katılımın en yüksek olduğu ülke Türkiye. Yemeksepeti olarak restoranlar arası kurye paylaşım ekonomisi modelimiz ile bu büyümede önemli rol üstleniyoruz.” dedi.














