Yeni Nesil Çalışan Beklentileri:
Gen Z’nin İş Dünyasına Bakışı ve Uyum Sağlayan İK Stratejileri
Karen Kalustyan
Yeni Nesil Çalışan Beklentileri: Gen Z’nin İş Dünyasına Bakışı ve Uyum Sağlayan İK Stratejileri
İş dünyası hızla değişiyor ve bu değişimin baş aktörlerinden biri de yeni nesil çalışanlar. Gen Z, yani 1997-2012 yılları arasında doğan bireyler, iş hayatına katıldıkça şirketlerin insan kaynakları politikalarını yeniden şekillendirmesi gerekiyor. Peki, bu nesil iş hayatından ne bekliyor ve şirketler nasıl bir strateji izlemeli? Gelin hep beraber bir göz atalım.
Z Kuşağı’nın İş Hayatından Beklentileri

Gen Z, iş hayatına dair geleneksel kalıpları sarsıyor ve kendi kurallarını yazıyor. Onlar için iş, sadece bir maaş kaynağı değil, aynı zamanda bir anlam arayışı. Para kazanmak elbette önemli ama bunu yaparken değer verdikleri şeylerden de ödün vermek istemiyorlar. Esneklik, teknoloji, gelişim fırsatları ve açık iletişim, bu kuşağın iş dünyasından temel beklentileri arasında yer alıyor.
Esneklik ve İş-Yaşam Dengesi
Geleneksel 9-5 mesai anlayışı Gen Z için cazibesini yitirdi. Deloitte’un 2023 Y ve Z Kuşağı Araştırması’na göre, genç çalışanlar esnek olmayan iş ortamlarında daha hızlı tükenmişlik hissine kapılıyor. Bu yüzden hibrit ve uzaktan çalışma modelleri onlar için bir lüks değil, bir gereklilik. Ancak şirketler bu esnekliği nasıl daha verimli hale getirebilir?
Anlamlı ve Değer Yaratan İşler
Bu nesil için çalıştıkları şirketin vizyonu, etik değerleri ve topluma katkısı en az maaş kadar önemli. Sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk projeleriyle öne çıkan şirketler, genç yetenekleri daha kolay cezbediyor. Peki, işverenler çalışanlarına nasıl daha anlamlı iş deneyimleri sunabilir?
Hızlı Kariyer Gelişimi ve Sürekli Öğrenme
“Sen daha yeni girdin, biraz bekle.” cümlesi Gen Z’ye göre değil. Bu nesil, uzun yıllar aynı pozisyonda kalmayı değil, sürekli gelişmeyi ve ilerlemeyi tercih ediyor. Şirketler, genç çalışanların hızla yükselmesini sağlayacak kariyer yollarını nasıl inşa edebilir?
Teknoloji ve İnovasyonun Merkezde Olması
Dijital dünyada büyüyen Gen Z, iş yerlerinde teknolojinin etkin kullanılmasını bekliyor. Kağıt üzerindeki süreçler yerine yapay zeka, otomasyon ve dijital araçların kullanıldığı bir iş ortamı istiyorlar. Şirketler, teknolojiyi iş süreçlerine nasıl daha entegre edebilir?
Açık İletişim ve Geri Bildirim Kültürü
Hiyerarşik ve katı yapıların yerine, açık iletişime dayalı, şeffaf yönetim anlayışını tercih ediyorlar. Yıllık performans değerlendirmeleri yerine düzenli geri bildirim almak ve yöneticileriyle doğrudan iletişim kurabilmek istiyorlar. Geleneksel yönetim anlayışı, bu beklentilere nasıl uyum sağlayabilir?
Peki, Şirketler Nasıl Uyum Sağlamalı?
Şirketlerin bu yeni nesil çalışanlara uyum sağlayabilmesi için iş yapış şekillerini ve insan kaynakları politikalarını yeniden değerlendirmesi gerekiyor. Öncelikle, esnek çalışma politikaları benimsemek ve uzaktan çalışma imkânlarını artırmak büyük bir avantaj sağlıyor. Genç yeteneklerin anlamlı işlerde yer almak istemesi, şirketlerin sosyal sorumluluk projelerine ağırlık vermesini ve işin sadece finansal kazançtan ibaret olmadığını göstermesini gerektiriyor.
Ayrıca, kariyer gelişimi Gen Z için büyük bir motivasyon kaynağı. Bu nedenle şirketlerin, çalışanlarının sürekli öğrenmesine imkân tanıyacak eğitim programları sunması, mentorluk fırsatları yaratması ve dikey kariyer yolları oluşturması önemli. Dijitalleşme ve teknoloji kullanımına yapılan yatırımlar, genç neslin şirkete olan bağlılığını artırırken, süreçleri hızlandırarak verimliliği de artırıyor. Üzerinde durulması gereken bir diğer hususta İletişim. Gen Z, yöneticileriyle daha açık ve doğrudan bir ilişki kurmak istiyor. Bu yüzden, düzenli geri bildirim mekanizmaları oluşturmak ve çalışanların fikirlerini ifade edebileceği bir ortam yaratmak, iş yerinde bağlılığı güçlendiren unsurların başında geliyor.
Gen Z’nin beklentilerine uygun hareket eden ve başarılı olan şirketler arasında Google, Microsoft, Spotify ve Unilever öne çıkıyor. Google, çalışanlarına sunduğu esnek çalışma saatleri, gelişim fırsatları ve yenilikçi kültürü ile Gen Z için cazip bir işveren konumunda. Microsoft, hibrit çalışma modelleri ve sürekli eğitim programları sayesinde genç çalışanların kariyer gelişimini destekliyor. Spotify, “Work from Anywhere” politikası ile çalışanlarına tamamen esnek bir çalışma ortamı sunarak iş-yaşam dengesine katkı sağlıyor. Unilever ise sürdürülebilirlik odaklı projeleri ve anlamlı iş modelleriyle genç çalışanları cezbetmeyi başarıyor.
Bir İnsan Kaynakları uzmanı olarak, Gen Z’nin iş hayatına getirdiği yenilikçi bakış açısını ve beklentilerini anlamanın şirketlerin gelecekteki başarısı için kritik bir öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Bu nesil, teknolojiyi etkin kullanma, hızlı adaptasyon ve yenilikçi düşünme yetenekleriyle iş dünyasında fark yaratıyor. Ancak, bu beklentilere uyum sağlamak için şirketlerin esneklik, şeffaflık ve sürekli gelişim odaklı bir kültür benimsemesi şart. Unutulmamalıdır ki, Gen Z’nin beklentilerini karşılayan şirketler, geleceğin liderleri arasında yer alacaktır.
Bugünün İK politikaları, geleceğin iş dünyasını inşa ediyor – peki, siz bu değişime hazır mısınız?








İki panel, bir chat talk ve iki keynote konuşmacı içeren bu özel zirvede, sektörün önde gelen temsilcileri ile uluslararası konuşmacılar; dijital dönüşümdeki deneyimlerini bizlerle paylaştılar. Geleceğin fırsatlarını ve sektörün yol haritasını tartıştılar. Paneller arası verilen kahve & networking araları ile değerli yöneticiler ve temsilciler ile tanışma fırsatı buldum. Etkinliğin düzenlendiği kapsam ve konuşmacıları, katılımcılar için, uluslararası bir gözle bakma olanağı sunulmuş oldu.







ABD Başkanı Donald Trump, başkanlık koltuğuna oturması ile çok hızlı aksiyonlar almaya başladı. ABD’nin göçmen politikasından, enerji politikasına kadar birçok konuda kararlar ve hızlı tedbirler almış durumda. Yine bu geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, BRICS ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika ile yeni üyeler İran, Mısır, Etiyopya, Endonezya ve Birleşik Arap Emirlikleri) ABD dolarının yerine yeni bir rezerv para birimi oluşturma girişimlerine karşı sert bir tutum sergiledi. Trump, eğer BRICS ülkeleri böyle bir adım atarsa, ABD’nin bu ülkelere %100 gümrük vergisi uygulayacağını belirtti. Bu durum Türkiye gibi BRICS’e girme niyeti gösteren ülkeler için galiba yeni bir “Bekle Gör” dönemi getirebilir. Ama görünen o ki Kazan’da yapılan BRICS zirvesinde Vladimir Putin’in elinde bir örneğini gösterdiği BRICS parası bir süre daha “tasarım” olarak duracak gibi gözüküyor.


Fesih, iş sözleşmesini derhal ya da belirli bir sürenin geçmesi ile sona erdiren, karşı tarafa yöneltilmesi gerekli tek yanlı irade açıklaması olarak tanımlanmaktadır 


Incoterms, koşulları çok zorlu bir çöl olan dış ticaret mevzuatı içinde bir vaha gibidir benim nezdimde. Neredeyse her gün 3-4 değişiklik yapılan, A gümrüğünde B şeklinde uygulandığı halde C gümrüğünde D şeklinde uygulanan karışık süreçler yumağı içinde Incoterms kuralları bana çok basit gelir. Hele Incoterms 2020’de yapılan yeniliklerle (kurallarda değil kitapçıkta, anlatım tarzında yapılan yeniliklerle) bu kuralları yorumlamak iyice basit bir hal aldı. Sanırım bunun sebebi kimsenin bu kitabı almaması dolayısıyla ilk elden kitabı okuyarak bilgi edinmek yerine, saha işlerin halledilmesi için yapılanlardan yola çıkarak ve kulaktan dolma bilgilerle ilerlemeye çalışılması. Zaten genel olarak da okumayı sevmeyen bir toplum olduğumuz için bu varsayımı kolaylıkla yapabiliyorum. Oysa dış ticaret yapan herkesin 723 numaralı Incoterms yayınını alması ve zaman buldukça okuması gerekir. Üstelik çok pahalı da değil. An itibariyle 300,00₺’ye Uluslararası Ticaret Odası Türkiye Temsilciliğinden edinmek mümkün.


