Doğaltaş Sektörü 2018 Yılında 2.5 Milyar Dolar İhracat Hedefliyor

Türk Doğaltaş Sektörü çifte fuar heyecanı yaşıyor. Dünya mermer rezervlerinin yüzde 40’ına sahip olan Türkiye, Mart ayında dünyanın en büyük iki fuarında Türk doğaltaşlarını görücüye çıkaracak.

Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu gerçekleştirdiği Çin’in Xiamen şehrinde 6-9 Mart 2018 tarihleri arasında düzenlenecek olan, Xiamen Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’na Türkiye 140 firma ile katılacak. Xiamen’de Türkiye uluslararası katılımcılar arasında en büyük katılımı sağlayan ülke olacak.

Çin’in dört yıl süren yatırımları durdurma politikasının sona erdiğine işaret eden Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) Başkanı Mevlüt Kaya, 2018 yılında Çin ve Hindistan pazarları başta olmak üzere ihraç pazarlarında yüzde 25 üzerinde ihracat artışı hedeflediklerini, doğaltaş sektörünün 2018 yılı ihracat hedefinin 2.5 milyar dolar olduğunu kaydetti.

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Mete Uğuz Toplantı Salonu’nda basın toplantısı düzenleyen EMİB Başkanı Mevlüt Kaya, Xiamen Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, 28-31 Mart tarihleri arasında İzmir’de düzenlenecek olan İzmir Marble Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı ve sektörel güncel gelişmelerle ile ilgili görüşlerini kamuoyu ile paylaştı. Kaya, Basın toplantısına Afrin’deki Zeytin Dalı Harekatında şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, şehitlerin yakınlarına ve Türk Milletine başsağlığı dileğinde bulunarak başladı.

Türkiye’nin doğaltaşta rezerv ve renk seleksiyonu bakımından dünyanın en şanslı ülkesi olduğunun altını çizen Kaya, “Büyümeler sürekli hale getirilirse Hükumetin koyduğu çıtayı yakalayabilecek tek sektör olma şansına sahibiz. Uç ürünlere yönelirsek, ülkemizdeki algıları yenebilirsek, belediyeleri de işin içine sokarsak inanın kimsenin hayal etmediği yere geliriz” dedi.

KGF ve Eximbank kredileri can suyu oldu

Xiamen Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nda 140 firma ile 7 bin 500 metrekarelik alanda Türkiye olarak dünyanın en büyük fuarının en büyük katılımcısı olacaklarını kaydeden Kaya, doğaltaş sektörü hakkında da, “Dünyayla ticaret yapan ihracatçılar olarak daha objektif olmamız gerekiyor. Dışarıdan gelecek paraları buraya getirmek zorundayız. FETÖ belasından çıkan bir ülke olarak 2017 yılını kayıp yılı ilan etmiştik. Gerçekten bir fırtınadan çıkmıştık. Ancak KGF ve Eximbank kredileri öyle bir zamanlamada devreye girdi ki, o kayıp yılda sektörümüz özelinde 23.7, Türkiye ihracatında da yüzde 11,1 gibi bir büyüme sağladık. KGF ve Eximbank kredileri adeta can suyu oldu. Şu anda Hindistan özelinde, yüzde 54 büyüdük. 7 ayda yüzde 54’lük büyüme sağlamışken, 12 ayda yüzde 100’ün daha üstünde büyüme bekliyoruz. 2018’de beklentimiz 23.4’ün üstüne çıkmak. ‘İnadına üretim, inadına ihracat’ diye bir sloganımız vardı ve bunu başarıyoruz. Bu sene tüm ihracatçıların rekora ihtiyacı var” diye konuştu.

2023 hedefine ulaşabilecek potansiyele sahibiz

İhracat açısından 2017’deki oranların çok daha üstüne çıkılacağı ile ilgili öngörü ve ön kabulün olduğunu vurgulayan Kaya, bu büyümelerin sürekli hale getirilmesi durumunda Hükumetin 2023 yılı için ortaya koyduğu 15 milyar dolar ihracat hedefini yakalayabilecek tek sektör olma şanslarının olduğunu belirtti. Kaya, 2023 hedeflerini sektör olarak yakalayabileceklerini kaydederek şöyle devam etti: “Hedeflerimiz büyük. Bu ülke için canını feda edenler varsa en azından onların hatırına bizim 2-3 saat daha fazla çaba gösterme mecburiyetimiz var. 2018’de hedeflerimiz büyük ve inşallah hepsini de başaracağız.”

Kimsenin hayal etmediği yere geliriz

Kaya, dünya doğaltaş ihracatının 20 milyar dolar seviyesinde olduğunu, dünya doğaltaş rezervlerinin yüzde 40’ına sahip olan Türkiye’nin doğaltaş ihracatını 8-10 milyar dolarlara getirmenin de zor olmadığını ifade ederek şöyle konuştu: “Dünyanın doğaltaşta en şanslı ülkesiyiz. Rezervin ötesindeki şansımız, renk seleksiyonumuz. Hangi taş moda ise onu sahaya sürebiliyoruz. Modadan çok etkilenmeyen, değişmeyen taşlarımız var. Dün açıp olmaz deyip kapattığımız ocaklar şu an moda. Örneğin gri taşlar. Uç ürünlere yönelirsek, ülkemizdeki algıları yenebilirsek, belediyeleri de işin içine sokarsak inanın kimsenin hayal etmediği yere geliriz.”

İnşaat Malzemesi Sanayisinde Son 5 Yılın En Yüksek Üretim Artışı Gerçekleşti

Türkiye İMSAD, yapı sektörü ve ekonomi çevreleri tarafından dikkatle izlenen aylık sektör raporunu açıkladı. ‘Türkiye İMSAD Şubat 2018 Sektör Raporu’nda; inşaat malzemesi sanayisinin, 2017 yılında üretimini yüzde 6,4 artırdığı vurgulandı. Ayrıca 2017’nin, son 5 yılın en yüksek üretim artışının gerçekleştiği yıl olduğuna dikkat çekildi. 2017 yılı ihracatının ise yüzde 8,0 artarak 16,38 milyar dolar olarak gerçekleştiği; bu yükselişle, inşaat malzemeleri sanayisinin gerçekleştirdiği yıllık ihracatın, 3 yılın ardından yeniden artış gösterdiği belirtildi.

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD)’nin, sektörün çatı kuruluşu olarak hazırladığı ‘Şubat 2018 Sektör Raporu’nda; inşaat malzemesi sanayisinin 2016 yılında 15,16 milyar dolar olan yıllık ihracatının, 2017’de yüzde 8 artarak 16,38 milyar dolar olarak gerçekleştiğine dikkat çekildi. 2017 yılında yaşanan üretim artışında, yurtiçinde inşaat sektöründe hızlanan büyümenin ve yurtdışında iyileşmeye başlayan pazarların etkili olduğu ifade edildi. Ayrıca 3 yılın ardından yeniden artış gösteren ihracatın, yıl genelinde yükseliş eğiliminde olduğu ve özellikle ihracat pazarlarındaki toparlanmadan destek bulduğu belirtildi. Raporda, şu tespitler yer aldı:

26 alt sektörden 22’sinde üretim arttı
2017 yılında inşaat malzemeleri alt sektörlerindeki sanayi üretiminde artış eğilimi ağırlık kazandı. 26 alt sektörden 22’sinde üretim geçen yıla göre artarken, sadece 4 alt sektördeki üretimin geçen yıla göre gerilediği görüldü. İnşaat malzemeleri sanayisinde ağırlıklı yeri olan sektörlerden 12’sinde yıllık üretim artışı çift haneli rakamlarla gerçekleşti. Merkezi ısıtma radyatörleri, kilit ve menteşeler, soğutma ve ısıtma donanımları, metalden kapı ve pencere, inşaat amaçlı beton ürünleri, düz cam, musluk vana ve valfler, seramik sıhhi ürünler ile çimento ve kabloların üretiminde yüzde 10’un üzerinde büyüme yaşandı. Yıl genelinde mermerler, seramik karolar, inşaat demirleri ile metal yapı parçaları üretimlerinde ise daha sınırlı büyüme görüldü. Geçen yıla göre üretimi gerileyen sektörler ise fırınlanmış kilden karolar, duvar kağıdı, boru profiller ile bina doğramacılığı ve marangozluk ürünleri oldu.

Alınan yapı ruhsatları 2017’de yüzde 31,8 arttı

2017 yılında alınan toplam yapı ruhsatları metrekare bazında yüzde 31,8 artarak 270,7 milyon metrekare oldu. Böylece 2017, son 3 yılda en yüksek yapı ruhsatı alınan yıl oldu. 1 Ekim 2017’de yürürlüğe giren yeni imar düzenlemelerinin sınırlayıcı etkilerinden kaçınmak için alınan konut yapı ruhsatları büyümede etkili oldu. Alınan konut yapı ruhsatları yüzde 35,1 artarak 213,5 milyon metrekareye ulaştı. Konut dışı binalar için alınan yapı ruhsatları da 3 yıl sonra 2017 yılında arttı ve metrekare bazında yüzde 20,7 yükselerek 57,2 milyon metrekare olarak gerçekleşti. Alınan yapı ruhsatlarının büyüklüğü inşaat sektörü ve inşaat malzemeleri sanayisi için ümit vermekle birlikte, bu ruhsatların bir bölümünün hayata geçemeyebileceği de değerlendirildi.

Alınan yapı izinleri 2017’de 161,1 milyon metrekareye yükseldi

2017 yılında alınan yapı izinleri, kullanıma sunulan fiili arzı göstermesi açısından sektörde önemli bir veri olarak kabul ediliyor. 2017 yılında alınan toplam yapı izinleri yüzde 6,6 artarak 161,1 milyon metrekareye yükseldi. Konut tarafında yapı izinleri yüzde 9,4 genişledi ve 125,7 milyon metrekare olarak gerçekleşti. Konut dışı binalarda ise alınan yapı izinleri veya kullanıma sunulan arz yüzde 2,2 gerileyerek 35,4 milyon metrekareye indi. Konut tarafında arzda artış sürerken, konut dışı ticari binalarda 2017 yılında henüz büyümenin başlayamadığı görüldü.

Teşvikler konut üretimini hızlandırdı

2016 ve 2017 yıllarında konut satışlarına getirilen teşviklerin konut üretimini hızlandırdığı görüldü. Ancak konut satışlarına yönelik teşvikler sona erdi ve bu nedenle konut satışları normal seviyesinde devam etti. Bu süreçte alınan yüksek konut yapı ruhsatları ve konut yapı izinleri dikkate alındığında 2018’in, konut üreticileri için yine zor geçecek bir yıl olabileceği ifade edildi.

Konut satışları 2018’e artışla başladı
Konut satışları 2018 yılına artış ile başladı. Konut satışları, Ocak ayında geçen yılın Ocak ayına göre yüzde 1,7 artarak 97 bin 019 oldu. 2017 yılı Eylül ayında yaklaşık bir yıl süren teşviklerin kaldırılmasının ardından 2017 Ekim-Kasım-Aralık aylarında satışlar 2016 yılının aynı aylarının altında gerçekleşmişti. Konut satışlarındaki bu gerilemenin yeni yılda da sürme olasılığı bulunmakla birlikte 2018 yılı Ocak ayında satışlarda yaşanan artış ümit verici oldu.

Konut kredisi faiz oranlarında artış
Konut kredisi faiz oranları 2017 yılının ikinci yarısından itibaren artmaya başladı. 2017 yılı Haziran ayında yüzde 0,98 olan ayılık ortalama konut kredisi faiz oranları Eylül ayında yüzde 1,07’ye, Aralık ayı sonunda ise yüzde 1,13’e yükseldi. Konut kredisi faiz oranlarındaki artışın 2018 yılında da devam ettiği görüldü. Faiz oranları Şubat ayında yüzde 1,16’ya çıktı. Raporda, bankaların mevcut kaynak maliyetleri ve yüksek enflasyon nedeniyle konut kredisi faizlerinin yüksek kalmaya devam edeceğine değinildi.

Kamu yatırımlarındaki küçülme inşaat işlerini etkileyecek

Kamu yatırım harcamaları ve yürüttüğü mega projeler son yıllarda inşaat sektöründe sürükleyici oldu. 2017 yılında ekonomideki durgunluğu aşmak üzere kamu yatırımları arttırıldı ve 116,2 milyar TL olarak gerçekleşti. 2018 yılında ise bütçe kısıtları nedeniyle kamu yatırım harcamaları 88,1 milyar TL olarak planlandı. 2018 yılında kamu yatırımlarının inşaat sektörüne olumlu katkısı azalıyor.

Üretimde Dünya Sekizincisiyiz Ama Süt İçmiyoruz

Ulusal Süt Konseyi, Türkiye’de süt içme alışkanlığının artırılması ve özellikle çocukların süt tüketimine özendirilmesi amacı ile “Süt İçiyorum” kampanyasını başlattı. Pek çok ünlü ismin destek verdiği kampanyanın tanıtım toplantısında Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık, Türkiye’nin süt tüketiminde Avrupa ortalamasının oldukça gerisinde kaldığını ifade etti.

Ulusal Süt Konseyi, sütün en doğal ve sağlıklı haliyle herkes tarafından tüketiminin teşvik edilmesi amacı ile “Süt İçiyorum” kampanyasını başlattı. Başta çocuklar olmak üzere bireyleri sağlıklı süt tüketimi konusunda bilgilendirmek ve teşvik etmek amacı ile başlatılan kampanya için 2 Mart Cuma günü bir basın toplantısı düzenlendi.

Tüketimde ortalamanın gerisindeyiz

Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık, ülke olarak süt üretiminde dünyada sekizinci sırada yer almamıza rağmen özellikle çocukların süt tüketiminde sıralamanın oldukça gerisinde olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Nevzat Artık sözlerini şöyle sürdürdü: “Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın doğru beslenme alışkanlıkları kazanması ve sağlıklı birer birey olmaları adına Ulusal Süt Konseyi olarak “Süt İçiyorum” adlı bir proje başlattık. Türkiye’de süt tüketimi yaklaşık olarak kişi başı yıllık 34 kilogram. Avrupa’da ise bu ortalama kişi başı 60, Amerika kıtasında 58 kilogram. Ulusal Süt Konseyi olarak bu rakamların artırılmasını hedefliyoruz.

Türkiye, süt üretiminde dünyada sekizinci, Avrupa’da ise üçüncü sırada yer alıyor. Süt üretimi son on yılda %70 artarak 20.7 Milyon tona ulaştı. 9,1 Ton süt sanayiye aktarılıyor, kayıt dışı pazarlanan çiğ süt oranı ise %56. Süt, yapısı gereği hızla bozulabiliyor. Sütün, ineklerden elde edildiği andan itibaren iyi koşullarda, vitamin minerallerini kaybetmeden korunması gerekiyor. Kayıt dışı süt tüketimi oranına baktığımızda Türkiye’de sağlıklı süt tüketim oranı daha da düşüyor. Bu, geleceğimiz için bir kayıptır.”

Ünlü isimlerden kampanyaya destek

Kamuoyunu, özellikle de çocukları ve ebeveynleri sağlıklı ve güvenilir süt tüketimi hususunda bilgilendirmek amacıyla başlatılan “Süt İçiyorum” projesine spor ve sanat camiasından pek çok ünlü isim süt içerek destek verdi. Bu isimler arasında Rıdvan Dilmen, Ceyhun Yılmaz, Serbest dalışçı ve sualtı hokeyi oyuncusu Şahika Ercümen, Teknik Direktör Abdullah Avcı, Müzisyen Doğukan Manço, Oyuncu Başak Sayan, eşi ve bebeği, Oyuncu Seda Demir, TRT’de Masal Kitabı programının sunucusu ve oyuncu Gümeç Alpay Aslan, Yunus Günçe, Milli Tenisçi İpek Şenoğlu, Dilek Yanık, Spor Spikeri Tuğba Dural yer alıyor.

Türkiye’nin Geleceği Kobi’ler

“Türkiye’nin geleceğine katkı sağlayacak KOBİ’ler”

Sanayi devrimi ile beraber başlayan gelişmeler, teknolojinin gelişimi ile her geçen gün artıyor. Ülkemizin 2023 yılları hedeflerine giderken yürürlüğe giren 11. Kalkınma Planı da ülkemizdeki şirketlerimizin büyümesine yönelik yeni düzenlemeler ve yol haritaları getiriyor.

Üretime dayalı ekonominin gelişmesi için istihdamın %98’inden fazlasını oluşturan Küçük ve Ortaboy İşletmelerimizin planlı büyümesi önemli bir gereksinim. Teşvikler kapsamında hükümet uzun yıllardır özellikle KOSGEB aracılığı ile KOBİ statüsündeki şirketlere destekler sağlıyor. Şirketlerin sağlanan hibe ve kredi destek imkanlarını doğru ve stratejik bir plan çerçevesinde kullanması, ekonomide %98 oranla yer alan KOBİ’lerin, hızlı gelişiminde önemli rol oynayacaktır.

2019-2023 Planlama ve Uygulama Dönemi

11. Kalkınma Planı Tanıtım toplantısına katılan Yönetim Danışmanları Derneği Başkanı Zeynep Tura, yaptığı açıklamada “Küresel ekonomide Endüstri 4.0 dönemine girerken, 11. Kalkınma Planı’nda yer alan sektörlerin gelişmeleri, sektör ve şirket gelişim ve rekabet stratejileri belirlenerek yapılabilir. Bu doğrultuda Çalışma Grupları arasında yer alan Yönetim Danışmanlığı sektörü olarak bizler de çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Akıllı stratejik planlama çalışmaları ile, hedeflenen varış noktasına hangi yollardan gidileceğini şirketler daha net görebilecek, oluşabilecek değişkenlere karşı ellerinde senaryoları hazır olacaktır. Böylece planlı teknolojik gelişim ile planlı üretim süreçleri ve yurtdışında yeni pazarlara ve rekabetçi ortamlara açılım fırsatları oluşacaktır.” dedi.

On birinci Kalkınma Planı çerçevesinde Yönetim Danışmanları Derneği üyelerinin de katılımı ile düzenlenen toplantı süresince, Yönetim Danışmanlığı’nın mesleki gelişimi, meslek standartlarının belirlenmesi, mesleki sertifikasyon, sağlanan hizmetlerin şirketlere ve ekonomiye katacağı faydalar ele alındı.

Türkiye‘de Uluslararası Yönetim Danışmanlığı Profesyonel Yetkinlik Sertifikası (CMC) ile ilgili çalışmaları yapan tek yetkili meslek kuruluşu olan Yönetim Danışmanlığı Derneği, kurulduğu yıldan itibaren şirketlere değer katan Yönetim Danışmanı üyeleri ile birçok alanda çalışmalar düzenlemektedir.

Zeynep Tura yaptığı açıklamada “Şirketlerimizin birkaç nesil sonrasına dayanan yapılar kurması hiç zor değil, önemli olan sürdürülebilirliği sağlayacak sistemi kurmaktır. Belirlenen stratejilere göre kurulan sistemler, zaman içerisinde teknolojik yenilenmeleri de bünyesine alarak gelişir ve büyüme hedeflerine ulaşır. KOSGEB gibi kuruluşlar şu anda şirketlerde stratejik planlama üzerinden, teknolojik gelişim ve uluslararası platformlara açılımı destekliyor. Kamu desteğinin bu derece yüksek olduğu bir ülkede bizlere düşen iyi planlamak ve yapılan plana uymak. Böylece 2023 hedeflerimize, kalkınmış bir ekonomi ile ulaşmış oluruz” dedi.

TAV, IC İçtaş’ın Antalya Havalimanı’ndaki Hisselerini Almak Üzere Anlaştı

TAV Havalimanları, IC İçtaş’ın Antalya Havalimanı’ndaki hisselerini almak üzere anlaştı. TAV, 2024 sonuna kadar işletme hakkı bulunan havalimanında eşit yönetim hakkına sahip olacak.

Antalya, 500 kilometreye ulaşan sahil şeridiyle Türkiye’nin en gözde turizm destinasyonu. Şehrin 2 milyonluk nüfusu yaz aylarında ikiye katlanıyor. Şehirdeki otellerin 600 binden fazla yatak kapasitesi bulunuyor. Türkiye’ye gelen yabancı turistin yaklaşık yüzde 30’unu Antalya ağırlıyor.

Türkiye’deki otel yatak kapasitesinin yüzde 55’ine sahip olan Antalya, aynı zamanda Akdeniz çanağında en yüksek yatak kapasitesine sahip bölge. Antalya tek başına Portekiz veya Mısır’dan fazla yatak kapasitesine sahip. Şehir aynı zamanda İstanbul’un ardından en fazla doğrudan yabancı yatırımcının bulunduğu il konumunda. Antalya’da çoğu turizm sektöründe yer alan 3200’den fazla yabancı yatırımlı şirket bulunuyor.

2017’de 26 milyon yolcuya hizmet veren Antalya Havalimanı rekorunu 2014’te kırmıştı. O yıl toplam yolcu sayısı 28,3 milyona, dış hat yolcu sayısıysa 22,1 milyon ulaşmıştı. Rusya’yla yaşanan kriz ve tüm bölgeyi etkileyen güvenlik endişeleri nedeniyle trafik 2016’da ciddi şekilde etkilendi ve 18,8 milyona düştü.

Antalya Havalimanı’nda dış hat yolcu trafiğinin büyük bölümü charter uçuşlarından oluşuyor. Dış hat trafiği açısından, tarifeli sefer düzenleyen havayolları arasında SunExpress yüzde 13 ile ilk sırada, onu THY takip ediyor.

Brezilya’dan Türkiye’ye Ortaklık Çağrısı

Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından gerçekleştirilen İhracat Pusulası etkinlikleri kapsamında Brezilya pazarı ele alındı. Brezilya’nın İstanbul Başkonsolosu França, Brezilya ile Türkiye’nin stratejik ortak olduğunu söyledi. França, “İki ülke arasında serbest ticaret anlaşması yapalım. Ticari ilişkilerimizi 3’üncü ülkelere ortaklık olarak taşıyalım” dedi.

Soa Paulo eski Ticaret Ataşesi Ramazan Kısa, Türkiye’nin Brezilya’ya otomotiv parçaları, yapı malzemeleri, tekstil, un ve şekerleme satabileceğini belirterek, “Brezilya’da işler neden hızlı yapılmıyor diye sakın sinirlenmeyiz. Çünkü rahat insanlar. Onlarla yakın ilişkiler kurun, birlikte futbol izleyin” diye konuştu.

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) ihracatçı firmalara hedef pazarları daha yakından tanıtmak amacıyla, Coface’ın destekleriyle düzenlemeye başladığı “İhracat Pusulası” etkinlik zinciri 2018 yılında da devam ediyor. Bu kapsamda yılın ikinci toplantısında tüm yönleri ile Brezilya pazarı ele alındı. Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü TİM Ar-Ge Direktörü Nevsal Zülküf Alhas’ın yaptığı “Rota: Brezilya” panelinin açılışında konuşan Brezilya Federal Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Paulo Roberto França, yeni devlet başkanı Michel Temer ile birlikte ülkenin hızla serbest piyasa ekonomisine geçtiğini söyledi.

‘3. ülkelerde ortaklıklar yapalım’
2015 ve 2016 yılında ekonomide yaşanan yüzde 3.5’lik küçülmenin ardından 2017’de yüzde 2.5 büyüme gerçekleştirdiklerini belirten França, enflasyonun da yüzde 12’lerden yüzde 2.5’e gerilediğini kaydetti. Sanayi ve tarım sektörlerinde Brezilya’nın önemli bir merkez olduğunun altını çizen França, iş yapma ortamının geliştirilmesi ile önemli fırsatlar sunduklarını bildirdi.
Türkiye ile Brezilya ticaretin artırılması için serbest ticaret anlaşmasına imza atılması gerektiğini kaydeden França şöyle devam etti:
“Brezilya için Türkiye stratejik bir ortak. İki ülke için ciddi fırsatlar var. Bazı sektörlerde Brezilya ve Türkiye’nin yanı sıra 3’üncü ülkelerde ortaklıklar kurabiliriz. Özellikle mühendislik ve inşaat konusunda bizim güçlü olduğumuz Latin Amerika, Afrika ve ABD’nin yanı sıra Türkiye’nin güçlü olduğu Ortadoğu, Kafkasya ve Afrika’da ortaklıklar yapılabilir.”

‘Sinirlenmeyin, birlikte futbol izleyin’
Soa Paulo eski Ticaret Ataşesi, Ekonomi Bakanlığı Avrupa Genel Müdürlüğü, Genel Müdür Yardımcısı Ramazan Kısa da panele katılan şirket yöneticilerine, Brezilya’da iş yapma konusunda teknik bilgiler verdi. Türkiye’den Brezilya’ya otomotiv parçaları, yapı malzemeleri tekstil, makine, kozmetik, kuru meyveler, un ve şekerleme ürünlerinin ihraç edilebileceğini kaydeden Kısa, ülkede gümrük vergilerinin yüksekliğine dikkat çekti. Kısa, “Brezilya’da fuara katılan firmalar ‘hemen sipariş alırız’ diye beklemesin. Pazar için önceden iyi bir araştırma yapılmalı. İlgili firmalarla bir araya gelin. Brezilyalılar bize çok benziyor. Ancak ‘işiniz neden hızlı yapılmıyor’ diye sinirlenmeyin. Çünkü Brezilyalılar rahat insan, kavga bilmezler. Brezilyalılarla iş yapmak istiyorsanız, yakın ilişki kurun, birlikte futbol izleyin” dedi.

Panelde ayrıca, Coface Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Emre Özer alacak sigortası konusunda firmaları bilgilendirirken makine, oto yedek parça, kuru meyve mamulleri ve tekstil sektörlerinde faaliyet gösteren ve Brezilya’ya ihracatta öne çıkan firma temsilcileri, katılımcılara ülke ile ilgili deneyimlerini aktardı.

Etkinliğin kapanışında söz alan Brezilya Federal Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu Ticaret Müşaviri Felipe Pinto da firmalara Brezilya pazarı ile ilgili yardımcı olabileceklerini, kapılarının Türk firmalarına açık olduğunu kaydetti.

İSO, Güney Afrika’daki ticaret ve yatırım fırsatlarını ele alacak

İstanbul Sanayi Odası (İSO), üyelerine yönelik ticaret ve yatırım fırsatlarını araştırdığı ülke günleri kapsamında bu kez başta Sahra altı Afrika olmak üzere tüm kıtayı etkisi altına alan örnek ülke konumundaki Güney Afrika Cumhuriyeti’ni ele alacak.

“Güney Afrika Cumhuriyeti Ülke Günü ve Türkiye için Fırsatlar” seminerinde, ülkenin ekonomik durumu, dış ticareti, pazar yapısı, yatırım ve iş fırsatları, iş kültürü ile Türk firmalarının bu ülkedeki deneyimleri aktarılacak.

 

PROGRAM

Tarih:22 Şubat 2018, Perşembe

Saat:12:30-16.30

12:30-13:00Kayıt

13:00-13:30Açılış Konuşmaları

  • Erdal BAHÇIVAN, İSO Yönetim Kurulu Başkanı
  • Remzi GÜR, Gürmen Grup Yönetim Kurulu Başkanı
  • Mr. Pule Isaac MALEFANE, Güney Afrika Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi

13:30-14:30Güney Afrika pazarında İş birliği ve Yatırım Olanakları

  • Hakan KARABALIK, Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı (Pretorya Eski Ticaret Başmüşaviri)

14:30-14:45Ara

14:45-16:00Türk Firmaların Güney Afrika Pazarındaki Deneyimleri

  • Fatih Kemal EBİÇLİOĞLU, Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı
  • İbrahim KÜLEKÇİ, Repkon Makine ve Kalıp San. ve Tic. A.Ş.Yönetim Kurulu Başkanı
  • Hakan GÖKÇEKefeli Giyim Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.(Bisse Gömlekleri) Genel Müdürü

16:00-16:30Soru-Cevap

YER:İSO, Odakule Meclis Toplantı Salonu

İletişim Sektörü İzmir’de Buluştu

Türkiye Halkla İlişkiler Derneği-TÜHİD tarafından düzenlenen “TÜHİD Anadolu Buluşmaları İzmir”etkinliği Şekerbank ana sponsorluğunda İzmir Ticaret Odası desteğiyle gerçekleşti.

Türkiye Halkla İlişkiler Derneği (TÜHİD) tarafından düzenlenen ana teması “iletişim” olan TÜHİD Anadolu Buluşmaları’nın ikincisi Şekerbank ana sponsorluğunda İzmir Ticaret Odası’nda gerçekleşti. İş ve iletişim sektörlerinden ünlü isimlerin, bilgi ve deneyimini katılımcılarla paylaştığı toplantıda, “İletişim Sürecindeki Marka Şehirler”, “Dijital İletişim” ve “İletişim ve Yöneticiler” konuları masaya yatırıldı.

TÜHİD Anadolu Buluşmaları’nın İzmir’deki etkinliğine, İzmir Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, TÜHİD Yönetim Kurulu Başkanı Gonca Karakaş başta olmak üzere, iş dünyası, dernek temsilcileri ve üyeleri, akademik çevreler ve iletişim fakültesi öğrencileri katıldı.

TÜHİD Yönetim Kurulu Başkanı Gonca Karakaş yaptığı açılış konuşmasında; Anadolu Buluşmaları’nın ikincisini İzmir’de yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi. İzmir’in Türkiye’nin en büyük üçüncü kenti olduğunu anımsatan Karakaş, “İletişim sadece İstanbul’un odağında olmamalı. TÜHİD olarak bu toplantıları Anadolu’da yapmamızın en önemli nedeni de iletişim konusundaki çalışmaları yaygınlaştırmaktır” dedi.

TÜHİD’in bu yıl 45’inci yılının kutlandığını anımsatan Gonca Karakaş, “Anadolu Buluşmaları sektörümüzün Anadolu ayağını harekete geçirmek, bölgedeki iş dünyasının temsilcilerini iletişim konusunda bilgilendirmek, kamu ile işbirliği yapmak ve sektör temsilcileriyle, genç iletişimcileri akademisyenleri, fikir önderlerini iş dünyası ile bir araya getirmek amacıyla organize ediliyor.16 Şubat’ta İzmir’de 1923 İzmir İktisat Kongresi’nin 95’inci yıldönümü kapsamında, İzmir özelinde, TÜHİD’in Kurucusu, duayenimiz Prof. Dr. Alâeddin Asna anısına buluşmamızı düzenledik. Sonraki Anadolu Buluşması 27 Nisan’da Afyon’da gerçekleşecek ve yıl içinde farklı illerle devam edecek” diye konuştu.

Marka şehir olmak için tutarlılık ve odaklanma esastır

Başkanlığını TÜHİD Yönetim Kurulu Başkanı Gonca Karakaş’ın yaptığı , “İletişim Sürecinde Marka Şehirler”konulu oturumun panelistleri A&B İletişim Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Asna, MediaCat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Bilgi Üniversitesi Marka Okulu Eş Başkanı Pelin Özkan ve Marka Danışmanı ve BrandMap Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Bülent Fidan’dı.

Sibel Asna, konuşmasında “Marka şehir olmak için tutarlılık ve odaklanma esastır, sebat ve topyekûn kararlılık gerekir” dedi.

Küreselleşme sürecinde yerelliğin ve özgünlüğün çok daha ilgi çekici hale geldiğini belirten Pelin Özkan, bu anlamda İzmir’in Türkiye’nin en şanslı şehirlerinden birisi olduğunu ifade etti.

“Kent markalaşma,kolektif bilinç çalışmasıdır” diyen Bülent Fidan, sözlerine şöyle devam etti: “Bir kent bireylerden ziyade toplam olarak tüm halkın ortak değerlerini yansıtır. Ortak bir karar yoksa yani kentin ortak bir kararla oluşturulmuş kimliği,konumlaması ve bunların yansıtıldığı iletişim yoksa kentin ayrışan, fark yaratan bir yapısı da olamaz.”

Dijitalleşme toplumsal hayatı köklü bir dönüşümden geçiriyor

Dijital İletişim” konulu oturumun başkanlığını İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebru Uzunoğlu yaptı. Oturumun panelistleri HAVAS Yaratıcı Grup Türkiye CEO’su Serhat Akkılıç, IPPA Dijital PR Kurucu Direktörü Fatmanur Erdoğan ve Vodafone Türkiye Kurumsal İletişim Kıdemli Müdürü ve TÜHİD Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Sevil Wittmann’dı.

Serhat Akkılıç konuşmasında şunları ifade etti: “Dijital, iletişim sektöründe bize yeni iş yapış biçimleri sunarken aslında iletişimin temel düsturları olan anlamlı ve tutarlı olmayı teknoloji bakış açısıyla harmanlama olanağı da veriyor. İletişim mesleğinin icra edilme şeklinden, ihtiyaç duyduğu yetenek setine ve insan kaynağına kadar önemli değişikliklere gebe sektörümüz. Değişmeyen ise, duayenlerden tecrübe aktarımıyla öğrenebileceğimiz temel değerlerimiz.”

Sevil Wittmann ise konuşmasında ” Dijitalleşme, sadece ekonomiyi değil, toplumsal hayatı da köklü bir dönüşümden geçiriyor. Artık şirketler kendi sektörlerindeki en iyi deneyimi sunmak için yarışmıyor. Artık, tüketicilerin ‘şimdiye dek yaşadığı en iyi deneyimi’ sunmak için yarışıyorlar. Bu dijital trend, iletişimin de yeni becerilere, geleneksel sektör sınırlarının ötesinde yeni iş modellerine ihtiyaç duyduğunu ortaya koyuyor.”diye konuştu.

İletişimin yönünün artık dijital iletişim olduğuna dikkat çeken IPPA Dijital PR Kurucu Direktörü Fatmanur Erdoğan, “Şirketler kültür değişimi istiyorlarsa dijital iletişime ve kurumun iletişimine artan oranda önem vermeye başlaması gerekiyor” dedi.

Yöneticilerin yol arkadaşları iletişimciler olmalı

İletişim ve Yöneticiler” konulu oturumun konuşmacısı Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadının Güçlenmesi Eş Başkanı ve Yeşim Tekstil Kurumsal İletişim Müdürü Dilek Cesur’du.

Dilek Cesur konuşmasında şunları söyledi: “Bir yönetici için iletişim iki açıdan çok önemli. Öncelikle temsil ettiği kurum ve kendi itibarını inşaa edip korumak, ikinci olarak da kendini en doğru şekilde ifade edip tüm paydaşları ile doğru bir iletişim kurabilmek… Yöneticiler kendileri için bu kadar önemli olan bir süreci yönetirken mutlaka profesyonel bir yardım almalılar. Bu noktada da yanı başlarındaki yol arkadaşları mutlaka kurumsal iletişim mesleğini profesyonel olarak sürdüren, iletişim konusunda uzman kişiler olmalı.

Dünyanın En Büyük Organik Fuarına Türk Organik Sektöründen Rekor Katılım

Almanya’nın Nürnberg şehrinde düzenlenen BioFach Organik Ürünler Fuarı, 29. kez kapılarını ziyaretçilere açtı. 14 -17 Şubat 2018 tarihleri arasında açık kalan fuarda, 2023 yılında 2.5 milyar dolar ihracat hedefiyle yola çıkan organik sektöründeki toplam 39 Türk firması yerini aldı.

Dünyanın en büyük organik fuarı olarak kabul edilen Biofach Organik Ürünler Fuarı’nda Türkiye milli katılım organizasyonu Türkiye’de organik sektöründe koordinatör birlik olan Ege İhracatçı Birlikleri tarafından gerçekleştirildi. Fuarda milli katılım organizasyonu ile 24 Türk firması bulunurken toplamda 39 Türk firması yer aldı.

Türkiye’nin uzun yıllardır Biofach Organik Ürünler Fuarı’nda yerini aldığı bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu,Türkiye’nin bu sene 39 firma ile en yüksek katılımın gerçekleştirdiğini, bunun da Türkiye’deki organik sektörünün gelişimini göstermesi açısından önemli olduğunu söyledi. Ayrıca, son yıllarda tüketici taleplerinde sağlıklı ve güvenilir gıdalarınön plana çıktığına değinen Tarakçıoğlu, organik gıda bilincini artırmak gerektiğini belirtirken, tüketiciler tarafındaninsan sağlığına uygun, organik, güvenli ve çevreye zarar verilmeden üretilen ürünlerin tercih edildiğini kaydetti.

Hedef: 2,5 milyar dolarlık organik ürün ihracatı

Türkiye’nin organik ürünler ihracatının 500 milyon dolar seviyesinde olduğunu belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, “Türkiye’de özellikle Ege Bölgesi’nin organik sektörünün üretim merkezi olmasının yanı sıra, ihracatında da önemli bir paya sahip olduğunu, organik ürün ihracatının yüzde 74’ünü Ege İhracatçı Birlikleri üyesi ihracatçılar tarafından gerçekleştirildiğini belirtmek isterim. Etkinliklerimiz sayesinde Türk organik sektörünün, yıllık 500 milyon dolar seviyesindeki ihracatını, uluslararası fuarlara katılarak 2023 yılında 2,5 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Tarakçıoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Organik tarım tüm dünyada hızla gelişmekte ve günümüzde 120’den fazla ülkede uygulanmakta. Dünya genelinde organik gıda ve gıda dışı ürün üretim alanı, miktarı ve global ticaret hacmi her geçen yıl artıyor. Organik ürün ihracatında katma değerli ve inovatif ürün yaratma şansı da daha yüksek. Biofach Organik Ürünler Fuarı’nda ülkemizden katılım sağlayan firmalar, başta organik kuru incir, çekirdeksiz kuru üzüm ve kuru kayısı gibi organik kuru meyvelerimiz olmak üzere, fındık, fıstık, badem, kuru domates ve domates konsantresi, konserve ve salamura meyve ve sebzeler, baharat ürünleri, hububat ,bakliyat ve yağlı tohumlar, meyve suları ve konsantreleri, yarı kuru sebzeler, dondurulmuş sebze ve meyveler gibi belli başlı gıda ürünlerini Almanya ve dünyanın dört bir tarafından gelen ithalatçılara sunma fırsatı elde etti, iş görüşmeleri gerçekleştirdi , Gelecek yıllarda potansiyelimizi daha fazla ortaya koyabilmek adına ihracatçı firma ve Türkiye standını artırmayı hedefliyoruz” dedi.

T.C. Nürnberg Konsolosu Gürol Baş, Türkiye standını ziyaret etti ve milli katılım organizasyonuyla fuarda yerini alan Türk stantlarını gezerek katılımcılarla temaslarda bulundu.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, fuarı ziyaret eden Tarım Bakanlığı Organik Ürünler Daire Başkanı ile de görüşerek Türkiye’de organik tarım ürünlerinin üretiminin artırılması için işbirliği yapılması ve kısa sürede çalışma başlatılması yönünde karar alındğını kaydetti.

14-17 Şubat 2018 tarihleri arasında 29.su düzenlenen olan Biofach Organik Ürünler Fuarı’na Ege İhracatçı Birlikleri Milli Katılım Organizasyonu ile katılan Türk firmaları alfabetik olarak şu şekildedir: “Armada Gıda, Bionas Tarım, Biyosam Organik Tarım, Defne Dış Ticaret, Dervişoğlu Tarım Ürünleri, Duru Bulgur Gıda, Ertürk Üzüm Ve Tarım Ürünleri, Farmeks Tarım Ürünleri, Gabay Dış Ticaret, Göçmez Aş., Göknur Gıda, Hattı Gıda, Interorganic Gıda, Işık Tarım Ürünleri, K.F.C. Gıda, Karahan Un, Namsal Gıda, Nimeks Organik Tarım Ürünleri, Pagmat Pamuk Tekstil Gıda Saneks Kuru İncir, Sda Gıda Tarım, Tiryaki Agro Gıda, Tunay Gıda, Yeditepe Organik Tarım Gıda.”

Balıkçılık Sektörü 1 Milyar Dolar İhracata Koşuyor!

Su ürünleri sektörü 1 milyar dolar ihracat hedefliyor

Türkiye’nin ihracatta yıldız sektörlerinden biri olan Su Ürünleri Sektörü 2018 yılında 1 milyar dolar ihracat hedefliyor. 2000 yılında 60 milyon dolar olan ihracatını her yıl düzenli olarak arttırarak 2017 yılında 856 milyon dolara yükselten Su Ürünleri Sektörü 2018 yılında 1 milyar dolar barajını geçmek için güçlerini birleştirdi.

Su ürünleri yetiştiriciliğinin, en genç, en hızlı büyüyen ve en dinamiksektörlerden biri olduğunu bilgisini veren Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Sinan Kızıltan, 2017 yılında ICCAT (Uluslararası Atlantik Okyanuslarını Koruma Komisyonu) Toplantısında Türkiye’nin orkinos kotasında artış olduğunu bu sayede 100 milyon dolarlık artış beklediklerini kaydetti.

Alabalık için Avrupa Birliği’nden heyet geliyor

Türk balıkçılık sektörünün Avrupa Birliği nezdindeki alabalık soruşturmasının olduğunu hatırlatan Kızıltan şöyle devam etti: “Yüzde 8.5 verginin kaldırılması için Nisan ayında Avrupa Birliği’nden heyet gelecek, firmaları ziyaret edecek. tezlerimizi kabul ettirirsek verginin kaldırılması ya da oranın düşmesi mümkün olacak.”

Türk balıklarının Norveç somonundan üstün olduğu anlatılacak

Türk balıkçılarının somon ile mücadelesini devam ettirdiği bilgisini paylaşan Kızıltan, “Norveç’in somon ile ilgili çok büyük propagandası var. TV’de, sinemalarda, bizim balıklardan daha üstün olduğu algısı yaratılmak isteniyor. Biz de buna karşı Türk balıklarının başta omega3 olmak üzere besinsel değerlerinin somunun gerisinde olmadığını paylaşan tanıtan kampanyalar yapacağız. Bilim adamlarından ve popüler isimlerden yararlanacağız” şeklinde konuştu.

Atalay: “Su ürünleri sektörü tam bir başarı öyküsü”

Türkiye’de su ürünleri sektörünün gelişimini başarı öyküsü olarak tanımlayan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Mustafa Altuğ Atalay, 2018 için ortaya konulan 1 milyar dolar ihracat hedefinin önemli bir rakam olduğunu kaydetti. Atalay, “Dikkat çekme açısından çok önemli. Türkiye’de 1 milyar dolar üzerinde ihracat yapan sektör 30’un altında. Dikkat çekici bir noktaya geldiğiniz için sorunların çözümü ve geniş kitlelere hitap etmek için çok önemli” dedi.

130 bin tonluk deniz alanı açıldı

2017 yılında büyük alabalık üretenlere 25 kuruş destek verdikleri ifade eden Atalay, balık üretim alanlarının artması için yaptıkları çalışmaları ise şöyle özetledi: “Samsun – Sinop arasında 30 bin ton yeni üretim alanı tespit ettik veüretim başladı. Didim’de yaklaşık 40 bin tonluk üretim alanı açıldı. Mersin’de çalıştık 60 bin tonluk bir potansiyel açıldı, ön izinler verilme aşamasında 130 bin tonluk deniz alanı açıldı. Bu üretimin ihracata yansıması beklentimiz var.”

İç tüketimi arttıracak tanıtım projelerine destek vermeye hazırız

Türkiye’de su ürünlerinde iç tüketimi arttırmak için tanıtım projelerine kaynak bulunabilineceğini dile getiren Atalay, Türkiye’nin 81 milyonluk çok büyük bir ülke olduğunu kişi başı tüketimin 1 kg arttırılması halinde 81 bin ton tüketim artışı olacağını, tüketimin kişi başı 2 kg arttırılması halinde ise üretilen balığın yetmez hale geleceğini söyledi.

Balık çiftliklerinin kiralamalarının 2011 yılından beri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapıldığı bilgisini paylaşan Atalay, “Kiralama 2019 yılına kadar Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılacak. Sonrasında kiralama Özel İdare ve Büyükşehir Belediyelerine geçebilir. Bu konuda başvurularımızı yaptık kanun çıkmasını bekliyoruz. Bu kanunun çıkması için desteğinizi bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Demir; “Dünya su ürünleri ihracatında payımızı yüzde 2-3’e çıkarmalıyız”

Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Musa Demir, Türkiye’nin dünya su ürünleri pazarında yüzde 1’in altında pay aldığını, bu payın yüzde 2-3’e çıkarmamız gerektiğini dile getirdi. Demir, “Su ürünlerinde dünya genelinde avlanma azalıyor, yetiştiricilik artıyor. Türk ihracatçılarımız çok yetenekli, ihracatımıza bu sektörün katkılarının artacağına inanıyoruz” dedi.

Sektör Toplantıları ile ihracatçıların sorunlarını çözdüklerini ifade eden Demir, Ekonomi Bakanlığı olarak firmaları ziyaret ederek sorunlarını çözme yoluna gittiklerini bu ziyaretler sayesinde hem Ekonomi Bakanlığı’nın faaliyetlerini anlattıklarını, hem de sektörlerin faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olduklarını, saha çalışmasından çıkan sorunları ve sonuçları diğer bakanlıklara gönderdiklerini ve takip ettiklerini anlattı.

“Devlet yardımlarında çok revizyonlar yaptık. gerek istenen belgelerin azaltılması, gerekse ödemelerin hızlandırılması yönünde son 1 yılda iyileştirmeler yapıldı” şeklinde konuşan Demir, “Su ürünleri sektörü protein kaynağı çok önemli bir sektör temel protein kaynağı olduğu için su ürünleri sektörünün deniz ürünleri sağlıklı ürünler olaraktüm dünyada revaçta. İhracat 1 milyar dolara yaklaşmış durumda. Ben Japonya’da görev yaptım. Su ürünlerini tanıma fırsatı buldum. Japonya su ürünleri tüketiminde başta geliyor. Biz de haftada 2 kez mutfakta tüketilirken, onlarda günde iki kez tüketiliyor. ICCAT’ta kota artması su ürünleri sektörü açısından çok önemli bir gelişme. Bu ihracatta bir ivme meydana getirecektir” diyerek sözlerini tamamladı.

“Su Ürünleri Sektör Değerlendirme Toplantısı”nda, Prof. Dr. Üstün Dökmen, “Bir kurumda BİZ’i oluşturmada, takım kurmada, ekip olmada ve sinerjiyi arttırmada sağlıklı iletişimin ve uzlaşmanın önemi ile Yönetim becerisi ve liderlik” konulu sunum yaparken, Fütürist Alphan Manas ise; “Geleceğin Şirketleri ve Şirketlerin Sürdürülebilir Gelecek Senaryoları” başlıklı bir konuşma yaptı.