Belediyelerde ‘En Yeşil Ofis’ Araştırması Sonuçları Açıklandı

Elektronik Belge Yönetim Sistemi (EBYS) ile ‘kağıtsız ofis’ konseptine geçen belediyelerin çevreye sağladığı katkının tüm boyutları, enVision tarafından 2017 yılında ‘En Yeşil Ofisler’ adıyla gerçekleştirilen özel bir araştırma ile açıklandı.

Belediyeler, ofislerdeki kağıt tüketiminin yaygın olarak görüldüğü kurumlar arasında yer alıyor. Orta büyüklükte bir belediyede yılda yaklaşık 1,5 milyon kağıt tüketiliyor. Ancak, geleneksel yöntemler yerine, Elektronik Belge Yönetim Sistemini (EBYS) tercih eden belediyelerde, iş süreçleri hızlandığı gibi çevre koruma konusunda da önemli adımlar atılıyor.

enVision tarafından 2017 yılında gerçekleştirilen ‘En Yeşil Ofisler’ araştırmasının belediyeler kategorisinin sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre en doğuda Van’dan en batıda Lüleburgaz’a kadar geniş bir coğrafyada yer alan toplam 30 belediye; Elektronik Belge Yönetim Sistemine geçtikten sonra 7.529 ağacın kurtarılmasını ve 37 milyon su tasarrufu yapılmasını sağlarken, 2128 ton karbondioksit salınımı ile 147 ton katı atık oluşumunu da engelledi. Böylelikle genel toplamda 62 milyon adet A4 kağıdın çöpe gitmesi de önlenmiş oldu.

EBYS ile çevre dostu belediyeler

EBYS ile iş süreçlerinde otomasyon sağlayarak kağıt bazlı iş süreçlerini tam entegre dijital bir ortama dönüştüren ve En Yeşil Ofis listesinde yer alan belediyeler şöyle sıralandı:

Kartal Belediyesi, Altındağ Belediyesi, Kadıköy Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Lüleburgaz Belediyesi, Çankaya Belediyesi, Eyüp Belediyesi, Elazığ Belediyesi, Arnavutköy Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi, Sultangazi Belediyesi, Karatay Belediyesi, Ünye Belediyesi, Ortahisar Belediyesi, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, Van Büyükşehir Belediyesi, Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi, Artvin Belediyesi, Gölcük Belediyesi.

Araştırma sonuçlarına göre ilk 10 içinde olan belediyeler ve sağladıkları tasarruf miktarları şöyle:

Sıra Belediye Kurtarılan Ağaç Sayısı Üretilmeyen co2 Miktarı / Ton Kurtarılan Su Miktarı / Litre Engellenen Atık Miktarı / Ton
1 Kartal Belediyesi 3.632 1025 18.089.000 72
2 Altındağ Belediyesi 773 218 3.851.000 15
3 Kadıköy Belediyesi 667 188 3.223.000 13
4 İzmir Büyükşehir Belediyesi 564 159 2.811.000 11
5 Lüleburgaz Belediyesi 338 96 1.688.000 7
6 Çankaya Belediyesi 296 84 1.475.000 6
7 Eyüp Belediyesi 212 60 1.057.000 4
8 Elazığ Belediyesi 177 50 882.000 4
9 Arnavutköy Belediyesi 139 39 695.000 3
10 Odunpazarı Belediyesi 130 37 652.000 3

 

Kurtarılan ağaç sayısında Türkiye rekoru Kartal’da

EBYS kullanımı sayesinde gerçekleştirilen ‘kurtarılan ağaç’ sayısında Türkiye rekoru Kartal Belediyesi’nde. Kartal Belediyesi, EBYS ile iş süreçlerindeki tam otomasyon sayesinde 3.632 ağacın kesilmesini önlemiş oldu. Kartal Belediyesi 18 milyon metreküp suyun israf edilmesini ve 72 ton katı atık oluşumunu da engellemiş oldu. Böylelikle tam olarak 30 milyon adet A4 kağıdın çöpe gitmesi önlenmiş oldu.

Kartal Belediyesi Başkanı Altınok Öz’e En Yeşil Ofis plaketini CBKSoft Genel Müdürü Salih Kanlı makamında takdim etti. ‘En Yeşil Ofis’ kategorisinde belediyeler arasında birinci olmaktan dolayı gurur duyduklarını kaydeden Başkan Altınok Öz, konuyla ilgili olarak şunları kaydetti:

“Dünya üzerinde en tehlikeli şeylerden bir tanesi de üretmediğini tüketmek, hiçbir şey katmadan tüketime dâhil olmaktır. Kartal Belediyesi olarak doğayı korumak adına bizlerin öncelediği şey, üretmek ve tükettiklerimizi geri dönüşüm zincirine dâhil etmek. Çalışmalarımızı ve projelerimizi bu anlayışla temellendirip hayata geçirdik. Geri dönüştürülebilir olan her şey Kartal Belediyesi tarafından ekonomiye kazandırılıp doğanın korunması amaçlanıyor.”

Altındağ’da 6,5 milyon kağıt tasarrufu

Altındağ Belediyesi Başkanı Dr. Veysel Tiryaki, EBYS ile evrakla yürütülen iş süreçlerini otomatik hale geldiğini, karar verme süreçlerinin hızlandığını, işlem kuyrukları ve tamamlanma süresinin kısaldığını, insan hatalarının ortadan kalktığını, kurum içi iletişim kanallarının daha iyi hale geldiğini belirtti.

Başkan Tiryaki, konuyla ilgili olarak şunları kaydetti: “Yeşile çok büyük önem ve kıymet veren bir belediyeyiz. Bu nedenle Elektronik Belge Yönetim Sistemine geçerek sağladığımız tasarrufun bilincindeyiz. Bu çalışmalar ile 6,5 milyon kağıda denk gelen 773 ağacın kesilmesinin önüne geçilmiş oldu. Yeni yapmak kadar, var olanı korumanın da önemine inanan bir belediye olarak, nefes alan kentler oluşturmak için gayretle çalışmayı sürdüreceğiz.”

Rakamlarla Kağıt Tüketimi

Dünyada her yıl ormanlarının %1,3’ü kağıt üretiminde kullanılıyor. Bu miktar, 40 milyon hektara (İsviçre büyüklüğünde bir alana) denk geliyor. Dünyanın 16. ve Avrupa’nın 6. büyük ekonomisi konumunda olan ülkemizde de durum çok farklı değil. Çevre ve Orman Bakanlığı verilerine göre; Türkiye’de, bir ofiste kişi başına tüketilen kağıt miktarı 0,7 kg/gün, yani ortalama 140 sayfa. Finans merkezlerinde ve bankalarda kişi başına tüketilen kağıt miktarı ise 180 sayfaya ulaşıyor. Bir ağaçtan ortalama olarak 8,300 adet A4 sayfası üretiliyor. 1 ton kağıt üretiminde 26.700 litre su tüketilmektedir. 1 ton kağıt üretiminde 1,3 ton co2 açığa çıkmaktadır.

Doç. Dr. Mustafa Tuna: “Ankara için değer üretmeye devam edeceğiz”

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Ankara Başkanı İlhan Erdal ve Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan heyet, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna’yı ziyaret etti.

MÜSİAD Ankara Başkanı İlhan Erdal öncülüğündeki heyet, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna’yı ziyaret etti. Şehrin sıkıntılarının ve yapılması gereken konuların konuşulduğu toplantıda Ulus Projesi’nden kentsel dönüşüme, madde bağımlılığı ile mücadeleden fuar yeri sorununa, ekonomiden ulaşım ve altyapıya kadar birçok konuya değinildi. MÜSİAD Ankara olarak gerçekleştirdikleri projeleri anlatan Başkan İlhan Erdal “Merkezine insanın konduğu şehircilik anlayışını çok önemsiyoruz” dedi. Ankara’nın bu zamana kadar gündeme getirilmiş ve üzerinde çalışılan projelerinin hızlandırılması konusuna da değinen MÜSİAD Ankara Başkanı İlhan Erdal, “Ulus Projesi bizler için çok önemli bir proje. Tamamlanması halinde Ankara’ya ve Ankaralılara her anlamda katma değer sunacak bir proje. Yurt dışından turistler geldiğinde tanıtabileceğimiz bir alanımız yeteri kadar yok” dedi. Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak Ankara’nın kazanması için ellerinden geleni yapacaklarını vurgulayan Doç. Dr. Mustafa Tuna ise şunları söyledi: “Ulus Projesi mevcutta başladığı gibi devam etmekte. Ancak ilerleyen zamanda bizlerin de yön verdiği çalışmalar yapılacak. Ankara’nın her konuda kazanması için biz üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız”

Kentsel Dönüşüm İçin Tamamen Boşaltılması Bekleniyor

Kentsel dönüşüm hakkında da sıkıntıları dile getiren MÜSİAD Ankara Başkanı İlhan Erdal “Ankara’nın birçok metruk kalmış binası kötü alışkanlıkların edinildiği yerler haline geldi. MÜSİAD Ankara olarak bu duruma çözüm bulmak adına birçok proje gerçekleştirdik. Kentsel dönüşümün hız kazanmaması bu sıkıntıyı her geçen gün artırıyor” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna, kentsel dönüşüm ile ilgili belirlenen alanların bugün tamamen boşaltılması halinde belediyenin gerekenleri yapıp hemen yıkıma başlayabileceğinin altını çizerek “Esnaftan da bu yönde geri dönüşler alıyoruz. Ancak bizlerin tam anlamıyla harekete geçebilmesi ve kentsel dönüşümün başlayabilmesi için bu alanların tamamen boşaltılmış olması gerekiyor. Bugün boşaltın, bugün yıkalım diyorum” dedi.

“Altyapı Sorunu Ülkemizin Kanayan Yarası”

Ziyarette çevre ve şehircilik planlamaları ile ilgili sorunları da dile getiren MÜSİAD Ankara Başkanı İlhan Erdal, özellikle kesişen yollarda acil yapılması gerekenlere dikkat çekti. Ankara’nın gezilecek bir caddeye ihtiyacı olduğunu belirten Başkan Erdal “Özellikle bir bisiklet yolu ve yürüyüş yolu olmaması Ankara açısından büyük kayıp” ifadelerini kullandı. Başkan Erdal, Ankara’nın modern bir başkent olması yolunda her türlü sorumluluğu almaya hazır olduklarını söyleyerek Başkan Tuna’ya yeni görevinde üstün muvaffakiyetler diledi. Başkan Erdal, Mustafa Tuna’ya Ankara’nın sabaha kadar süren ulaşım seferleri ile şehrin yaşayan şehir haline getirdiği için teşekkürlerini iletti. Şehir planlaması ile ilgili ilerleyen zamanlarda Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin neler yapacağının daha net görülebileceğini ifade eden Başkan Tuna “Doğalgaz, telekomünikasyon ve altyapı gibi sorunlar memleketin kanayan yarasıdır. Bizden önceki dönemlerde neler yapıldı ise yapıldı. ‘Bundan sonraki süreçte bizler neler yapacağız?’ bunu konuşmamız gerekiyor. Ankara’yı nasıl daha fazla güzelleştirip bir ticaret merkezi haline getirebileceğiz bu konulara bakacağız. Birbirimizi ama önce vatandaşımızı kandırmadan gerçekte neler yapabileceğimizi konuşacağız. ” diye konuştu.

Doğu Avrupa’da Büyük Başarı

COLIN’S, Doğu Avrupa’daki başarılarına bir yenisini ekleyerek, Belarus’ta Jean dalında yılın bir numaralı seçimi oldu

Dünyanın 38 ülkesinde 600’e yakın mağazasıyla faaliyet gösteren COLIN’S jean dalında Belarus’un “1 Numaralı Seçimi” oldu. COLIN’S, ülkenin 16 yıldır perakende dalında düzenlenen en saygın marka tercih seçimi anketinde “Jean Mağaza Zincirleri” kategorisinde ilk sırada yer alarak, en çok tercih edilen marka ödülüne layık görüldü.

Hedef 2020’de pazar lideri olmak

Ödül ile küresel başarılarına bir yenisini eklediklerini belirten COLIN’S Global Satışlar ve Pazarlama Direktörü Önder Ön“Doğu Avrupa COLIN’S için önemli pazarlardan biri. Belarus’taki bu başarı, yurtdışındaki mağazalaşma stratejilerimizin doğruluğunu bir kez daha gösterdi ve bizi bu pazarda daha da güçlendirdi. Hedefimiz, Doğu Avrupa’daki başarılarımızı 2020 yılına kadar yatırım yaptığımız tüm ülkelere yaymak için çalışıyoruz. Jean odaklı global ve dinamik bir moda markasıyız. Hayata kattığımız dinamizmi ve sunduğumuz keyifli alışveriş deneyimini tüm dünyada daha fazla gençle buluşturmak istiyoruz. Bu hedefimize ulaşacağımıza ve böylece Türk markalarının bilinirliğine de katkı sağlayacağımıza inanıyoruz” dedi.

Doğu Avrupa’nın birincisi

BelBrand (Fikri Mülkiyet Hakları Koruma Derneği) ve Belarus Cumhuriyet Gençler Birliği tarafından gerçekleştirilen anket sonucunda Belarus’un 2016 yılında en çok tercih edilen hazır giyim markası unvanına sahip olan COLIN’S, aynı dönemde Rusya’nın da en iyi bilinen 3 jean markasından biri oldu. Ukrayna’da düzenlenen Retail Awards’ta da 4 yıl üst üste en iyi giyim markası seçilen COLIN’S, “Yılın 1 Numaralı Seçimi” ödülü ile Doğu Avrupa’daki başarılarına bir yenisini eklemiş oldu. Söz konusu ödül, 20 Eylül-17 Ekim tarihleri arasında Belarus’ta 6 bölgede toplamda bin kişinin katılımıyla gerçekleştirilen marka tercih anketi doğrultusunda verildi.

Rusya, Ukrayna, Belarus, Romanya ve Gürcistan, dünyada 38 ülkede faaliyet gösteren COLIN’S’in stratejik pazarları arasında bulunuyor.

İhracatçı Birlikleri Seçimlerinde Manipülasyonun Yolu Kapandı

İhracatçı Birlikleri seçimleri öncesi bakkalı, çiçekçiyi üye yaparak ihracatçı gibi gösterip, kendine oy devşirmek isteyenlerin oyunu bozuldu. Ekonomi Bakanlığı, seçimde oy kullanacaklara son 2 yıldır İhracatçı Birlikleri üyesi olma ve en az 5 bin dolarlık ihracat yapmış olma şartı getirdi.

Ekonomi Bakanlığı, ihracatçı birlikleri seçimleriyle ilgili önemli bir düzenlemeye gitti. Yeni düzenlemeye göre Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde olduğu gibi ihracatçı birliklerinde de Genel Kurul’da oy kullanmak isteyen ihracatçı şirketler, en az 2 yıllık üye olmak ve 5 bin dolarlık ihracat yapmak zorunda. Ayrıca Bakanlık, birlik başkanlarının görev süresini de 8 yılla sınırlandırdı. Bakanlık tarafından yapılan bu düzenlemeyle birlikte 2018 Nisan ayında gerçekleştirilecek ihracatçı birlikleri seçimleri öncesinde bakkal, çiçekçi gibi küçük ölçekte iş yapan esnafı İhracatçı Birlikleri’ne üye yapıp ihracatçı gibi göstermek isteyen ve bu yolla kendine oy devşirmeyi planlayanların planı suya düşmüş oldu.

Aylardır bu konuya ilişkin çalışmalar yürüten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen düzenlemeye ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Büyük memnuniyetle karşıladığımız karar, Nisan ayında yapılacak ihracatçı birlikleri seçimlerinde olası manipülasyonları engelledi ve adaletli seçimin yolunu açtı. Bu düzenlemenin ardından ihracatçımızın özgür iradesini sandığa yansıtmasını bekliyoruz” dedi.

Bakanlık tarafından yapılan düzenlemenin; 1 dolarlık ihracatla kağıt üzerinde ihracatçı birlikleri üyesi olma, seçimlerde oy kullanma ve bu yolla kukla yönetimleri göreve getirme planını bozduğunu söyleyen Yavuz Eroğlu, “İhracatçı Birliklerinde 2 dönem kuralı gereği 8 yıllık başkanlık süresi biten bazı başkanlar, koltuğa yeniden oturamayacaklarını anlayınca yeni oyunu devreye soktu. Başkan olma şansı kalmayanlar, kukla yönetimler oluşturmak için paravan şirketler üstünden üyelikler oluşturup; çiçekçi, bakkal gibi küçük ölçekli esnafı ihracatçı birliklerine üye kaydedip kendi belirledikleri yönetimi seçtirmeyi planladı. İhracatçı birliklerinde kendi uyduları olacak isimleri yönetime seçtirmek isteyenlerin bu oyununu fark edince PAGEV olarak derhal harekete geçtik. Ekim ayı itibariyle sektör temsilcilerimizi, ihracatçılarımızı ve Ekonomi Bakanlığımızı ‘Hileli Üyelik Planı’ hakkında bilgilendirdik. Bakanlığımıza, ‘son 2 yıl içerisinde birliğe üye olan firmaların seçimde oy kullanmaması’ yönünde çözüm önerimizi sunduk. Nitekim konuyu yakından takip eden ve seçim hileleri konusunda hassas olan Bakanlığımız, manipülasyonları engellemek için gerekli düzenlemeyi hızla gerçekleştirdi ve ilgili yönetmeliği 30.12.2017 tarihli resmi gazetede yayınlayarak yürürlüğe koydu. Tebliğe göre artık ihracatçı birlikleri seçiminde oy kullanmak için son iki takvim yılı itibariyle üye olma zorunluluğu getirildi. Ayrıca Genel Kurul’a katılım için üye firmalara son iki takvim yılı içerisinde en az 5 bin dolarlık ihracat yapmış olma yükümlülüğü eklendi. Öte yandan Bakanlık, 8 yılını dolduran birlik başkanlarının hiçbir şekilde bir daha başkan olamayacağını da karara bağladı” diye konuştu.

İstihdam piyasası 2017’yi büyümeyle kapattı

Türkiye’de istihdam piyasasının nabzını tutan Kariyer.net, 2017 yılı değerlendirmesini yayınladı. Buna göre; 2017’nin gözde sektörü Sağlık ve gözde mesleği Satış Danışmanlığı olurken ilan sayıları yılın son aylarına doğru artışını sürdürdü. 2017’de başvuru sayısında bir önceki yıla göre yüzde 19, yeni iş ilanı sayısında ise yüzde 17’lik bir artış yaşandı. Bu veriler, 2018 istihdam piyasası için umutlu bir tablo çizdi.

Dijital teknolojileri kullanarak daha fazla aday ve işvereni insan kaynakları ve kariyer süreçlerinde doğru işle buluşturma vizyonuyla hareket eden Kariyer.net, istihdam piyasasının 2017 değerlendirmesini yayınladı. 9 yıldır her ay hazırladığı İstihdam Endeksi ile istihdam hakkında öncül göstergeleri paylaşan Kariyer.net’in 2017 yılının geneline ilişkin topladığı veriler, 2016’da ekonominin yavaşlamasına paralel olarak ciddi bir fren yapan istihdam piyasasının geçmiş yılın etkilerini sildiğini gösterdi. Piyasada özellikle bahar aylarından itibaren canlanmanın başlaması ve ardından yaz döneminde de canlılığın devam etmesi yüzleri güldürdü.

Türkiye’de iş arayanların ve işverenlerin en çok tercih ettiği online insan kaynakları platformu Kariyer.net’in verilerine göre, 2017 yılında başvuru sayısı yüzde 19 arttı; toplam iş ilanları ise yüzde 17 artış kaydetti ve 270 binden fazla ilan yayınlandı. En çok ilan yayınlanan sektörler ise Tekstil, Yapı, Üretim ve Sağlık oldu. İstihdam piyasasındaki canlılık Kariyer.net başvuru sayılarına da yansıdı. 100 milyondan fazla başvuru Kariyer.net üzerinden gerçekleştirildi.

Kariyer.net Genel Müdürü Fatih Uysal: “2018’e umutlu giriyoruz”

Kariyer.net Genel Müdürü Fatih Uysal, sektörde 19 yıllık tecrübeye sahip Kariyer.net’in 25 milyon özgeçmiş ve 83 bini aşkın firmadan oluşan veri tabanıyla istihdam piyasasındaki gelişmeleri sıcağı sıcağına takip etme ve değerlendirme şansı bulduğunu söyledi. Uysal, 2017 yılında istihdam piyasasındaki gelişmeleri ise şöyle özetledi:

“İstihdam piyasasında bahar aylarından itibaren artan bir ivme gözlemledik. Piyasa, Haziran-Ağustos dönemini hareketli geçirirken sonbaharla birlikte canlanmasını da sürdürdü. Tüm yılı değerlendirdiğimizde Kariyer.net’te başvuru sayısı geçen yıla göre yüzde 19, iş ilanı sayımız ise yüzde 17 arttı. Özellikle Teknisyen, Yazılım Uzmanı, Mühendis gibi teknik pozisyonlar yükselişe geçerken; Üretim, Otomotiv ve Tekstil sektörlerinde yoğun bir hareketlilik yaşandı. Geçen yıla göre artan ilan sayısı, bazı sektörlerde ve pozisyonlarda gerçekleşen artışlar bize 2018’in daha hareketli geçeceğini gösteriyor. 2018’e umutlu girdiğimiz için mutluyuz.”

Kastamonu Sanayi ve İş Dünyası Fuarı’nı (KASTEXPO) yaklaşık 5000 kişi ziyaret etti

Ekonomik hacim olarak 12 milyar dolarlık değere sahip, Kastamonulu sanayici ve iş adamlarını 27-30 Aralık tarihleri arasında bir araya getiren, Kastamonu Sanayi ve İş Dünyası Fuarı’nı (KASTEXPO) yaklaşık 5000 kişi ziyaret etti. KASTEXPO’ya katılan 175 firma, 4 gün gün süren fuar boyunca birçok iş bağlantısı gerçekleştirme fırsatı buldu.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) 2017 yılı resmi fuar takviminde Türkiye’nin ilk ve tek resmi şehir fuarı olma özelliği ile dikkat çeken ve Kastamonu Sanayici ve İşadamları Derneği (KASİAD) tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Kastamonu Sanayi ve İş Dünyası Fuarı (KASTEXPO) yoğun ilgi ve katılımla kapılarını kapattı.

Yeşilköy’de bulunan İstanbul Fuar Merkezi’nin (İFM) 9. ve 10. salonlarında dört gün boyunca yaklaşık 5000 kişinin ziyaret ettiği ve United Group’un ana sponsorluğunda gerçekleştirilen fuara, 30 farklı sektörden 175 firma katılım gösterdi.

İSO 500’de yer alan firmalar katıldı

Toplam 5 bin 500 metrekare alanı kaplayan fuara, Kastamonu Entegre, SFC Entegre, İÇDAŞ, Tosyalı Holding, Çolakoğlu Metalürji, Dalgakıran Kompresör, Reis Gıda, Yılmaz Redüktör ve Elvan Group gibi kendi sektörlerinin öncü firmaları katıldı. Kastamonu Valiliği, Kastamonu Belediyesi ve Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası(KATSO) da fuarda stant açan kamu kurumları arasında yer aldı.

Fuarın açılışına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanı sıra İstanbul Valisi Vasip Şahin, Kastamonu Valisi Yaşar Karadeniz, Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş ve AK Parti Milletvekilleri, Metin Çelik, Hulusi Şentürk ve Murat Demir de katıldı. Bunun yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski bakanlarından Murat Başesgioğlu ve AK Parti İstanbul Milletvekili Av. Fatma Benli de fuarı ziyaret eden isimler oldu.

“Fuarımız Türk malı bilincine katkı yaptı”

Dört gün süren KASTEXPO ile ilgili genel bir değerlendirmede bulunan KASİAD Genel Başkanı Ayhan Aslan, ekonomik hacim olarak 12 milyar dolarlık değere sahip Kastamonu Sanayici ve İş Dünyası Fuarı’nı ilk kez düzenledikleri 2015 yılında çok iyi geri bildirimler aldıklarını hatırlatarak, şunları söyledi:

“Bu yıl ki fuarımızdan da çok önemli geri dönüşler aldık. Fuara katılan 175 firma, kendi aralarında iyi bir sinerji ve işbirliğine imza attı. Bunun sanı sıra firmalar, fuarı ziyaret eden kendi sektörleri ile ilgili firmalarla da iş bağlantısı imkanı sağladılar.

Biz dört gün boyunca yerli sanayimizin gelişmesine ve şehrimizin tanıtımına katkıda bulunduk. Bu fuar, Türk malı bilincinin yerleşmesine katkıda bulundu. Fuarda, daha önce 30 yıldır böylesi geniş çapta tanıtılmayan Kastamonu şehrimizin tanıtımını da yaptık. Fuar ziyaretçileri; siyez buğdayımızı, Taşköprü sarımsağımızı, Tosya Sarı Kılçık pirincimizi, kestane balımızı, sahlebimizi ve pastırmamızı da tatma imkanı buldu”

Ordino kalktı, sırada ihracatçıyı zora sokan diğer keyfi liman masraflarına dur demek var

PAGEV’in gündeme getirdiği ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın resmi yazı ile kaldırdığı ordino belgesi ile sanayicilerin üzerinden 700 milyon TL’lik yük kalkmıştı. Ancak acentelerin Bakanlık yazısına rağmen firmaları ordino bedelini ödemeye zorlaması nedeniyle PAGEV’in mücadelesi sürüyor. Son olarak Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ile bir araya gelerek ordino konusunda acentelerin kanun dışı tavırlarına karşı destek isteyen PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu’na Akdağ’dan “sorunla ilgileneceğim” sözü geldi.

Türkiye’de ithal ve ihraç edilen tüm hammadde ve ürünlerin gümrük işlemleri sırasında “Ordino” veya benzer isimler altında firmalardan kanunda yeri olmayan bir bedel tahsil ediliyor ve bu bedelin yıllık toplam değeri 700 milyon TL’yi buluyordu. Firmaların şikâyetleri üzerine PAGEV öncülüğünde yürütülen çalışmalar neticesinde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 23 Kasım 2017 tarihli yayınladığı kararla artık gümrük işlemlerinin herhangi bir aşamasında gümrük müdürlüklerince ordino belgesi aranmayacağını açıkladı. Buna rağmen acenteler ordino bedelini almak için diretiyor.

Ordino konusunu gündeme getiren ve konunun takipçisi olmayı sürdüren PAGEV’e gerek hükümet gerekse iş dünyası nezdinde destek de büyümeye devam ediyor. Son olarak Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’ı ziyaret eden PAGEV’e Akdağ’dan “sorunla ilgileneceğim” sözü geldi. Ayrıca geçtiğimiz hafta Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, yaptığı açıklamada; Bakanlığın ordino belgesi istemediğini tekrar net bir şekilde ifade ederek şunları söyledi: “Bakanlık olarak böyle bir belge istemiyor, böyle bir fiyatlandırmayı da kabul etmiyoruz. Ayrıca resmi olarak da yok. Burada Ticaret ve Sanayi Odaları Üyeleri firmalarla pazarlık yaparken böyle bir rakam geldiğinde üstünü çizecek. Pazarlık gücü sizde, ‘nerede, kim istiyor’ diye sorgulayın ‘şu kurum istiyor’ diye müsteşarlığımızı ararsınız.”

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın ordino belgesi karşılığı ödenen ordino ücretini kaldırdığını belirterek, “Böylece üzerimizdeki bir yükü daha aldı. Ama bu ücret hala firmalarımızda talep edilebiliyor. Demek ki daha açık düzenlemelere ihtiyaç duyuluyor” dedi.

Bakanlığın açıklamasına rağmen acentelerin ordino bedelinde ayak diremeyi sürdürdüğünü belirten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu şunları söyledi; “Bakanlıkça ordino bedeli alınamayacağı net bir şekilde ortaya konuldu. Ancak firmalarımızdan aldığımız duyumlara göre; Acenteler Bakanlığın resmi yazısına rağmen ordino bedelini alma konusunda ayak diriyorlar. Özelleştirmelerle Gümrük Ambarı İşletmeciliğini alan liman işletmeleri, gümrük işlemleri biten firmaları malların çıkışını yapmadan tekrar ordino belgesi almak için acentelere gitmeye zorluyor. Burada Liman İşletmelerinin Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı olması, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı arasında yetki tartışmasına sebep oluyor. Hâlbuki Gümrük Ambarları gümrük idaresinin ayrılmaz bir parçasıdır ve Bakanlığın resmi yazısı onları da bağlamaktadır. Nitekim Gümrük Ambarı işletmesinin özel bir firmaya verilmiş olması onun gümrük mevzuatına uyma zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Diğer taraftan Ulaştırma Bakanlığı da böyle bir belge olsa bile bedelsiz olması gerektiğini resmi yazı ile belirtmişti. Dolayısıyla Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın ordinoyu kaldıran yazısına uymadıkları gibi Ulaştırma Bakanlığı’nın 2011’de yayınladığı bu belge bedelsizdir yazısına da uymayarak kanun dışı bir şekilde firmaları bu bedeli ödemeye zorluyorlar.”

Kapitülasyonlar hortlatılmak isteniyor

Dünya Bankası’nın yeni yayınladığı araştırmasına göre Türk sanayisine gümrüklerde OECD ülkelerinden 6 kat fazla evrak bedeli yüklendiğini söyleyen Yavuz Eroğlu, “Bu bedelin ana sebeplerinden biri de limanlarla bağlantılı lojistik işlerinde tekelleşmeye varan yapılanmalardır. Kapitülasyonları çağrıştıran uygulamalarla ithalatçıya ihracatçıya velhasıl Türkiye ekonomisine yük bindirilmektedir. Türkiye bu sorunu bir an evvel çözmelidir. Nitekim ‘Ordino Bedeli’ Pandora’nın kutusudur” dedi.

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, PAGEV’in gündeme taşıdığı ordino tartışması ile ilgili olarak daha önce yaptığı açıklamada şunları söylemişti: “Ordino diye ödenmek zorunda kalınan para, aslında hukuksuz bir şey. Yani mevzuatımızda bu paranın ödeneceğine dair hiçbir şey yok. Mecburiyetten ödüyor bunu ihracatçılar ya da ithalatçılar. Bu mecburiyeti ortadan kaldırmamız için bizim biraz sahaya inmemiz lazım. Bu parayı kim alıyor nasıl alıyor birkaç kişinin canını biraz yakarsak, herhalde bunu da çözeriz”.

Son olarak Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ile gerçekleştirdikleri görüşmede Ordino konusunda destek istediklerini belirten PAGEV Başkanı Yavuz EroğluAkdağ’ın daha önceki sözlerini de hatırlattı ve “Başbakan Yardımcımız Sayın Recep Akdağ’ın açıklaması konuya kamunun verdiği önemin en büyük delilidir. Sayın Akdağ ile önceki gün yaptığımız görüşmede, ordino konusunda bu kanun dışı ayak diremenin sona ermesi konusunda destek taleplerimizi paylaştık. İhracatçı ve ithalatçı firmalarımızla oluşturduğumuz güçlü sese kulak veren Bakanlığımız ordino bedelinin kalkması konusunda olduğu gibi diğer liman masraflarında da çok kısa zamanda keyfi ve fahiş fiyatlamaları kaldıracak şekilde düzenlemelere gidecek. Bu konudaki çalışmaların son aşamasına geldiğini de müjdelemek isterim. Başından beri konuya sahip çıkan Sayın Recep Akdağ’a da ithalatçı ve ihracatçılar olarak şükranlarımızı sunuyoruz” diyerek sözlerini bitirdi.

Sanayicilerin iş anlaşmazlıkları bir yıl yerine bir günde çözülecek

İstanbul Sanayi Odası (İSO), üyelerinin mahkemelerde sonuçlanması için bir ila bir buçuk yıl beklediği iş anlaşmazlıklarını bir günde çözüme kavuşturmak amacıyla 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren İSO Arabuluculuk Merkezini hayata geçiriyor.

Sanayicileri mahkeme harcı, tebligat, bilirkişi, keşif gibi ek masraflardan kurtaran İSO Arabuluculuk Merkezinde ticari, işçi-işveren, aile, tüketici, marka patent ve kira uyuşmazlıkları görülecek. İSO, bağımsız ve tarafsız arabulucu hukukçuların görev yapacağı reform niteliğindeki merkez ile üyelerin kendi aralarında ve üçüncü taraflarla olan anlaşmazlıklarına hızlı, ekonomik ve tarafsız çözüm getirmeyi hedefliyor.

İstanbul Sanayi Odası (İSO), üyelerinin mahkemelerde sonuçlanması için bir buçuk yıla kadar beklediği iş anlaşmazlıklarını hızlı, ekonomik ve tarafsız bir şekilde çözüme kavuşturmak amacıyla İSO Arabulucuk Merkezini hayata geçiriyor. Oda üyesi sanayicilerin gerek kendi aralarında gerekse üçüncü kişi ve kurumlarla yaşayacakları anlaşmazlıkları çözmek amacıyla oluşturulan İSO Arabuluculuk Merkezi, oda bünyesinde 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren hizmet vermeye başlayacak.

İSO Arabuluculuk Merkezi ile mahkemelerde sonuçlanması bir buçuk yıla kadar uzayan iş davalarının sadece bir günde çözüme kavuşturulması, böylece sanayicilerin zaman ve maliyet tasarrufu elde etmesi hedefleniyor. Başvuran tarafların eşit haklara sahip olacağı, bağımsız ve tarafsız arabulucu hukukçuların görev yapacağı İSO Arabuluculuk Merkezi ile ticari, işçi-işveren, aile, tüketici, marka patent ve kira uyuşmazlıkları çözüme kavuşturulacak. Sanayiciler, sorunların çözümü için mahkeme harcı, tebligat, bilirkişi, keşif gibi ücretler yerine sadece arabuluculuk ücreti ödeyecek.

Tarafsız ve bağımsız arabulucu hukukçular görev yapacak

İSO, 25 Ekim 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan İş Mahkemeleri Kanunu ile 1 Ocak 2018’ten itibaren iş davalarında arabuluculuk mekanizmasının zorunlu hale getirilmesiyle Türk sanayicilerine en iyi hizmeti verme çabalarının bir sonucu olarak reform niteliği taşıyan Arabuluculuk Merkezini hayata geçirdi. Merkezde gerek İSO üyelerinin kendi aralarında gerekse üçüncü taraflarla olan anlaşmazlıklarının çözümüne en hızlı ve tarafsız bir şekilde katkıda bulunulması hedefleniyor.

İş mahkemelerine yönelik önemli bir alternatif olan İSO Arabuluculuk Merkezi ile taraflar arasındaki uyuşmazlıklar, tarafsız ve bağımsız bir arabulucu hukukçu aracılığıyla ortak çözüme kavuşturulacak. Alanında uzman ve deneyimli arabulucu hukukçular, süreci etkinleştirerek tarafların kendi ortak çözümlerini oluşturmaya aracılık edecek.

Uygulama kapsamında anlaşmazlığı yaşayan taraflardan en az birinin İSO üyesi olması gerekiyor. Üyeler, uyuşmazlığın ortaya çıkmasından itibaren zamanaşımı süreleri içinde arabuluculuğa başvuruda bulunabilecek. İSO Arabuluculuk Merkezine, uyuşmazlığı mahkeme veya tahkime taşımadan önce başvurulabileceği gibi, dava sürecinde de arabulucuya gitmek mümkün olacak.

Taraflar sadece arabuluculuk ücreti ödeyecek

İSO Arabuluculuk Merkezinde mahkemelerden farklı olarak mahkeme harcı, tebligat parası, bilirkişi ücreti, keşif bedeli gibi ücretler talep edilmeyecek. Taraflar, sadece Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen arabuluculuk ücretini ödemekle yükümlü olacak. Yine taraflar arabulucuyu seçme hakkına sahip olacak. Seçim yapılmaması halinde merkez tarafından arabulucu atanacak. İSO Arabuluculuk Merkezinde taraflar arasında anlaşma sağlanamadığı takdirde mahkeme yolu açık olacak. Ancak arabuluculuk görüşmeleri sonunda taraflar anlaştıklarını beyan ederse, anlaşılmış konuların yargıya taşınması mümkün olmayacak. Konuya ilişkin tarafların www.iso.org.tr/arabuluculuk web sitesinden bilgi alması ve arabuluculuk@iso.org.tradresinden başvuru yapması da mümkün olacak.

Büyük ikramiyeyle nereden kaç ev alınır?

Milli Piyango Yılbaşı Özel Çekilişi’nin bu yılki büyük ikramiyesi 61 milyon TL olarak belirlendi. Yılbaşı ikramiyesiyle kurulan en büyük hayal ev almak. Peki, büyük ikramiye ile nereden kaç ev alınır? Alınan evlerle ne kadar kazanç sağlanır? Hürriyet Emlak Emlak Endeksi verileri*, bu soruların yanıtlarını verdi.

Yılbaşı heyecanı için geri sayım başladı. Milli Piyango Yılbaşı Özel Çekilişi’nin bu yılki büyük ikramiyesi 61 milyon TL olarak belirlendi. Bu yıl piyango tarihinin en büyük ikramiyesi verilecek. Yılbaşı ikramiyesiyle kurulan en büyük hayal ev almak oluyor. Hürriyet Emlak, büyük ikramiye ile nereden kaç ev alınabileceğini ve ne kadar kazanç elde edilebileceğini ortaya koydu. Hürriyet Emlak Emlak Endeksi güncel verilerine göre, 61 milyon TL ile İstanbul’dan 128 adet ev alınabiliyor. 128 evin yıllık değer artışı 4 milyon 880 bin TL, aylık kira kazancı ise 300 bin 800 TL oluyor.

İstanbul’dan 128 adet ev alınabilir

Hürriyet Emlak Emlak Endeksi güncel verilerine göre, satılık konutta metrekare ortalama fiyatların 4 bin 750 TL olduğu İstanbul’dan 100 metrekarelik büyüklükte 128 ev alınabilecek. İzmir’den 218, Bursa’dan 307, Ankara’dan 333, Antalya’dan ise 314 adet 100 metrekarelik ev almak mümkün.

5 büyük ilden 100 m2’lik kaç ev alınır?

İl Ort. m2 Fiyat Ort. Kaç Ev?
1. İstanbul 4.750 TL 128
2. İzmir 2.789 TL 218
3. Bursa 2.000 TL 307
4. Ankara 1.833 TL 333
5. Antalya 2.000 TL 314

Bebek’ten 30, Esenyurt’tan 322 ev alınabilir

İstanbul’un en pahalı semti olan Bebek’ten büyük ikramiye ile 18 adet ev alınabilecek. Satılık konutta metrekare fiyatının 35 bin 671 TL’ye kadar çıktığı Bebek’te 100 metrekarelik evlerin ortalama fiyatı 3,5 milyon TL’nin üzerinde. 100 metrekarelik konut fiyatlarının ortalama 2 milyon TL olduğu Etiler’de 30 adet ev alınabilecek.

İstanbul’da en uygun fiyatlı evlerin bulunduğu Esenyurt ilçesinde 100 metrekarelik evlerin ortalama fiyatı 186 bin 400 TL iken, büyük ikramiyeden çıkan parayla 327 adet ev almak mümkün olacak. Hürriyet Emlak Emlak Endeksi verilerinden çıkan hesaba göre Silivri’den 272 adet ev alınabilirken, Arnavutköy’den 249 adet ev alınabilecek.

İstanbul’un en popüler ilçeleri arasında yer alan Fatih’ten 152, Üsküdar’dan 122, Adalar’dan 111, Şişli’den 105, Beyoğlu’ndan 97, Kadıköy’den 76, Sarıyer’den 67 ve Bakırköy’den 62 ev almak mümkün gibi görünüyor.

İkramiyenin sahibi ne kadar kazanır?

Hürriyet Emlak Emlak Endeksi verilerine göre, İstanbul’da son bir yılda satılık konut fiyatları yüzde 8 arttı. 2017 yılındaki fiyat artışı üzerinden yapılan hesaba göre de, büyük ikramiyenin tamamıyla İstanbul’da alınacak evlerin yıllık değer artışının 4 milyon 880 bin TL olduğunu ortaya koydu. Yani büyük ikramiyenin sahibi olan şanslı vatandaş ikramiyesini İstanbul’daki gayrimenkule yatırdığında, sahibi olduğu evler yılda yaklaşık 5 milyon TL prim yapacak. İstanbul’da 100 metrekarelik evlerin kira ortalamasının 2 bin 350 TL olduğu düşünüldüğünde, alınan 128 evin tamamı kiraya verilirse ayda 300 bin 800 TL kazanç elde edilebilecek.

Büyük ikramiye ile alınan evlerin yıllık değer artışları İzmir için 9 milyon 150 bin TL, Bursa için 10 milyon 980 bin TL, Ankara ve Antalya için ise 3 milyon 50 bin TL olacak.

ÇEVKO Vakfı, Uygulamada Öncülüğü Sürdürecek Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği Yayınlandı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yeni “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”, Resmi Gazete’de yayınlandı. 1 Ocak 2018 itibarıyla devreye girecek yönetmelik, uygulamada farklılıklar içeriyor. Bu alanda Türkiye’nin ilk yetkilendirilmiş kuruluşu ÇEVKO Vakfı, yeni yönetmeliğin uygulanmasında da öncülüğünü sürdürecek.

İstanbul, 28 Aralık 2017- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, uzun bir değerlendirme sürecinin ardından yeniden düzenlediği “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”, 27 Aralık 2017 günü Resmi Gazete’de yayınlandı. 1 Ocak 2018 itibarıyla yürürlüğe girecek olan yönetmelik, yürürlükte olan yönetmeliğin yerini alacak.

Yönetmeliğin, ambalaj atıklarının diğer atıklardan ayrı toplanması uygulamalarının daha etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacına yönelik değişiklikler içerdiğini belirten ÇEVKO, Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “Eski yönetmelik ile farklılıkları, uygulamada oluşacak değişiklikleri ve değerlendirmelerimizi içeren kapsamlı bir raporu, yakın zamanda üyelerimizle paylaşacağız” dedi.

Geri kazanım konusunun, sürdürülebilir çevre için önemine vurgu yapan Mete İmer, ÇEVKO Vakfı’nın, sanayideki bilgi birikimi ve lider rolüyle, yeni yönetmelikle ilgili uygulamalarda da öncülüğü sürdüreceğini sözlerine ekledi.

Yetkilendirilmiş kuruluş olarak ambalajlı ürün piyasaya süren firmaların geri kazanım yükümlülüklerini üstlendiklerini belirten İmer, “Temsil ettiğimiz piyasaya sürenler adına, ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması için yerel yönetimler ve lisanslı firmalarla birlikte çalışıyoruz. Bunun yanı sıra, iletişim, bilinçlendirme ve eğitim etkinlikleri düzenliyoruz” şeklinde konuştu.

1991 yılında kurulan ÇEVKO Vakfı, ambalaj atıklarının ekonomik ve düzenli geri kazanımı için sanayi, yerel yönetim ve tüketicilerin katkı ve katılımları ile sürdürülebilir bir geri kazanım sisteminin kurulmasına katkıda bulunmak amacıyla ülkemizin ilk yetkilendirilmiş kuruluşu olma özelliğini taşıyor.

Yeni Yönetmelik Neler Getiriyor?

Yeni yönetmeliğin getirdiği temel değişiklikler, ana hatları ile şöyle sıralanıyor;

Ülke genelinde plastik torba kullanımının azaltılmasına yönelik hedefler konulmuştur ve bu torbaların 1.1.2019’dan itibaren, internet üzerinden yapılan satışlar da dahil, tüketicilere ücretsiz temini yasaklanmıştır. Başka bir deyişle, plastik poşetler ancak bedeli ödenerek temin edilebilecektir.

Ambalaj atıklarının diğer atıklardan ayrı toplanması uygulamasından belediyelerin sorumlu olduğu daha net olarak tanımlanmıştır.

Ekonomik işletmelerin yapmaları gereken bildirimler için son tarih Mart ayı sonu olarak belirlenmiştir.

Piyasaya sürenlerin geri kazanım sorumluluğu için tanımlanan yıllık 3000 kg.’lık eşik değer, 1000 kg olarak güncellenmiştir.

Yurtiçinde piyasaya sürülecek cam, metal, plastik, kağıt/karton ambalajların belirli oranlarda yurtiçinde toplanan atıklardan ve/veya bu atıklardan elde edilen hammaddelerden üretilmesi zorunluluğu getirilmiştir.

Yetkilendirilmiş kuruluş bütçesinin, genel giderler dışında kalan kısmının belirli bir oranının ekipman, araç, eğitim, bilgilendirme faaliyetleri ile belediyelere altyapı desteği olarak aktarılması zorunluluğu getirilmiştir.

Yüz konut ve üzeri sitelerde, site yönetimleri tarafından ambalaj atıkları için belediye toplama sistemine uygun biriktirme ekipmanlarının yerleştirilmesi yükümlülüğü getirilmiştir.

Geri kazanım yükümlülüklerinin yerine getirilmesindeki hesaplama yönteminde değişiklikler yapılmıştır.

Geri kazanım hedeflerinin en az %80’inin sanayi dışındaki kaynaklardan sağlanması zorunluluğu getirilmiştir.

Piyasaya süren işletmelerin yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için depozito uygulaması veya yetkilendirilmiş kuruluşlarla anlaşması seçenekleri belirlenmiş, belediyeler ile anlaşma seçeneği kaldırılmıştır.

Yetkilendirilmiş kuruluşlar ile anlaşma yapmayı tercih eden piyasaya süren işletmeler için Haziran ayı sonu, son tarih olarak belirlenmiştir. Örneğin, 2018 yılında yetkilendirilmiş kuruluşlarla çalışma yöntemini tercih eden piyasaya sürenler 30.6.2018’den sonra bu amaçla sözleşme yapamayacaklardır.

Yetkilendirilmiş kuruluş olmak için gerekli temsiliyet payları değiştirilmiş ve yetkisi iptal edilen kuruluşlara iki yıl yeni başvuruda bulunmama yasağı getirilmiştir.

Toplama ekipmanlarının renkleri yeniden düzenlenmiştir. (Karışık ambalaj atığı: mavi, cam: yeşil ve/veya beyaz, kağıt: mavi, plastik: sarı, metal: gri)

Belediyelere, evsel atık toplamak için kullandığı araç kapasitesinin en az %20’si kadar ambalaj atığı toplama kapasitesi sahip araç bulundurması zorunluluğu getirilmiştir.

Belediyeler tarafından hazırlanan ambalaj atıkları yönetim planlarında ne kadar toplama hacmi oluşturulacağına, ne kadar konteyner konulacağına dair kriterler tanımlanmıştır.

Ambalaj atığı toplama ayırma ve geri dönüşüm tesislerine ilişkin kriterler güncellenmiş, toplama ayırma tesisleri üç sınıfa ayrılmıştır.

Önceki yönetmeliklerde de yer alan, Ambalaj Komisyonu etkinleştirilerek, yılda en az bir kez toplanır hale getirilmiştir.

Bakanlık, gerekli hallerde yönetmelikte tüm taraflara ait bilgi ve belgeleri yeminli mali müşavirlere inceletebilecektir.

Mevcut lisanslı toplama ayırma ve geri dönüşüm firmaları ,lisans süreleri bitene kadar faaliyetlerine devam edebileceklerdir.