“Katma değer yaratan ürünlerle global pazarlarda liderlik hedefliyoruz”

Tamer Saka, Kibar Holding

Kibar Holding CEO’su Tamer Saka:

“Katma değer yaratan ürünlerle global pazarlarda liderlik hedefliyoruz”

Alüminyumdan, otomotive, gıdadan enerjiye kadar bugün Türkiye’nin alanında lider 22 firması ile faaliyetlerini sürdüren Kibar Grubu, global arenada iddialı büyümesini sürdürüyor. Kibar Holding’in CEO’su Tamer Saka, Uludağ Ekonomi Zirvesi kapsamında yaptığı açıklamada, katma değer yaratan alanlara ve ürünlere yatırım yaparak Türkiye’yi global pazarlara taşımayı hedeflediklerini söyledi.

Kibar Holding CEO’su Tamer Saka, Uludağ Ekonomi Zirvesi kapsamında yaptığı açıklamada, üreten bir ekonomi yaratmanın önemine inandığını söyledi. Türkiye’nin önde gelen sanayi gruplarından Kibar Holding’in kuruluşundan bu yana üretim odaklı bir faaliyet yapısı içinde olduğunu, bundan sonra da katma değer yaratan alanlara ve ürünlere yatırım yaparak Türkiye’yi global pazarlara taşımayı hedeflediklerini söyledi.

Uludağ Ekonomi Zirvesi kapsamında 25 Mart’ta düzenlenen ve Tamer Saka’nın moderatörlüğünü üstlendiği Yatırım 2023: Altyapı – Sağlık konulu panelde, altyapı ve sağlık yatırımlarında gelinen nokta ve bu alandaki riskler ile gelecek senaryoları tartışıldı. Küresel likiditedeki daralmaların, jeopolitik risklerin, döviz kurlarının yüksek seyri ve faiz tarafındaki gelişmelerin ele alındığı panele, YDA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan, Global Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman, IC Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çeçen, Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Mehmet Özer, NFG Grup Başkanı Nafi Güral katıldı.

Saka açıklamasında, her sektörde katma değeri yüksek, akıllı ürünler üretmeye fokuslanmak gerektiğine inandıklarını belirterek, grup şirketlerinin yeni yatırımları hakkında şu bilgileri verdi:

Türkiye’nin potansiyeline ve gücüne inanıyoruz. 2016’da başlayan yatırımlarımızı 2017’de tamamlamayı hedefliyoruz. Gıda sektöründe faaliyet gösteren grup şirketimiz Assan Gıda, salça ve sos pazarında liderdir. 2016’da ihracatta 4.’lüğü elde etti. Assan Gıda’nın 2 milyar 460 milyon dolarlık ihracat kabiliyeti var. Assan Gıda, tesislerini modernleştirmek üzere 6 milyon Euro’luk yeni yatırımını 2017 yılında tamamlayacak. İspak Ambalaj için de Endüstri 4.0’ın tüm elementlerini hayata geçirdiğimiz yeni bir yatırımımız var. 70 milyon Euro değerindeki bu yatırımımızı Mart ayında devreye almayı planlıyoruz. Ayrıca alüminyumda da ara vermeden büyümeye ve yatırım yapmaya devam ediyoruz. Pazar liderliği konumumuzdan aldığımız güçle ve ayrıca teknolojik birikimimiz ile alüminyum döküm ve folyo kapasitemizi artırmak üzere yeni yatırımları hayata geçirmeye hazırlanıyoruz” dedi.

Kibar Grubu’nun alüminyum sektöründeki lider şirketi Assan Alüminyum’un bugün yıllık 300 bin tonlar seviyesine ulaşarak Avrupa’nın 3. büyük üreticisi olmayı başardığını belirten Saka, gelecek yıl yeni yatırımlarla folyoda da 80-85 bin ton üretim kapasitesiyle Avrupa’da birinciliğe ulaşmak istediklerini söyledi.

DEKRA’nın en iyisi Audi A6 oldu

Alman Araç Muayene Kurumu DEKRA’nın 15 milyon aracın muayenesini analiz edilerek her yıl hazırladığı kullanılmış otomobil raporunda, Audi A6 2017 yılının en iyi otomobili seçildi. Audi’nin TT ve Q5 modelleri de kendi segmentlerinin en iyileri oldu.

DEKRA’nın bu yıl 10’uncu kez açıkladığı Kullanılmış Otomobil Raporu, 11 segmentte yaklaşık 15 milyon otomobilin araç muayene verilerine dayanılarak hazırlanıyor. Rapor, sadece yayınlandığı Almanya’da değil, Avrupa’nın birçok ülkesinde de kullanılmış otomobil satın almak isteyenler için de bir başvuru kaynağı olarak görülüyor.

DEKRA raporu hazırlarken, iki yıl süresince muayenesini gerçekleştirdiği yaklaşık 15 milyon araçta bulunan hata ve kusurları değerlendiriyor. Ve her segmentte en az kusurlu veya hatalı otomobilleri belirliyor.

DEKRA Kullanılmış Otomobil Raporu’nda, Audi A6 tüm sınıfların en iyi otomobili (Best of All Classes) seçildi. A6 ayrıca, üst sınıf modelleri arasında da birinci olarak, bu alandaki geçen yıl kazandığı en iyi kullanılmış otomobil ünvanını korudu. Audi’nin SUV ve spor otomobil segmentlerinde diğer iki güçlü modeli Audi TT ve Audi Q5 de kendi sınıflarında aynı başarıyı gösterdi. Audi TT, spor otomobil /cabrio sınıfının en iyi kullanılmış otomobili, Q5 ise en iyi kullanılmış SUV modeli seçildi.

Türk enerji sektöründe bir ilk: Rekabet Uyum Direktörlüğü kuruldu

Boğaziçi, Akdeniz ve Çamlıbel bölgeleri ile 7 büyük ilde 7,4 milyon aboneye elektrik sağlayan Türkiye’nin en büyük enerji gruplarından CK Enerji, enerji sektöründe ilk olacak uygulamayı hayata geçirdi. CK Enerji, elektrik faaliyetlerinin rekabet hukukuna uyumu amacı ile şirket içerisinde ‘Rekabet Uyum Direktörlüğü’ oluşturdu. Söz konusu birimin başına Rekabet Kurumu’ndan Metin Pektaş getirildi. Yeni dönemde Pektaş ve ekibi atılan her adımın rekabete uygunluğunu ‘sahaya’ inerek takip edecek.

Elektrik dağıtım ve perakende sektörü, 2013 yılında tamamlanan özelleştirme sürecinin ardından yeni bir döneme başlıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) koyduğu kurallar çerçevesinde Rekabet Kurumu’nun tavsiye ve kararlarına uygun olarak çalışan sektörde, CK Enerji bir ilke imza attı.

Elektrik sektöründe artan rekabet ortamında şirketler mevcut duruma uyum sağlamak için değişik çözümler üretirken CK Enerji bir adım öne geçerek grup bünyesinde özel bir ‘Rekabet Uyum Direktörlüğü’ kurdu.

Söz konusu birim, CK Enerji çatısı altındaki tüm şirketlerde rekabet hukukuna uyumun kurumsallaştırılması amacıyla faaliyet gösterecek. CK Enerji, sektörde bir ilk olma özelliğine sahip bu yeni departmanla rekabet kurallarına uyumu, başta ‘saha’ olmak üzere şirketler içerisinde her seviyede takip edecek.

“KURUMSALLAŞMA REKABET HUKUKU ALANINDA DA DEVAM EDECEK”

CK Enerji Yatırım bünyesinde Portföy Yönetimi Koordinatörlüğü’ne bağlı olarak faaliyet gösterecek Rekabet Uyum Direktörlüğü’nün yöneticiliğini ise eski Rekabet Kurumu çalışanı Rekabet Başuzmanı Metin Pektaş yürütecek.

Konuyla ilgili bilgi veren CK Enerji Yatırım A.Ş. Portföy Yönetimi Koordinatörü Utku Guruşçu, “Yönetim Kurulumuz rekabet uyumunu kurum kültürümüzün bir parçası haline getirme konusundaki kararlılığımızı daha güçlü bir şekilde devam ettirmek amacıyla bünyemiz içerisinde de bu yetkinliği oluşturmaya karar verdi” diye konuştu.

Türkiye’de farklı sektörlerde faaliyet gösteren büyük gruplarda (Koç Holding, Anadolu Grubu, Türk Telekom, Turkcell) az sayıda örneği bulunan rekabete uyum biriminin önemine işaret eden Guruşçu, bu birimin CK Enerji tarafından enerji sektöründe ilk kez kurulduğuna dikkat çekti.

“REKABETE UYUMDA SEKTÖRE ÖNCÜLÜK EDECEĞİZ”

CK Enerji Rekabet Uyum Direktörü Metin Pektaş ise elektrik sektöründe özelleştirme sonrası oluşan pazar yapısı nedeniyle sektör genelinde rekabet hukuku hassasiyetlerin sürekli ortaya çıkabileceğini belirtti. Pektaş, “CK Enerji bünyesinde kurulan Rekabet Uyum Direktörlüğü, grup bünyesindeki tüm şirketlerde rekabet hukukuna uyumun kurumsallaştırılmasında sektöre öncülük edecektir” diye konuştu.

Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ), Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş. (AEDAŞ) ve Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş (ÇEDAŞ) şirketleri ile 7 büyük ilde yaklaşık 7,4 milyon aboneye elektrik dağıtım hizmeti veren CK Enerji, perakende elektrik satışında da CK Boğaziçi Elektrik, CK Akdeniz Elektrik ve CK Çamlıbel Elektrik perakende ve satış şirketleri ile ulusal pazarda faaliyet gösteriyor.

2030’da her on araçtan biri paylaşım ekonomisi içinde yer alacak

Çelik Motor bünyesinde faaliyet gösteren araç kiralama pazarının yenilikçi markası Garenta’nın ana sponsorluğunda 6. yılını tamamlayan Uludağ Ekonomi Zirvesi Türkiye’nin ekonomisine yön veren birbirinden kıymetli isimlere ev sahipliği yaptı. Zirvenin açılış konuşmasını yapan Çelik Motor Genel Müdürü Özgür Maraş, yeni iş yapış şekillerinin ve paylaşım ekonomisinin önemine dikkat çekerek, 2030 yılına gelindiğinde dünyada satılan her on araçtan birinin paylaşım ekonomisi içinde yer alacağını söyledi.

Uludağ Ekonomi Zirvesi 2017’nin açılış konuşmasını yapan Çelik Motor Genel Müdürü Özgür Maraş, paylaşım ekonomisinin önemine dikkat çekti. Özgür Maraş, “Günümüz ekonomilerini etkileyen dört önemli trend mevcut. Bunlar; yeni teknolojiler, sürdürülebilirlik, değişen tüketim alışkanlıkları ve sahip olma tercihleri. İçinde bulunduğumuz otomotiv sektöründe ise farklı mobilite seçimleri, otonom araçlar, elektrikli araçlar ve bağlanabilirlik konuları ön plana çıkıyor” dedi.

“Dünyada mobilite tercihleri değişiyor”

Tüketicilerin değişen mobilite tercihlerinin otomotiv sektörünü bugünkü araç kiralama hizmetinin özünü oluşturan “paylaşım ekonomisi” kavramı ile tanıştırdığını belirten Maraş, hizmetin sahibince kullanılmadığı zamanlarda, ihtiyacı olan başka kullanıcılara sunulabilmesi temelli bir alışveriş düzenine ayak uyduran şirketlerin, maliyetleri düşürmenin faydalarını da keşfettiğini söyledi.

Satın almanın alternatifi olan araç kiralama hem zaman hem işletme sermayesi yönetimi açısından her boydaki şirkete önemli avantajlar sunduğuna değinen Maraş, bu avantajlar sayesinde firmalar, farklı projelere ve yenilikçi yatırımlara daha çok fırsat bulabildiğini ekledi.

Özgür Maraş, Garenta’nın müşterilerinin değerli zamanlarını kendi işlerine ayırmaları için çalıştıklarını belirten Maraş, kurumların araç kiralama ihtiyaçlarını karşılarken, yaptıkları her iş alanında ilk günden bu yana müşteri deneyimini ön planda tuttuklarını ekledi.

“Garenta olarak kendi iş modellerimizi geliştiriyoruz”

Özgür Maraş sözlerine şöyle devam etti: “Yürüttüğümüz teknoloji ve altyapı çalışmaları ile kendi özgün süreçlerimizi tasarladığımız iş modelleri geliştiriyor ve sistemlerimizi müşteri beklentilerine göre sürekli yeniliyoruz. Bu da bize operasyonel anlamda hız ve esneklik sağlıyor.” Garenta’nın bugün 11 ilde 19 şube ve toplamda 31 bin adedi aşan araç parkı ile hem uzun hem de kısa dönem araç kiralama hizmetleri sunduğunun altını çizen Maraş, kurumsal ya da bireysel tüm ihtiyaçlar için çözümler ürettiklerini söyledi.

“Şubeleşme atağımız ile bölgesel istihdam yaratıyoruz”

Şubeleşme stratejisi ile hem ekonomiye katkıda bulunduklarını, hem de ülke için kayda değer oranda istihdam imkânı yarattıklarını belirten Özgür Maraş kiralamanın yanı sıra ikinci el otomobil satışında da klasik iş modellerinin dışına çıkarak; ikinciyeni.com ile online açık artırma sistemi üzerinden müşterilerine farklı bir deneyim sunduklarını söyledi.

Maraş, “130 bini aşkın üyesi ve yıllık 20 bin otomobil satışı ile ikinciyeni.com, otomotiv e-ticaretinde verdiği güven, şeffaflık ve hizmet kalitesiyle sıfır araç satışlarına güçlü bir alternatif.” dedi.

“Araç sahipliliğinde köklü bir değişim yaşanacak”

Maraş, önümüzdeki 15 yıl içinde araç sahipliliğinde köklü bir değişim yaşanacağını kaydederek; “Trendler, tüketim alışkanlıkları hızla değişiyor. Önümüzdeki yıllarda otomotiv sektöründe dengeler değişecek, yeni stratejiler ile hareket etmek gerekecek. Y jenerasyonunun yaklaşımı araç sahibi olmak yerine paylaşmak üzerine. Dolayısı ile yeni kavramlar, alışkanlıklar birkaç yıl içinde hızla hayatımıza girecek. Araç satışlarında beklenen artışın paralelinde otoriteler 2030 yılına gelindiğinde dünyada satılan her on araçtan birinin paylaşım ekonomisi içinde yer alacağını öngörüyor. Bu trend en çok araç kiralama sektörüne yarayacak. Avantajlı yenilikçi hizmetler tüketiciyi sahiplenme masrafından kurtaracak.” dedi.

“Sektörümüzün geleceği umut verici”

Zirvede sektörün geleceğine ilişkin beklentilerden de bahseden Özgür Maraş, sektörün 2016 yılında çift haneli büyüyerek toplamda 330 bin adetlik bir büyüklüğe ulaştığını söyledi. 2016 yılında Türkiye’de satılan binek otomobillerin yaklaşık %19,4’üne denk gelen 147 bin adet otomobilin, kiralama şirketleri tarafından satın alındığını aktaran Maraş; bu rakamın Batı Avrupa’da ortalama %50 düzeyinde olduğuna dikkat çekti. Maraş, “Ülkemizde kiralama sektörünün yılda 350 bin adetin üzerinde otomobil satın alabilecek bir büyüklüğe çok yakın gelecekte ulaşacağını söyleyebiliriz” dedi.

Rönesans’ın “Pusula”sına TİSK’ten özel ödül

“TİSK 2016 Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri” kapsamında verilen GAN (Küresel Çıraklık Ağı) Türkiye Özel Ödülü’ne bu yıl, Rönesans Eğitim Vakfı çatısı altında düzenlenen ve Rönesans Holding bünyesinde iş imkânı sağlayan sosyal sorumluluk projesi “Genç Keşif Programı, Pusula” layık görüldü.

Bu yıl ilki düzenlenen programla birlikte 100 yeni mezuna “kariyerlerinin ilk fırsatını” sunan Rönesans Holding, eğitim hayatı ile çalışma hayatı arasında bir köprü olmayı hedefliyor.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından düzenlenen “TİSK 2016 Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri” töreni, 24 Mart’ta İstanbul Conrad Otel’de düzenlendi.

GAN (Global Apprenticeship Network-Küresel Çıraklık Ağı) Türkiye Özel Ödülü’ne, Rönesans Eğitim Vakfı çatısı altında düzenlenen ve Rönesans Holding bünyesinde iş imkânı sağlayan sosyal sorumluluk projesi Genç Keşif Programı Pusula layık görüldü. GAN Türkiye Özel Ödülü; iş başında eğitim (çıraklık, beceri eğitimi, stajyerlik) imkanı sunan ve bu konuda bilgi ve bilinç düzeyinin artırılmasına katkı sağlayan şirketlere veriliyor.

İlk deneyim Rönesans’tan

Bu yıl ödüle layık görülen Genç Keşif Programı Pusula ile Rönesans Holding, yeni mezun gençlerin çalışma hayatı ile eğitim hayatı arasında önemli bir köprü görevi üstlenmeyi hedefliyor.

Bu yıl ilk dönemi gerçekleştirilen ve sadece mimar-mühendislik öğrencilerinin değil, iktisadi ve idari bilimler gibi farklı bölümlerinden mezun olan gençlere, 1 yıl boyunca bünyesinde çalışma fırsatı sunan Rönesans’ın Pusula programına bu yıl 11 bin başvuru yapıldı. 2016 yılının Kasım ayında başlayan programla birlikte 100 genç iş başı yaptı. Kariyerlerine ilk adımı atan yeni mezun gençler, 23 farklı ülkede faaliyetlerini sürdüren Rönesans Holding ve grup şirketlerinde aktif görev alarak, eşsiz bir deneyim kazanmaya devam ediyor.

“Çalışma hayatı ile eğitim hayatı arasında önemli bir kesit”

Bu yıl başlayan Pusula Programı’nın böyle önemli bir ödül kazanmasından duydukları memnuniyeti dile getiren Rönesans Eğitim Vakfı (REV) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ferit Seyfi Yağmuroğlu, “Çalışma hayatı ile eğitim hayatı arasında önemli bir kesit işlevi gören Genç Keşif Programı Pusula ile gençlerimizin, mesleki yeterlilik ve iş yerindeki yetkinlikler açısından kendilerini geliştirmelerinin yanı sıra iş kültürünü benimseyip çalışma hayatına hazırlanmalarını hedefliyoruz. Yeni mezun gençlerimizin ‘Mezun olduk, peki ya şimdi?’ sorusuna yanıt olurken, kariyerleri için temel oluşturmaları ve geleceğe umutla bakmaları için önemli bir fırsat sunuyoruz” dedi.

Yağmuroğlu, program hakkında şu bilgileri verdi: “Kendi güçlerinin farkında olan ve geleceğe umutla bakan gençleri, Genç Keşif Programı Pusula kapsamında Rönesans bünyesine dâhil ediyoruz ve iş imkânı sunuyoruz. 2015-2016 dönemi mezun olan 100 gence 11 ay boyunca Rönesans Holding bünyesinde çalışma fırsatı sunduk. Yeni dönemin başvuruları ise 1 Nisan itibariyle başlayacak. Ülkemizin geleceğinde en büyük role sahip gençlerimize inancımızla yola çıktığımız bu proje, büyüyerek devam edecek.”

Pusula Programı’na Türkiye’deki üniversitelerin İnşaat Mühendisliği, Makine Mühendisliği, Elektrik Mühendisliği, Elektrik-Elektronik Mühendisliği, Mimarlık, Peyzaj Mimarlığı, Çevre Mühendisliği, Bilgisayar Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği, Harita Mühendisliği, İşletme, İktisat ve Muhasebe lisans bölümlerinden başvurulabiliyor. Programa başvuracak gençlerin en fazla 25 yaşında olması; tercihen iş deneyiminin olmaması, çalışmaması ve staj tecrübesinin olması da şartlar arasında yer alıyor.

Hedef farkındalığı artırmak

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından geleneksel olarak düzenlenen “Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri”, bu alandaki farkındalığı artırmak ve şirketleri teşvik etmek amacıyla gerçekleştiriliyor. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen TİSK Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri’nde, GAN Türkiye Özel Ödülü’nün yanı sıra, kapsayıcılık, etkililik, iyi uygulama, sürdürülebilirlik ve yenilikçilik dallarında da şirketlerin en başarılı projeleri değerlendiriliyor.

MICHELIN, Yeni Alpine A110 First Edition ve Aston Martin Valkyrie’yi yüksek performans lastikleri ile donatıyor

Dünyanın en büyük lastik üreticilerinden Michelin, süper spor otomobillerin tercihi olmaya devam ediyor. 2017 Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı’nda tanıtılan yeni Alpine A110 First Edition’a MICHELIN Pilot Sport 4; Aston Martin Valkyre’a MICHELIN Pilot Sport Cup 2 lastikleriyle ultra yüksek performans sunuyor.

Lastik devi Michelin, eski zamanların efsanevi spor otomobil markası Alpine’in A110 First Edition modelini ve Aston Martin’in Valkyrie modelini yüksek performans lastikleriyle donatıyor. Bir zamanlara damga vuran Alpine markasının yeni serisi A110 First Edition ve Aston Martin’in tüm Valkyrie hiper arabalarına ultra performans lastikleri ile hız katan Michelin, 2017 Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı’nda yeni işbirliklerini tanıttı.

Alpine için iki yıl çalışıldı

Michelin mühendisleri tarafından 2 yıl boyunca üzerinde çalışılan lastikler, Alpine markasının karakterini en iyi yansıtacak şekilde tasarlandı. Fransa’da Michelin’in Teknoloji Merkezi Ladoux ve İspanya’nın Idiada pistinde 3 bin kilometreden fazla yol kat ederek performansını kanıtlayan lastikler ile Michelin, A110 First Edition’ın 1.955 üretim modelinin tamamında tek tedarikçi olacak.

MICHELIN Pilot Sport 4 ile ekstrem sürüş koşullarında sportif ruh

Alpin A110 First Edition’ın ihtiyacını en yüksek teknoloji ile karşılayan MICHELIN Pilot Sport 4 lastikleri, sıradışı sürüş koşullarında ve günlük kullanımda üst düzey sportif bir ruh sergiliyor. Alpine A110 First Edition için tasarlanan MICHELIN Pilot Sport 4, Avrupa kriterlerine göre ıslak zeminde frenlemede A ve C sınıfı yuvarlanma direncine sahip olmasıyla yüksek performans, güvenlik ve uzun ömrülülüğü bir arada sunuyor.

MICHELIN Pilot Sport Cup 2 ile Valkyrie’nin limitleri yeniden tanımlandı

Aston Martin’in süper spor otomobili Valkyrie’ye MICHELIN Pilot Sport Cup 2 ile yolda ve pistte maksimum performans sağlayan Michelin, bu hiper otomobilin limitlerini yeniden tanımlıyor. “Bi-Compound” teknolojisi sayesinde lastiğin yer ile temas eden yüzeyine uygulanan basıncı optimize eden lastikler, ister düz ister virajlı yollarda Valkyrie sürücülerine güvenlik ve sürüş keyfini bir arada sunuyor.

Otokar’ın cirosu yüzde 14 artarak 1.6 milyar TL’ye ulaştı

Koç Topluluğu şirketlerinden Otokar’ın 2016 Genel Kurul Toplantısı 24 Mart Cuma günü gerçekleştirildi. Faaliyet gösterdiği pazarlarda yaşanan daralmaya rağmen 2016 yılında Otokar’ın cirosu yüzde 14 artışla 1.6 milyar TL’ye çıkarken, ihracatı ise 145 milyon dolara ulaştı. Otokar Genel Kurulu’nda 2016 yılı için kâr dağıtım miktarı da belirlendi. 2016 yılında 69,7 milyon TL net kar elde elden şirket, 60 milyon TL tutarında nakit brüt temettü dağıtacak. Otokar’ın 2016 yılı Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notu ise 9.33’e olarak açıklandı

Türkiye’nin öncü otomotiv ve savunma sanayii şirketi Otokar, 2016 yılında cirosunu yüzde 14 artışla 1.6 milyar TL’ye çıkardı. Şirketin net dönem karı ise 69,7 milyon TL oldu. Türk savunma sanayiinin en büyük özel sermayeli kuruluşu ve lider otobüs markası Otokar, cirosundaki ihracat payını ise yüzde 27’ye çıkardı.

Ekonomik, siyasi ve dış ilişkileri etkileyen pek çok gelişmenin yaşandığı 2016 yılında Otokar’ın faaliyet gösterdiği pazarlarda yaşanan daralmalara rağmen başarılı bir performans sergilediğini belirten Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, “Kullanıcılarımızı odak noktamıza taşıyarak ihtiyaç ve beklentilere uygun ürettiğimiz ürünler, Ar-Ge ve mühendislik kabiliyetimiz, deneyimli ve yetkin insan kaynağımız, güçlü satış ağımız 2016 yılında bizi başarılı finansal sonuçlarımıza taşıdı. Faaliyet gösterdiğimiz pazarlarda yaşanan daralmalara rağmen 2016 yılında başarılı bir performans göstererek 2 bin 990 araç üreten Otokar, Türk savunma sanayisinde en büyük özel sermayeli kuruluşu ve faaliyet gösterdiği otobüs segmentleri toplamında liderlik konumunu korudu” dedi.

“TEKNOLOJİ İHRACATINA BAŞLADIK”

Sadece ürün ihracatının tek başına yeterli olmadığı günümüzde son 10 yılda cirosunun yüzde 4,1’ini araştırma ve geliştirmeye ayıran Otokar’ın global ölçekteki bilgi birikimi, mühendislik, Ar-Ge ve teknoloji transferi kabiliyeti ile de ön plana çıktığını kaydeden Görgüç; “Mühendislerimizce tasarlanan ürünlerimiz ve kabiliyetlerimiz uluslararası arenada yeni başarılar elde ediyor. 2016’da Sultan otobüslerimizin teknoloji transferi ile yurt dışında üretilmesine yönelik bir anlaşma yaptık. 2017’de bu anlaşmanın sonuçlarını alırken, Avrupa otobüs pazarındaki büyümemizi eş zamanlı sürdürmeyi amaçlıyoruz” dedi.

Teknoloji ihracatı alanında otobüs ile atılan adımların 2017 yılının başında savunma sanayiinde de devam ettiğini belirten Serdar Görgüç sözlerini şöyle sürdürdü; “Birleşik Arap Emirlikleri’nin 8×8 zırhlı araç ihtiyacı doğrultusunda, yerel ortağımızla birlikte kurulan Al Jasoor ortak girişim şirketi, geçtiğimiz ay Birleşik Arap Emirlikleri Silahlı Kuvvetleri ile 661 milyon USD tutarındaki anlaşma imzaladı. Ürün, teknoloji transferi, danışmanlık, Birleşik Arap Emirlikleri’nde üretim gibi konuları içeren sözleşme, aynı zamanda Türkiye savunma sanayiinin tek kalemde imzalanan en büyük anlaşması oldu. 2017 yılında, Al Jasoor şirketi aracılığıyla anlaşma için gerekli hazırlıkları tamamlamayı hedefliyoruz.”

Savunma sanayii alanında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin lider kara araçları tedarikçisi konumunda olan ve 30’dan fazla ülkeye askeri araç ihracatı gerçekleştiren Otokar, 2016’da ayrıca Körfez bölgesi başta olmak üzere yurtdışı satışlarını artırmak için Birleşik Arap Emirlikleri’nde “Otokar Land Systems Limited” (“Otokar LS”) şirketini kurdu.

“ALTAY TANKI SERİ ÜRETİMİ İÇİN TEKLİF VERİLDİ”

Otokar’ın ana yükleniciliğinde tasarlanan ve geliştirilen Altay’ın, Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından gerçekleştirilen ‘Kabul Testleri’, 2017 yılı Şubat ayı sonu itibariyle başarıyla tamamlandı. Testler devam ederken, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’ndan gelen talep üzerine, Otokar Ağustos 2016’da Altay’ın seri üretimi için son teklifini sundu. Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın teklif konusundaki değerlendirmesinin beklendiğini belirten Görgüç; “Şirketimiz, ülkemiz için stratejik öneme sahip Altay tankının seri üretimini de başarıyla gerçekleştirecek yetkinliklere sahiptir. Seri üretim için görevlendirilmeye hazırız. Bu proje ile ülkemiz savunma sanayisinin ihtiyaçlarını karşılamanın da ötesinde, Altay ile de yurt dışına ihracatta önemli bir sayfa açacağımıza ve yeni pazarlara ulaşacağımıza inanıyorum” dedi.

SATILAN HER 5 OTOBÜSTEN 2’Sİ OTOKAR OLDU

Otokar, ticari araç üretiminde de 2016 yılında iç pazarda otobüste yüzde 33, treylerde yüzde 27, kamyon grubunda ise yüzde 45 daralmaya rağmen öncülüğünü korudu. Otokar, 2016 yılında Türkiye’deki tek körüklü otobüs ihalesini kazanan şirket olurken, yıl genelinde iç pazarda satılan her 5 otobüsten 2’si Otokar oldu. 40’ın üzerinde ülkeye otobüs ihracatı gerçekleştiren Otokar, 2016’da toplam otobüs ihracatını yüzde 18 artırdı.

AR-GE’YE 10 YILDA 388 MİLYON TL HARCAMA YAPILDI

Kuruluşundan bugüne sektörde birçok ilke imza atan Otokar, son 10 yılda cirosunun yüzde 4,1’ini araştırma geliştirme faaliyetlerine ayırdı. Otokar, toplamda son 10 yılda 388 milyon TL Ar-Ge harcaması gerçekleştirdi. Otokar, tasarladığı ürün ve alt sistemler için son 10 yılda toplam 269 adet patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım başvurusunda bulundu. Sadece 2016 yılında 30 adet patent başvurusu gerçekleştirildi. 2016 yılı sonu itibarıyla toplam Ar-Ge merkezi çalışan sayısı 526 olarak gerçekleşti.

60 MİLYON TL BRÜT TEMETTÜ DAĞITACAK

Otokar’ın 2016 yılı Genel Kurulu’nda ayrıca ortaklara ve hissedarlara temettü dağıtılmasına da karar verildi. Genel Kurul toplantısında alınan karara göre Otokar, 2016 yılı karından toplam 60 milyon TL tutarında brüt temettü dağıtacak. Buna göre tam mükellef kurumlar ile Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığı ile kâr payı elde eden dar mükellef kurum ortaklarına yüzde 250 nispetinde ve 1,00 TL nominal değerde bir adet hisse senedine 2,50 TL brüt=net nakit, diğer hissedarlara da yüzde 212,5 nispetinde ve 1,00 TL nominal değerde bir adet hisse senedine 2,125 TL net nakit temettü ödenecek. Genel Kurul’da alınan karara göre temettü dağıtımları 31 Mart 2017’de başlayacak.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Benimsediği etik kuralları, çevre, insan ve topluma verdiği önem ve kurumsal yönetim ilkeleriyle değerlerinden ödün vermeden, kaynaklarını daha verimli kullanarak çalışmalarını sürdüren Otokar, 2016 yılında Borsa İstanbul’un belirlediği “Endeks Seçim Kriterleri” kapsamında değerlendirmeye tabi tutularak, 43 şirketten oluşan BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’ndeki yer alan yer alan tek otobüs / kara araçları üreticisi oldu.

KURUMSAL YÖNETİM

Otokar’ın Kurumsal Yönetim uygulamalarındaki faaliyetleri ve yapılan iyileştirme çalışmaları sonucunda Saha Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. tarafından “Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi Raporu” çerçevesinde derecelendirme notu 9.33’e yükseldi.

OTOKAR HAKKINDA

Türkiye’de sanayileşme ve modernleşme atılımlarının başladığı dönemde, ülkenin ilk şehirlerarası otobüslerini üretmek üzere 1963 yılında kurulan Otokar, Koç Topluluğu bünyesinde, Sakarya Arifiye’de 552 bin metrekare alan üzerine kurulu fabrikasında 2 bin 297 çalışanı ile faaliyet gösteriyor. Otokar, kendi teknoloji, tasarım ve uygulamaları ile müşterilerinin ihtiyaçlarına uygun özel çözümler sunmaktadır. Koç Topluluğu bünyesinde yer alan Otokar, ticari araçlarda otobüs, kamyon ve semi treyler; savunma sanayi için çeşitli tiplerde tekerlekli ve paletli zırhlı araçlar ile kule sistemleri tasarlayıp üretmektedir. Otokar, ayrıca Altay ana muharebe tankı projesinde ana yüklenicidir.

1 Ayda 5 Bin İstihdam Hedefini Tutturduk

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) tarafından düzenlenen ‘’Çalışma Hayatında Milli Seferberlik’’ konulu konferansa katıldı. İstihdam seferberliği ile ilgili planlanan teşvikler hakkında konuşan Müezzinoğlu, ‘’Alın terini akıl teriyle birleştiren milyonlarca gencimiz var. Türkiye’nin potansiyeli çok büyük. Milli İstihdam Seferberliği’nde öncelikli hedef 1 milyon 500 bin gencimizi istihdam etmektir’’ dedi. TÜMSİAD Genel Başkanı Yaşar Doğan ise ‘Bir ay önce belirlemiş olduğumuz 5 bin istihdam hedefini şu an da tutturduk. Aynı inançla çalışmalarımızı arttırarak devam ediyoruz ” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın milli istihdam seferberliği çağrısı üzerine çalışmalarını bu yönde yoğunlaştıran TÜMSİAD, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun katılımıyla gerçekleşen bir önemli konferans düzenledi. ‘Çalışma Hayatında Milli Seferberlik’ konulu konferansta TÜMSİAD Genel Başkanı Yaşar Doğan, Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri, İstanbul Şube Başkanı ve Şube Yönetim Kurulu Üyeleri hazır bulundu.

‘’İstihdam Ekonominin En Önemli Yapı Taşlarındandır’’

TÜMSİAD Genel Başkanı Yaşar Doğan, konferansın açılış konuşmasında tarihi referanduma sayılı günler kaldığını hatırlattı ve ‘’İstihdam konusu, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonominin en önemli yapı taşlarından biridir’’ dedi. Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’ Ülkemiz, artan genç ve dinamik nüfusa sahiptir. Bu, ülkemizin gelişmesi anlamında bizlere bir fırsat sunmaktadır. Ancak bu dinamik nüfus potansiyelimizi üreten bir ekonomik yapı içerisinde değerlendiremezsek bu fırsat maalesef işsizlik ve hedeflerden sapmayı da beraberinde getirir. Hükümetimiz potansiyeli fırsata dönüştürmek için çeşitli projeler üzerinde çalışmakta ve hayata geçirmektedir.’’

2017 İhracat Hedefi 156 Milyar Dolar

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ise yaptığı konuşmada sanayici, iş adamı ve girişimcilerin Türk ekonomisinin ana kolonları olduğunu söyledi. Müezzinoğlu, ‘’AK Parti kurulduğu günden bugüne daha çok üreten, daha çok büyüyen ve dünyayla yarışıp rekabet edebilen üretim merkezlerini referans aldı. 2002 yılında 36 milyar dolar ihracat rakamını 2016 yılında birçok engelleme çabalarına rağmen 144 milyar dolara çıkardı. 2017’deki hedef ise 156 milyar dolar. Bu potansiyel için sizlere teşekkür borçluyuz’’ dedi.

‘’Siyasi İstikrar Ekonomik istikrarı Getirdi’’

2002 yılından beri milletin siyasi istikrarı bozmadığını belirten Müezzinoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: ”Siyasi istikrar ekonomik istikrarı de beraberinde getirdi. Bu yolculuk olağanüstü şartlarla engellenmek istendi. 2008’de dünya ekonomisi krize girdi. Siyasi istikrar ile bu kriz ülkemizi teğet geçti. Ama bu ülkenin büyük hedeflerinden rahatsız olanlar, bu ülkenin kaderiyle oynamaya kalktılar. Cumhurun başı olan cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini engellemek için 27 Nisan bildirileri yayınlandı; hukuk ayaklar altına alındı. Milletin ümüğünü sıkanlar, biz ne dersek o olur diyenlere AK Parti’yi kapatmak için harekete geçti. Ama ne oldu? AK Parti milletiyle el ele vererek bu odaklara teslim olmadı. ’’

‘’Çalışmak İstiyorum Diyenin Yanındayız’’

15 Temmuz’a da vurgu yapan Müezzinoğlu, ‘’Türkiye’nin büyümesinden rahatsız olanlar millete bedel ödetmeye kalktı. Çanakkale’deki o ruh 15 Temmuz’da da milli iradeye sahip çıktı. 2016 zor bir yıldı. İşsizlik, istihdam ve ihracat… Bu amaçla milli istihdam seferberliğini başlattık. Hedef 1 milyon dedik. Ama Sayın Cumhurbaşkanımız ‘geçen yılki istihdam kaybı nedir?’ diye sordu. 500 bin olduğunu ifade ettik. ‘O zaman hedef 1 milyon beş yüz bin istihdam’ dedi. Bu amaçla çalışmalarımızı başlattık. Türkiye’nin potansiyeli Hollanda’dan da Almanya’dan çok. Bu milletin azmine, gücüne güvenerek vizyonlarımızı belirlememiz şart. Daha çok üretmemiz şart. Bu millete güvenen inanan asla kaybetmez. Çalışmak istiyorum diyenin yanındayız.’’

Assan Hanil, En Fazla Kadın İstihdam Eden Şirket Ödülünü Aldı

Kibar Holding grup şirketlerinden Assan Hanil, İşkur tarafından verilen “en fazla kadın istihdam eden şirket” ödülünü aldı.

İzmit Belediyesi ile İşkur ortaklığında düzenlenen etkinlikte ödülü, Assan Hanil İSG ve Çevre Birim Yöneticisi Çiğdem Aksu, İzmit Kent Konseyi Başkanı Cafer Kozluca’dan aldı. İzmit Belediyesi’nin ev sahipliği yaptığı törene, İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zekeriya Özak, İşkur İl Müdürü Ulvi Yılmaz ve İzmit Kent Konseyi Başkanı Cafer Kozluca da katıldı.

Assan Hanil Genel Müdürü Okan Gedik, halen bünyelerinde mavi yakalı 65, beyaz yakalı 38 olmak üzere toplam 103 kadın çalışan bulunduğunu ve Assan Hanil’in 20 yılda elde ettiği başarılarda kadınların azminden büyük destek aldıklarını belirterek şunları söyledi:

Toplumlarda nüfusun yarısını oluşturan kadınlar, ekonomik ve kültürel ilerlemede temel etken durumundalar. Kadınların aktif rol almadığı hiçbir hareketin gerçek anlamda bir gelişme olmadığının bilincindeyiz. Assan Hanil ailesi olarak 20 yılda elde ettiğimiz başarılara sizlerle birlikte, azimle ve dayanışma ile el ele ulaştık. Bugüne kadar birçok başarıya, kadın çalışanlarımızın katkıları sayesinde imza attık. Şirket mottomuz olan “Bugün için daha iyi. Yarın için daha ileri…” derken kadınlarımızdan daima büyük güç alıyorum. Kadınlarımızın toplumda ve iş dünyasında taşıdığı pek çok sıfatı, benzersiz duygusal zekalarını da katkısıyla en iyi şekilde hayata geçirmelerini hayranlıkla izliyorum. Kadınların toplum, iş dünyası, eğitim, spor, üretim, sanat, bilim gibi alanlardaki yarattıkları değer sayesinde dünyanın daha güzel, üretken ve yaşanır bir yer olduğuna yürekten inanıyorum.”

Assan Hanil’in ülkesinde lider, küresel şirket olma hedefi ile zirveye giden yolda kadın çalışanlarıyla birlikte sağlam adımlarla yürüdüğünü vurgulayan Gedik, kadınların iş dünyasında hak ettikleri yere gelmeleri için kurum olarak daima büyük gayret içinde olduklarını ve bundan sonra da bu gayreti sürdüreceklerini belirtti.

Altunbilekler’e İşkur tarafından ödül verildi

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Ankara İş Kurumu İl Müdürlüğünce 24-25 Mart 2017 tarihlerinde Atatürk Kültür Merkezi Fuar alanında 5. Ankara İstihdam Fuarı ve Kariyer Günleri etkinliği  kapsamında düzenlenen törende, “Çalışan Kadın İstihdamına Yönelik Çalışmalar” konusunda Altunbilekler ödüle layık bulundu.

Altunbilekler İnsan Kaynakları ve Kurumsallaşma Direktörü Öznur Altunbilek, törende aldıkları ödülle ilgili olarak, “Şirket kültürümüz olan “Daha İyisi İçin” anlayışımızda kadınlarımızdan büyük güç alıyoruz. Kadınlarımızın sadece perakende ve iş dünyasında değil; eğitim, spor, üretim, sanat, bilim gibi alanlarda da sergiledikleri başarılar sayesinde ülkemize önemli değerler kattıklarına inanıyorum. Bu anlamda, Altunbilekler olarak kadın istihdamına öncelik vermeye devam edeceğiz” dedi.

Yönetimin cinsiyeti olmaz, önemli olan “İş İnsanı” olabilmek anlayışıyla, “İş Dünyasında Kadın Olmak” temasının üzerinde önemle duran Altunbilekler, kadınlara sağladığı istihdamla ve kariyer planlarıyla Ankara perakendesinin lideri olmayı sürdürüyor.

Düzenlediği kurullarla ve çeşitli etkinliklerle, perakendede kadın olmanın avantaj ve dezavantajlarını, kadının iş dünyasında “iş insanı” olarak yer alabilmesi için ne tür desteklere ihtiyaç duyduğu konularını belirli periyotlarda değerlendiren Altunbilekler, kadının perakende sektöründe etkin ve verimli hale getirilmesinde, başta bireysel istek ve iş beklentilerinin ve çalıştığı kurumun bakış açısı ile kurum kültürünün buna uygun olmasına büyük önem veriyor.