TİM, ihracat rakamlarını Hyundai Assan’ın Kocaeli fabrikasında açıkladı

İhracat kasım ayında 11 milyar 952 milyon dolar oldu

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre kasım ayı ihracatı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5 artışla 11 milyar 952 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yılın ilk 11 aylık döneminde ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,4 azalışla 128 milyar 973 milyon dolar oldu.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Kasım ayında artışa geçen ihracatımızın, önümüzdeki dönemde petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüşün son bulması ile başta Rusya olmak üzere, çevre ülkelere olan ihracatımızın toparlanması ile de artışının devam edeceğini göreceğiz” dedi.

Büyükekşi, son dönemde gündemde olan döviz kurlarına ilişkin olarak “Döviz kurunun yükselmesi, ihracatta rekabetçiliğimizi artıran unsurlardan biri. Ancak asıl önemli olan mallarımızın içerik olarak katma değerinin yükselmesi. Kur konusunda bizim için en önemli şey; öngörülebilirlik. Bu noktada gerek Merkez Bankası gerekse de Hükümetimizin aldığı önlemleri destekliyoruz” dedi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), kasım ayı ihracat verilerini Hyundai Assan’ın Kocaeli’nde bulunan fabrikasında açıkladı. TİM verilerine göre mücevher dışındaki altın ihracatı hariç tutularak yapılan hesaplamalarda, Kasım ayında ihracat geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5 artışla 11 milyar 952 milyon dolar oldu.

Ocak-kasım dönemini kapsayan ilk 11 aylık dönemde ihracat yüzde 2,4 azalışla 128 milyar 973 milyon dolar olurken, son 12 aylık dönemde ise ihracat yüzde 3,2 düşüşle 140 milyar 724 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Miktar bazında ihracat ilk 11 ayda arttı

Kasım ayında ihracat miktar bazında yüzde 5,2 artarak 9,1 milyon ton olurken, yılın ilk 11 ayında gerçekleştirilen 94,8 milyon ton ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,1 artışa işaret etti. Sektör bazında miktar olarak kasım ayında 16 sektörde artış, 11 sektörde de azalış gözlendi. Kasım ayında ihracatını bir önceki yılın aynı ayına göre miktar olarak en çok artıran sektörler yüzde 27,8 artış ile yaş meyve ve sebze ile yüzde 24,4 artışla mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörleri oldu. İlk 11 ayda ise miktar bazında en yüksek ihracat artış yüzde 19,7 ile hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektörü ve yüzde 16,8 artışla çimento, cam, seramik ve toprak ürünlerinde görüldü.

İhracat azalışında ihracat fiyatlarındaki düşüş, çevre ülkeler ve parite etkili 

Türkiye’nin ilk 11 aylık ihracatının yüzde 2,4 daralmasında ihracat fiyatlarındaki düşüş, çevre ülkelerle yaşadığımız sorunlar ve dolardaki yükseliş kaynaklı parite kaybı etkili oldu. Bu dönemde, ihracat fiyatlarındaki gerileme kaynaklı düşüş 3,6 milyar dolar, çevre ülkeler kaynaklı kayıp 3,9 milyar dolar ve parite kaynaklı kayıp 1,2 milyar dolar oldu. Parite kaynaklı düşüşte doların özellikle Türk lirası ve sterline karşı önemli ölçüde değer kazanması etkili oldu.

Otomotiv güçlü performansını sürdürüyor

Sektörel bazda kasım ayında en fazla ihracatı yüzde 16,9 artış ve 2 milyar 239 milyon dolarla otomotiv endüstrisi gerçekleştirdi. Bunu 1 milyar 319 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon ile 1 milyar 158 milyon dolarla kimyevi maddeler sektörleri takip etti. Kasım ayında en fazla ihracat artışını sanayi ürünlerinde yüzde 167 ile gemi ve yat sektörü elde etti. Tarım ürünlerinde ise en yüksek artışı yüzde 21 artışla zeytin ve zeytinyağı sektörü gerçekleştirdi.

Kasım ayında Norveç’e artış dikkat çekti

Kasım ayında 118 ülke/bölgeye ihracatta artış yaşanırken, 113 ülke/bölgede gerileme oldu. En fazla ihracat yapılan ilk beş ülke arasında ihracat Almanya’ya yüzde 5,6, İtalya’ya yüzde 16,5, ABD’ye yüzde 15,7 artış kaydederken, İngiltere’ye yüzde 12,7 ve Irak’a yüzde 6,8 azalış gerçekleşti. En fazla ihracat yapılan ilk 20 ülke arasında kasım ayında en yüksek ihracat artış oranlarını yüzde 656 ile Norveç, yüzde 45 ile Bulgaristan ve yüzde 44 ile Birleşik Arap Emirlikleri elde etti. Norveç’te yaşanan yüksek artışta bu ülkeye yapılan gemi ve yat ihracatındaki yükseliş etkili oldu.

Rusya’ya ihracatta toparlanma sinyali

Rusya’ya ihracatta kasım ayında bu yılın en düşük azalışı kaydedildi. Rusya’ya ihracat kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 24 azaldı.

AB ve Kuzey Amerika ile birlikte Ortadoğu’ya ihracat arttı

Ülke grubu bazında ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre AB’ye yüzde 4,9, Kuzey Amerika’ya yüzde 18,4, Ortadoğu’ya yüzde 3,6 artış gösterdi. İlk 11 aylık dönemde ise ihracat AB’ye yüzde 4,3 ve Kuzey Amerika’ya yüzde 5,3 artarken, Ortadoğu’ya yüzde 8,2, Uzakdoğu’ya yüzde 3, Afrika’ya yüzde 7,9 ve Bağımsız Devletler Topluluğu’na yüzde 24,6 azaldı. AB’nin ihracatımızdaki payı ise ilk 11 aylık dönemde yüzde 49,4 olarak gerçekleşti.

Sakarya ihracatında sıçrama yaşadı

Kasım ayında 47 ilin ihracatında artış, 33 ilde ise düşüş gözlendi. En fazla ihracat yapan beş il sıralaması ise şöyle oldu: İstanbul yüzde 0,4 artışla 4 milyar 889 milyon dolar, Bursa yüzde 16,4 artışla 1 milyar 206 milyon dolar, Kocaeli yüzde 12,2 düşüşle 824 milyon dolar, İzmir yüzde 2,4 artışla 662 milyon dolar ve Gaziantep yüzde 3,7 düşüşle 566 milyon dolar. En çok ihracat gerçekleştiren yedinci il Sakarya’nın ihracatını yüzde 137 arttırarak 372 milyon dolara çıkarması ise dikkat çekti.

Türkiye ihracatta diğer ülkelerden daha iyi performans gösteriyor

İhracat verilerini açıklayan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, dünya ticaretindeki daralmaya dikkat çekerek “DTÖ tarafından açıklanan güncel verilere göre ocak-eylül döneminde küresel ticaret yüzde 4,1 daraldı. Aynı dönemde, Güney Kore’nin ihracatında yüzde 8,5, İngiltere’de yüzde 12,3, Rusya’da yüzde 23,4, Çin’de yüzde 8,2 ve ABD’de yüzde 5 düşüş var. Ülkemiz ise her şeye rağmen diğer ülkelere kıyasla olumlu bir performans ortaya koyuyor” diye konuştu.

İhracatımızdaki artış önümüzdeki dönemde devam edecek

Büyükekşi, “Kasım ayında artışa geçen ihracatımızın, önümüzdeki dönemde, petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüşün son bulması ile başta Rusya olmak üzere, çevre ülkelere olan ihracatımızın toparlanması ile artışının devam edeceğini göreceğiz. Önümüzdeki dönemde, Rus ekonomisinin de tekrar büyümeye geçmesiyle birlikte Rusya’ya ihracatımızın artışa geçmesini bekliyoruz. Bunlarla birlikte, Hükümetimizin attığı çok önemli reform ve destek adımları var. Son dönemde ihracatçılara sağlanan cesur destek adımlarının yanında, son olarak proje bazlı Süper Teşvik Paketi açıklandı. Hükümetimizin daha önce atmış olduğu adımları tamamlayıcı nitelikle olan bu paketle birlikte, ülkemizde yatırımlarda artış yaşanmasını bekliyoruz” diye konuştu.

İhracatçılar için kurun öngörülebilir olması önemli

TİM Başkanı Büyükekşi, son dönemde gündemde olan döviz kurlarına ilişkin olarak da “Döviz kurunun yükselmesi ihracatımız açısından rekabetçiliğimizi artıran unsurlardan biri. Ancak asıl önemli olan mallarımızın içerik olarak katma değerinin yükselmesi. Kur konusunda bizim için en önemli şey öngörülebilirlik. Yüksek oranlarda yaşanan dalgalanmalardan üreticilerimiz ve ihracatçılarımız zarar görüyor. Bu noktada gerek Merkez Bankamızın, gerekse de Hükümetimizin aldığı önlemleri destekliyoruz. İnanıyoruz ki, önümüzdeki süreçte TL üzerindeki spekülatif baskılar sona erecek” dedi.

İnovasyon Haftası 8-10 Aralık’ta

Büyükekşi, Türkiye İnovasyon Haftası’nı 8-10 Aralık’ta İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenleyeceklerini de hatırlatarak şunları söyledi: “TİM olarak ihracatımızı sürekli ve kalıcı olarak artırabilmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Geçtiğimiz hafta, Fas’ta 190’dan fazla ülkenin üye olduğu ITC’nin (International Trade Center) düzenlediği konferansta dünya ülkelerinin ihracatı geliştirme kurumlarıyla bir araya geldik. Dün de Finlandiya’da inovasyon ve girişimcilik alanında dünyanın önde gelen organizasyonlarından biri olan Slush etkinliğinde ülkemizi temsil ettik. TİM olarak inovasyona özel bir önem veriyoruz. 8-10 Aralık tarihleri arasında Sayın Cumhurbaşkanımız ve Bakanlarımızın da teşrifleriyle İstanbul’da İnovasyon Haftası’nı beşinci kez düzenliyoruz.”

Bursa Tasarım Zirvesi

Dünyaya Açılan Kapımız Bursa Olacak…

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ile Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) öncülüğünde, bu yıl ikincisi düzenlenen Tasarım Zirvesi’ni sanayici, akademisyen, öğrenci ve ünlü tasarımcıların da aralarında olduğu yaklaşık 1000 kişi takip etti.

Bursa Vali Yardımcısı Ahmet Hikmet Şahin, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Abdülkadir Karlık, BTSO Başkan Yardımcısı İsmail Kuş’un katılımı ve açılış konuşmalarıyla başlayan Tasarım Zirvesi’nde iki günde 17 farklı etkinlik gerçekleştirildi. Konuları ve konuklarıyla dopdolu bir içeriğe sahip olan, tasarıma dair her şeyin iki gün boyunca konuşulduğu Tasarım Zirvesi’nde katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği tasarım yarışmasının ödül töreni de düzenlendi.

Türkiye’den ve Dünya’dan alanında uzman birçok tasarımcı ve akademisyenin iki gün boyunca seminer ve konferanslarla tecrübelerini katılımcılara aktardığı Tasarım Zirvesi’nde; Anon Pairot, Prof. Dr. Alper Ay, Engin Ayaz, Ezra Çetin & Tuba Çetin, Nicoline Dorsman, Percy Emmett, Doç. Dr. Çiğdem Kaya, Gökhan Karakuş ve Raf Stesmans gibi ünlü isimler “Kobiler için Tasarım Destekleri”, “Tasarım Odaklı Düşünce Tekniği ile Yeni İş Sahaları Keşfetmek”, “Yaratıcı İş Modelleri Geliştirmek ve Girişimcilik”, “Global Tasarım Trendlerini Okumak” gibi birçok başlığı değerlendirdi.

Kent mimarisinden endüstriye, tekstilden mobilyaya kadar yaşamın her alanında etkisini hissettiğimiz tasarımın gücünü zirveyi ziyaret eden yaklaşık 1000 katılımcıyla paylaşan Tasarım Zirvesi, sempozyum, panel ve atölye çalışmalarının yanı sıra ziyaretçilerin yoğun katılımıyla gerçekleşen bir tasarım yarışmasına da ev sahipliği yaptı. Zirve, önümüzdeki yıllarda daha da gelişerek yerli ve yabancı tasarımcıları, öğrencileri, sanayicileri ve tasarım tutkunlarını biraraya getiren özel bir platform olarak misyonunu sürdürmeye devam edecek.

Özgün Tasarıma Sahip, Katma Değeri Yüksek Ürünler

Tasarım Zirvesi, Bursa’nın tasarım alanındaki öncü ve inovatif potansiyelini bir kez daha ortaya çıkarırken, küresel rekabet ortamında güçlü markalar yaratmanın yolunun, katma değeri yüksek ürünler üretmek olduğu zirve boyunca vurgulandı. Geçmişten günümüze ticaretin ve kaliteli ürünlerin merkezi olan Bursa’nın, tekstil, mobilya, otomotiv başta olmak üzere ülke ekonomimize katkı sağlayan pekçok sektörde özgün tasarıma sahip ürünleriyle bir tasarım üssü, doğu-batı sentezini yakalayan özgün tasarımlarıyla da dünya trendlerine yön veren bir şehir olacağı belirtildi.

Zirvenin açılış konuşmasında “Bursa Büyürse Türkiye Büyür” misyonunun altını çizen BTSO Başkan Yardımcısı İsmail Kuş “Dünya ile rekabet etmek için üretmeliyiz, üretim yaparken de tasarım ve inovasyonu ön planda tutmalıyız. Ancak katma değeri yüksek ürünlerle dünya pazarında rekabet edebiliriz” dedi.

Bursa Vali Yardımcısı Ahmet Hikmet Şahin ise “Bursa bilindiği üzere tekstil, dokuma, otomotiv ve mobilya alanlarında lider bir konumda, ihracat gücümüz de her sene yükselmeye devam ediyor. Çalışmalarımıza da bu yönde devam ediyoruz. Amacımız Bursa’nın tasarımda öncü ve lider olmasıdır” açıklamasında bulunarak Tasarım Zirvesi’nin Bursa ve Türkiye ekonomisine yapacağı katkıyı vurguladı.

Kendi Motor Sistemine Sahip Aksesuarları Bulunan Akıllı Kıyafetler ve Renk Değiştiren Çanta Sergisi Büyük İlgi gördü.

Teknoloji tabanlı tekstil ve moda tasarımı yapan EzraTuba, Tasarım Zirvesi kapsamında geliştirmekte oldukları yeni ve inovatif ürünleri sergilediler. Sergide Fiber Elbise ve Butterfly Bridal gibi akıllı tekstillerden üretilmiş ve kendi motor sistemine sahip aksesuarları bulunan kıyafetler yer aldı. Aynı zamanda daha önce hiçbir yerde sergilenmemiş ve prototip aşaması henüz sonlandırılmış renk değiştiren çanta ziyaretçilerin büyük beğenisini topladı.

Renk değiştiren çanta ilk kez Tasarım Zirvesi’nde görücüye çıktı

Doğadan ilham alan inovasyon olan Biyomimikri. Bukalemunların bulundukları ortama göre renk ve desenlerini anında değiştirebilmelerini örnekleyerek yapılan çanta tasarımında 20 farklı desen ve 20 renk alternatifi yerleştirilmiş. Bu özel aplikasyon ile hazırlanan çantayı aldığınızda kendinizde dilediğiniz deseni oluşturabilirsiniz.

Gündüz başka gece başka desenlere sahip nevresim takımları büyük ilgi çekti 

Teknoloji sihirli dokunuşlar yaparak özel tasarımlar yaratma imkanı sunuyor. Karanlığın içindeki ışıktan ilham alarak tasarlanan led ışıklı ve gündüz gece farklı desenli nevresimler ve perdeler en tekstilinde yeni bir sayfa açıyor. Bu özel tasarımlar pastel dokular üzerinde yaratılan renk geçişleri ve LED teknolojisi ile desteklenerek yaşam alanlarına ayrıcalık katıyor. Yatak odaları için nevresim takımlarının üzerinde reflektör baskılar ve reflektör baskılı dekoratif yastıklar koleksiyonda yer alan ürünlerin başında geliyor. Tasarım Zirvesi’nde sergilenen bu özel ürünler ziyaretçiler tarafından dikkatle incelendi.

Yedi Bölge Anadolu sergisi

Faruk Saraç MYO öğrencilerinin tasarladığı Anadolu Medeniyetlerinin zengin motif ve renk seçeneklerini, çağdaş moda tasarımı ile harmanladığı “Yedi Bölge Anadolu Kıyafetleri Sergisi” de zirve boyunca katılımcılar tarafından takip edildi. Yüksekokul öğrencileri verilen tema doğrultusunda Anadolu’nun giyim kuşam kültürlerini, bölgelerin coğrafyası, yaşam biçimi, günlük uğraşları, yöresel kıyafetleri ve bu kıyafetlerde kullanılan kumaşları ile takı, aksesuar ve makyaj biçimlerini araştırarak modern dokunuşlarla yorumladılar. Geleneğin günümüzle harmanlandığı sergi, bizleri hem tüm bölgeleri, renkleri ve güzellikleriyle Anadolu’da unutulmaz bir gezintiye çıkaran hem de havasını soluduğumuz toprakların bizlere bıraktığı kültürel mirasları bir kez daha hatırlattı.

Tasarım Holü’nde ise Bursa, Eskişehir ve Bilecik bölgesinde üretilmiş karma disiplinlerden ödüllü ürünler sergilendi.

Percy Emmett “Yaratıcı Endüstrilerde Girişimcilik” in İpuçlarını Paylaştı 

Yaratıcı endüstrilerde uzman, çok sayıda proje yürüten ve yaptığı çalışmalar uluslararası alanda değerli ödüllere layık görülen Percy Emmett, yaratıcı beyinlerin iş kurma ve kurdukları işin sürekliliğini sağlamada karşılaşabilecekleri zorlukların aşılmasını sağlayacak pratik tekniklerden ve işletme planı, pazarlama stratejisi gibi önemli konulardaki ipuçlarından söz etti.

Yüzde 90’a Varan İndirimli Satışlar Sakatlar Derneği İçin

Yılın göz kamaştıran son büyük indiriminde adres İstanbul Markalar Çadırı oldu. Birbirinden büyük markaların bir araya geldiği çadırda kozmetikten, zücaciyeye, ayakkabıdan giyime kadar binlerce ürünün yüzde 90’a varan indirimlerle satışa sunulacak. Başlatmış olduğu sosyal sorumluluk projesi ile de fark yaratan Markalar Çadırı, elde edilen gelir ile Türkiye Sakatlar Derneği’ne tekerlekli sandalyeler bağışlayacak.

Aynı zamanda Sakatlar Derneği üyelerinin hazırladığı el ürünleri, sanat eserleri de Markalar Çadırında sergilenecek, alıcıların beğenisine sunulacak.

3 Aralık Dünya Engelliler Gününde yapmış olduğu sosyal sorumluluk projesi ile fark yaratan ve Yenibosna Koçtaş Otopark alanında başlayan İstanbul Markalar Çadırımızda sizleri aramızda görmeyi çok isteriz.

Yer: Yenibosna Koçtaş Otopark

Tarih: 02.12.2016 – 03.12.2016

Saat: 10:00 – 22:00

AZALAN TURİZM GELİRLERİ EKONOMİYİ NASIL ETKİLİYOR?

Turizm gelirleri 2016’nın ilk üç çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre %32 azaldı. Destek Yatırım Araştırma Uzmanı Kutay Gözgör, turizm gelirlerinin azalmasının cari açığın finansmanını olumsuz etkilediğini kaydetti. Gözgör “Dış ticarette en çok ihracat ve turizm kaleminden gelirlerin elde edildiğini görüyoruz. İthalat kaleminde yükselişler yaşanırken gelirlerin azalması TCMB’nin rezerv kullanmasına neden oluyor. Bu durum da ileride bir finansman sorununa neden olabilir.” dedi.

Türkiye’ye ziyaret eden yabancı turist sayısı gerilemeye devam ediyor. Geçtiğimiz yılın Kasım ayında Rusya ile yaşanan uçak krizi sonrası Rus turistlerin Akdeniz kıyılarına yaptığı ziyaretler önemli ölçüde azalmıştı. 2016 yılında Rusya ile ilişkilerin yeniden düzenlemesiyle birlikte charter (tarifesiz) uçuşları yeniden başlamıştı. Ancak, genel anlamda turist sayısının önemli ölçüde düştüğünü görüyoruz. Turist sayısında yaşanan azalış turizm gelirlerini de olumsuz etkileyerek cari açığın finansmanını zorlaştırabiliyor.

Cari Açığın Finansmanını Olumsuz Etkileyebilir

Geçtiğimiz yılın Ekim ayında ülkemizi ziyaret eden turist sayısının 3 milyon 301 bin 194 kişi olduğunu görüyoruz. 2016 yılının Ekim ayında ise ziyaret eden kişi sayısı 2 milyon 449 bin 948 kişiye gerilemiş durumda. 2015 Ocak ile Ekim ayları arasında toplam 33 milyon 059 bin 287 kişi olan ziyaretçi sayısı 2016 yılında 22 milyon 696 bin 776 kişiye geriledi. Toplam ziyaretçi sayısının yaklaşık % 31 gerilediğini görüyoruz. Ziyaretçi sayısının yanı sıra gelirlerde de düşüş dikkat çekiyor. 2015 yılının ilk üççeyreğinde toplam gelir 28 milyar 713 milyon 330 bin TL olurken 2016 yılının aynı döneminde gelirler 19 milyar 811 milyon 626 bin TL ‘ye geriledi. Ziyaret eden turistlerin de önemli ölçüde harcama yaptığını söyleyemiyoruz. Yüksek gelirli ülkelerden gelen ziyaretçi sayısının azalması sonucu gelirlerde yaklaşık % 32’lik azalmanın dikkat çekici olduğunu söyleyebiliriz. Turist sayısının azalmasında artan güvenlik endişelerinin ve turizm mevsiminin geride kalmasının etkili olduğunu söyleyebiliriz. Rusya ile ticari ilişkilerin düzelmesi bir miktar turizmi desteklese de toplam turist sayısı düşük kalmayı sürdürüyor. Turizm gelirlerinin azalması aynı zamanda cari açığın finansmanını da etkiliyor. Dış ticarette en çok ihracat ve turizm kaleminden gelirlerin elde edildiğini görüyoruz. İthalat kaleminde yükselişler yaşanırken gelirlerin azalması TCMB’nin rezerv kullanmasına neden oluyor. Bu durum da ileride bir finansman sorununa neden olabilir. Bu yüzden turizm gelirlerinin toparlanması ve bunun için alınacak önlemler belirleyici olacaktır.

BITDEFENDER 2017 SÜRÜMÜNÜ TANITTI

BITDEFENDER YEPYENİ ÖZELLİKLERİYLE KARŞINIZDA

BITDEFENDER 2017’DE MÜKEMMEL KORUMA TÜRKÇE DİL DESTEĞİ İLE

Gelecek nesil güvenlik çözümleri inşa etmek için gayretle çalışan global antivirüs yazılım kuruluşu Bitdefender, fidye yazılımlara karşı mükemmel koruma ve yepyeni özellikleriyle 2017 sürümünü tanıttı.

Dünyada 500 milyondan fazla kullanıcıyı koruyan global antivirüs yazılım şirketi Bitdefender, başarıyla sonuçlanan testlerin ardından, Bitdefender Total Security Multi-Device (Windows), Bitdefender Antivirus for Mac ve Bitdefender Mobile Security and Antivirus ürünlerini içeren tüketici odaklı serisinin son sürümünü gururla duyurdu.

Wi-Fi Erişim Noktası Tehlikesi Bitiyor

Cihazların performansını düşürmeden, 5 yıldır üst üste en iyi virüs algılama oranına sahip olan Bitdefender, mükemmele çok yakın olan güvenlik çözümüne 2017 sürümünde Wi-Fi Güvenlik Danışmanı’nı da ekledi. Kullanıcıların kahve dükkanları ve havaalanları gibi yerlerde bağlandıkları ağı kontrol eden Wi-Fi Güvenlik Danışmanı, hassas bir durum ve korunmasızlık fark ettiğinde kullanıcıları uyarıyor.

Safepay™ ile Güvenli İşlemler

2017 sürümüyle birlikte sunulan bir diğer önemli özellik ise Wi-Fi erişim noktası korumalı Safepay™ oldu. Çevrimiçi alışverişleri ve banka işlemlerini güvenli hale getiren Safepay™, değerli kişisel bilgileri de güvenle muhafaza ediyor.

Fidye Yazılımlara Karşı Daha İyi Koruma

Yeni sürümde sunulan en önemli özellikler ise Bitdefender’ın bulut altyapısında yer alıyor. En yeni Bitdefender ürünleri, ev kullanıcıları arasında endişe verici oranda artan, giderek daha karmaşık hale gelen fidye yazılım faturalarını önlemek için makine öğrenme algoritmaları içeriyor. Fidye yazılımlar, kullanıcıların bilgisayarlarındaki önemli dosyaları ve fotoğrafları kilitleyerek, dosyalara tekrar erişim için fidye istiyor.

Mevcut Özelliklerde İyileştirmeler

Yeni özellik eklemeleriyle birlikte mevcut bazı özellikleri de önemli ölçüde iyileştiren Bitdefender, 2017 sürümünde Bitdefender Antivirus Plus, Bitdefender Internet Security ve Bitdefender Total Security Multi-Device ürün gruplarında, çevrimiçi bankacılık koruması, kimlik avı ve sahtekarlık koruması, şifre yöneticisi, güvenli tarama ve daha güçlü özelliklere sahip oldu.

Türkçe Dil Desteği

Bitdefender’ın Türkiye distribütörlüğünü üstlenen Laykon Bilişim, Bitdefender’ın 2017 sürümüyle birlikte Türkiye’deki kullanıcılarına da güzel bir sürpriz yaptı. 30 Kasım 2016’dan itibaren Türkiye’deki kullanıcılar mükemmel korumaya Türkçe dil desteği ile sahip olabilecekler. Laykon Bilişim Genel Müdürü Barbaros Akkoyunlu Bitdefender’ın Türkiye kullanıcılarını ilgilendiren bu yeniliği, “Bitdefender Türkiye olarak, bireysel kullanıcılarımızdan ürünün Türkçe olması konusunda gelen taleplerle harekete geçtik. 2017 sürümüne yetişebilmek için yoğun bir çalışma dönemi geçirerek ürünlere Türkçe dil desteğini ekledik. 2017 sürümü güvenlik ve performans bakımından yeni ve geliştirilmiş özelliklerle gelirken aynı zamanda Türkçe dil desteği ile kullanıcılarımız daha da rahat kullanabilecekleri bir güvenlik yazılımı ile buluşuyorlar.” sözleriyle açıkladı.

Temelinde Dünyanın En İyi Güvenlik Yazılımı Var

Bitdefender’ın Tüketici Çözümleri Başkan Yardımcısı Ciprian Istrate, yeni sürüm ile ilgili “Bitdefender’ın 2017 sürümünün diğer ürünlere karşı stratejik bir avantajı var. Bu sürüm temelinde dünyanın en iyi güvenlik yazılımı olarak geliştirilmeye başlandı. Bu yıl, mükemmel seviyede koruma ve kullanıcıların bilgisayarlarına ekstra hafif etki ile çok daha iyisini yaptık.” açıklamalarında bulundu.

Yenilikleri ve yeni sürümde nelerin geliştirildiğini merak ediyorsanız, bitdefender.com.tr adresini ziyaret ederek Windows ürünlerini (Bitdefender Total Security Multi-DeviceBitdefender Internet Security veya Bitdefender Antivirus Plus) ya da Mac kullanıcısıysanız, Bitdefender Antivirus For Mac ürününü indirebilirsiniz. Eğer bir Bitdefender kullanıcısıysanız ve geçerli bir aboneliğiniz varsa, ürününüzü güvenle yeni versiyona yükseltebilirsiniz.

MG Gülçiçek Kimya’ya ’’Büyük Ölçekli Kuruluş Ödülü’’

Kocaeli Sanayi Odası tarafından Wellborn Luxury Hotel’de bu yıl 9’uncusu düzenlenen Sektörel Performans Değerlendirme Organizasyonu kapsamında MG Gülçiçek (MG International Fragrance Company) “Büyük Ölçekli Kuruluş’” dalında verilen ödülün sahibi oldu. Kimya Sanayi Sektörü ödülünü MG International Fragrance Company adına Onursal Başkan Sayın Mişel Gülçiçek aldı.

Programın açılış konuşmasını yapan Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu “Bugün sektörel performans ödül törenimizin 9’uncusunu yapıyoruz. Amacımız ülke ekonomisine katkı sağlayan firmalarımızı ödüllendirmek ve onları çizgi üstüne çıkarmaktır. Organizasyondan kısaca bahsetmem gerekirse Sektörel Performans Değerlendirmesine başvuran firmalarımızı 7 kategoride olmak üzere 360 derece değerlendiriyoruz. Bu kategoriler verimlilik, istihdam, yenilikçilik ve markalaşma, finansal sonuçlar, dış ticaret, topluma katkı ve çevre ve çalışanların geliştirilmesi ve bilinçlendirilmesidir.” dedi.

Mişel Gülçiçek ödül töreninde “Bizim hayatımız kokuya adanmış bir hayat. 1961 yılında Tahtakale’de Asri İşhanı’nda kurduğum 20 m2’lik alandaki Gülçiçek bugün artık dünyanın sayılı esans üreticisi konumuna gelen, kendi öz sermayemizle büyüyerek, 45.000 m2’lik bir üretim tesisi yatırımına dönüşmesi ve bu yıl ikinci kez ödüle layık görülmesi gurur verici. Gülçiçek Kimya olarak dünyanın ilk ve tek entegre esans üretim tesisiyle hedefimiz, sektörümüzde 10 yıl içerisinde dünyadaki ilk 10 firma içerisinde yer almak.’’ dedi. Sözlerine devam eden Gülçiçek, kazancını işini geliştirmek üzere, yeni yatırımlar yapmak için değerlendiren ve Türkiye ekonomisine katma değer kazandırmaya çalışan bir şirket olarak, Kocaeli Sanayi Odası tarafından layık görüldüğümüz ödül için teşekkürlerimi kendim ve çalışanlarım adına iletmek isterim” yorumunda bulundu.

MG International Fragrance Company (Gülçiçek Kimya) hakkında:

Dünyanın tek bir çatı altındaki ilk entegre esans üretim tesisine sahip, yüzde yüz yerli sermayeli MG International Fragrance Company (Gülçiçek Kimya) 1961 yılında Mişel Gülçiçek tarafından kurulmuştur. Türkiye’de ürettiği esansları 2.500’ü aşkın yerli firmaya tedarik ve 65 ülkeye ihraç etmekte olan kuruluşun, İngiltere, Amerika, Fransa, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Rusya bölgeleri ağırlıklı ihracat yaptığı ülkeler arasında yer almaktadır.

2015 yılında Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde (GOSB) 65 milyon USD’lık yatırımıyla açtığı yeni üretim tesisi ile birlikte, 8 kat büyüme göstererek dünyanın sayılı esans üretim tesislerinden birine sahip olmuştur. Esans üretiminde dünyada bu büyüklükte üretim gerçekleştirebilen otomatik üretim robotu da ilk kez bir Türk fabrikasına kurulmuştur.

20.000 m2’lik arazi üzerinde kurulan 45.000 m2’lik tesisin, 5.000m2’lik alanı innovasyon, organik sentez ve araştırmalarına ayırılmıştır. Teknolojik yatırımın yanında MG International Fragrance Company’nin üretim tesisleri, sadece bir üretim merkezi değil aynı zamanda bir yaşam alanı olarak tasarlanarak sanat ve üretimin iç içe geçtiği bir tesis haline getirilmiştir.

Dünyanın en önemli parfümörleri MG International’da

MG International Fragrance Company, dünyanın en iyi koku uzmanlarını; Türk ve yabancı parfümörleri ahenkli bir yaratım süreci içinde bir araya getirmeyi başarmış bir kuruluştur. Alanında uzman sekiz parfümörün tasarladığı yeni formüller sektöre yeni bir soluk getirmeye devam etmektedir.

Sermaye Piyasası Hukuku Tartışıldı

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen Türk Ticaret Kanunu Ekseninde Sermaye Piyasası Hukuku Toplantı Serisi’nin dördüncüsü, 23 Kasım Çarşamba günü İÜ Kongre Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Etkinlik, Prof. Dr. Abuzer Kendigelen’in başkanlığını yaptığı oturum ile başladı. Oturumun ilk konuşmasını “Kayıtlı Sermaye Sistemi” adlı sunumu ile Prof. Dr. Mehmet Helvacı yaptı. Ticaret hukuku ve kayıtlı sermaye sisteminden bahseden Prof. Dr. Helvacı, “Ticaret hukukunun birçok alanı gibi kayıtlı sermaye sistemi de neredeyse kanunun tamamına değinen bir alan. Kayıtlı sermaye sistemi Türk Ticaret Kanunu açışından yeni, Sermaye Piyasası Kanunu açısından eski olmakla beraber sistemdeki değişiklikler itibariyle yeni diyebiliriz” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Helvacı, konuşmasına ticaret hukukundaki düzenlemelerden bahsederek devam etti. Türk Ticaret Kanunu’ndaki tebliğleri anlatırken Prof. Dr. Helvacı, “Kayıtlı sermaye sisteminin tanımını, Türk Ticaret Kanunu’nda daha önceden mevcut olan esas sermayeye bağlı olarak yapabiliriz. Kanunda da çoğu zaman böyle yapıldığını görüyoruz. Sebebi alışkanlığın esas sermaye sistemi olmasıdır. Şuanda ise ikili bir sistem olduğunun tekrar altını çizmekte yarar var” diyerek konuşmasını tamamladı.

Doç. Dr. Füsun Nomer Ertan ise “Genel Kurulda Pay Sahibinin Temsili” isimli sunumu yaptı. Sermaye Piyasası Kurulu’nun çıkartmış olduğu vekâleten oy kullanılması ve çağrı yoluyla vekâlet toplanması konusuna değinen Doç. Dr. Nomer Ertan, “Yeni kanunumuzda, pay sahibimiz isterse kendisi genel kurula katılabilir veya oy kullanabilir ama isterse sınırlamaya tabi olmaksızın bir temsilciyi genel kurula gönderebilir. Eski kanunumuzda bir sınırlamaya imkân verilmişti, ana sözleşmeye temsilci olarak tayin edilecek kişinin pay sahibi olmasına ilişkin bir hüküm eklenebiliyordu. Yeni kanunumuzda bu durum ortadan kalktı” ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.

Etkinlik sonunda katılımcılara ve konuşmacılara sertifika verildi.

Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2017 Raporu

Piyasanın yeni gerçekleri gayrimenkul pazarını şekillendiriyor

ULI ve PwC’nin raporuna göre Avrupa’daki gelişmeler gayrimenkul yatırımcılarının tercihlerini değiştirdi. İstanbul ise kısa vadede öncelikli yatırım alanı olarak geriye düşse de potansiyeli yüksek ve gelişen bir pazar olarak değerlendirildi.

Urban Land Institute (ULI) ve PwC’nin uluslararası yatırımcıların Avrupa gayrimenkul sektörü yatırım kararlarına ışık tutan araştırması Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2017 Raporu’nun sonuçları İstanbul’da yapılan toplantı ile kamuoyuyla paylaşıldı.

İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkma yönündeki kararı Avrupa gayrimenkul piyasasındaki dengeleri değiştirirken pek çok pazar için yeni bir fırsat yarattı. Yatırımcılar, geliştiriciler, kredi verenler, aracılar ve danışmanlardan oluşan, uluslararası düzeyde 800’den fazla gayrimenkul profesyonelinin görüşlerine dayanarak hazırlanan Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2017 Raporu’na göre Alman şehirleri “güvenilir liman” arayışındaki gayrimenkul sektörü için 2017 yılında Avrupa’daki en çok tercih edilen gayrimenkul yatırımı ve geliştirme bölgeleri olacak.

Avrupa Birliği referandumu sonrasında yatırım tercihleri açısından Almanya İngiltere’yi geride bıraktı. Londra Eylül 2016’nın sonuna kadar 12 ay boyunca 31 milyar euro’luk sermaye girişine sahip olarak Avrupa’nın en önemli küresel sermaye merkezi olmaya devam ederken, yatırım ve geliştirme potansiyeli açısından Gelişen Trendler Avrupa şehir sıralamalarında 11. sıradan (2016) 27. sıraya (2017) geriledi.

İstanbul’da kısa vadede kurumsal yatırımlar azalacak
BREXIT’in yatırımcıların Londra tercihlerinde yarattığı etkinin benzeri, araştırmanın yapıldığı dönemde darbe girişimi etkilerinin henüz çok sıcak olması nedeniyle İstanbul için de kendisini gösterdiği görülüyor: İstanbul kısa vadede yatırımcılar için öncelikli tercih olmaktan çıktı. Raporda genel olarak uluslararası kurumsal yatırımların kısa vadede azalacağı öngörülürken Ortadoğu’dan gelen ve yüksek getiri bekleyen bireysel yatırımcıların İstanbul’u tercih edebileceğine işaret ediliyor. Raporda İstanbul’la ilgili değerlendirmelerde: güçlü bankacılık sektörünün Türkiye’nin bir avantajı olduğu; darbe girişimi sonrası hükümetin sektöre daha fazla destek vermesi olasılığının yüksekliği; ülkenin benzer bir pazar olan Rusya’dan farklı olarak gayrimenkulde yurt dışına bağımlı olmayan, oldukça likit bir iç talebe sahip olması ve bunun bu dönemde sorunun büyümesine engel olacağı; genç nüfus yapısı, hızla gelişen orta sınıf ve dolayısı ile iş hayatına dahil olan genç profesyonellerin etkisi ile tüketim harcamasına dayalı bir gelişmenin bu dönemde de beklenebileceği hususlarına yer veriliyor.

Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2016 Rapor sonuçlarının açıklandığı toplantıda, sektörel gelişmeleri ve 2016 yılına dair beklentileri yorumlayan PwC Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Ersun Bayraktaroğlu rapor sonuçlarının ülkemiz gayrimenkul sektörü ile ilişkisini de şu sözlerle değerlendirdi:

“Bu raporla bir kez daha gördük ki rapor katılımcıları ‘gerçekten’ içinde bulundukları durumdan bakarak bir sonraki yılı değerlendiriyorlar. Raporun anket ve mülakat dönemi tam BREXIT ve ülkemizin yaşadığı darbe girişimi dönemine rastladığından Londra ve İstanbul birlikte listenin sonlarına kaldılar. Öte yandan raporun tümünde yer alan değerlendirmeler 2017’nin Avrupa genelinde çok da ‘keyifli’ bir yıl olmayacağının altını çiziyor. Siyasi belirsizlikler ekonomik sonuçlara, ekonomik sonuçlar da yatırımcıların/geliştiricilerin tercihlerine doğrudan etki yapıyor. Hep belirttiğim gibi, Türkiye gibi gelişmekte olan gayrimenkul pazarları kalıcı, uzun dönemli, gerçek gayrimenkul yatırımlarını ancak dünya ekonomisinin yükseliş dönemlerinde çekebilir. Avrupa ve dünyada geçmiş dönemlerdeki ekonomik dalgalanmalarda olduğu gibi, içinde bulunduğumuz dönemde de tercihler ‘güvenli limanlarda’ kalmak yönünde olmak zorunda rasyonel düşünüldüğünde: İlk 5’te 4 Alman kentinin yer alması bunun en iyi göstergesi. Dolayısı ile demografik, coğrafik ve ekonomik verileri ile potansiyeli her zaman yüksek olan ülkemiz gayrimenkul sektörünün böyle “zor” dönemlerde biraz daha temkinli ve iyi analiz edilmiş kararlarla geçmesi ve yatırımcı/geliştiricilere kalıcı, evrensel, rasyonel adımlarla ‘güven’ aşılaması tüm dünyanın içinden geçtiği bu “olağanüstü” dönem için hayati önemde.”

ULI Türkiye Başkanı Ayşe Hasol Erktin ise raporda öne çıkan veriler hakkında şunları söyledi: “Bu yılki rapor, dünya emlak piyasalarındaki belirsizliğe işaret ediyor. Rapor, yanıtlardan çok yeni sorularla ortaya çıkıyor. İlk kez %89 gibi bir oranda katılımcı, politik belirsizlikleri en önemli endişe olarak belirtiyor. Popülüzmden kaynaklanan bu belirsizliğin ne yazık ki orta vadede de devam edeceğini düşünüyorlar. Bu da gayrimenkul yatırımcılarını Alman kentleri gibi “güvenli liman”lara itiyor. Uluslararası yatırımcılar, yatırım yapacakları kentleri seçerken fiziksel ve sosyal altyapı, yaşam kalitesi, nüfusun çeşitliliği, yerel idarelerin ileri görüşlülüğü ve sürdürülebilirlik gibi konuları önemsiyorlar. Göç ve terörizm de endişe duydukları konular arasında yer alıyor.

Öte yandan, gerek teknolojide gerekse yeni kuşakların yaşam tarzlarındaki değişim, gayrimenkulün bir ‘ürün’ olmaktansa, bir ‘hizmet’ olarak yaratıcı yaklaşımlarla ele alınmasını gündeme getiriyor. Paylaşım ekonomisiyle birlikte, geçici ofisler, yurtlar gibi alternatif yatırımlar, geleneksel gayrimenkul anlayışının dışında, hem yenilikçilik hem de işletmeciliği ön plana alıyor.

Değişen dünyada ‘geleneksel’ yatırımlar, ‘alternatif’ gayrimenkul yatırımlarına oranla daha riskli olarak algılanmaya başladı. 2017’de yatırımcılar kazançlarının azalacağını düşünüyorlar.”

Avrupa’daki belirsizlik yatırımcıyı riskten uzak, güvenli limanlara yönlendiriyor
Araştırmaya katılanların %89’u siyasi istikrarsızlığı 2017 yılı için en üst sıradaki endişeleri olarak gösterdi. Uluslararası siyasi istikrarsızlığın tahmin edildiği gibi gelecek yılda önemli zorlukları beraberinde getireceği düşünülürken; Fransa, Almanya ve Hollanda’daki yaklaşan seçimlerle birlikte göç ve terörle ile ilgili endişeler de bu belirsizliği daha da artırıyor. Araştırmaya katılanların %46’sı göç krizinin gelecek yıl daha da kötüye gideceğine inanırken, katılımcılar terörü yatırımcı güvenine karşı önemli bir tehdit olarak gördüklerini belirtti. Katılımcıların üçte ikisi Avrupa’daki siyasi belirsizliğin gelecek 3 – 5 yıl içerisinde daha da kötüleşeceğini öngörüyor.

Kısa ve uzun vadedeki jeopolitik risklerle birlikte ekonomik büyüme potansiyellerine vurgu yapan rapor aynı zamanda Avrupalı gayrimenkul liderlerinin çözüm bulmakta zorlandığı daha önemli etkilere de dikkat çekiyor.

Belirsizlik sektörün güven düzeyini etkilemedi

Avrupa’da gözlemlenen yüksek orandaki belirsizlik ve değişimlere rağmen katılımcıların işlerinin öngörüleriyle ilgili olarak geçen seneye kıyasla kendilerine sadece biraz daha az güvendikleri görülüyor. Katılımcıların yarısından biraz daha azı 2017 yılında güven, kârlılık veya çalışan sayısıyla ilgili bir değişiklik beklemiyor. Ayrıca, raporda sermaye akışlarının güçlü olmaya devam edeceği ve yatırımcıların diğer varlık sınıflarındaki etkili risk/getiri beklentilerine kıyasla getiri açısından Avrupa gayrimenkulüne değer vermeye devam edeceği belirtiliyor.

Sektör açısından raporda alternatif gayrimenkul sektörlerine yatırım yapılmasına ilişkin zorluklara rağmen sektörlerin en iyi getirilerinden bazılarını sunacağı tahmin ediliyor ve popülerliğinin arttığı söyleniyor. Kentleşme ve değişen tüketici alışkanlıkları otel, öğrenci yurtları, yaşlı ve engelli bakımevleri gibi alternatiflere zemin hazırladı. 2017 yılındaki yatırım öngörüleri açısından en üst sıradaki 10 sektörden sekizi konut gayrimenkulüne yöneliyor. Bu da geleneksel ofis ve alışveriş merkezlerinin en riskli varlıklar olarak sınıflandırılmasına sebep oluyor.

2017 için Avrupa’da En İyi Yatırım Pazarları

Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2017 Raporu’na göre 2016 yılı için Avrupa’daki en iyi beş gayrimenkul pazarının aşağıdaki şehirler olacağı öngörülüyor:

Berlin– Almanya’nın başkenti yatırım, geliştirme, kira tahminleri ve sermaye büyümesinden oluşan dört anket kategorisinin hepsinde ilk sırada yer aldı. Berlin küresel ilgi gören, büyük ve oldukça kolay paraya çevrilebilen bir gayrimenkul pazarı haline geldi. Real Capital Analytics şirketinin verilerine göre 2016 yılının ilk altı ayında Berlin’e yapılan 3,9 milyar euroluk yatırım da bunu kanıtlıyor. Yüksek fiyatlara rağmen ofis ve konut pazarları güçlü büyüme potansiyelleri sayesinde hâlâ gelişmeye devam ediyor.

Hamburg – İki yıldır ikinci sıradaki yerini koruyan Hamburg bu başarısını yerel yönetimin ulaşıma ve yeni, kaliteli kentsel bölgelerle birlikte şehir limanının gelişimine yaptığı büyük yatırıma borçlu. Hamburg’un üretim, medya, fen bilimleri ve bilgi teknolojilerini içinde barındıran kapsamlı ekonomisi ve yaşanabilirliği de şehrin itibarını destekliyor. Geçen yıldan beri %4’lük kiralama artışı Hamburg’un ofis pazarında neden popüler olduğunu açıklıyor. Buna ek olarak, asıl varlıklara yönelik %3,75’lik getirinin de pahalı olmasına rağmen Hamburg’un rakibi Münih’e kıyasla daha ucuz olduğu görülüyor.

Frankfurt – Yatırımcılar 11. sıradan üçüncü sıraya yükselen Frankfurt konusunda oldukça iyimserler. Frankfurt BREXİT sonrası hâkim olan belirsizliğe rağmen sadece istikrarlı pazar olarak görülmekle kalmıyor, aynı zamanda birçok yatırımcı tarafından şirketini Londra’dan taşıyan bankacılar için de uygun bir ofis merkezi olduğu düşünülüyor. Ancak Almanya hâlihazırda birçok bankanın bulunduğu bir yer olduğu için kapsamlı bankacılık faaliyetlerinin Frankfurt’a taşınmasına yönelik olası sonuçlar konusundaki sorular hala varlığını sürdürüyor.

Dublin – Sadece bir sıra aşağı düşerek dördüncü sırada yer almasına rağmen Dublin’in yine de BREXİT’’in sonucundan yararlandığı söylenebilir. Özel sermaye yatırımcılarından birinin tahminine göre Dublin, İngiltere’den finansal hizmetlerin merkezlerini alamasa da destek hizmetleri merkezi olarak pazarda büyük bir etki yaratacak. Konut pazarındaki devam etmekte olan ekonomik büyüme, doğrudan yabancı yatırım ve yüksek talep Dublin’in 2017 tahminleri açısından önemli rol oynuyor.

Münih– Almanya’nın neredeyse tamamen baskın geldiği ilk beşi Münih tamamlıyor.  Yatırımcılar Münih’i kalıcı bir şekilde güvenli olacak bir yer olarak görüyor. Bu da riskten kaçınmaya çalışılan bir ortamda değerli bir özellik haline geliyor. Ankete katılanlara göre Münih gibi şehirlerde gayrimenkul satın almak yatırımcıların yatırımlarının genel güvenliği konusunda endişelenmeden daha fazla risk alabilmelerini sağlıyor. Münih’te 14 yıl içerisinde boş gayrimenkul oranı en düşük %4,8 olarak görülürken, satın alınacak varlık bulmak oldukça zor ve şehir Avrupa’daki en pahalı pazarlardan biri olmaya devam ediyor.

Mevcut Emlak Yatırımları Bakımından
En İyi 30 Avrupa Şehri

 

Gelişme Öngörüleri Bakımından
En İyi 30 Avrupa Şehri

 

Sıra 2017 2016
1 Berlin Berlin
2 Hamburg Hamburg
3 Frankfurt Dublin
4 Dublin Madrid
5 Münih Kopenhag
6 Kopenhag Birmingham
7 Lizbon Lizbon
8 Stockholm Milano
9 Madrid Amsterdam
10 Lyon Münih
11 Amsterdam Stockholm
12 Oslo Barselona
13 Zürih Budapeşte
14 Viyana İstanbul
15 Milan Londra
16 Barselona Helsinki
17 Paris Varşova
18 Helsinki Edinburgh
19 Prag Prag
20 Varşova Frankfurt
21 Budapeşte Brüksel
22 Birmingham Paris
23 Manchester Viyana
24 Edinburgh Zürih
25 Roma Roma
26 Brüksel Lyon
27 Londra Atina
28 İstanbul Moskova
29 Atina
30 Moskova
Sıra 2017 2016
1 Berlin Berlin
2 Hamburg Münih
3 Dublin Hamburg
4 Frankfurt Stockholm
5 Münih Kopenhag
6 Kopenhag Dublin
7 Stockholm İstanbul
8 Lizbon Birmingham
9 Lyon Edinburgh
10 Madrid Viyana
11 Oslo Frankfurt
12 Viyana Londra
13 Zürih Madrid
14 Amsterdam Milano
15 Paris Paris
16 Milano Amsterdam
17 Barselona Lyon
18 Varşova Barselona
19 Prag Roma
20 Budapeşte Prag
21 Helsinki Lizbon
22 Birmingham Varşova
23 Brüksel Brüksel
24 Roma Helsinki
25 Manchester Zürih
26 Edinburgh Budapeşte
27 İstanbul Moskova
28 Londra Atina
29 Atina
30 Moskova

 

Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa
Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa, Urban Land Institute (ULI) ve PricewaterhouseCoopers (PwC) işbirliğiyle 2003’ten bu yana her yıl yayımlanan bir rapordur. Raporda; Avrupa’daki gayrimenkul yatırımı ve geliştirme trendleri, gayrimenkul finans ve sermaye pazarları ile birlikte emlak sektörüne ve coğrafi bölgelere göre trendler yer almaktadır. Yatırımcılar, geliştiriciler, kredi verenler, aracılar ve danışmanlardan oluşan, uluslararası tanınmış 800’den fazla gayrimenkul profesyonelinin görüşlerine dayalıdır.

Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği, yeni eğitim projesiyle sektörde…

Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği, yeni eğitim projesiyle sektörde “üretim” ve “iş sağlığı ve güvenliği” konularında bilgi düzeyinin artmasını sağlayacak.

TGÜB’ün 2016 yılındaki önemli projelerinden biri olan ve Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile hayata geçirilecek “Mesleki ve Teknik Eğitim Programı” kapsamında verilecek eğitimler ile TGÜB üyesi firmalarda üretimden sorumlu çalışanların, iş sağlığı ve güvenliği konularında farkındalıklarının artırılması ve iş talimatlarına/yönetmeliklerine uygun çalışmalar gerçekleştirmelerinin sağlanması hedefleniyor. 40 saatte tamamlanması hedeflenen programda, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’nce yayımlanan “Öğretmenlik Alanları, Atama ve Ders Okutma Esasları”na göre İnşaat Teknolojisi alanında eğitim verebilecek sektör deneyimine sahip alan öğretmenleri ve sektör deneyimine sahip mühendis ve teknikerler görev alacak.

TGÜB çatısı altında faaliyet gösteren gazbeton üreticilerinin üretim, iş sağlığı ve güvenliği konusunda eşit bilgi düzeyine gelmelerini sağlayacak olan program, 2017 yılının ilk çeyreğinden itibaren uygulanmaya başlayacak.

Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından onaylanan programın uygulanacak olmasından dolayı duydukları memnuniyeti dile getiren TGÜB Genel Sekreteri Gülay Özdemir “Öğrenme kazanımları açısından sektörün ihtiyaç duyduğu bir konuya dokunabildiğimiz için memnunuz. İş kazası ve meslek hastalıklarından korunma yöntemleri, iş talimat ve yönetmeliklerine uygun üretim yapılması, tehlikelerden kaynaklanacak risklere karşı önlemlerin alınması gibi kazanımlar sağlayacak eğitim projesinin diğer sektörlere de örnek olmasını diliyoruz” dedi.

YETKİLENDİRİLMİŞ YÜKÜMLÜ SORU FORMU HAZIRLAMA SEMİNERİ 2 Aralık 2016

GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI

YETKİLENDİRİLMİŞ YÜKÜMLÜ SORU FORMU HAZIRLAMA SEMİNERİ 2 Aralık 2016
Türkiye İhracatçılar Meclisi / Şehit Ömer HALİSDEMİR Konferans Salonu

SEMİNER GÜNDEMİ

10:00-10:10
10:10-10:30

Açılış konuşmaları
– Halil İbrahim BOZKUŞ, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü – H. Hasan Murat ÖZSOY, Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürü

10:30-10:40

Kahve/çay molası

10:40-10:55

Başvuru sürecine ilişkin genel değerlendirme
– Jale ARSLAN, Risk Yönetimi ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Ticaretin Kolaylaştırılması Dairesi Başkanı

10:55-12:30

Soru formunun hazırlanmasına ilişkin bilgilendirme

12:30-14:00

Yemek Molası

14:00-15:30

Soru formunun hazırlanmasına ilişkin bilgilendirme

15:30-15:45

Kahve/çay molası

15:45-17:00

Soru / Cevap