Döviz Bir İleri, Bir Geri
Aşağıdaki grafiğe bakıldığında gerçekten döviz kurlarının yükseltilmesine gerek olmadığını ve kurların yükseltilmesinin ihracatçılara hiç faydası olmayacağı gibi bir izlenim oluşuyor.
Kurlar serbest kur rejiminde olmayıp her anı müdahale edilen bir sistem haline geldi. Hiç kimse kurların serbest dalgalanan dalgalı kur rejiminin içerisinde olduğunu söylemesin.
Kurlar iki ileri bir geri olarak şekilde aynı yerde dönüp duruyor. Tıpkı naz yapan gelinlik kız misali.
Döviz Gelirlerin Akibeti Flu
Döviz gelirlerimiz ihracat ve görünmeyen kalemler çerçevesinde artış gösterse amenna, ithalat rakamlarımız, döviz girdilerimizi teşkil eden ihracat ve ihracat dışı kalemlerden açısından bakıldığında yeterli değil.
Döviz girdilerimize bir de net hata noksanı kalemler ile sıcak para hareketleri, varlık barışı dolayısıyla yurda gelen döviz girdileri var ki, izaha muhtaç bir döviz girdisidir. Her ay artış gösteren bu kalemler (net hata noksanı) konusunda kaynak bilinmiyor.
Yıllardır Dövize Karşı Koruma Müdahalesi Yapılır
Teee bankacılık yıllarımdan itibaren dövizin piyasaya verdiği bir korku, bu korkunun kaynağında ise döviz yükselmesi söz konusudur. Yıllardır dövizin yükselmesinden korkarız ve müdahale ederiz çeşitli yollarla.
Dövize müdahalenin yolları başlıca;
- Döviz kurlarının yükselmesini engellemek adına TCMB faizleri yükseltir ki bu durumda faizin yükselmesi iğneden ipliğe kadar her şeye maliyet artışı demektir,
- Dövize, döviz satarak müdahale eder ki bu durumda TCMB’nin rezervleri erime yoluna gider,
- TCMB Türk Lirası’nın zorunlu devir miktarını azaltır, dövizin zorunlu döviz devrini yükselterek dövizin maliyetini ve piyasadaki kullanımı oldukça kısıtlama yoluna gider. Döviz satın almaya ek vergiler getirir veya kambiyo gider vergisini arttır.
- “Ya da dövizle oynayanın eli yanacak” söylemleri ile korku salınır ki döviz bulunduran kişiler ellerindeki dövizi Türk Lirası’na çevirsin diye.
Ağustos ayında cari denge 10 ayın ardından ilk kez fazla verirken verilerde yüksek gelen net hata noksan dikkat çekti. Ağustos’ta net hata noksanda 4,45 milyar dolarlık giriş izlendi. Ekonomistler söz konusu girişin efektif girişiyle birlikte birçok kaynaktan olabileceğine dikkat çekti. Bu kaynaklar arasında varlık barışı da telaffuz edildi.
Kaynak: https://www.bloomberght.com/23-yilin-en-yuksek-net-hata-noksani-nasil-yankilandi-2289495?page=2
Yıllardır dövizin yükselmesine karşı müdahale edilse de dövizin intikamı her seferinde acı oluyor ve döviz yükselmeye başladığında freni boşalmış bir kamyonun yokuş aşağı gider gibi etrafını yıkıp geçtiği gerçeği hiç unutulmamalıdır.
Kurlar kalıcı olarak düşük kalmamıştır.
22 Mart 2021’de Türk Lirası bir günde %8 değer kaybetti, sebebi ise Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınmasıydı. Kasım-Aralık 2021 döneminde ise dolar 18 TL’ye dayandı.
- 2014 2.19
- 2015 2.72
- 2016 3.02
- 2017 3.65
- 2018 4.81
- 2019 5.67
- 2020 7.01
- 2021 7.39 (Ocak)
- 2021 18.00 (Kasım-Aralık)
- 2023 29.00 Aralık ayı
Nereden nereye değil mi? Dolar 18 Lira oldu diye üzülürken bugün 29 Lira. Ancak doların artışı hala enflasyonunun artış hızının oldukça gerisindedir.
Kaynak: https://www.webtekno.com/turkiye-tarihinde-dolar-1-tl-oldu-mu-h122191.html
Ağustos 2023 Ayında 4.45 Milyar Dolar Net Hata Noksanı Döviz Girişi
Net hata noksanı dediğimiz bu paranın miktarı konusunda illa ki bir fikriniz vardır. Ama sakın ola ki bu net hata noksanı olan paralar cüzdanın içinde, valizin içinde, veya bir poşetin içinde yolcu beraberinde getirilerek yurdumuza giriş yaptığını düşünmüyorsunuz umarım.
Bakın anlatayım;
Solda resmini gördüğünüz birkaç TIR dolusu efektif dolar (kağıt para Dolar) yurdumuza geliyor.
Efektif dolar..
Bu kadar dövizler elini kolunu sallaya sallaya, gümrüklerden geçerek finansal sistemin bir parçası oluyor ve adına net hata noksanı diyoruz. Bu paralar yurda girerken gümrükler hangi kontrolü yapmaktalar?
Anlayacağınız dökme su ile değirmen taşı dönmez diye bir söz vardır. Hiç kimse üzerine alınmasa da kurların mehter marşına benzer hareketlerle gıdım gıdım yol alması olsa olsa ithalatçılara kur garantisi vererek ihracatçıyı üzmeye devam eder.
Döviz kurlarının iki ileri bir geri gitmesinden dolayı ithalatçı sevinir, ihracatçı üzülür.
Enflasyon
Bu hafta bir de enflasyondan bir çift söz edersem, içimiz kapkara olur. Çok kısacık bir cümle aktarayım:
Benim kasabımın enflasyonun düştüğünden haberi yok. Hiç kimse de benim kasabın kulağına fısıldamamış anlaşılan enflasyon düşüyor diye..
Şöyle ki; 10 gün önce topluca et aldığım kasabım kemikli kuzu etini TRL.320 Liradan satarken geçtiğimiz hafta tekrar et almaya gittiğimde aynı cins etin kilosunun TRL.400 ila TRL.500.- Lira arasında olduğunu gördüm.
Anlayacağınız kuzu etinin kilosu 10 günde % 25 ila % 45 arasında zam görmüş.
İçinizi karartmamak adına pirzolanın kilogram fiyatının TRL.850.- / TRL.900.- olduğunu söylemek istemiyorum.
Reklam olmasın diye kasabımın adını yazmıyorum. Enflasyonun düşüş eğitiminde olduğu söylense de koyun etinin fiyatı kıza zamanda % 25 artarken, diğer ürünlerin ucuzladığını sanmıyorsunuzdur. Hepsi yükseliyor. Hem de az uz değil, astronomik düzeyde.
Şeytan diyor ki bundan böyle kasabıma gitmeyeyim. Bu durumda sebze yemem gerekir ki sebze ve meyve fiyatları kasabımın sattığı et fiyat artışından daha fazla artıyor.
Şeytan dese de, demese de semt pazarına gidip alış verişimi yapıyorum. Şeytanın günahını alıyorum da pazar yerindeki fiyatları kimin arttırdığını, etin fiyatını kimin arttırdığını merak ediyorum enflasyon düşüş trendine girmişken.
Enflasyonun belini kırdık diyorlar ama enflasyon hala sapa sağlam ve dimdik ayakta. Ne kırılmaz sağlam bir beli varmış bu enflasyon meretinin. Bir türlü kırılamıyor.
Sanırım ortada kuyruklu bir yalan var.
Reşat BAĞCIOĞLU
ICC Uluslararası Ticaret Odaları
Türkiye Milli Komitesi
Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi