Salgın Döneminde “Ekosistem”in Hakkını Vermek

Mine İzmirli
Mine İzmirlihttp://www.mayasurdurulebilirlik.com/
2004 yılı Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü mezunudur. 2004-2006 yıllarında Fransa’nın Nice Şehrinde Nice-Sophia Antipolis Üniversitesi’“Çevre Kaynakları Yönetimi ve Sürdürülebilir Kalkınma” Yüksek lisans Programını tamamladı. Uzmanlık alanları Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, Çevresel ve Sosyal Etki Ölçümü, Finansal Olmayan Raporlama, İklim Değişikliği, Yenilenebilir Enerji Enerjiler ve Enerji Verimliliğidir. Çevre kaynakları yönetimi ve kurumsal sürdürülebilirlik alanında 14 yıllık deneyime sahiptir. STK’lar ve Türkiye’nin önde gelen Bankalarının da aralarında bulunduğu kurumlara sürdürülebilirlik alanında Savunuculuk Koordinatörü, Sürdürülebilir Kalkınma Danışmanı ve İş Geliştirme Direktörü olarak hizmet verdikten sonra 2013 yılından bu yana danışman olarak çalışmaktadır. Mine İzmirli bir sosyal girişimdir. Maya Sürdürülebilir Kalkınma Ajansı’nın kurucusudur. Maya girişimi, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasına katkı için kurumları hedefler. Kurumlarda Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları\'na yönelik dönüşüm yönetimi yapar. Yenilikçi modeller geliştirerek kurumlara çevresel ve toplumsal etkilerini yönetmeleri için yönetim sistemi kurar. HIGG FEM, HIGG FSLM/SLCP, SA 8000, ISO 26000:2012, ISO 20121:2012, AA 1000, ISO 14064-1, CDP araçlarını kullanarak kurumsal ölçekte ve Tedarik Zincirinde Sürdürülebilirlik çözümleri üretti. Çevresel ve sosyal etki ölçümü raporları hazırlamakta, proje geliştirmekte ve eğitmenlik/kolaylaştırıcılık yapmaktadır. Mine İzmirli ayrıca Climate Reality Project Leader ve GRI Sertifikalı Raporlayıcı Sertifikası’na sahiptir. Uluslararası Sürdürülebilirlik Profesyonelleri Derneği International Society of Sustainability Professionals (ISSP); Ekonomi Gazetecileri Derneği Küresel Isınma Kurultayı Çalışma Komitesi, TÜÇEM Üyesi ve Kadıköy Belediyesi İklim Elçisidir.
spot_imgspot_img

İşletme jargonunda “ekosistem” benzetmesini genellikle girişimcilik alanında duymaya alışkınız. Buna karşılık ekosistem yaklaşımı tam da içinde bulunduğumuz Covid-19 krizini aşmakta işimize çok yarayacak. Bunu farkında olan işletmeler bu krizden daha kolay çıkacak ve toplumu da sırtlanacak.

Tüm sektörler Kovid-19 salgını ile farklı yüzleşti.

Sağlık Bakanlığı Türkiye’de ilk koronovirüs vakasını açıkladığında tarih 10 Mart 2020 idi. Nisan 2020’ye kadar, yaklaşık bir ay içinde Türkiye ve dünyadaki gelişmelere paralel olarak şirketler hareket planları geliştirdiler. Kriz ortamına uyum sağlamak ve krizi aşmak için şirketlerin tepkileri, sektörlerine de bağlı olarak farklılıklar gösterdi:

  • Üretime ara vermek, çalışanlarını ücretli izne çıkarmak
  • Üretime ara vermek, çalışanlarını işten çıkarmak
  • Üretime ara vermek ve tedarikçileriyle sözleşmelerini iptal etmek (Inditex ve H&M gibi moda devleri Koronavirüs nedeniyle 138 milyon dolar değerinde siparişleri iptal etti.)
  • Uzaktan çalışma sistemlerini hayata geçirerek ofis çalışanlarını evden çalışır hale getirmek (Penti, çeşitli çağrı hizmetleri)
  • Üretim tesislerinde vardiya sistemleri getirmek, kişi sayısını seyreltmek
  • Yeni hizmetler geliştirmek, evlere teslimatı olmayan perakende şirketlerinin yeni teslimat ağı kurması (bazı gazeteler, ya da eskiden teslimat ağı olmayan perakende şirketlerinin örneği gibi)
  • Fabrikaların doğrudan e-satış kanallarını ön plana çıkarması
  • Şirketlerin krizle bağlantılı bazı bayrak ürünlerinin pazarlama çalışmalarına ağırlık vermeleri (Yayla Hazır yemek vb.)
  • Evlere satış ağını genişletme işçi alımı yapmak (Süpermarketler, Migros gibi)
  • Bir yandan kendi operasyonlarının sürekliliğini sağlamaya çalışırken bir yandan da faaliyet gösterdiği toplumda krize karşı önlem alan şirketler (Sağlık Bakanlığı’nın liderliğinde, Biosys’in geliştirdiği yerli mekanik ventilatörün seri üretimi için Aselsan ve Baykar Technologies ile ortak çalışan Arçelik gibi, Üretim hatlarında maske üretimine geçen LC WAIKIKI, THY Tekstil gibi şirketler)
  • Ön satışlar, promosyonlar (TURA TURİZM’in 2021 sonuna kadar yapılacak seyahatler için %50 indirim kuponu satışları, Satınalma Dergisi Dijital üyelik %50 indirim fırsatı gibi)
  • Tedarikçilerine ödemelerini öne çeken ve bu kriz dönemi geçtiğinde de tedarik zincirini sağlıklı şekilde ayakta tutmaya çabalayan markalar

Tedarikçi Ağının Dayanıklılığı

Farklı sektörlerden şirketlerin salgının yarattığı krize karşı ilk yanıtları şirketlerin tedarik zinciri yönetimi konusunda da ipuçları veriyor. Çünkü şirketlerin dayanıklılıkları böyle kriz zamanlarında sınanmış oluyor. Bu krizden tek başına kurtulmaya çalışan şirketler kısa vadeli, siparişleri iptal etmek gibi; çalışanlarını işten çıkarmak gibi tedbirlere başvurduklarında aslında ekosistem mantığından uzaklaşmış oluyorlar. Ekosistem biyolojiden ödünç aldığımız bir kavram aslında.  Ve kısaca organizmaların canlı ve cansız tüm elementlerle arasındaki bağı tarif eder. Ekosistem denince cansız doğal çevre ve üreticiler, tüketiciler ve ayrıştırıcılar gibi bu çevrede yaşamlarını sürdüren canlıların arasındaki ilişki ve etkileşim anlatılır.

İşte şirketlerin içinde faaliyet gösterdikleri ortamı da Biyoloji’den ödünç aldığımız bu kavramla anlatmak istersek ekosistemde her canlı çevre koşullarından etkilenir ve diğer öğeleriyle etkileşim içindedir. Dolayısıyla şirketin tedarikçileri, müşterileri, mevsimlik işçileri ile şu ana kadar kurduğu ilişki bu kriz sırasında çetin bir sınavdan geçiyor.

Ayakta Kalanlar Tedarikçilerini de Ayakta Tutmayı Başaranlar Olacak

Kriz geçtikten sonra ve markalar ve perakendeciler tekrar ticarete başladıktan sonraki süreci de şimdiden planlamak gerekiyor. Kriz sonrası kaç tane fabrika hala iş başında olacak ve üretime yeniden başlamak için hala kriz öncesi işgücüne sahip olabilecek? Krize ilk yanıtlar kadar bu orta vadeli planlama da krizin derinleşip derinleşmemesinde hayati rol oynayacak. O yüzden markaların orta vadede iş sürekliliklerini sağlamaları ve ticarete devam edebilmeleri için kendi işletmeleri kadar iş yaptıkları ekosistemi de ayakta tutma adına adımlar atmaları gerekiyor. Ve bunu gecikmeden hemen bugünden itibaren planlamalılar. Aşağıdaki öneriler nakit akışı konusunda sorunu olmayan kurumsal markalar için değerlendirilebilir.

Öneriler-1

  • Tedarikçilerle sürekli iletişim halinde olunması
  • Tedarikçilerin iş süreklilikleri konusunda eksikliklerin belirlenmesi
  • Eldeki kapasite, teknoloji ya da diğer uzmanlıkları tedarikçilerin iş sürekliliğini sağlayacak şekilde paylaşılması
  • Ön satış sözleşmeleri
  • Tedarikçilere olan ödemelerin gözden geçirilmesi, gerekirse mal teslimatından önce ödeme sistemlerinin geliştirilmesi
  • Rakiplerle ya da farklı sektör temsilcileriyle işbirliği yaparak toplumun karşı karşıya olduğu KOVİD-19 Salgını sorununa çözüm sağlayacak ortak teknoloji; AR-GE , organizasyon atılımları yapmak

Aşağıdaki öneriler nakit akışında sorun yaşayan KOBİler için değerlendirilebilir.

Öneriler-2

  • Kısa vadeli nakit akışını ve tahsilatları gözden geçirilmesi
  • Müşterilerle sürekli iletişim halinde olunması
  • Müşterileri süreç hakkında şeffaf bilgilendirme
  • Ürün ve hizmetleri kısa vadeli kriz ortamına adapte etme; yeni ürün geliştirme
  • Daha sonraki siparişlerde geçerli olmak üzere indirimler (TURA TURİZM bu konuda BtoC bir kampanya ile mesela ileri tarihli tur paketlerini şimdiden %50 indirimli alma şansı veren indirim kuponlarını satışa sunmuştur.)
  • Güzellik Salonu ya da Kuaför gibi mikro bir işletme dahi sürekli müşterilerine sağladığı hizmeti kriz sonrası 1 aylık Abonelik, 10 seans vb. gibi cazip fiyatlarla ileri tarihte vereceği hizmetin ücretini şimdiden tahsil ederek, bu tip paket hizmetler sunarak önümüzdeki belirsiz dönemi aşmak adına nakit akışını iyileştirmeye çalışabilir.
Mine İzmirli
Mine İzmirlihttp://www.mayasurdurulebilirlik.com/
2004 yılı Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü mezunudur. 2004-2006 yıllarında Fransa’nın Nice Şehrinde Nice-Sophia Antipolis Üniversitesi’“Çevre Kaynakları Yönetimi ve Sürdürülebilir Kalkınma” Yüksek lisans Programını tamamladı. Uzmanlık alanları Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, Çevresel ve Sosyal Etki Ölçümü, Finansal Olmayan Raporlama, İklim Değişikliği, Yenilenebilir Enerji Enerjiler ve Enerji Verimliliğidir. Çevre kaynakları yönetimi ve kurumsal sürdürülebilirlik alanında 14 yıllık deneyime sahiptir. STK’lar ve Türkiye’nin önde gelen Bankalarının da aralarında bulunduğu kurumlara sürdürülebilirlik alanında Savunuculuk Koordinatörü, Sürdürülebilir Kalkınma Danışmanı ve İş Geliştirme Direktörü olarak hizmet verdikten sonra 2013 yılından bu yana danışman olarak çalışmaktadır. Mine İzmirli bir sosyal girişimdir. Maya Sürdürülebilir Kalkınma Ajansı’nın kurucusudur. Maya girişimi, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasına katkı için kurumları hedefler. Kurumlarda Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları\'na yönelik dönüşüm yönetimi yapar. Yenilikçi modeller geliştirerek kurumlara çevresel ve toplumsal etkilerini yönetmeleri için yönetim sistemi kurar. HIGG FEM, HIGG FSLM/SLCP, SA 8000, ISO 26000:2012, ISO 20121:2012, AA 1000, ISO 14064-1, CDP araçlarını kullanarak kurumsal ölçekte ve Tedarik Zincirinde Sürdürülebilirlik çözümleri üretti. Çevresel ve sosyal etki ölçümü raporları hazırlamakta, proje geliştirmekte ve eğitmenlik/kolaylaştırıcılık yapmaktadır. Mine İzmirli ayrıca Climate Reality Project Leader ve GRI Sertifikalı Raporlayıcı Sertifikası’na sahiptir. Uluslararası Sürdürülebilirlik Profesyonelleri Derneği International Society of Sustainability Professionals (ISSP); Ekonomi Gazetecileri Derneği Küresel Isınma Kurultayı Çalışma Komitesi, TÜÇEM Üyesi ve Kadıköy Belediyesi İklim Elçisidir.

PAYLAŞIMLAR

Lütfen yorumunuzu girin !
Lütfen adınızı giriniz.

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı