Dr. Öğr. Üyesi Gözde MERT
Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi
İşletme Bölüm Başkanı & Gözde Araştırma Şirketi Kurucusu
“Enerji, yaratıcılığın anahtarıdır. Enerji, hayatın anahtarıdır.” William Shatner
Sanayiden kaynaklı sorunların başında çevre kirliliği gelir ve bu çok önemlidir. Her sanayi üretiminde ortaya; katı, sıvı ve gaz halinde atıklar çıkar. Bu atıklar doğayı ve insan sağlığını tehdit edici boyutlardadır. Sanayi üretimi, tarımsal ve hammadde kaynakları üzerinde büyük baskılara neden olmaktadır. Ürünlerin dağıtımı nedeniyle ihtiyaç duyulan ulaşım ağ sistemleri, doğa üzerinde yeni tahribatlara yol açar. Sanayi faaliyetleri ile büyüyen şehirler; gecekondulaşma, alt yapı yetersizliği, işsizlik ve sosyal sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma ve çevre dostu teknolojilerin kullanılması ile sanayi nedeniyle ortaya çıkan sorunların çözüme kavuşturulacağı görülmektedir.
- yüzyılda Sanayi Devrimiyle başlayan süreçte ülkelerin ekonomik, sosyal, siyasi alanlarda uğradıkları değişiklikler sanayileşme olarak tanımlanmaktadır. Sanayileşme, yatırım, istihdam, işsizlik, cari açık gibi küresel sorunlarla doğrudan ilgilidir.
Sanayileşme, ekonominin tarım ve hizmetler sektörlerinde de meydana gelebilir. Günümüz dünyasında, gelişmiş ekonomilerin, aynı zamanda sanayileşmiş ülkeler olmaları, ekonomik gelişme ile sanayileşme arasında çok yakın bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. Bir ülke gelişmiş ise aynı zamanda da sanayileşmiş demektir. Bu nedenle hemen hemen bütün az gelişmiş ülkelerde sanayileşme, iktisadi veya ekonomik kalkınmanın temel yaklaşımı olarak benimsenmiştir. Bir ülkede sanayileşmeyle birlikte genellikle; sanayi ürünleri ihracatı, hammadde ithalatı ve dış ticaret hacmi artar. Tarımda çalışan nüfus oranı azalırken; sanayide çalışan nüfus oranı artarak, işsiz insan sayısı azalır. Ayrıca, kişi başına düşen milli gelir, şehirleşme oranı ve ortalama yaşam süresi artar. Sanayinin yüksek düzeye ulaşması için; düşük katma değerli ve emek-yoğun ürünler yerine, ileri teknolojili ve sermaye-yoğun ürünler üreterek, bu ürünlerin gelişmekte olan ülkelere ihraç edilmesi gerekmektedir. Sanayinin daha iyi düzeye gelebilmesi için; teknolojik bağımlılık düzeyi, minimum seviyede olmalıdır. Yüksek derecede ve süreklilik gösteren teknolojik bağımlılık, sanayileşme çabalarını engeller.
Dünya nüfusu, teknolojik gelişmeler ve daha çağdaş yaşama arzusu gün geçtikçe artmaktadır. Buna bağlı olarak, enerji kaynaklarına olan talep, her geçen gün artmaktadır. Yeni kaynaklar aranırken, enerji tüketiminde de tasarruf yolları aranmaktadır. Dünyada enerji tüketim oranları; petrol %33, kömür %30 ve doğal gaz %23; Türkiye’de enerji tüketim oranları ise doğal gaz %33, petrol %27, taşkömürü %15, linyit %14 ve hidrolik %4’tür. Kullanışlarına göre enerji; yenilenebilir ve yenilenemez enerji kaynakları olarak ikiye ayrılmaktadır. Yenilenemez enerji kaynakları; kömür, petrol, doğalgazdır. Yenilenebilir enerji kaynakları ise; hidrolik, güneş, biokütle, rüzgâr, jeotermal, dalga ve hidrojendir.
Geleneksel enerji kaynaklarının zaman içinde tükenecek olması ve aynı zamanda karbon salınımı nedeniyle atmosferi olumsuz etkilemesi, alternatif enerji üretimini zorunlu kılmıştır. Kömür, Asya ülkelerinde önemli bir enerji kaynağı olmayı sürdürmektedir. Elektrikli araçların bataryalarında beklenen iyileşme, taşıma sektöründe devrim yaratma gücüne sahiptir. Nükleer enerjinin geleceği konusunda ise endişe duyulmaktadır. 1923’te kurulan Dünya Enerji Konseyi, sürdürebilir enerjinin geleceği konusunda somut çalışmalar yürüten ve fikir liderliği yapan, küresel tek forumdur.
Enerji Sorunun Önemi
- Dünya’da, artan nüfus ve refah seviyesi, enerji tüketimini de aşırı biçimde arttırmıştır. Yoğun kullanım hem enerjinin sağlanması hem de üretimi sırasında oluşan kirlilik nedeniyle büyük sorunlara yol açmakta, en önemlisi küresel ısınma tehdidini tetiklemektedir.
- Gelişmekte olan ülkelerde büyük bir enerji açığı ve dışa bağımlılık bulunmaktadır.
- Enerji Sorunu, günümüzde sadece sürdürülebilir bir kalkınmanın gerekliliği için değil, aynı zamanda dünya barışı ve güvenliği için de son derece önemlidir.
Dünya Bankası 2019 Enerji İlerleme raporuna göre; dünyada hala yedi kişiden birinin elektriğe ulaşamadığı ve 3 milyar kişinin çevreyi kirleten (fosil yakıtlar) kullandığı belirtilmektedir. Teknolojideki gelişmeler; güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi gibi temiz ve yenilenebilir kaynaklardan daha ucuz ve kolay enerji üretilmesini sağlayarak, enerji problemine çözüm sunmaktadır. Yeni nesil pil sistemleri ve çok daha az enerji tüketen elektrikli cihazlar ise enerjinin daha verimli kullanılmasına yardımcı olmaktadır.