Sanayinin Yeşil Yolculuğu- Endüstriyel Emisyonların Kontrolü Yönetmeliği Bize Ne Anlatıyor?
Asuman GÜNORTANÇ
Sanayi, dönüşmek zorunda. Çünkü dünya artık eskisi gibi değil. Peki, Türkiye bu değişime nasıl ayak uyduracak?
14 Ocak 2025 tarihinde yayımlanan ve 1 Aralık 2025 tarihinde yürürlüğe girecek olan “Endüstriyel Emisyonların Yönetimi Yönetmeliği”, sanayicilere çevresel performanslarını iyileştirmeleri amacıyla belirli yükümlülükler getirmektedir. Bu yönetmelik, Türkiye’nin çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasında önemli bir adımı temsil etmekte ve sanayi sektöründe yeşil dönüşümü teşvik etmektedir.
Yönetmelik eklerinde belirtilen sektörlerde faaliyet gösteren tesislerin, çevre izin ve lisans süreçlerini tamamlayabilmeleri için Sanayide Yeşil Dönüşüm (SYD) belgesi almaları gerekmektedir.
SYD belgesi alınabilmesi için sanayi tesisleri, çevresel performanslarını artırmak amacıyla uluslararası kabul görmüş mevcut en iyi teknikleri (BAT) uygulamakla yükümlüdür. Sanayiciler, teknolojiyi yakından takip edip en iyi teknikleri üretim süreçlerine dahil etmek zorunda. Ancak bunu yaparken çevreye verdikleri zararı da en aza indirmeliler. Yönetmelikle gelen bu yükümlülükler, sanayicilerin çevreye duyarlı üretim yapmalarını teşvik etmek ve sürdürülebilir bir sanayi dönüşümünü desteklemek amacıyla belirlenmiştir.
Tesislerin BAT uygulama durumlarına göre çevresel performansları değerlendirilecek ve A’dan F’ye kadar sınıflandırılacaktır. Mevcut tesislerin, 31 Aralık 2028 tarihine kadar en az F seviyesinde, 31 Aralık 2030 tarihine kadar ise en az D seviyesinde SYD belgesi almaları zorunludur. Yeni tesisler ise, faaliyete geçtikleri tarihten itibaren en az D seviyesinde SYD belgesi almakla yükümlüdür. A sınıfı belgeye sahip tesisler, en yüksek çevresel standartları karşılayarak uluslararası pazarda rekabet avantajı elde edebileceklerdir.
Bu yönetmelik entegre kirlilik önleme ve kontrol yaklaşımı ile çevreyi kirletmemek için neler yapmalıyım bakış açısını sanayiciye kazandırmayı hedeflemektedir. Şirketler yeşil dönüşümün bir maliyet değil, rekabet avantajı sağladığını fark ettikçe dönüşüm süreci hızlanacaktır. AB Yeşil Mutabakatı ile birlikte zaten çevreci üretim yapmayan firmaların ihracat kapıları kapanma riski taşıyor. Bu yüzden yönetmelik, sadece bir zorunluluk değil, aslında sanayinin geleceğini şekillendiren bir fırsat olarak da görülmelidir.
Sonuç olarak, Endüstriyel Emisyonların Kontrolü Yönetmeliği, Türkiye’nin çevre koruma konusundaki kararlılığını ve sanayide sürdürülebilirlik hedeflerini açıkça ortaya koymaktadır. Yönetmelik, sanayi kuruluşlarının çevreye olan etkilerini minimize etmeyi amaçlamakta ve bu doğrultuda önemli düzenlemeler getirmektedir. Sanayi kuruluşlarının bu yönetmeliğe uygun olarak faaliyet göstermeleri, çevresel sürdürülebilirlik ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma açısından büyük önem taşımaktadır.
Sanayide yeşil dönüşümün sağlanması, hem çevresel hem de ekonomik açıdan büyük faydalar sağlayacak ve Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynayacaktır.
Asuman GÜNORTANÇ