Tersine Lojistiğin Sürdürülebilirliği
Emine KORKMAZ – İhracat-İthalat Müdürü
Modern iş dünyasında tersine lojistik uygulamaları son yıllarda artış gösterirken, bu uygulamanın yaygınlığı ve etkinliği sektöre ve bölgeye göre farklılık göstermektedir. Tersine lojistiği ele almadan önce, kısaca lojistik kavramının doğuşuna değinmek isterim.
Lojistik, ilk olarak 20. yüzyıl başlarında askeri ihtiyaçlardan doğan bir terim olarak ortaya çıkmış; ordunun malzemesinin tedarik edilmesi ve taşınması gibi faaliyetleri kapsarken, modern anlamda II. Dünya Savaşı’ndan sonra daha anlamlı hale gelmiş ve önemi artmıştır.
Lojistik türlerinden biri olan tersine lojistik (reverse logistics) kavramı, ilk olarak 1981 yılında James R. Stock ve Douglas M. Lambert tarafından tanımlanmıştır. Bu kavram, tüketiciden üreticiye doğru gerçekleştirilen faaliyetleri kapsar. Bu süreçler, ürünlerin tüketiciye ulaşmasından sonra geri dönüşümü, yeniden kullanımı, kusurlu ürünlerin iadesi ve imhasını içerir. Tersine lojistik, doğal kaynakların korunması, enerjinin daha az tüketilmesi, atık miktarının azaltılması ve ekonomik anlamda fayda sağlanması açısından büyük önem taşır.
James R. Stock’un 2001 yılında yaptığı tanıma göre, tersine lojistik şu alanları içerir:
- Ürün dönüşleri (product returns)
- Kaynak azaltımı (source reduction)
- Geri dönüşüm (recycling)
- Materyal ikamesi (material substitution)
- Materyallerin yeniden kullanımı (reuse)
- Atıkların yok edilmesi (waste disposal)
- Yakılması (refurbishing)
- Tamir ve yeniden üretim (remanufacturing)
Tersine lojistiğin öneminden bahsetmişken, biraz daha detaylandırmak isterim:
- Ürünlerin geri dönüşüm ve yeniden kullanım süreçleri, ürünlerin yaşam döngüsünü uzatır ve kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlar. Aynı zamanda, bu kaynakların tükenme hızını yavaşlatır.
- Ürünlerin geri dönüşümü ve yeniden kullanımı, üretim maliyetlerini azaltır. Ayrıca, atık bertarafı için gereken maliyetleri de düşürebilir.
- İade süreçlerinin etkili yönetilmesi, müşteri memnuniyetini artırır. Müşteriler, kolay ve sorunsuz iade işlemlerine olumlu şekilde dönüş sağlarlar.
- Çevre dostu uygulamalar, şirketlerin çevreye duyarlı olduklarını ve sosyal sorumluluklarını yerine getirdiklerini gösterir, bu da marka imajını güçlendirir.
Tersine lojistik alanında sürdürülebilirliği destekleyen çeşitli projeler ve programlarla faaliyet gösteren birkaç markadan da örnek vermek gerekirse:
- Adidas: 2015 yılında Parley for the Oceans ile bir ortaklık başlattı. İki kuruluş, geri dönüştürülmüş plastikten yapılmış ürünler üretmek için iş birliği yaptı. Okyanuslardan toplanan plastik atıklardan yapılan malzemelerle ürünler üreterek deniz kirliliğine karşı mücadelede ve geri dönüşümde önemli bir adım atmıştır.
- Eileen Fisher: Renew Programı aracılığıyla müşterilerinden kullanılmış ürünleri geri getirmelerini, yeniden satışı ve geri dönüşümü için teslim etmelerini teşvik etmektedir. Bu program sayesinde, ürünlerin ikinci bir hayat kazanmasını sağlar.
Tersine lojistik uygulamaları, yeni teknolojilere ve yenilikçi çözümlere yatırım yapma olanakları sunar. Bu süreçlerde kullanılan teknolojiler, diğer lojistik süreçlerinde de verimliliği artırabilir. Tekstil sektöründe çalışan biri olarak, bu uygulamaların sektörümüz için ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istiyorum.
Tersine lojistiğin, hem çevresel sürdürülebilirliği hem de ekonomik verimliliği artırmak açısından büyük önem taşıdığının farkındalığını sağlamak istedim. Umuyorum, farkındalıklarımız sayesinde gezegenimizi aydınlık bir geleceğe taşıyabileceğiz.
Emine KORKMAZ
İhracat-İthalat Müdürü