Bir ihracat işleminde ihracatçının satacağı malın parasını alabilmeyi garanti etmek ister. Mal bedelinin yurt dışından garantili bir şekilde gelmesini sağlayan yöntemlerin bir tanesi de dış ticaret tacirlerinin genel bilgileri doğrultusundaki ihracat akreditifleridir. İhracatçılarımız kendi lehlerine açılan ihracat akreditifleri ile mallarını ihraç eder, akreditifte talep edilen evrakları da tam olarak ve zamanında kendi bankasına sunduğunda, ödeme koşulları çerçevesinde mal bedelini kendi bankasından alabilmektedir. İhracatçı malını yükleyip parasını almak için malı sattığı ithalatçıyı değil, kendi bankasını muhatap alır. Çünkü ihracatçı bilir ki akreditif kendisine şartlı bir ödeme garantisi vermektedir. İhracatçı akreditife güvenmekle birlikte bir de akreditife teyid eklettiğinde; yani teyidli ihracat akreditif olması durumunda, ihracatçının mal bedelini alabilmesinde hiç sorun yok gibi görünür. İhracatçıların kafasındaki genel düşünce budur; “Bir akreditif gayrikabilirücü (cayılamaz) ve teyidli olması hainde ihracatçının malı yükledikten sonra parasını alacağı garantidir.”
Gerçekten gayrikabili rücu teyidli akreditif mutlak bir ödeme garantisi veriyor mudur? Önce akreditifin, bilhassa gayrikabilirücu teyidli akredtifin ne anlama geldiğine bir göz atalım, sonrasında akreditifteki teyidin ne kadar garanti olduğuna…
Bir nevi şartlı havaledir. Belli şartların yerine getirilmesi ile bankaların birbirlerine ödeme taahhüdü vermeleridir. Tanımlaması nasıl olursa olsun, amir bankanın (akreditifi açan ithalatçının bankası) uygun bir ibrazı karşılayacağına ilişkin kesin yükümlülüğünü oluşturan dönülemez (cayılamaz) nitelikte herhangi bir düzenleme, ithalatçının emri ile düzenlenen kredi mektubu anlamına gelir. Akreditif adına farklı tanımlamalar yapılsa da, akreditifin genel tanımı ve anlamı budur.
Akreditif için böyle söyleniyorsa, akreditife “teyid” eklendiği vakit bu akreditif zaten şartlı bir ödeme garantisi olarak bildiğimiz akreditif tanımına teyid ilave edildiğinde bankaların (çoğu kez ihracatçının bankası) kefaleti de söz konusu olur ki akreditif o zaman şartlı bir banka garantisi olmakla birlikte, akreditife teyid ilave edildiğinde ise akreditif koşulları çerçevesinde malını ihraç eden ve evraklarını tam ve zamanında bankasına ibraz eden ihracatçıya ödemenin yapılacağı teyid bankası tarafından adeta garanti edilmiştir.
Akreditif düzenlemelerine ilişkin Uluslararası Ticaret Odaları’nın (ICC – International Chamber and Commerce) hazırlamış olduğu UCP 600 Sayılı Bröşür’un (Uniform Customs and Ptactice for Documentary Credits Brochure no 600, 2007 revision) Madde 8/b şöyle söylemektedir;
“Bir teyit bankası akreditife teyidini eklediği an itibariyle ibrazı karşılamakla veya iştira etmekle dönülemez biçimde yükümlüdür.”
Teyid; akreditifi açan amir banka ile teyid bankası arasında adeta kefalettir. Akreditif koşullarına uygun evraklar uygun zamanda teyid bankasına ibraz edilmesi halinde, ödeme teyid bankasının asli borç yükümlülüğü haline gelir. Yani ödeme şartların yerine getirilmesi halinde garanti altına alınmış olur. Ama şartların yerine getirilmesi halinde olduğu gerçeğini göz ardı etmemeliyiz. İşte ihracatçının duymak istediği akreditifteki madde budur. Ödeme garantisi. Ancak ihracatçı bu sözün öncesine ve sonrasına nedense bakmaz ve bu “teyid ödeme garantisidir” sözünü cımbızlar, neyi duymak veya görmek istiyorsa o cümleyi görmeye çalışır.
Şartlı bir ödeme garantisi veren akreditiflere teyid ilave edildiğinde bankaların birbirlerine kefaletinden doğan bir ödeme garantisi olsa da, Akreditif düzenlemelerine ilişkin Uluslar arası Ticaret Odaları’nın (ICC – International Chamber and Commerce) hazırlamış olduğu UCP 600 Sayılı Bröşür’un (Uniform Customs and Ptactice for Documentary Credits Brochure no 600 2007 revision) madde 16/a da şöyle söylemektedir;
“Görevi çerçevesinde hareket eden bir görevli banka, varsa bir teyit bankası veya amir banka bir ibrazın uygun olmadığını belirlediğinde (evraklarda rezerv olması) ibrazı karşılamayı veya iştira etmeyi reddedebilir.”
Bunun adına Rezerv denir. Rezerv: farklılık anlamına gelir. Rezerv; Akreditif koşullarına riayet etmeme anlamına gelir. Rezerv; bir akreditifte tüm bankaların vermiş oldukları ödeme garantilerini tamamen ortadan kaldırır demektir. Rezerv; ihracatçının parasını normal koşullarda alamayacağı demektir. Rezerv; ihracatçının bileğinin büküldüğü ve ilerleyen safhalarda gücünün azaldığı hatta gücünün tükendiği anlamına gelir. Rezerv; İthalatçın elinin güçlendiği anlamına gelir. Rezerv; kafalarda tilkilerin cirit atmaya başlayacağı uygun ortam demektir.
Bir akreditif her ne kadar gayrikabilirücu teyidli de olsa, ihracatçının akreditif koşullarına uygun olmayan bir evrağı teyid bankasına ibraz etmesi halinde, alacağını kesin olarak tahsil etmeyi düşünen ihracatçı parasını alamayacaktır. Akreditif koşulsuz mutlak ödeme garantisi vermemektedir. Her ne kadar bir akreditifte ihracatçının eli güçlü gibi görünürse de, akreditif koşullarına uygun olmayan bir evrağın teyid bankasına ibrazı ile akreditifin verdiği ödeme garantisi ve yükümlülükleri ortadan kalkar.
İşte ihracatçının akreditifle mal ihraç edeceği vakit iki defa düşünmesi gerekir. Hele hele akreditif konusunda yetkin olmayan ihracatçılar keza akreditif konusunda yetkin bilgiye sahip olmayan personelle çalışmaları halinde başlarını vuracak taş aramaya başlayabilirler. Bilginin güç olduğunu ve bilgilinin güçlü olduğu bu devirde akreditiflerde yapılacak telafi edilemeyecek bir hatanın bedeli ağır olacaktır.
Çok güzel bir söylem
“Bilginin güç, bilgilinin de güçlü olduğu “
Reşat Beyi Tebrik Ediyorum
Ali Kaynar