Türkiye’nin Lojistik Sorunu

Sabri ERGENECOŞAR
Sabri ERGENECOŞAR
Beykoz Lojistik Meslek Yüksek Okulu Girişimcilik ve Proje Yönetimini dereceyle 2010 yılında bitirdi. Açık Öğretim Fakültesi’ne devam etti ve 2012 yılında İşletme lisans mezunu oldu. 2020 Yılında ilk (tezsiz) yüksek lisansını tamamlayıp mezun oldu ve aynı yıl bir kitap bölümü (hakemli) ve bir uluslararası makale (hakemli) yayımladı. Lojistik sektöründe üst düzey yöneticilik yaptı. Halen BICUBIQ Teknoloji firmasında Operasyon ve İdari İşler Müdürü’dür. Lojiport ve ekonomi ajandasında ki aktif köşesinde lojistik ve ekonomi üzerine yazılar yazmaktadır.
spot_imgspot_img

Türkiye’nin Lojistik Sorunu

Sabri ERGENECOŞARTürkiye’nin Lojistik Sorunu Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Günümüz global ticaret sisteminde, nitelikli lojistik hizmetleri, bir ülkenin ekonomik başarısını belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Ancak, Türkiye özelinde değerlendirildiğinde, çelişkili bir tablo ile karşı karşıyayız: Lojistik performansımız gün geçtikçe düşerken, ihracat rakamlarımız artış göstermektedir. Bu durumun ne anlama geldiğini ve arka planda yatan nedenleri incelemek, Türkiye’nin ekonomik ve ticari geleceği açısından kritik öneme sahiptir.

Lojistik Performansındaki Düşüş

Lojistik performansı, bir ülkenin ulaşım altyapısı, depolama kapasiteleri ve dağıtım sistemleri gibi unsurlarını kapsar. Ancak, Türkiye, son yıllarda bu alanda önemli bir gerileme yaşamaktadır. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2022 Küresel Rekabetçilik Raporu’na göre, ülkemiz lojistik altyapı kalitesi açısından dünya sıralamasında belirgin bir düşüş göstermiştir (World Economic Forum, 2022). Gümrüklerde yaşanan sıkıntılar, Depolama hizmetlerinde altyapı yetersizlikleri, artan nakliye maliyetleri ve taşımacılıkta yaşanan diğer sorunlar, ürünlerin zamanında ve güvenli bir şekilde ulaşımını zorlaştırmaktadır.

Özellikle, karayolu taşımacılığı, demiryolu taşımacılığı ve liman yönetimi gibi kritik alanlarda yaşanan aksamalar, Türkiye’nin genel lojistik verimliliğini olumsuz etkilemektedir. Sorunların başında limanlarındaki kapasite sıkıntıları ve yol ağlarındaki yetersizlikler gelmektedir. Diğer bir sorun ise komşu ülkeler ile yaşanan siyasi gerilimlerin piyasaya etkileridir. Komşularımızda yaşanan savaşlar nedeni ile Ortadoğu’nun bir alev topuna dönmesi ve karşılıklı konan ambargolar ihracatımızı etkilemektedir. Diğer bir konu ise karayolunda yaşanan plaka krizidir. İhracat yapan firma ürünü alırken kendi ülkesinin araçlarının nakliyeyi organize etmesini istemektedirler. Bunun birkaç sebebi vardır ama en önemlisi gümrüklerde Türk plakalı tırların yaşadığı sıkıntıları bertaraf etmek ve nakliyeyi daha uyguna halletmektir. Bazı Forwarding firmaları da nakliye fiyatları kırmak için yabancı plakalı araçları kullanmakta iç piyasadaki karayolu lojistik firmalarını zora sokmaktadırlar.

Ayrıca, demiryolu taşımacılığındaki yetersizlikler de dikkat çekicidir. Türkiye, demiryolu altyapısında geliştirdiği projelere rağmen, halen istenen seviyede bir kapasiteye ulaşamamıştır. Demiryollarının, özellikle yük taşımacılığında, karayoluna göre daha çevreci ve maliyet etkin bir alternatif olduğu bilinen bir gerçektir. Ancak, mevcut durum, bu potansiyelin değerlendirilmesinin önünde büyük bir engel teşkil etmektedir. Sorunların çözülmemesi durumunda, bu alandaki rekabetçi avantajın kaybolması kaçınılmazdır.

İhracat Rakamlarındaki Artış Gerçeklerimi Yansıtıyor?

Lojistik altyapısındaki bu olumsuz tabloya rağmen Türkiye’nin ihracat rakamlarında gözle görülür bir artış yaşanmaktadır. Aslında ihracatın üretim üzerinde bir artırımı söz konusu değildir. Açıklanan rakamlar transit taşımacılığın verileridir. Gerçek ihracatçılar yaşanan enflasyon sebebi ile bir daralmanın eşiğindedirler. Bu süreç lojistik sektörünü yakından ilgilendirmekle beraber lojistik üs konumunda olan bir ülke olmamıza rağmen doğru adımlar atmadığımız için bu özelliğimizi de yakında kaybedebiliriz.

Stratejik Coğrafi Konum ve Türkiye

Türkiye’nin coğrafi konumu, Avrupa, Asya ve Afrika’nın kesişim noktasında yer alması, bazı sektörlerde ciddi fırsatlar sunmaktadır. Bu stratejik konum, Türkiye’yi lojistik merkez haline getirme potansiyeline sahip olsa da, altyapı sorunları bu avantajı sınırlamaktadır. Ekstra maliyetler ve sürekli yaşanan lojistik aksamalar, rekabet gücünü olumsuz etkileyebilmektedir. Ancak yine de, bu avantaj sayesinde Türkiye, özellikle Asya pazarları başta olmak üzere, farklı coğrafyalara ürün ihraç edebilmekte ve ihracatını artırma olanaklarını değerlendirebilmektedir.

Ülkemiz, tekstil, otomotiv, gıda ve inşaat malzemeleri gibi birçok sektörde güçlü bir ihracat potansiyeline sahiptir. İlgili sektörlerdeki büyüme, Türkiye’nin coğrafi konumunun sağladığı ulaşım avantajları ile birleştiğinde, ihracat rakamlarındaki artışa önemli katkılar sağlamaktadır. Özellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarları, Türkiye’nin coğrafi olarak yakınlığı sayesinde ulaşım kolaylığı sağlayarak, ihracatı desteklemektedir.

Kısa Dönemli Başarı mı?

Türkiye’nin ihracat rakamlarının artış göstermesi, dış ticaret politikalarında geçici bir başarı olarak değerlendirilmektedir. Ancak, arka planda devam eden lojistik sorunlar, bu durumun sürdürülebilirliğine tehdit oluşturabilmektedir. Maliyet artışları ve tedarik zincirindeki aksamalar göz önüne alındığında, uzun vadede bu artışın sürekli olacağına dair bir güven sağlamak zor görünmektedir.

Dış ticaretin sürdürülebilirliği için Türk ekonomisinin öncelikle lojistik altyapısını güçlendirmesi ve tedarik zincirindeki etkinliği artırması gerekmektedir. Altyapı yatırımlarının hızlandırılması, yenilikçi lojistik çözümlerinin uygulanması ve dijitalleşme, bu süreçte öne çıkan temel unsurlardır. Aksi takdirde, peş peşe gelen ihracat rakamları, yalnızca kısa dönemli bir illüzyondan ibaret kalacaktır.

Türkiye’nin ihracat rakamlarındaki artış, stratejik coğrafi konum, global piyasalardaki değişimler Transit taşıma ve dahili rejimdeki birçok faktörün bir araya gelmesinin bir sonucudur. Ancak, bu durumun sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi için lojistik sorunların kalıcı bir şekilde çözülmesi şarttır. Negatif etkileri gidermek adına, hızla iyileştirilmesi gereken lojistik altyapısı, Avrupa ve dünya genelindeki rekabet gücümüzü artıracak önemli bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunları yapabilmek için doğru planlama ve analiz yapabilme becerisi şarttır. Eğitimin önemi tekrar burada karşımıza çıkmaktadır. Sektör ve eğitim kurumlarının bu konuda daha önceki çalışmalarının yapılabilirliğini görmesi elzem unsurdur. Master planlarının devreye sokularak gümrük sınırları ile birlikte koşulları ve yönetmelikleri revize etmesi şart görünmektedir.

Türkiye’nin Lojistik Sorunu Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemDaha güçlü bir Türkiye için, 101 yaşında doğru adımlar ile, eğitimin kalitesinin artırıldığı yeni yıllara doğru ilerlemek dileğiyle….

Sabri ERGENECOŞAR

 

 

Kaynakça:

  1. World Economic Forum (2022). Global Competitiveness Report 2022.
  2. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK).
  3. Dış Ticaret Bakanlığı Raporları.
Sabri ERGENECOŞAR
Sabri ERGENECOŞAR
Beykoz Lojistik Meslek Yüksek Okulu Girişimcilik ve Proje Yönetimini dereceyle 2010 yılında bitirdi. Açık Öğretim Fakültesi’ne devam etti ve 2012 yılında İşletme lisans mezunu oldu. 2020 Yılında ilk (tezsiz) yüksek lisansını tamamlayıp mezun oldu ve aynı yıl bir kitap bölümü (hakemli) ve bir uluslararası makale (hakemli) yayımladı. Lojistik sektöründe üst düzey yöneticilik yaptı. Halen BICUBIQ Teknoloji firmasında Operasyon ve İdari İşler Müdürü’dür. Lojiport ve ekonomi ajandasında ki aktif köşesinde lojistik ve ekonomi üzerine yazılar yazmaktadır.

PAYLAŞIMLAR

Lütfen yorumunuzu girin !
Lütfen adınızı giriniz.

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı