UNFCCC, küresel ısınmayla mücadele konusunda BM’nin öncülüğünde hazırlanan ve neredeyse tüm dünya ülkelerinin altına imza attığı uluslararası çevre sözleşmesidir. UNFCCC (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) imzalandıktan sonra taraf ülkeler her yıl dünyanın farklı bir ülkesinde bir araya gelerek küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda bir durum değerlendirmesi yapmakta, yeni kararlar almakta ve hedefler belirlemektedir. COP (Taraflar Konferansı) adı verilen bu toplantılar, bir bakıma UNFCCC’nin en üst derecedeki karar alma organıdır. Bu toplantıların 28.’si (COP 28) 30 Kasım – 12 Aralık 2023 tarihleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yapılacaktır. Toplantı tarihine neredeyse bir yol olmasına rağmen beklentilerin hayli yüksek ve gündemin oldukça yoğun olduğunu söyleyebiliriz. Bu toplantıda özetle neler konuşulacağına ve ne gibi kararların alınacağına kısa bir göz atalım.
Bilindiği üzere bir önceki COP’ta iklim değişikliğinin etkileriyle karşı karşıya kalan düşük gelirli ülkelere yardımcı olmak amacıyla bir Kayıp ve Zarar Fonu oluşturulmuştu. Bu fon özelinde kurulan geçiş komitesi COP 28’de fonun nasıl işletileceği konusunda tavsiyelerde bulunacaktır. Bununla ilgili ilk toplantının Mart ayı bitmeden yapılması öngörülmektedir. İklim değişikliğiyle mücadelenin finansal sac ayaklarından biri olan bu fon kısa vadede hızlı sonuçlar alınması açısından kritik önem arz etmektedir.
COP 28, 2009’da düzenlenen COP 15’te belirlenen 100 milyar dolarlık uyum fonu açısından da önemlidir. Bu fon hedefi yüksek gelirli ülkeler tarafından henüz yerine getirilmedi. Olumsuz iklim koşulları nedeniyle günlük 200 milyon dolardan fazla kayıp yaşanmasına rağmen, COP 27 müzakerecileri uyum finansmanı konusunda gereken adımları atamadı. COP 28, küresel adaptasyon hedefi için bir çerçeve oluşturulması açısından son derece önemli bir görüşme olacaktır.
BM Genel Sekreteri General António Guterres, COP 27’de, gezegenin tüm paydaşlarının önümüzdeki beş yıl boyunca çoklu tehlike erken uyarı sistemi tarafından kapsanmasına izin veren bir planı duyurmuştu. Bu bağlamda 2023’te bu konuyla ilgili boşlukların belirlenmesi ve insanların erken uyarı sistemini ele alma kapasitelerinin analiz edilmesi, uygulamada ilerleme kaydedilmesi ve finansmanın artırılmasının sağlanması konularına öncelik verileceği bildirildi. 2023 yılının sonunda düzenlenecek COP 28’de Guterres tarafından bununla ilgili bir rapor sunulması beklenmektedir.
Bilindiği üzere COP 26’da bir Küresel Durum Değerlendirmesi süreci başlatılmıştı. Bu süreç, Paris İklim Anlaşması’nın amacına ve uzun vadeli hedeflerine ulaşma yolunda dünyanın toplu ilerlemesini değerlendirmek amacıyla yürütülmektedir. COP 26’da başlatılan süreç COP 28’de son bulacak. Halihazırda ikinci aşamada olan süreçte iklim değişikliği konusunda azaltma, uyum, uygulama ve destek konuları tartışılmaktadır. Çalışmaların COP 28 tarihine kadar tamamlanması ve sonuçların bu toplantıda duyurulması beklenmektedir.
COP 27’de yeni bir gıda ve tarımsal güvenlik planı oluşturulmuştu. Fakat bu planla ilgili olarak, nihai anlaşmanın gıda sistemleri yaklaşımını göz ardı etmesi; beslenme programları, uyum ve hafifletme çalışma planları gibi önemli konuların gözden kaçırılması gibi önemli tespitler mevcuttur. COP 28’de bu konunun da taraflar tarafından kapsamlı bir şekilde ele alınması ve daha somut sonuçlar alınması beklenmektedir. Gıda ve Tarım Örgütü önümüzde süreçte sıcaklık artışını 1,5 derecenin üzerine sınırlama hedefine uygun olarak emisyonları azaltmak için bir plan yayınlayacaktır.
COP 28’de tartışılması ve önemli kararlar alınması beklenen bir diğer konu da okyanuslardır. Tüm ülkelerin ortak paydaşı olan okyanuslar ve okyanus yaşamının önemi COP 28’de şiddetle vurgulanacaktır. Toplantıya ev sahipliği yapacak olan BAE, Net Zero 2050 stratejisi çerçevesinde bozulan su ekosistemlerini eski haline getirmek ve geliştirmek için önemli adımlar atmaktadır. Bu bağlamda okyanus yaşamının COP 28’in önemli konu başlıklarından biri olacağını söylemek mümkündür.
BAE’nin COP28’e ev sahipliği yapması, BAE yönetiminin ülke ekonomisini temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yanı sıra teknolojik gelişmeler ve iklim açısından akıllı çözümlerle beslenen bir ekonomiye dönüştürme çabalarının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda, toplantının BAE ekonomisini karbondan arındırma noktasında önemli bir kilometre taşı olacağını söyleyebiliriz.
Dilek AŞAN