Antalya Ticaret Borsası tarafından TOBB’un desteği ve “Sizin oraların nesi meşhur” sloganı ile düzenlenen Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX, 13-17 Eylül tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilecek.
Fuarın açılışını, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Tarım Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır yapacak.
Antalya Ticaret Borsası tarafından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) desteği ile organize edilen ve bu yıl 8’incisi düzenlenecek olan Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX), 13 Eylül 2017 Çarşamba günü Antalya’daki Anfaş Fuar Merkezi’nde açılıyor. “Sizin oraların nesi meşhur” sloganı ile düzenlenen fuar, 17 Eylül tarihine kadar ziyaretçilerini ağırlayacak.
Fuara Türkiye’nin tüm bölgelerinden katılım olacak. 70’in üzerinde ilden 100 oda-borsa, 15 kalkınma ajansı, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri ve firmalar olmak üzere 400’ün üzerinde kurumsal katılım gerçekleşecek.
Büyük ilgi gören fuarın açılışını; Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Tarım Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır yapacaklar. Geçen yıl 155 bin kişinin ziyaret ettiği fuarın ziyaretçi sayısının bu yıl 200 bine ulaşması bekleniyor.
Coğrafi işaretlerin resmi geçidi
Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX, üretildiği veya yetiştirildiği yörenin adıyla yani coğrafi işaretiyle anılan tarım ürünlerinin, gıda ürünlerinin, el sanatlarının ve sanayi ürünlerinin ulusal ve küresel ölçekte tanınmasına katkı sağlıyor. Fuarda, bu anlamda Anadolu’nun üretim ve yaratım kültürü görücüye çıkıyor.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, yaklaşık 12 bin yıllık tarihiyle Anadolu topraklarının eşsiz bir medeniyet hamuruna sahip olduğunu, YÖREX fikrinin de geçmişe sahip çıkma, 12 bin yıllık birikimi ekonomiye kazandırma ruhuyla Yöresel Ürünler Projesi’nin bir etabı olarak ortaya çıktığını söyledi. Yöresel ürünlerin aynı zamanda önemli bir ekonomik değer olduğuna dikkat çeken Çandır, YÖREX’in yöresel ürün farkındalığını artırdığını kaydetti.
YÖREX’le coğrafi işaretli ürün sayısı katlandı
YÖREX’le birlikte coğrafi işaretli ürün sayısında artış yaşandığını belirten Çandır, “Geçen 8 yıllık sürede yöresel ürünlerin korunmasında önemli bir mesafe kaydedildi. 112 olan coğrafi işaretli ürün sayısı 209’a ulaştı. Türkiye’de 2 bin 500’ün üzerinde coğrafi işaret ürün olduğunu göz önünde bulundurursak, potansiyelin oldukça yüksek olduğunu görürüz” dedi.
Çandır, “Ülkemizde Finike portakalı, Malatya kayısısı, Kayseri ve Afyon pastırmaları, Antep baklavası, Aydın inciri, Adana kebabı, Antalya piyazı, Pervari balı gibi yüzlerce yöresel ürünümüz var. Bu ürünlerin coğrafi işaretle korunması, ürünlerin hak ettiği değerde ticari işlem görmesini sağlayacak” dedi.
Dünya arenasına çıkacak
Bir yörenin özsermayesi olan yöresel ürünlerin ünlerini, ait oldukları bölgenin doğal kaynaklarla insanların becerisinin birleşiminden aldığını aktaran Çandır, 13-17 Eylül’de 8’incisi düzenlenecek YÖREX’te, yaklaşık 10 bin metrekarelik fuar alanında rengarenk bir Türkiye oluşturulacağını da anlattı. Çandır, önümüzdeki yıl uluslararası alanda, çok büyük bir gıda fuarının içinde yaklaşık 2 bin-2 bin 500 metrekarelik alanda Türkiye’nin yöresel tatlarını dünya insanına tattırmak istediklerini ve konuda girişimlerde bulunduklarını kaydetti.
100 milyar dolarlık pazar
Ülkenin ciddi bir ekonomik değeri olan yöresel ürünlerin ekonomiye kazandırılması için çalıştıklarını kaydeden Çandır, “Coğrafi işaretli ürünlerin ticareti dünyada yaklaşık 100 milyar dolar civarında bir hacim oluşturuyor. Bunun büyük çoğunluğu Avrupa ülkelerinde. Türkiye’ye baktığımızda hane halkı tüketiminin 3’te 1’i coğrafi işaret alabilecek ürünlerden oluşuyor. Böylesine müthiş bir zenginliğin ticari hayata kazandırılması için coğrafi işaretle bunların tescillenmesi, daha sonra da dünyaya açılmasının sağlanması gerekiyor” dedi.
Çandır, YÖREX’in amacının; yöresel ürünlerin ticarileştirme süreçlerini desteklemek, markalaşmayı sağlamak, katma değerini artırmak, işletmelerin kapasitelerini artırmak ve bu ürünlerin ulusal ve uluslararası pazarlarda tanınırlığını sağlamak olduğunu sözlerine ekledi.